DEM Parti Sözcüsü Doğan: Zaman kaybetmeden gereken tüm mekanizmalar kurulmalı

“Bazı tartışmaların yalnızca birtakım maksatlarla yapıldığında farkında olduğumuzu bilinmesini isteriz”

Fotoğraf: ANKA

DEM Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri, partinin genel merkezinde olağanüstü bir şekilde toplandı. Eş Genel Başkanlar Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan’ın başkanlık ettiği toplantıda, Ortadoğu ve Türkiye’de yaşanan gelişmeler ele alınacağı kaydedildi.

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, devam eden MYK'ya ilişkin parti genel merkezinde basın açıklaması yaptı. Doğan, sözlerine 15 Temmuz kalkışmasını anarak "Ne yazık ki bu 9 yıl boyunca Türkiye daha çok demokrasiyle değil, daha çok anti-demokratik uygulamayla karşı karşıya kaldı ve yine o günün koyu karanlığıyla mücadele edilmeye çalışılıyor. Biz DEM Parti olarak bir daha ifade etmek isteriz ki darbe girişimlerine karşıyız. Kimden gelirse gelsin, kime yapılırsa yapılsın darbe girişimleri ve darbeye yönelik kalkışmalar ya da darbeci zihniyetlerin tamamına karşıyız" dedi. 

"MYK bundan sonra yapılması gerekenleri değerlendiriyor"

Doğan, şunları kaydetti:

11 Temmuz'dan döndük. Niye böyle ifade ediyorum? Çünkü artık 11 Temmuz hiçbirimizin unutamayacağı bir gün olarak tarihe geçti. Tarihin kayıtlarında farklı etkileriyle birlikte hep kendini anımsatacak bir gün. Süleymaniye'den geldik ve ayağımızın tozuyla aslında hem toplandık hem de karşınızdayız. O gün oradaki tanıklığımız bugün Merkez Yürütme Kurulumu'nun orada bulunan eş başkanlarımız, grup başkan vekilimiz, Merkez Yürütme Kurulu üyelerimiz, bazı milletvekili arkadaşlarımız, ben ve pek çok hak savunucusu, gazeteci, siyasetçi, yazar, akademisyen yani o gün orada olabilecek herkes çok tarihi bir ana tanıklık etti. Aralarında KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Bese Hozat'ın ve PKK Merkez Komite Üyesi Nedim Seven'in de bulunduğu 15 kadın, 15 erkekten oluşan 30 kişilik bir silahlı grubun kendi deyimleriyle, özgür iradeleriyle silahlarını yakarak imha ettikleri o tarihi anın tanıklığıyla biz de aslında bugün buradayız.

"Bölgesel etkileri itibariyle bu sürecin yüklediği ağır sorumluluğun da farkında olmak gerekiyor"

Bu sürecin ritmini sağlayan, bu konuda emek veren herkese DEM Parti olarak teşekkürü borç olarak görüyoruz. Ayrıca bir özel teşekkür de Kürdistan Bölgesel Yönetimine hem bu zeminin hazırlığına sundukları katkı, hem ev sahiplikleri hem de bundan sonra sürece dair ortaya koydukları kararlılık dolayısıyla.

Parti fark etmeksizin Kürdistan Bölgesinde gördüğümüz mesaj, herkes ama herkes bu sürecin ivme kazanmasını istiyor. Biliyoruz ki yakılarak imha edilen bu silahlar Orta Doğu bir ateş çemberinden geçerken yapılıyor. Dolayısıyla birçok bölgesel etkileri olacak. Bu bölgesel etkileri itibariyle bu sürece ciddiyetle yaklaşmak gerekiyor ve bu sürecin yüklediği ağır sorumluluğun da farkında olmak gerekiyor. Biz DEM Parti olarak silahların tümden devre dışı bırakılması, Kürt sorununun demokratik çözümü için atılan bu tarihe adımını yüklediği sorumluluğun farkındayız.

"Tüm mekanizmalar kurulmalı "

PKK'nın feshiyle, 12 Mayıs kararlarıyla, varlık inkarına dayalı silahlı mücadele stratejisi, yine kendilerini ifade ettiğim üzere, yerini demokratik siyaset stratejisi, barış ve demokratik toplum programı ve bütüncül bir hukuk yaklaşımı ile ifade edilen kavramlara bıraktı. Bunlar yalnızca kavramlardan ibaret değil. Demokratik siyaset bugün Türkiye'de ne yazık ki kuşatılmış vaziyette ve bu alanın genişlemesine dair somut adımlar atılmasına ihtiyacımız var. O gün orada ifade edildi. Daha önce 11 Temmuz'dan önce gelen Sayın Öcalan'ın video mesajında da ifade edildi. 27 Şubat'ta yapılan çağrıda da ifade edildi. DEM Parti olarak Türkiye'nin bu ihtiyacını yıllardır ifade ediyoruz. Diyoruz ki, 'biz sorunların diyalog kanallarıyla temas ederek, diyalogla çözülmesinden yanayız. müzakereden yanayız' ve bunun için mücadele ediyoruz. Bugün bunu yeniden hatırlatıyoruz. Evet silahların tümden devre dışı bırakılması, bunun kalıcı hale gelmesi, demokratik siyaset alanının güçlenmesi için hızla, hiç zaman kaybetmeden gereken neyse yapılmalı, tüm mekanizmalar kurulmalı.

"İktidarından muhalefetine komisyonun çalışmalarının hızlandırılması için üstlerine düşen görevi yerine getirmeli"

Komisyon kurulacak. Bizdeki bilgiler bu yönde. Bu komisyon fonksiyonel bir biçimde etkin ve kalıcı sonuçları almak için hızla kurulup çalışmalarına başlamalı. Komisyon mümkünse ki mümkün en kapsayıcı ve kucaklayıcı şekilde bir araya gelmeli. Komisyonun birleşimi, mutlaka çoğulculuk ilkesi gözetilerek yapılmalı ki Sayın Cumhurbaşkanı'nın yaptığı açıklamada da, gördüğümüz kadarıyla tüm siyasi partilere davet vardı. Biz de DEM Parti olarak buradan davetimizi tekrar ediyoruz. Bütün siyasi partiler iktidarından muhalefetine Meclis'te kurulacağı komisyona ciddiyetle yaklaşmalı, buna göre üye belirlemeli, çalışmalarının hızlandırılması için üstlerine düşen görevi yerine getirmeli. Yine temennimiz tüm siyasi partilerin onların yanı sıra, çünkü siyasi partilere deyince yalnızca Meclis'te temsili olan ve olmayan bütün siyasi partilerin, demokratik güçlerin sürecin hızlanması, ivme kazanması için atılan bu adımın eşit kardeşlik, demokratik Türkiye yolunda bir adım olduğunu ve bu hedefe doğru somut adımlarla ilerlemek için de değerinin layıkıyla anlaşılması ve herkesin bu konuda gereken sorumluluğu ciddiyetle üstlenmesi gerektiğini yeniden belirtmek isteriz.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"Bazı tartışmaların yalnızca birtakım maksatlarla yapıldığında farkında olduğumuzu bilinmesini isteriz"

Günlerdir DEM Parti tartışılıyor bir yandan. Orada mı burada mı? Nerede? Ne yapıyor? Ne yapacak? Tabii ki gözleri DEM Parti'ye çevrilmiş olması, DEM Parti'nin siyasi dengeler açısından oluşturduğu bu önemli güç ve büyük mücadelelerle edindiği bu güç, kıymetli yalnız tartışmaların şekline, içeriğine, kapsamına bakınca yer yer bir daha durduğumuz yeri hatırlatma ihtiyacı hissettiğinizden değil, bunlara yanıt olsun diye bir daha söyleyelim isteriz. Bizim durduğumuz yer apaçık belli. Biz bir müzakere partisiyiz. Biz bir diyalog partisiyiz. Biz Türkiye'de eşit kardeşlik hukukunun inşa edilmesi gerektiğine inanan bir siyasi partiyiz. Biz bu konuda en aykırı düşünen insanlara dahi ulaşmamız gerektiğini defalarca, kerelerce buradan ifade etmiş, sahada bunu yapmaya çalışmış bir siyasi partiyiz. Biz tüm eleştirileri, tüm önerileri, tüm katkıları ne kadar değerli bulduğumuzu, sayısız kez hatırlatmış bir siyasal geleneği temsil ediyoruz. Eleştiri, öneri, itiraz çok değerli dedik defalarca. Ayrıca Türkiye'de bu konuların konuşulması için nasıl bir ortama ihtiyacımız olduğunu da en sık ifade eden siyasi partiyiz. Yalnızca ifade etmiyoruz. Biz risk almaktan da korkmuyoruz. Biz oy kaygısıyla, seçmen kaygısıyla, taban kaygısıyla, anket kaygısıyla yaklaşmıyoruz bu meseleye. Bizim için Türkiye'nin demokratikleşmesi ve Kürt meselesinin demokratik çözümü, tüm bunların önünde ve üstünde yer alan bir konu. Biz bir hayat-yaşam siyasetinden bahsediyoruz. Biz meseleye öyle yaklaşıyoruz. Bizim bu meselede durduğumuz yer bu kadar açıktır, bu kadar aşikar, bu kadar net, bu kadar belli. O yüzden bazı tartışmaların yalnızca birtakım maksatlarla yapıldığında farkında olduğumuzu bilinmesini isteriz.

"Herkes bir başkasının acı yaşamaması için bugün burada bir pozisyon almalı ve pozisyonu barıştan yanı olmalı"

Muhalefet partileri, iktidar bloku herkes bu sorumlulukla bu ciddiyetle bu anın yüklediği ağırlığın farkındalığıyla yaklaşmalı. Ancak böyle hep birlikte hafifleyebilir, hep birlikte soluk alabiliriz. O gün orada bulunan bulunmayan ya da bulunamayan çeşitli nedenlerle herkese çağrımızdır. Tek tek sayılabilirim ama gazetecilere, yazarlara, aydınlara, oyunculara, sanatçılara, siyasetçilere, farklı düşünenlere, kendini sınırlanmış, sınırlandırılmış hisseden herkese çağrımızdır. Türkiye içinde ve dışında barış ve demokrasi için ter dökmüş, bedel ödemiş ya da şimdi yola koyulmak isteyen, bu yeni tarih yazımında özne olmak isteyen herkes bir başkasının acı yaşamaması için bugün burada bir pozisyon almalı ve pozisyonu barıştan yanı olmalı, demokrasiden yanı olmalı, eşitlikten yanı olmalı, özgürlükten, adaletten yanı olmalı. Biz bu somut ve tarihi gelişmenin değerini anlıyoruz ama bizim tek başımıza anlamamız yetmez sevgili arkadaşlar. Hep birlikte anlamalıyız. Toplumsal ve siyasal karşılığının da ancak güçlenmemizle olacağını çok da deneyimlemiş bir siyasi partiyiz.

"Yasal düzenlemeleri nasıl yapılacak?"

Bundan sonra ne yapılmalı? Herkesin aklındaki sorun. Evet komisyon kuruluyor. Komisyon bir yandan çalışmalarına devam eder. Toplumsal olarak yapacaklarımız belli. Siyasetin üstlenmesi gereken sorumluluklar belli. Bir silahlı siyaset ve mücadele döneminde yeni bir başlangıçtayız. O halde ne yapılacak? En çok sorulan soru. Bu soruya birlikte yanıtlar üretmeliyiz. Bu sorunun yanıtlarına birlikte çalışmalıyız. Bu sorunun yanıtlarının somut adımlarla güçlendirilmesi ve altının doldurulması gerekiyor. Yapılması gerekenler var, son derece açık. Süreci siyasal ve hukuksal altyapısına hazırlamaktan çekinmemeliyiz. O gün o metni okuyan KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı olarak ilk ateşi yakan harlayan kişi Bese Hozat en sonunda Barış ve Demokratik Toplum Grubu olarak o metni okumasını bitirdi ve 'Biz siyaset yapmak istiyoruz' diyorlar. Peki nasıl? Bunun hukuki zemini nasıl oluşturulacak? Bunun yasal düzenlemeleri nasıl yapılacak? İşte tüm bu soruları konuşmaktan da, bu sorulara ilişkin hazırlıklar yapmaktan da siyaseten çekinmemeliyiz. Kararlılığa, iradeye, cesarete risk almaya ihtiyacımız var ve biz bu riskleri, bu kararlılığı, bu sorumluluğu birlikte üstlenmeye herkesi davet ediyoruz.

DEM Parti İmralı Heyeti'nin bu haftaki programı

Yarın itibariyle DEM Parti İmralı heyetinin siyasi turu başlıyor. Heyetimiz Pervin Buldan, Mithat Sancar ve Faik Özgür Erol'dan oluşuyor. İlk görüşme Adalet Bakanı'yla olacak, daha önce ertelenen bir görüşmeydi. Sebebini konuşmuştuk zaten burada. Sayın Bakan'ın programı dolayısıyla ertelenmişti. Ardından Gelecek Partisi'yle bir görüşmeleri olacak. Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'da olacak bu görüşmede. Ve yine aynı gün içinde yarın yani 16 Temmuz'da MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yle de bir görüşme olacak. 17 Temmuz Perşembe günü ise CHP Genel Başkanı Özgür Özel'le görüşecekler. Çünkü bu ziyaretlerden sonra da heyet İmralı'ya gitmek için hazırlık yapacak.

"Şu anda bu hafta için Sayın Cumhurbaşkanı ile belirlenmiş bir görüşme yok"

Doğan basın açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Doğan, DEM Parti İmralı Heyeti'nin siyasi partilerle görüşme programının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşüp görüşmeyeceği sorusunu, "Bu dönem tabii siyasi istişarelerin yoğun olacağı bir dönem. Şu anda bu hafta için Sayın Cumhurbaşkanı ile belirlenmiş bir görüşme yok. Yakın zamanda görüştüler biliyorsunuz DEM Parti, İmralı heyeti. En azından bizde böyle bir bilgi yok. Olsaydı bunun planlaması, bu bilgiyi DEM Parti İmralı heyeti bizlerle paylaşmış olurdu. İmralı'da Sayın Öcalan'la görüşme sorusuna gelince, evet bu ziyaretlerden sonra Sayın Öcalan'la görüşmeyi planlıyorlar fakat henüz günü belli değil" diye cevapladı.

 

ANKA 

DAHA FAZLA HABER OKU