Bu bahsedeceğim konu "caydırıcılık" hakkındadır.
Başka deyişle, bir ülke veya gücün, hasmını, olası bir savaştan caydırmaktır.
Birinin gücü varsa ve baskısı sürüyorsa, diğeri rekabetten geri düşer.
Bu çalışma bir "güç mukayesesi" değildir.
Savunma-güvenlik uzmanları, ülke veya güçlerin karşı karşıya gelebilecekleri duruma göre; imkân ve kabiliyetleri, hassas, zayıf ve kuvvetli yönleri bakımından bir mukayese yaparlar.
Bu daha sonra harekât planlarına (veya eylem planlarına) dönüştürülebilir.
Eylem planı dedim, askeri olmayan önlemler ve yaptırımlar bu kapsamdadır.
İşte burada kullanılan çalışma güç mukayesesi olmalıdır.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Güç mukayesesi, daha ziyade mevcut veya mutasavver düşmanın, belli bir durumda, savaşması veya muharebe yapması kapasitesine bakılarak yapılan bir çalışmadır.
Amaç savaşı ve muharebeyi kazanmaktır.
Caydırmak öyle değil.
Karşı taraftakinin caydırıcılığı hakkında analitik bir muhasebe yapmak için çeşitli yöntemler vardır.
Bunlarla ortaya çıkan sonuca göre bir ülke veya gücün ne denli caydırıcı olup olmadığına bakılır.
Daha sonra politikalar ve stratejiler belirlenir.
Demek ki caydırıcılık, herhangi bir karşılığı olmadan kullanılan ve sadece amacı tarif eder türden bir terim değil, buna karşılık, rakibi veya hasmı, "caydırır veya caydırma ihtimali düşük" gibi en baştan yargıda bulunmaya yarayan çalışmadır.
Caydırıcılık, çok temel anlatımla, bir ülke veya gücün, cazibe yaratmasına ve güç göstermesi yönlerine bakılan çalışmadır.
İlk bakışta, böyle bir hükme varabilmek adına, hasmın "ulusal güç unsurlarına bakılır" şeklinde düşünenler çıkabilir.
Ama tam olarak öyle değildir.
Burada kullanılacak mukayese faktörleri, caydırmaya dayalı olmak zorundadır.
Hatta karşı karşıya konacak ülke veya güçler için, burada kullanılacak faktörler değişiklik gösterir.
Analitik bir çalışma yapabilmek için önce mukayeseye esas faktörleri (veya parametreleri) belirlemek, daha sonra bunların bir hesap yöntemiyle puanlamaya dönüştürülmesi gerekir.
Ancak bu çalışma kategorik olarak en baştan "hangi güç" diye sorularak yapılır.
Örneğin küresel veya bölgesel güç, gibi.
Küresel güçlerin caydırıcılığı stratejik bakımdan daha belirgindir.
Bunların amaçları da bu yönde olmalıdır.
Örneğin ABD gibi bir küresel güç, II. Dünya Savaşı sonrasında kurulan uluslararası sistem içinde hâkim pozisyonda, dolayısıyla hegemonik iddiası var, elinde bu gücü tutmaya dair askeri, ekonomik, politik, teknolojik, kültürel, vs. birçok imkân var ve geliştirebileceği kapasiteyi kendisi düzenleyebilmekte.
Gelişmeleri bile işte buradan bakarak referans alabilmekteyiz.
Diyelim Rusya ve Çin gibi diğer başat güçleri inceleyeceğiz.
Yine stratejik perspektifte ve küresel iddialarına dönük bakarak bir hesap yapılması gerekeceğinden, faktörlerin belirlenmesinde buna dayalı düşünülmelidir.
Faktörlerin belirlenmesi zamana ve şartlara göre değişkenlik gösterir.
Bu ne demek?
Örneğin,1990 Rusya'sını inceliyorsanız, Soğuk Savaş bitmiş, SSCB dağılmış, politik sistemi oturmamış, uluslararası sistemde anlaşmalar ve düzenlemeler yeniden yapılıyor…
İşte bu şartlarda Rusya Federasyonu için durum çok nazikti ve bugünkü Rusya ile hiç ilgilisi yoktu.
Başka örnek vereyim, diyelim 1980'de henüz Dördüncü Sanayi Devrimi başlamamış haldeyken, belirlenecek faktörlerin neler olabileceği o dönemin şartlarına göreyken, bugün Sanayi Devrimi olmuş, Yapay Zekâ, İnternet, vs. diye bazı çok önemli gelişmeler var.
O halde buna göre bir belirleme yapılmalıdır.
Mukayese faktörleri belirlendikten sonra puanlama metodu belirlenir.
Ancak caydırıcılık mantığına dayalı olarak, bir faktörün diğerinden çok farklı etkisi olabilir.
Bu durumda sadece puan vermekle mukayese yapılamaz.
Bu sağlıklı sonuç vermez.
Ya ne yapılır?
İşte bu nedenle, her bir faktörün genel caydırma mantığına dayalı bir çarpanı belirlenir.
Bu çarpan caydırmanın hesabını esasa bağlayan bir husustur.
Caydırıcı faktörler, çarpanlar ve puanlar…
En sonunda bir değer ortaya çıkacaktır.
Bu değeri kolaylıkla ifade etmek gerekir.
Bu nedenle yüzdelik ifade eden bir sonuca varma yolu seçilebilir.
Örnek olarak ABD'nin ve Rusya'nın caydırıcılık hesaplarına bakalım.
Benim böyle bir çalışma için, her iki güç için de benzer faktörleri sıralamam uygun olacaktır.
Örneğin başlıkları şöyle sıralayabilirim:
Yumuşak güç; politik güç ve liderlik; bilimsel ve teknolojik güç; sanayi gücü; savunma sanayii gücü; küresel finans gücü; beşerî güç; bilişim gücü; erişim gücü; siber-uzay gücü; uluslararası stratejik-sivil ortaklıklar; stratejik ve jeolojik plan (küresel); istihbarat gücü; stratejik konvansiyonel askeri güç; operatif konvansiyonel askeri güç; KİS gücü (nükleer güç başta, biyolojik, kimyasal); askeri stratejik seviyeli ittifaklar (nükleer güç var); kırılganlıkların ve acil risklerin olmaması (terör, rejim, ekonomik, çevre, vs).
Stratejik ve başat güç seviyesinde düşündüğümüze göre bu faktörlerden diğerlerine göre çarpanı yüksek olacaklar şunlardır:
Politik güç ve liderlik; küresel finans gücü; siber-uzay gücü; stratejik ve jeolojik plan (küresel); stratejik konvansiyonel askeri güç; KİS gücü (nükleer güç başta, biyolojik, kimyasal); askeri stratejik seviyeli ittifaklar (nükleer güç var); kırılganlıkların ve acil risklerin olmaması (terör, rejim, ekonomik, çevre, vs).
Her birinin çarpanı ayrıdır, hatırlatırım.
Sadece klasman olarak ikiye ayırdım, anlatma kolaylığı bakımından.
Ayrıca alt alta sırasıyla aynı başlıkları yazdım ki aradan çıkardıklarım görülebilsin.
Dikkat ettiğiniz gibi, böyle bir çalışma yaparken bunlara denk olmayan, örneğin Kuzey Kore'yi incelerken, aynı faktörleri kullanamazsınız.
Yaklaşık dengine veya rekabet durumuna göre, örneğin Güney Kore'ye göre olan mukayesede uygun başlıkları ortaya çıkarmanız gerekir.
Bugün gezegenin tek savunma paktı NATO'dur.
Karşılığı yok. Ama caydırıcılık bahsi nettir.
Hatta NATO'nun kuruluş ve işleyiş amacı caydırmaktır.
"Efendim savaşmıyor ki" diyenler çıkmaktadır.
Amacı caydırmak!
Eğer bir savaş olur ise zaten gerekli operasyonlarını yapabiliyor.
Aynı şey değil.
(Başka itirazı da ekleyeyim: "Efendim NATO ABD'nin emrinde…" diyenler çıkmaktadır. Bu politika ve güç meselesi. Ben de kabul etmiyorum ama dünya böyle bir yer. Değişene dek durum bu.)
Demek ki NATO gibi savunma örgütlerinin caydırıcılığını yine dengiyle yapmak gerekir, ama burada bugün bundan söz edilememektedir.
Bugünlerde bazı yazarlar politik veya eksik bilgiye dayalı düşünerek, var olanı yok sayarak, olmayanı var göstererek, çeşitli düşünceler oluşturmaya çalışmaktadırlar.
Açıkça yazayım, bu komik oluyor!
Örneğin halen "çok kutuplu" bir dünya yok.
Rusya ve Çin başka bir kutup daha olsun diye ve ABD'yi tahtından indirebilmek için çalışma içerisindeler.
Olana kadar durum bu!
Olduktan sonra hesabı buna göre yaparız elbette.
Bu örnekten hareketle; iki kutuplu dünya veya Soğuk Savaş zamanında, NATO ile Varşova Paktı mukayese edilebilirdi.
Diyelim Varşova Paktı'nın asli amacı caydırıcılık oldu.
Eğer o dönemde yapılan caydırmak amaçlı hesaplar olsaydı, bir hükme varılabilirdi.
Ama sonuç nasıl gerçekleşti?
NATO rakibini geçekten caydırdı ve savaş olmadan SSCB ile Varşova Paktı dağıldı.
Böylesi net konulara ilişkin bakış açıları asla yanlı olmamalıdır.
Dikkat çekmek için bu önemli hususa değindim. Analizci objektif olur.
Yarın ne olur?
Şu an sadece varsayımlarla hareket edilebilir ve belli senaryolara göre çalışmalar yapılabilir, hepsi bu.
Bugünkü duruma bakarak Trump'ın ABD'si ile Putin'in Ukrayna savaşına devam eden Rusya'sını örnek olarak hesapladım.
Size sonucu söyleyeceğim. Amacım nasıl ifade edilir, bunu göstermektir.
Sonuç şöyle:
- ABD'nin küresel stratejik caydırıcılığı: yüzde 99
- Rusya'nın küresel stratejik caydırıcılığı: yüzde 67
Görüldüğü gibi, iki başat gücü ele aldım. Ama bir güç mukayesesi yapmadığımız nedenle, açıklamada, "ABD'nin Rusya'yı caydırması" gibi bir ifade kullanmadım; her ikisi için de "küresel stratejik caydırıcılık" durumundan söz ettim.
Ancak küresel stratejik caydırma durumuna göre birbirleri arasında ne tür bir fark var dersek, yüzde 30'a yakın bir fark olduğu da görülecektir.
Rusya'yı esas caydırıcı yapan başlıklar şunlardır:
Politik güç ve liderlik; küresel stratejik ve jeolojik plan; stratejik konvansiyonel askeri güç ve KİS gücü, özellikle nükleer güç kapasitesi.
Ukrayna ile savaşta olmasıyla ortaya çıkan şartlar ise Rusya'nın risklerini belirginleştirmektedir.
Rusya'nın buradaki yüzde 67'lik değeri ABD'ye göre düşükse de bir kere yüzde 50'nin üzerindedir.
Başka ifadeyle Rusya'nın caydırıcılık bakımından önemli bir gücü vardır.
Bundan dolayı ABD, Avrupa ve hatta NATO tetiktedir. Tetikte olmak demek caydırmak demektir.
NATO ülkeleri (ve ek olarak Japonya) tarafından Rusya'nın daha da yıpranması için çeşitli politikalar devreye konmaktadır.
Savaş bekleyenler devam etsinler; burada amaç başka!
Hatta bakın son olarak Polonya'ya düşen dronlarla ilgili olarak NATO, Md. 4'e göre toplandı ve ilave önlemler aldı, birliklerini takviye etti.
Amaç caydırmak, savaşmadan belli şartları Rusya'ya kabul ettirmek.
Ancak eğer gerekli olursa, tabii ki buradaki olası bir savaş için en üst hazırlık seviyesinde beklemek.
Bu Md. 5 konusudur.
Savunma-güvenlik hesapları böyle yapılır.
Sonuca gelelim;
Kararlılık, geniş kapsamlı ve güçlü mesajlar içeren bir duruştur.
Caydırmak ise sert gücü hasmın gözünün önüne koymakla başlar ve eller dikkatlice tetiktedir.
Kararlılık göstermek ve caydırmak gibi konular tehdidi en başından itibaren etkilemelidir.
Hasım her neyi planlıyor ise ona tevessül etmesini engellemek caydırmaktır.
Eğer hasım bazı fiilleri gerçekleştirebiliyorsa o noktada caydırmak gerçekleşmemiş demektir.
*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish