Özdağ ile Kılıçdaroğlu'nun "özel protokol"üne HDP'den ilk yorum: Bu kimsenin içine sindirebileceği bir tablo değil

Pazarlık siyasetine karşı olduklarını söyleyen eski HDP eş Genel Başkanı Sezai Temelli, protokole ilişkin "Bu siyasetin sefaletini ve muhalefetin başarısızlığını gösteriyor" dedi

Kemal Kılıçdaroğlu ile Ümit Özdağ arasında yapılan gizli anlaşma tartışmalara neden oldu / Fotoğraf: Twitter

14 Mayıs cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin üzerinden iki aydan fazla zaman geçti ama tartışmaları hâlâ sürüyor.

Tartışmaların odağındaki isimler ise Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Özdağ'ın kamuoyuna açıklanan 7 maddelik protokol dışında Kılıçdaroğlu ile İçişleri Bakanlığı da dahil olmak üzere 3 bakanlık ve Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı konusunda anlaştıklarını ve bununla ilgili özel bir protokol yaptıklarını açıklaması, tartışmaların fitilini ateşledi.

Açıklama öncelikle CHP Sözcüsü Faik Öztrak tarafından yalanlandı. 

Bunun üzerine Özdağ da "Kılıçdaroğlu bu protokolü yalanlarsa kamuoyuna açıklarım" ifadelerini kullandı.

Dün akşam Habertürk televizyona katılan Kılıçdaroğlu, protokolün varlığını kabul ederek, danışmanı ve Öztrak dahil hiç kimsenin bundan haberinin olmadığı söylemesi tepkilere neden oldu.

Millet İttifakı bileşenlerinden birçok siyasetçi Kılıçdaroğlu'nun Özdağ ile yaptığı protokolü eleştirdi.

"İyi ki olmamış!"

Gelecek Partisi Sözcüsü Serkan Özcan, sosyal medya hesabında, "Başka hiçbir söz ya da açıklama seçim mağlubiyeti nedeniyle duyduğum büyük üzüntüyü ortadan kaldıramazdı. Teşekkür ederim Sn. Kılıçdaroğlu! Ben ve benim gibi sırf bu ülkeye demokrasi, hukuk ve eşitlik gelsin diye gecesini gündüzüne katan binlerce insana büyük bir teselli bahşettiniz! İyi ki olmamış!" paylaşımında bulundu.
 


"İki kişinin namusuna teslim edilmiş bir protokol…!!!"

Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA Sözcüsü İdris Şahin de "Allah'tan; ‘İki kişinin namusuna teslim edilmiş bir protokol..'!!!" paylaşımında bulunarak tepkisini dile getirdi.
 


Özdağ ile yapılan protokol dışında başka kimse ile benzer anlaşmalar yapıldı mı bilinmez, ancak tartışmalar kolay bitecek gibi görünmüyor. Zira, Kılıçdaroğlu'na destek verenlerin arasında Halkların Demokratik Partisi (HDP) de vardı.

Peki HDP protokol ile ilgili ne düşünüyor? Anlaşmadan haberdar olsaydı yine de seçimlerde Kılıçdaroğlu'nu destekler miydi?

Yaklaşan yerel seçimler için nasıl bir strateji uygulayacaklar?

Halkların Demokratik Partisi'nin önceki dönem Eş Genel Başkanı ve Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Muş Milletvekili Sezai Temelli, konuyu Independent Türkçe'ye değerlendirdi.

"İttifak, siyasetinde başarılı olamadı"

Temelli, protokolün yapıldığına ilişkin HDP veya Yeşil Sol Parti ile herhangi bir bilgi paylaşılmadığı gibi konudan da haberdar olmadıklarını söyledi.

 

Sezai Temelli
Sezai Temelli / Fotoğraf: AA

 

HDP olarak ilk günden beri siyasetin olabildiğince şeffaf ve halk ile beraber yapılmasını savunduklarını kaydeden Temelli, benzer pazarlık siyasetlerine hep karşı olduklarını belirtti.

Altılı Masa'nın başından beri siyaseti toplumsallaştırmak yerine bir pazarlık masasına döndürdüğünü ve bunun sonuçlarını da maalesef Türkiye'nin hep birlikte yaşadıklarına değinen Temelli, "İttifak siyaseti aslında toplumu siyasete dahil etmek, siyaseti toplumsallaştırmaktır. Maalesef bu ittifak siyasetinde başarılı olamamış bir yapı var karşımızda. Onun artçı sarsıntılarını yaşıyorlar" yorumunda bulundu.

"Bu siyasetin sefaletini ve muhalefetin başarısızlığını gösteriyor"

Temelli'ye göre mayıs seçimleri toplumun ve halkın beklentilerini karşılamadığı gibi bunun yarattığı ciddi sorunlar var ve muhalefet, bu sorunların içinde boğuşurken adeta birbirini yıpratacak her manevrayı da yapıyor.

Millet İttifakı'nın bakanlık sayısından cumhurbaşkanlığı yardımcılığına kadar her türlü pazarlık yapıldığı için Özdağ ile yapılan protokole şaşırmadığını aktaran Temelli, "Bu bir yerde bize siyasetin sefaletini, muhalefetin neden başarısız olduğunu gösteriyor" dedi ve ekledi:
 

Kendi adımıza şunu söyleyebiliriz; HDP ve Yeşil Sol Parti olarak hep aynı çizgide mücadelemizi verdik.

Türkiye'nin demokratikleşmesi ve Kürt meselesinin çözümü için bu mücadeleyi verirken ne bir pazarlık masasında oturduk ne gizli protokoller yaptık ne de halkın umut ve beklentilerini boşa düşürecek bir anlayışta olduk. Bu yüzden kendi adımıza hiçbir zaman sorun yaşanmadı.

 

Kemal Kılıçdaroğlu HDP ziyareti
Kemal Kılıçdaroğlu, HDP'ye de bir ziyarette bulunmuştu / Fotoğraf: AA

 

"Bu kimsenin içine sindirebileceği bir tablo değil"

"İki isim arasında yapılan gizli protokolden haberdar olsaydınız yine de cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kılıçdaroğlu'nu destekler miydiniz?" sorusuna ise Temelli, şu yanıtı verdi:
 

Kılıçdaroğlu'nu desteklememiz onun şahsıyla ya da altılı masanın adayıyla bir ilgisi yok, tutum belgemizi esas aldık. Halkın da beklentileri bu yöndeydi. Biz de halkın beklentilerinden hareketle bu tutumumuzu ortaya koyduk.

Tabii ki siyasetin bu tablosu kimsenin içine sindirebileceği bir tablo değil. Bu ilişkilerin bu şekilde sürdürülmüş olması da bizi rahatsız ediyor. Neden? Çünkü eğer siz muhalefetin ortak adayıysanız bütün ilişkileriniz şeffaf olmak zorunda.

Bu şeffaflığın olmadığı bir durumda tabii ki sizi destekleyenlere karşı ciddi bir sorumluluğu yerine getirmemiş olursunuz. Bu da insanların çok içine sindirebileceği bir şey değil. Tabii ki biz de içimize sindiremezdik.

 

Kemal Kılıçdaroğlu - Ümit Özdağ
Kemal Kılıçdaroğlu - Ümit Özdağ / Fotoğraf: Twitter

 

"Bu siyasi teamüllere sığmaz"

"'İçimize sindiremezdik' cümlesinden ne kastediyorsunuz, bunu biraz açar mısınız, destek kararı bir hata mıydı?" soruna eski HDP Eş Genel Başkanı Temelli'nin yanıtı şöyle oldu:
 

Eğer gerçekten böyle bir protokol varsa bunu insanların içine sindirmesini beklemek biraz abes olur. Çünkü başlangıç koşullarında Türkiye'deki kamuoyunun, çeşitli kesimlerin, Kılıçdaroğlu'nu desteklemeye yönelik tavır aldığı koşullarla ve sonrasında gelişen protokoller arasında ciddi bir fark var.

İnsanlar en başından böyle bir protokol, böyle bir ilişki olduğunu görseydi herhalde böyle bir desteği de sunmazlardı. Çünkü Özdağ'ın Kürt sorununa yaklaşımını biliyoruz. Ayrımcılığını, tavrını, mülteciler konusundaki ırkçı düşüncelerini biliyoruz. Partimizin böyle bir şeyle yan yana düşmesi zaten söz konusu olamaz ama başlangıç koşullarında böyle bir şey ortada yok. Sonradan ortaya çıkıyor ve gizli bir şekilde yürütülüyor. Bunun siyasi teamüllere sığması mümkün değil. Dolayısıyla tabii ki böyle bir şey şeffaf bir şekilde yürütülseydi bizim de ona göre tavrımız olurdu.


"Bugünden kurulların iradesine ipotek koyamayız"

2019'daki yerel seçimlerde birçok büyükşehirde CHP'li adaylara destek veren HDP'nin gelecek seçimlerde tavrının ne olacağına ilişkin değerlendirmede bulunan Temelli, şunları söyledi: 
 

Bilindiği gibi kongre sürecimiz başladı. Kongreden sonra kurullarımız yeniden oluşacak ve bu oluşan kurullarımız süreci yeniden değerlendirerek dönem stratejisini belirleyecek.

Neden bunu söylüyorum; çünkü bugünden o kurulların iradesine hiç kimse bir ipotek koyamaz. Dolayısıyla biz o kurulların oluşmasını bekleyeceğiz ve onlar da dönem stratejisini belirleyecek. Bizdeki siyaset anlayışı bu şekildedir.

Şimdiden bir şey söylemek mümkün değil. Farklı açıklamalar duyuyoruz ama dediğim gibi kongre sonrasında yerel seçimlerle ilgili stratejimize hızla başlayacağız.

 

 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU