İYİ Partili Kavuncu: Terör suçlamaları çok ahlaksızca bir siyaset ve iktidarın başarısızlığını perdeleme çabası

İstanbul 2. Bölge 1. Sıra Milletvekili Adayı M. Satuk Buğra Kavuncu'nun Şişli ilçesinde yaptığı esnaf ziyaretine eşlik ettik. Kendisinden kritik seçim öncesi merak edilen soruların yanıtlarını aldık

Cumhur İttifakının Millet İttifakına yönelik terör suçlamalarına tepki gösteren Buğra Kavuncu, “Bitmiş bir hukuk sitemini, bitmiş bir ekonomiyi, eğitimi, dışişleri gibi konuları perdelemek için (bu dili) kullanıyorlar çünkü bu konuları konuşturmak istemiyorlar” yorumunu yaptı / Fotoğraf: İYİ Parti  

Independent Türkçe, 14 Mayıs'ta gerçekleşecek Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimlerine sayılı saatler kala sahanın nabzını tutmaya devam ediyor.

İYİ Parti İstanbul 2. Bölge 1. Sıra adayı Mehmet Satuk Buğra Kavuncu'nun seçim çalışmalarına eşlik ettik.

İlçede konuştuğumuz kişilerin söylemleri, bir önceki seçimin verilerini yansıtır nitelikte.

Ancak İYİ Parti'nin bilinirliğini arttırdığı görüşü hakim. Partinin bölgedeki oyunu yükseltme beklentisi mevcut.

Şişli ilçesinde 'iktidarın değişmesi' talebi ağır basıyor. Millet İttifakı'na destek açık ara önde. 

 

Buğra Kavuncu esnaf oto.jpg
Fotoğraf: İYİ Parti


Farklı görüşlerden olanlar da var. Bu fikirlere saygı "olmazsa olmaz" şeklinde nitelendiriliyor; Buğra Kavuncu hangi partiden olursa olsun seçmene kötü söz söylemiyor, söyletmiyor. 

Seçim çalışması boyunca da bu yolu izlediğini aktarıyor.

Sahadan yansıyan ilginç notlar da var. Şişli'de özellikle kadınların desteği yüksek. Meral Akşener'e yönelik ithamlara tepkiler var.

Geçmiş dönemlerde konuşmaya çekinenler daha fazlayken artık pek çok kadının kendiliğinden söz almak istemesine parantez açmak gerekli.

"Başta masayı dağıttı diye Meral Hanıma çok kızdık ama Ekrem Bey ile Mansur Bey'i oyuna net şekilde dahil etti" diyerek destek verenler var.

Pahalılık ev ekonomisini direkt etkilediğinden, her kesim bu durumdan şikayetçi.

Esnafın en büyük sıkıntısı da artan maliyetler, enflasyon karşısında eriyen gelirler.

Sahada Sinan Ateş cinayeti ve Cumhur İttifakı'nda HÜDA PAR'ın varlığına ses çıkaranların olduğunu da belirtmek gerekli.

Buğra Kavuncu'yla sahadaki izlenimlerinden Millet İttifakı ve İYİ Parti'ye yöneltilen "terör" suçlamalarına, Cumhur İttifakı'ndan Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce'nin cumhurbaşkanlığı adaylığından çekilmesine ve yeni dönemdeki hedeflere pek çok konuyu konuştuk.

 

Buğra Kavuncu saha manav.jpg
Fotoğraf: İYİ Parti

 

"Oyları bölmemek lazım"

Muharrem İnce'nin adaylıktan çekilmesi sandığa nasıl yansır, bu durum kime yarar?

Sandığa olumlu yansıyacağını düşünüyorum. Aslında sistemin de oylanacağı, Türkiye'de kendini ifade etmek isteyen siyasi partilerin, oyu ne olursa olsun kendilerini demokratik yapı içerisinde ifade edebilmesi için bizim bu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini değiştirmemiz lazım. Dolayısıyla matematiksel aritmetiğe dikkat etmemiz gerekli. Sayın Muharrem İnce'nin, Sinan Oğan'ın, Türkiye İşçi Partisi gibi partilerin, kısacası kişi, kurum ve siyasi partilere Türk siyasi hayatında daha demokratik yollardan ulaşılabilmesi için Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nden kurtulmamız ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçmemiz lazım.  

"Oyları bölmemek lazım" vurgusu yapıyorsunuz…

Oyları bölmemek lazım ki Türkiye tam bir demokratik hayata kavuşsun. Sinan Oğan, Muharrem İnce veya bugün baraj nedeniyle sıkıntı çeken, hazineden yardım alma problemi olan siyasi partiler fikirlerini rahatlıkla seçmene ulaştırabilsin. Ortak mutabakat metnimizde de bu var. Seçim barajını yüzde 3'e indiriyoruz. Yüzde 1 oy alan bütün siyasi partilerin hazineden yardım alabilmesinin önünü açıyoruz. İnce'nin çekilmesi seçimin kazanılması açısından önemli, keşke daha erken ve kimin lehine çekildiğini de belirtseydi. Güçlendirilmiş parlamenter sistem çok önemli, Kemal Bey'i cumhurbaşkanı yapmamız lazım sistemi değiştirmek için.

 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)



"Oy oranı kestirilmesi en zor parti İYİ Parti"

İYİ Parti oylarını artırabilecek mi? Hangi seviyelere yükselteceğini düşünüyorsunuz?

Oy oranının yüksek olacağını düşünüyorum. 2. bölgede geniş bir alanda çalışmalar yapıyoruz. Sultangazi, Esenler, Gaziosmanpaşa, Fatih, Şişli… Her ilçenin kendi dinamikleri ve hiç tahmin etmeyeceğiniz tercihleri var. Ağırlık bazen Millet İttifakı'nda bazen Cumhur İttifakı'nda ama şunu söyleyebilirim ki her ilçede çok rahat geziyoruz, çok da ilgi görüyoruz. Bence oy oranı kestirilmesi en zor parti İYİ Parti. 'Yüzde 10,12 veya 13' diyen anket şirketleri var ama artı, eksi 7 puan verenler var, öyle geniş aralıkta ki. Sandığa olumlu şekilde yansıyacağını düşünüyorum. Enteresan bir seçim olacak, anket şirketlerinin en zorlanacağı seçim bu.

"Genç seçmenin yüzde 70-80'i Millet İttifakı'ndan yana" 

Gençlerin ilgisini, desteğini nasıl görüyorsunuz? Sizce bu desteğin Millet İttifakı ve İYİ Parti açısından sandığa yansıması ne oranda olur?

Tercihleri bizim lehimize yüksek görünüyor. 5 milyona yakın ilk kez oy kullanacak genç seçmen var. Bu kişilerin ağırlığı Millet İttifakı'ndan yana. En emin olduğum veri o. Bunların yüzde 70-80'i Millet İttifakı'ndan yana olacak gibi. 'Seçimi biz kazanıyoruz' dememizin en önemli sebeplerinden biri bu. Onların arasında da İYİ Parti'nin oranı çok fazla. Genel Başkanımız Meral Akşener'in gençlerle yaptığı çalışmalar, gençlere özel beyanname hazırlamış olmamız, gençlerle ilgili çalışmalarımızın meyvelerini toplayacağız. Dikkatlerini çekmişiz. Kampanyadan sorumluyum ve odağımızdaydı gençler. İlk defa oy kullanacak seçmenin Millet İttifakı yönünde ağırlığı var. İYİ Parti'nin ağırlığı fazla.

 

Buğra Kavuncu saha toplantı.jpg
Fotoğraf: İYİ Parti



"Terör suçlamasını, bazı konuları perdelemek için kullanıyorlar" 

Cumhur İttifakı'nın diline pelesenk olmuş, Millet İttifakı'na yönelttiği bir itham var: "Terör desteği"… Millet İttifakı ve İYİ Parti özelindeki suçlamalara yanıtınız nedir?

Terör suçlamasını; bitmiş bir hukuk sitemini, bitmiş bir ekonomiyi, eğitimi, dışişleri gibi konuları perdelemek için kullanıyorlar. Çünkü bu konuları konuşturmak istemiyorlar. Özellikle ekonomi konusunda vatandaşın canı çok yandı. Bu çok ahlaksızca ve adice bir siyaset. Kelimeleri bu kadar ağır ve şiddetli kullanıyor olmam sizi şaşırtmasın. Bu ülkenin askerine, polisine kurşun sıkan hiçbir kişi ya da grupla biz yan yana dahi gelmeyiz. İttifakta bulunduğumuz partiler de gelmez. Cumhur İttifakı'ndaki birçok parti de bu konuda hassas. Bu çok ahlaksızca bir iftira. Ana sebep burada bir, başka konuların konuşulmasını engellemek. İki, İYİ Parti'nin bu konudaki duruşu çok net. İYİ Parti bir nevi güvencesi bu anlamda bu ülkenin. Bizim varlığımız çok rahatsız ediyor, bu yüzden de özellikle İYİ Parti üzerinden bunu yapıyorlar. Çok uğraştık biz, hepimiz. Genel Başkanımız bir ara faili meçhulcüydü, bir ara PKK'lı dediler, FETÖ'yle ilgili hala tamamlanmamış ve gizlilik kararı alınmış mahkemesi var. Ben aylarca uğraştım, FETÖ'cü olma ithamlarıyla karşılaştım. At izinin it izine karıştığı öyle bir cadı avı yaratıldı ki, Türkiye Cumhuriyeti'nin gördüğü en arsız ve yüzsüz iktidarıdır bu çünkü attıkları iftiraların tamamının asıl sahibi kendileridir. FETÖ’yle ilgili ilk hesap verecek AK Parti'dir. Terörle ilgili de yine hesap verecek AK Parti ve AK Parti iktidarıdır, genel başkanıdır. Hem PKK'ya hem FETÖ'ye bu ülkede en fazla şefkati, merhameti, ilgiyi ve desteği vermiş olan bir siyasi parti varsa, o da AK Parti'dir. Bunu PKK ile işbirliği yaptıkları anlamında söylemiyorum ama hepimizin yaşadığı bir açılım süreci vardı. Türkiye Cumhuriyeti'nde hiçbir zaman PKK'lı teröristler, AK Parti döneminde olduğu kadar ilgi, alaka ve konfor bulamamışlardı. Tüm bunları bu ülkeye yaşattıktan sonra hakikaten çok adice bir siyaset. Dolayısıyla şiddetle reddediyoruz ve bu bir iddia ise gereğini yapsınlar. Tüm ilgilileri tutuklasınlar. Böyle bir şey olabilir mi? Tek kelime, adice bir yaklaşım.

"Tarihin gördüğü en arsız ve yüzsüz siyaset" 

HÜDA PAR'la yapılan ittifakı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu AK Parti'nin ne kadar omurgasız, hedefsiz, millet ve ulus-devlet kavramından uzak olduğunu gösteriyor. Ayrıca fırsatçı, pragmatik düşündüğünün, kendi gücü ve çıkarları söz konusu olduğu zaman siyasi yelpazede hiçbir şekilde bir ayrım gözetmeden, her türlü hakkında şüphe olan yapıyla işbirliği yapacağının kanıtı. Şimdi HÜDA PAR Başkanı'na soruyorlar; 'Hizbullah bir terör örgütü müdür' diye, 'Terör örgütüdür diyemem' diyor. Türkiye'deki Hizbullah'ın Gaffar Okan'ı katlettiğini herkes biliyor. Hatta ömür boyu hapis cezası almış teröristler, HÜDA PAR'la anlaşma yapılıp el sıkışıldığında serbest bırakıldılar. Parti programında tüzüğünde çok net ifadeler var, Genel Başkanı 'Ben yemin eder miyim bilmiyorum' diyor. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı kavramı yok. Bu ülkenin bayrağıyla, 'anayasada tartıştırmayız' dediğimiz kavramla problemi var. Hizbullah'la ilgili görüşleri de ortada. Konca Kuriş'i de katlettiler. Tüm bunların olduğu bir ortamda, HÜDA PAR'la ittifak yapan bir parti tarafından böyle iftiralara maruz kalmak, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin gördüğü en arsız ve yüzsüz siyasettir. 
 

Buğra Kavuncu saha kadın seçmen.jpg
Fotoğraf: İYİ Parti



"'En iyisini ben bilirim' devri kapanacak, ülke ortak akılla yönetilecek" 

Millet İttifakı'na yönelik masada yaşanan krizin daha büyüklerinin görüleceği, şu an için Erdoğan ve AK Parti karşıtlığında birleşilse de ileride görüş ayrılıklarının daha gün yüzüne çıkacağı eleştirini yöneltenler var. Bir bu konudaki, bir de bakanlıkların taksimiyle ilgili görüşlerinizi de almak isterim.

Bakanlıklar konusu milletvekili sayısına göre dağılacak. Bu konu çok açık ve net. Bakanlıklar dağıldıktan sonra herkesin sorumluluk alanı belirlenecek. Orada da tartışma olacak bir durum yok. Büyük bir ülkenin çok büyük bir kaynağının, imkanının nasıl kullanılacağına karar verecek Millet İttifakı. Tartışma çıkacak diyenlerin inandıkları, doğru buldukları yapı şu: Tartışmanın olmadığı, yüzde 100 teslimiyet ve biat kültürünün olduğu, teba ve liderin olduğu bir ortam addediliyor. Biz de diyoruz ki 'Artık 2023 yılındayız, ortak aklı, beraber oturup konuşup karar vermenin, yönetim kavramlarının, liderlik kararlarının tartışıldığı dönemdeyiz. Her kişinin, partinin genel başkanının sorumlu olduğu alanlar bellidir. Herkes kendi sorumlu olduğu alanda en iyisini yapmak için uğraşacak. Ortak akıl ve karar verme mekanizmasının en sağlıklı mekanizma olduğuna inanıyoruz, onun da gereği yapılacak. İstişare dediğimiz konuyu onlar kavga olarak düşünüyor. Sorun yaşanabilir, Cumhur İttifakı'nda da çok sorun var. Asıl sorun tek bir adama sesini çıkartmayan, yüzde 100 kendini teslim etmiş insanlar. Türkiye o yüzden karanlığa gidiyor. Kimse kimsenin tebası değil. 'En iyisini ben bilirim' iddiası, kibirdir. Bitti artık o devirler. Ülke ortak akılla yönetilmelidir. Zaten fiili durumu da en kısa zamanda kanuni olarak gerçekleştirecek yani güçlendirilmiş parlamenter sisteme, hakettiğimiz yönetim sistemine döneceğiz.

"Biz kazanacağız" 

Son mesajınızı alarak noktalayalım.

Ben bu milletin ferasetine, oynanan tüm oyunları net olarak gördüğüne öyle inanıyorum ki, huzurlu ve kavgasız bir seçim olacağını düşünüyorum. Biz kazanacağız.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU