Kılıçdaroğlu: Yabancı tekellerin Türkiye'de at koşturmasına izin vermeyeceğiz

Kılıçdaroğlu, “Koskoca Karadeniz’in fındık ürününün taban fiyatı bir firmanın tekeline bırakılır mı? Eğer böyle giderse fındık bahçelerinin sahibi de o firma olacak” dedi

Fotoğraf: Twitter / @CHPfotograf

TBMM'nin kapanması ile birlikte partisinin grup toplantısını her hafta başka bir ilde yapma kararı alan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu toplantıyı bu hafta Giresun'da geçekleştirdi.  

Konuşmasında Türkiye'nin ödediği faize değinen Kılıçdaroğlu, "2021 yılı, ödediğimiz faiz, 191 milyar TL. 2022, ödediğimiz faiz 191 milyar TL’den 342 milyar TL’ye çıkmış. Bu yılın sonuna kadar hükümet diyor ki Orta Vadeli Program’da, yıl sonuna kadar ödeyeceğimiz faiz 342 milyar TL’den 582 milyar TL’ye çıkacak. Hani bunlar faize karşıydı. Tefeciye hizmet edeceksin, her türlü talebini yerine getireceksin, dönüp diyeceksin ki ‘ben size bu malı veriyorum ama millete de diyeceğim ki biz faize karşıyız’ Sen onu Kılıçdaroğlu’nun külahına anlat"  dedi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

Geldiler, Fiskobirlik’i devre dışı bıraktılar

Fiskobirlik’i aldılar. Ne zaman kuruldu? Kurulmadan önce Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 1 Kasım 1937’de Meclis’te yaptığı bir konuşma var. Şöyle der; ‘Önümüzdeki yıl içinde fındık başta olmak üzere diğer belli başlı ürünlerimizi de ilgilendiren birlikler kurulmalıdır.’ Ölmeden önce diyor. Ve Fiskobirlik, beş kooperatifin birleşmesiyle kuruldu. Fiskobirlik, fındık üreticisinin kara gün dostudur. Toprak Mahsulleri Ofisi, tahıl üretenlerin kara gün dostudur. Dolasıyla üreticiyi koruduğunuz zaman herkesin hakkını teslim etmiş olursunuz. Geldiler, Fiskobirlik’i devre dışı bıraktılar. Giresun’dan söz veriyorum, Fiskobirlik’i yeniden ayağa kaldıracağız, Fiskobirlik yeniden fındık üreticisinin dostu olacak.

.Alan bazlı fındık desteği hiç artmadı

 Giresun’da kamuya ait fabrikalar ya kapatıldı ya satıldı. Giresun açıkça bu iktidar tarafından cezalandırıldı. O kadar ki Giresun gibi bir yerde uzman doktor sayısı yetersiz. Giresunluların bir başka özelliği burası arıcılık açısından Türkiye’nin önemli merkezlerinden birisi. Alan bazlı gelir desteği fındık üreticisine veriliyor. Dönüm başıma tam 9 yıldır değişmedi. Hala 170 TL. 9 yıldır. Ya dolar 10 kat arttı. Gübre 8 kat arttı. Ama alan bazlı fındık desteği hiç artmadı.

Siz fındık gönderiyorsunuz, 120 milyar dolarlık bir gelir dünyada paylaşılıyor

Fındığın, kullanıldığı sanayinin başta çikolata olmak üzere yıllık dünyadaki hacmi 120 milyar dolar civarındadır. Yani siz fındık gönderiyorsunuz, 120 milyar dolarlık bir gelir dünyada paylaşılıyor. Ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bu 120 milyar dolardan sadece 2- 2,5 milyar dolarını alıyor, ham fındık ihraç ederek. Hak mıdır, adalet midir bu. Elin oğlu 120 milyar dolar para kazanacak, biz sadece 2,5 milyar dolar. Bu siyasetçinin öngörüsü yok demektir. Siyasetçinin sağlıklı öngörüsü, 120 milyar dolarlık pazar varsa o pazardan en azından 15-20 milyar dolarını da biz alalım. Dünyada bir numarayız. Biz satıyoruz. Biz satmasak dünyada neredeyse fındık olmayacak. O zaman benim ürettiğim ürün neden başkalarının gelir kapısı oluyor da bizim açımızdan gelir kapısı olmuyor.

Fındık üreticisi o bahçelerde işçi olarak çalışacak

 Bir, saraydan gelen zatın açıkladığı 54 TL. İki, serbest piyasa şimdi 44, 45 TL. Üç, Ferrero’nun belirlediği fiyat. O da 48 artı 1. Yani baktığınız zaman fındığın taban fiyatını belirleyen Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin hükümeti değil, bir yabancı firmanın kendi beyanıdır. Koskoca Karadeniz’in fındık ürününün taban fiyatı bir firmanın tekeline bırakılır mı? Eğer böyle giderse fındık bahçelerinin sahibi de o firma olacak. Fındık üreticisi o bahçelerde işçi olarak çalışacak. Milyar dolarları o kazanacak. Sizler asgari ücretle geçineceksiniz. Bu tabloyu kabul ediyor musunuz? Bu tablo doğrudur diyor musunuz? Hayır. O zaman değiştireceğiz, bize katılacaksınız.

Açıkça bir sömürü çarkı ile bizim fındığı üreticisi karşı karşıya

 Fındıkta bir tekelleşme gerçeği ile karşı karşıyayız. Ferrero denen firma dikey bütünleşik bir yapı içinde giderek büyüyor. En büyük fındık ihracatçısını satın aldı ve bir numara oldu. Onun verdiği fiyat geçerlidir, hiçbir politikacının verdiği fiyat geçerli değildir. Açıkça bir sömürü çarkı ile bizim fındığı üreticisi karşı karşıya. Fındık fiyatını kontrol eden, belirleyen bu yabancı firma.

Fiskobirlik’i yeniden ayağa kaldırmamız lazım

 Peki soru; o yabancı tekele kim son verebilir? Onun tekelciliğini kim ortadan kaldırabilir? Bay Kemal kaldıracak arkadaşlar. Hiç endişe etmeyin. Çünkü, Bay Kemal’in verilmeyecek hesabı yok ki. Gelip ne ile tehdit edecekler seni. ‘Bu can bu bedende kaldığı sürece sen papazı alamazsın’ deyip üç gün sonra papazı veriyorsan olmaz. O nedenle Fiskobirlik’i yeniden ayağa kaldırmamız lazım. Fındık üreticisinin kara gün dostu olması lazım.

Yabancı tekellerin Türkiye’de at koşturmasına asla ve asla izin vermeyeceğiz

 Bir; fındıkta tekelleşemeye son vereceğiz, gayet açık ve net söylüyorum yabancı tekellerin Türkiye’de at koşturmasına asla ve asla izin vermeyeceğiz. İster Papua Yeni Gine’deki ister İtalya’daki kim olursa olsun kendi ülkemde bu ülkenin çiftçisinin alın terinin sömürülmesine asla izin vermeyeceğiz.

Çiftçiyi toprağa, bağa, bahçeye; üreticiyi küstürürseniz olmaz

İkinci kural, fındık üretimiyle ilgili her yıl bekliyorsunuz taban fiyat. Buna da son vereceğiz. Dönümü, maliyeti bellidir. Çağırırsınız bir uzman, maliyeti bu sene nedir? Maliyet, üstüne makul bir kar verirsiniz eşittir taban fiyat olur. Maliyet artı makul kar eşittir taban fiyat. Yani hiçbir çiftçinin zarar etmeyeceği bir modeli getireceksiniz. Çiftçiyi toprağa, bağa, bahçeye; üreticiyi küstürürseniz olmaz. O zaman ne oluyor, dışarıdan alıyoruz, yabancı çiftçiyi destekliyoruz.

Aramızda siyahla beyaz kadar fark var

 ‘Kılıçdaroğlu, gayet güzel söylüyorsun da bunları nasıl yapacaksın, para var mı para?’ Bu soru bana sorulur, onlar da soruyor. Para var kardeşim. Bütün mesele parayı nereye harcayacağınız bir siyasi tercihtir. Ben parayı alın terinden yana harcıyorum, onlar parayı beşli çeteden yana harcıyorlar. Ben parayı üreticiden yana harcıyorum, onlar köprü, yol işi yapan, avanta götüren… Onlar için harcıyorlar. Aramızda siyahla beyaz kadar fark var. Ben parayı bu ülkenin çıkarı, menfaati, insanlarının çıkarı için harcayacağım.

 

ANKA 

DAHA FAZLA HABER OKU