Tuncer Bakırhan'dan, Öcalan'la görüşmelerin azalmasına tepki: İmralı kapıları musluk mu, bir ay açıyorsunuz, bir ay kapatıyorsunuz?

Bakırhan; Van’da “Tecrit değil, özgürlük kazanacak” şiarıyla düzenlenen mitingde konuştu

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, İmralı’da Abdullah Öcalan’la yapılan görüşmeleri ve Türkiye’de barış sürecinin önemini gündeme taşıdı. Bakırhan, “İmralı kapıları elinizdeki bir musluk mudur? Bir ay açıyorsunuz, bir ay kapatıyorsunuz. Böyle mi barışı sağlayacağız?” sözleriyle hükümeti eleştirdi.

Konuşmasına Van halkına teşekkür ederek başlayan Bakırhan, barışın kutsal bir dava olduğunu vurguladı:

Bizler barışa inanıyoruz. Barışın ne kadar mukaddes, ne kadar kutsal bir dava ve mücadele olduğunu çok iyi biliyoruz. Hep birlikte bu sürece sahip çıkarsak cezaevindeki Figenleri, Selahattinleri, Nazmileri, Bekirleri özgürleştireceğimize inanabilirsiniz. Türkiye kamuoyu Van’daki bu alana iyi baksın. Bu alanda hangi kadın arkadaşımıza, hangi Vanlı yoldaşımıza, hemşerimize dokunursak binlerce acı çektiğine hep birlikte şahit olacağız. Çok bedeller ödediniz, çok acılar çektiniz. Ama bütün acılara rağmen bugün burada barış diyorsunuz, demokrasi diyorsunuz.

Bakırhan, meydandaki kararlılığın Kürt halkının barış isteğini açıkça gösterdiğini belirterek, “İşte o ırkçılar, bu sürece karşı çıkanlar, o Kürtlerin temel hak ve özgürlüklerinin bu ülkeyi böleceğini söyleyenler bu meydandan büyük dersler çıkarmalıdır” dedi.

“Barıştan başka hiçbir şans yok"

Türkiye’nin 40 yıldır çatışmalarla enerji ve ekonomik kaynaklarını tükettiğini ifade eden Bakırhan, şu değerlendirmelerde bulundu:

40 yıl bu ülkenin enerjisi, ekonomisi boşa harcandı. On binlerce insanımız yaşamını yitirdi. Gençlerimizin tabutlarını kaldırmak zorunda kaldık. Ama geldiğimiz nokta, çatışmanın, şiddetin, inkarın, baskının çare olmadığını ortaya koydu. Sayın Öcalan’ın kapısını araladığı bu barış sürecini başarıya ulaştırarak gençlerimizin yaşamını yitirmesini engelleyebiliriz.

Öcalan’a yönelik tecridin barışa vurulmuş bir darbe olduğunu vurgulayan Bakırhan, şunları kaydetti:

Sayın Öcalan’a uygulanan tecrit, barışa uygulanan tecrittir. Hepimizedir, 86 milyon insanın barış umudunadır. Bir an önce bu tecrit ortamının kaldırılması gerekiyor. Sayın Öcalan’ın fikirlerini özgürce toplumla paylaşmasının koşulları yaratılmalıdır ki barış süreci başarıya ulaşsın.

25 Temmuz’dan bu yana İmralı’daki görüşmelerin neredeyse durduğunu belirten Bakırhan, “İmralı kapıları elinizdeki bir musluk mudur? Bir ay açıyorsunuz, bir ay kapatıyorsunuz. Böyle mi bu sürece sahip çıkıyorsunuz? Böyle mi barışı sağlayacağız?” diye sordu.

“Tecrit kalkarsa barışım düğümü çözülür"

Bakırhan, tecrit sona erdiğinde barışın mümkün olacağını söyledi:

Tecrit barış isteyen halklarımızın umuduna yapılmış büyük bir kötülüktür. Barış ciddiyet ister, çözüm cesaret ister. Emin olun tecrit kalkarsa Türkiye’de ve Ortadoğu’da barışın düğümü çözülür. Ne zaman ki İmralı’nın kapıları açıldıysa sular duruldu, umutlar arttı.

Meclis’te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’na da seslenen Bakırhan, “Komisyon barışı inşa etmelidir. Komisyon Sayın Öcalan’la bir an önce görüşmelidir. Sayın Öcalan’ın bu süreç hakkındaki görüşlerini alarak toplumla paylaşmalıdır. Bu, Türkiye’nin ve demokrasinin hayrınadır" dedi.

"Kayyım zulmüne son verilmeli"

Bakırhan, Van halkının iradesine yönelik kayyım uygulamalarını da sert sözlerle eleştirdi:

Kayyım haksızlıktır, hukuksuzluktur. Kayyım sizin oylarınıza karşı yapılmış bir saygısızlıktır, bir zulümdür. 14’te 14 yapan Van halkının iradesine artık herkes dikkate almak zorundadır. Kayyım geldi, hizmet bitti, usulsüzlükler ve yolsuzluklar başladı. 223 işçi işinden oldu. Bu bir zulüm değil midir?

Konuşmasının sonunda barış ve eşitlik çağrısını yineleyen Bakırhan, şöyle seslendi:

Türkiye hepimizin ortak evidir. Evimize artık huzur gelsin, barış gelsin, demokrasi gelsin. Evimizde halk kimi seçtiyse seçtiği irade kendisini yönetsin. Çatışma, ayrımcılık, nefret artık son bulmalıdır. Barış ve özgürlük galip gelecek. Mutlaka ama mutlaka Van halkının mücadelesi, Kürt halkının mücadelesi, kadınların mücadelesi, gençlerin, emekçilerin ve ezilenlerin mücadelesi kazanacak.
 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU