Ayhan Bora Kaplan: Devlet büyüklerinin ismini vermemi istediler ama vermedim

“Bana ‘eşini, kız kardeşlerini tutuklayacağız’ dediler. Bunun üzerine artık mecbur kaldım tehdit edildim çünkü, sadece polislerle ilgili kısımları kabul ettim. Ama devlet büyükleri ile ilgili kısımları kabul etmedim”

Fotoğraf: X

Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne dair 20’si tutuklu 61 sanığın yargılandığı davanın duruşması görülmeye devam ediliyor. Duruşmada sanıkların talepleri alındı.

Duruşmada tahliyesini talep eden Ayhan Bora Kaplan şunları söyledi:

Bu dosya başından sonuna kadar Murat Çelik ve ekibinin düzmecesiyle yapılmıştır. Buna savcı Mustafa Kaya’yı da alet etmişlerdir. Bana bir kumpas yaptılar. Ben kaçsam havalimanından mı kaçarım bu kadar gerizekalı mıyım? Başsavcıyı ikna edememişler ardından Murat Çelik ‘ben sana müşteki bulayım’ dedi. Böyle hukuk olur mu? Devlet büyüklerinin ismini vermemi istediler. Ama vermedim. Ben öyle namussuz değilim. Bu 3-5 tane emniyet müdürü tamamen şov yapmak, isimlerinin duyulması için yaptı bunları. Bana ‘eşini, kız kardeşlerini tutuklayacağız’ dediler. Bunun üzerine artık mecbur kaldım tehdit edildim çünkü, sadece polislerle ilgili kısımları kabul ettim. Ama devlet büyükleri ile ilgili kısımları kabul etmedim. Neden hiç bizim söylediklerimiz ciddiye alınmıyor. Bunların aldıkları ifadelerin hepsi çöptür. Burada baskı altında ifade vermeyen kimse yoktur. Mülakat odasında dövüyorsunuz insanları sonra ifade verdirtiyorsunuz. Bu dosyanın en baştan yapılması lazım. Herkes yeniden ifade vermeli ve adaletli yargılama yapılmalı. Bu medya niye sürekli beni yazıyor çünkü 15 Temmuz’da lanetlendim ben. Ama bugün yine olsa yine çıkardım, cezaevinde olsam demir parmakları kırar çıkardım. 15 Temmuz’da FETÖ’cüler ülkeyi ele geçirseydi ben bugün idam cezasıyla yargılanırdım.

Ben bir polisin ismini vereceğim ama ona da baskı yapılır diye ismini veremiyorum. Bunları çağırın gizli olsa da dinleyin. Bu dava medya üzerinden yürüyor. Ben tanıkların ismini veremiyorum çünkü korkuyorum. Resul Aydoğan isimli polis verdiğim insanlarla görüşecek çünkü verdiğimde eminim. PKK’dan firar eden Muhammed Sağ dinlenmiş bu davada. Böyle bir şey olabilir mi? Ben suçsuzum, suçsuz olduğuma inanıyorum. İlhan Tatar’ı da polislerin yönlendirdiği belli. Benim örgütle işim yok. Ben suçlu değilim. Adalete olan inancımı yitirmek istemiyorum. Tahliyemi istiyorum. Gerekirse ev hapsi verin bana ama tahliyemi istiyorum.

Ayhan Bora Kaplan davasında adı geçen emniyet mensuplarıyla ilgili müfettiş raporu savcılıkta

Ayhan Bora Kaplan davasında adı geçen üst düzey emniyet mensuplarıyla ilgili hazırlanan müfettiş raporunda, Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne ilişkin davanın firari sanığı Serdar Sertçelik'le irtibatın kesildiği tarihten itibaren yakalanmasına yönelik gerekli çalışma ve özenin gösterilmediği belirtildi.

Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne yönelik davanın sanıklarından Sertçelik'in iddialarında adı geçen üst düzey emniyet mensuplarıyla ilgili hazırlanan müfettiş raporu, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına ulaştı.

Raporda, Ankara İl Emniyet Müdürlüğünce, Sertçelik'le irtibatın koptuğu günden 9 gün sonra 5 Aralık 2023'te 80 il emniyet müdürlüğüne ve Göçmen Kaçakçılığıyla Mücadele ve Hudut Kapıları Daire Başkanlığına, yurt dışına çıkma ihtimali ve yakalanmasına yönelik tüm hudut kapılarında ve illerin giriş çıkışlarında uygulama noktalarında duyarlı olunması konusunda yazı yazıldığı aktarıldı.

Sertçelik'le irtibatın kesildiği tarihten itibaren yakalanmasına yönelik gerekli çalışma ve özenin gösterilmediğinin değerlendirildiği kaydedildi.

Serdar Sertçelik'e, "soruşturma sonuna kadar konutu terk etmemesine" ilişkin adli kontrol uygulandığı, 18 Ekim 2023 tarihinden itibaren Ankara 2. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından ev hapsi cezası verildiği ve elektronik kelepçe takılmasına karar verildiği hatırlatılan raporda, bunlara rağmen Sertçelik'in, illegal yollardan yurt dışına kaçtığı ifade edildi.

Raporda, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun, cumhuriyet savcılarının görev ve yetkilerine ilişkin maddesindeki, "Cumhuriyet savcılarının sözlü veya yazılı istem ve emirlerini yapmakta kötüye kullanma veya ihmalleri görülen kolluk amir ve memurları hakkında cumhuriyet savcılarınca doğrudan doğruya soruşturma yapılır" hükmü uyarınca gereğinin takdir ve ifasının Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına ait olduğuna kanaat getirildiği aktarıldı.

 

Independent Türkçe, AA

DAHA FAZLA HABER OKU