Paris'ten Pekin'e yeni jeopolitik: Yoksa de Gaulle'ün hayaleti uyanıyor mu?

Umut Berhan Şen Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AFP

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron geçen günlerde Çin'e bir ziyarette bulundu ve şu anda Avrupa kamuoyu ve tüm dünya bu ziyaretin yankılarını konuşuyor.

Öncelikle belirtmek isterim ki Macron, Avrupa Birliği'nin ve dolayısıyla Fransa'nın, Tayvan krizi konusunda tamamen Pentagon'un ve Amerika'nın peşinden gitmesinden yana değil. 

Zira Çin ile çok daha stratejik ilişkiler geliştirmek isteyen bir Fransa söz konusu.

Ve Çin'in Bir Kuşak, Bir Yol projesinde kendine jeoekonomik olarak fayda sağlamak isteyen bir Fransa söz konusu.
 


Elbette bu durum, diğer Avrupa Birliği ülkelerine de sirayet etmiş durumda. 

Nitekim Macron'un Çin ziyareti sonrası diğer Avrupa Birliği ülkelerinin liderleri de Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'le görüşmek için bazı temaslar kurmaya başladı. 

Elbette diplomasi tecrübeyle donatılmış bir oyun sahasıdır. Hem Fransa Cumhurbaşkanı Macron hem de Çin Devlet Başkanı Şi Cinping bunun farkında.

Aslında bu ziyareti şu şekilde değerlendirmek gerekiyor, malumunuz Çin geçen aylarda yaptığı için Çin Komünist Partisi Kongresi sonrasında dış politikasını da gözden geçirmişti ve bazı değişikliklere gitmişti.

Bunların başına da Avrupa Birliği ülkeleriyle olan ilişkilerini güçlendirmek geliyordu. 

Ve bu bağlamda da Macron'un yaptığı ziyaret Çin Komünist Partisi'nin yeni stratejisi açısından bir dönüm noktası oldu.

Tabii ilerleyen süreçte Macron artık Çin ve ekonomik ilişkilerini geliştirirken, aynı zamanda Kovid-19 pandemisi sonrası yeniden istikrarlı bir Çin-Fransa ilişkilerini yaratmak istiyor. 

Ve aslında Emmanuel Macron'un bu tutumu, Rusya-Ukrayna savaşı sonrası Avrupa'da oluşan istikrarsız sürece karşı bir emniyet sibobu oluşturmuş oluyor.

Tabii ilerleyen günlerde biz yine Çin-Fransa ve Çin-Avrupa Birliği ilişkilerinin seyrini göreceğiz.

Aslında Macron elbette Fransa'nın milli politikalarını devam ettiriyor. 

Fransa, bizdeki milli güvenlik, siyaset belgesinin muadili olan Fransa Beyaz Kitabında Charles de Gaulle'ün geçmişte uyguladığı politikalar yer alıyor. 

Macron aslında Fransa'nın efsanevi lideri de Gaulle'ün politikalarını devam ettiriyor.

Geçmişte Çin Halk Cumhuriyeti'ni Avrupa'da ilk tanıyan lider Charles de Gaulle olmuştu. 

Ve bu tutumu NATO ve Amerika Birleşik Devletleri nezdinde de tepkiyle karşılanmıştı ancak de Gaulle tutumundan vazgeçmemişti. 

Bugün de Fransa ve Macron'un uyguladığı stratejiler de Gaulle'ün döneminde yazılan Fransa'nın meşhur beyaz kitabında yer alan stratejilerin de bir devamı. 

Artık şunu da kabul etmek lazım, dünya süratle değişirken, artık jeopolitik ilişkiler de süratle değişirken Fransa'nın da Çin'in de bu yeni süreçteki yakınlaşmasını normal karşılamak lazım. 

İlerleyen günlerde yine bu konudaki gelişmeleri sizlerle paylaşmaya devam edeceğim. 

Esen kalın efendim.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU