Putin'in Erdoğan'ı desteklediği net, yeni bir durum da değil, böyle olduğunu nedenleriyle beraber aylardır anlatmaya çalışanlardan biriyim.

Rusya'nın Türkiye'ye bu anlamda vermiş olduğu ekonomik destekler de zaten artık gizli saklı bir durum değil.

Kaldı ki borçların ertelenmesi gibi ekonomik destekler bu kadar net açığa çıkmadan önce de yaptığımız yorumlarda bu yöndeki tespitleri yapıyorduk.

Bütün bunlar başka bir şey, bir ülkeyi başka bir ülkede ortaya saçılan montajlar, kumpaslar, deepfake içerikli yayınlar yapmakla suçlayıp, direk hedef almak başka bir şey.

Rusya'nın bunları yapıp yapmadığını bilemem. Yapmışsa da şaşırmam.

Ama kim yapmış, nasıl yapmış, neden hemen açığa çıkacak şekilde acemice yapmış, acaba başka bir güç yapıp Rusya yapmış gibi mi düşünmeye sevk etmiş… bütün bunlar akla geliyor.

Rusya'da bu tür şeylerle uğraştığı söylenen yapının merkezi Peterburg'da ve Wagner'in başındaki Yevgeniy Prigojin'in kontrolünde bir yapı.

Kendisi son günlerde Türkiye'deki basın yayın organlarında yansıdığı gibi, Rusya Genelkurmay Başkanı ve Savunma Bakanı ile Putin'i de zor durumda bırakan, ciddi bir çatışma içinde.

Onlara karşı ettiği hakaretler ve yaptığı suçlamalar o kadar ağır ki ucu Putin'e de dokunuyor.

Ve dolayısıyla bütün Batı istihbarat örgütlerinin hedefinde biri.

Bu hatırlatmaları, işin içinde her şey olabilir demek için yaptım.

Çünkü Kılıçdaroğlu'nun son açıklamalarından sonra Moskova'da, Türkiye'de muhtemel bir iktidar değişikliğine karşı oluşan hava yumuşamaya başlamıştı.

Birileri bunu bozmak mı istedi ya da dediğim gibi, direk Kremlin'in kontrolünde gerçekten Kılıçdaroğlu'nun bahsettiği şeyler yapılmış mıdır, dediğim gibi bilemeyiz.

Ama mesele başka.
 

Gerçekten bu konuda somut deliller muhalefetin elinde varsa, bu tabii ki çok vahim bir durumdur ancak verilen tepkinin uygun yol ve kanallarla, verilere dayandırılarak, en azından ilk aşamada, gizli yapılması gerekir.

Türkiye'nin yönünün Batı olması gerektiği nettir.

Ama en az o kadar net olan bir gerçeklik de Rusya'nın o ya da bu şekilde dengede tutulmasıdır.

Böyle olması gerektiğinin tarihi alt yapısı biliniyor.

Dolayısıyla "Trump modeli", sosyal medya üzerinden yapılan bu tür ağır suçlamalar, eğer varsa Kremlin'in Erdoğan'a desteğini farklı boyutlarda artırmasından başka hiçbir amaca hizmet etmeyeceği gibi, iktidara gelindiğinde ilişkilere gereksiz zararlar verebilecek niteliktedir.

Unutmayalım, Türkiye'nin Batı ile ilişkilerindeki ağırlığı ciddi ölçüde Rusya'yı dengeleyebilme kabiliyeti ve bu anlamdaki tarihi birikiminden gelmektedir.

İlişkilerimizde sosyal medya üzerinden mesaj verme geleneği yoktur.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.