İstanbul 9. İdare Mahkemesi, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in görevden uzaklaştırılması ve belediyeye kayyım atanması işlemlerinin iptali için açılan davada, bir belediye başkanının terör suçuyla tutuklanması durumunda yerine kayyum atanmasını öngören Belediye Kanunu'nun ilgili fıkrasının Anayasa'ya aykırı olduğu kanısına vararak, Anayasa Mahkemesi'ne iptal başvurusunda bulundu. Avukat Hüseyin Ersöz, “Anayasaya aykırılık tespit edilir ve Belediye Kanununun 45/2. maddesi iptal edilirse tartışmalı kayyım kararlarının dayanağı da tamamen ortadan kalkmış olacak” dedi.
İstanbul 9. İdare Mahkemesi, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in görevden uzaklaştırılması ve yerine kayyım atanması kararına karşı açılan davaya ilişkin verdiği kararda, terör suçuyla yargılanan veya tutuklanan Belediye Başkanının yerine İçişleri Bakanlığı ya da Vali tarafından kayyum atanması düzenlemesini içeren Belediye Kanunu'nun 45'inci maddesinin 2'nci fıkrasının Anayasa'ya aykırı olduğu kanaatiyle iptal edilmesi talebiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu.
Kararda, "Çoğulculuk, demokrasi ve hukuk devletinin inşası için vazgeçilmez bir kavram olup, bu kavramın sosyolojik ve hukuksal mekanlara yansıması seçme ve seçilme hakkının varlığı ve gereği gibi kullanılmasını zorunlu kılmaktadır. Seçme ve seçilme hakkı, iki yönlü bir haktır. Yapılan serbest ve demokratik seçimler sonucunda yerelin kendi tercihleriyle yönetme - karar alma yetkisi verilen kişiler, bu hak kapsamında hem seçmen, hem de seçilen vasfına kavuşmaktadırlar. Yapılan serbest seçimler sonrasında seçme ve seçilme hakkının kullanılmasıyla oluşturulan cihazların, kamusal anlamda hayatiyet kazanması, bu hakkın ilk görünümü olmakla birlikte, hayatiyet kazanan bu cihazların varlığının bir sonraki seçimlere kadar görevde kalmasını doğurur ve türevsel bir hak niteliğine kavuşturur" denildi. Kararda, şunlar kaydedildi:
"Seçme ve seçilme hakkının özüne dokunarak, bu hakların kullanılmasını anlamsız hale getiriyor"
"Yerelin kendi tercihleriyle oluşturduğu belediye cihazlarının (belediye meclisi - belediye encümeni ve ihtisas komisyonları vb.) görev ve yetki yönünden yoksun kılınması, anayasal koruma altında bulunan seçme ve seçilme hakkının mekan yansımasını engelleyecek olmasının yanı sıra seçme ve seçilme hakkının özüne dokunarak, bu hakların kullanılmasını anlamsız hale getireceği gibi, demokratik hukuk devleti algısını da (hem seçmenler, hem de seçilenler yönünden) psişik olarak temelsiz bırakacaktır. Dolayısıyla, madde metninde yer alan ve belediye cihazlarını görev ve yetkiden yoksun kılan yerelin kendi tercihleri dışındaki kişi ve/veya organlarca yönetilmesi sonucunu doğuran 5393 sayılı Beediye Kanunu'nun ilgili düzenlemesinin Anayasanın 2., 6., 11., 13., 67. ve 127. maddelerine aykırı olduğu değerlendirilmiştir."
"Anayasa Mahkemesi tarafından verilecek karar önem taşımakta"
Avukat Hüseyin Ersöz, sosyal medya hesabından karara ilişkin şunları aktardı:
"Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer'in 'görevden uzaklaştırılması' ve 'belediyeye kayyım atanması' işlemlerinin iptali için İstanbul 9. İdare Mahkemesi'nde açtığımız davada karar verildi. İdare Mahkemesi, Belediye Kanununun 45. maddesinin 2. fıkrasının Anayasa’ya aykırı olduğu iddiamızı ciddi bularak, Anayasa Mahkemesi’ne 'somut norm denetimi başvurusunda' bulunulmasına karar verdi. Bu karar, 'kayyım kararının iptali anlamına gelmemekle birlikte', kayyım atama kararına dayanak olan Kanun maddesinin Anayasaya aykırılığının incelenmesine olanak verecek bir sonuç doğurdu. Anayasa Mahkemesi tarafından yapılacak somut norm denetiminde eğer Anayasaya aykırılık tespit edilir ve Belediye Kanununun 45/2. maddesi iptal edilirse tartışmalı kayyım kararlarının dayanağı da tamamen ortadan kalkmış olacak. Anayasa Mahkemesi tarafından verilecek karar, Demokrasimiz yanında Seçme ve Seçilme Hakkı ile Merkezi-Yerel Yönetim Ayrımı açısından da önem taşımakta…"
ANKA
© The Independentturkish