TBMM'deki Yeni Yol Grup Toplantısı'nda konuşan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, İsrail ile İran arasındaki karşılıklı saldırılara ilişkin yaptığı değerlendirmede, şunları söyledi:
“Hem dünyamızda, hem bölgemizde, hem ülkemizde yangın var. Derinlemesine bir yangın... Hepimizin yüreğini yakan olaylar yaşanıyor. Ama soğukkanlı bir şekilde o olayların arka planını anlamak, ona göre hazırlıklı olmak lazım. Duygu dünyamız çok hareketli. Zihin dünyamız, duygu dünyamızı yönetmeli.
Geçen cumartesiyi pazara bağlayan gece, ABD Başkanı Trump’ın kararıyla, 10 yıldır zaten vurulan İran’ı bu sefer ABD de vurdu. Öncelikle bunun zamanlamasına dikkat çekmek isterim. Her askeri ve siyasi eylemin, belli taraflara verilen mesajları vardır. Cuma günü Cenevre’de İran Dışişleri Bakanı Arakçi, Fransa, İngiltere ve Almanya Dışişleri Bakanları ile görüştü. Herkeste bir umut uyandı. ‘Acaba bu saldırılar durur mu’ diye. Cumartesi günü İstanbul’da İslam İşbirliği Teşkilatı’nın Dışişleri Bakanları Konseyi toplantısı yapıldı. Ve Sayın Cumhurbaşkanı, his yüklü bir konuşmayla İsrail’e meydan okudu. Ama Trump’a hiç değinmedi. O gece saldırı oldu. Tam da dün itibarıyla NATO Zirvesi’nin başlamasından üç gün önce. Bakın Trump’tan mesaj; önce Avrupa Birliği üyelerine, Almanya, İngiltere ve Fransa’ya dedi ki ‘siz görüşebilirsiniz ama savaşa da, müzakereye de ben karar veririm’. Sonra 57 Müslüman ülkenin Dışişleri Bakanı İstanbul’dayken, Türkiye ve İslam dünyasına neredeyse hakaret edercesine, o toplantıdan saatler sonra bir İslam ülkesini bombalamaya başladı. 3 gün öncesinden NATO’ya bir mesaj iletti; ‘NATO dediğiniz şey, benim stratejik bir aracımdan başka bir şey değildir. Beni dinleyeceksiniz. Ben size emrivaki yaparım’ dedi. Bu, soğuk savaş parametrelerin geri dönmesi gibi ürkütücü bir şey.
"Yıkmaya çalıştığımız, Türkiye’nin o klasik, suya, sabuna dokunmayan diplomasisinin tekrar gündeme geldi"
Beni üzen ne? Bütün varlığımızla hem akademik hem siyasi hem diplomatik hayatta yıkmaya çalıştığımız, Türkiye’nin o klasik, suya, sabuna dokunmayan diplomasisinin tekrar gündeme gelmiş olması. Biz bunun için savaştık. Pazar günü Türkiye Cumhuriyeti adına Dışişleri Bakanlığı’nın yaptığı açıklamayı görünce ürperdim. O klasik soğuk savaş döneminde bile böyle bir açıklama yapılmamıştı. Endişe ve kaygı duyuyormuşuz. Hani biz Şili’yiz ya endişe duyarız İran’ın bombalanmasından ya da Yeni Zelanda’yız ya uzağız, endişe duyarız. Taraf olmayanın, zamanla taraf olarak ezilmesi söz konusu olur. Haklı ile haksız arasında, saldırgan ile savunan arasında ayrım yapmadığınız zaman diplomaside adınız sözünüz dinlenmez.
"O gün sabah bir nükleer sızıntı olsaydı -ki olabilirdi- Türkiye bir nükleer tehdit altındaydı"
Nedir bizi ilgilendiren boyutu? Saldırı Fordo’ya yapıldı. Fordo, Türkiye Cumhuriyeti sınırlarına 430 mil ötede bir yer. Hatırlayın, Ukrayna’da Çernobil olayı olduğunda, Türkiye’de hastalıklar arttı. Yani bu saldırı İran’a mı yapıldı? Bir Amerikalı’nın, bir İsrailli’nin güvenliği, topyekün Türkiye’nin güvenliğinden daha önemliyse, bizim Cumhurbaşkanımızın bugün NATO’da onların yüzüne baka baka şunu söylemesini beklerim; ‘Türkiye’nin hemen yanında nükleer tesise saldırı yaparken niye bize haber vermediniz’. Verdilerse, ne tedbir aldılar? O gün sabah bir nükleer sızıntı olsaydı -ki olabilirdi- Türkiye bir nükleer tehdit altındaydı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Bir taraftan zafer ilan etmek istiyorlar, diğer taraftan da ‘bundan sonrakine bakacağız, olmazsa tekrar saldırabiliriz’ diyorlar"
‘Bundan sonra ne olacak diye’ soruyorular. Söyleyim olacakları. Birinci aşama, psikolojik aşamadır. Ateşkes oldu ya, şimdi herkes kendi milletine propaganda yapacak. Ve ‘zaferi biz kazandık’ diyeceğiz. Tablo öyle mi? İsrail zafer mi kazandı? İsrail, İran rejimini değiştirmek istiyordu. Rejim değişmedi. İsrail Gazze’yi tamamen temizlemek istiyordu. Ama olmadı. 6 günde 4 Arap ülkesini yenen İsrail, 20 aydır Gazze halkının iradesini yenemedi. İkinci aşama, yeni saldırılar için mazeret üretmek. İran 4 ay sonra tekrar saldırılardan önceki nükleer kapasitesine ulaşabilir. Bu şu demek; tekrar saldıracaklar ya, şimdiden alıştırıyorlar. İsrail’in ise kafası karışık gibi görünüyor. Bir taraftan zafer ilan etmek istiyorlar, diğer taraftan da ‘bundan sonrakine bakacağız, olmazsa tekrar saldırabiliriz’ diyorlar.
"Sayın Erdoğan, NATO’da tavrınız net olsun"
Peki biz ne yapacağız? İnşallah bu sefer kulaklarını açıp dinlerler ve gereğini yaparlar. Milli güvenlik stratejimiz yeniden yazılmalı. Destek isterseniz biz de destek veririz. Türkiye’nin bütün savunma sanayii tesislerinin yanında özel güvenlik sistemleri kurun. Ama en önemlisi Türkiye’nin savunma sanayiinden yurtdışına giden bin 200 mühendisin geri dönmesini sağlayın ya da yenilerin gitmesini önleyin. NATO ile ikili anlaşmalar kurulan üslerde kontrolü derhal TSK’ye devredin. En önemli madde bence bu; biz yaklaşık 9 aydır yeni bir süreçten bahsediyoruz değil mi? Dün Sayın Bahçeli de kürsüde tekrar bunun öneminden bahsetti. Hatta bütün bu yaşananların bu hedefi engellemek için olduğunu ima etti. Ben söyleyim, bu yaşananlar onu engellemek için olmayabilir ama bu yaşananlar onu engeller. PKK bir an önce silahsızlanmalı. Yoksa PKK’nın İran kolu İsrail ile iş birliği halinde harekete geçtiğinde, aynen 2013’te PYD’nin harekete geçtiği gibi ahtapotun bir kolunu kırarsınız, diğer kolu canlanır diğerinin yerini alır. Gecikmeyin. Sayın Erdoğan, NATO’da tavrınız net olsun. Türkiye, NATO’nun Amerikan, İsrail stratejik planlamasının aygıtı haline gelmesine asla izin vermemelidir. ‘NATO’nun ikinci büyük ordusu bizi’ diye övünüyorsak, gereğini yapın.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye’de uyuşturucu bağımlılığının ciddi boyutlara ulaştığına dikkati çekerek, ''Uyuşturucuyla ilgili, gençlerimiz için milli seferberlik yapma vakti. Ben, bir mesele varsa sadece onun siyasi boyutuyla ilgilenmem, çözüm yollarına bakarım'' ifadesini kullandı.
"TÜİK’i kullanarak kul hakkına giriyorsunuz"
TÜİK'e yönelik eleştirilerde de bulunan Davutoğlu, ''2022 Aralık’ta eflasyon 1.18, 2023 Ocak’ta 6.65, aylık enflasyon bu. Şubat'ta da normalleşiyor. 2023 Aralık’ta 2.93, Ocak’ta 6.70. 2024 Haziran’da 1.64, Temmuz’da 3.23, 2024 Aralık’ı daha da vahim 1.03... Zamdan bir önceki ay frene bir basıyor TÜİK, ‘Türkiye’de şöyle bir ucuzlama oldu.' Zamı verdikten sonra gaza bir basıyor... Biz ülkeyi bu beceriksizlere bıraktığımızda TÜFE yıllık olarak yüzde 6-6.5 civarındaydı. 30 Haziran’a kadar Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere iktidara söylüyorum:TÜİK’i kullanarak kul hakkına giriyorsunuz, soygun yapıyorsunuz'' diye konuştu.
ANKA