İstanbul’da suikasta uğrayan İranlı muhalif gazeteciye ilişkin dava sonuçlandı

Mevlevi’ye ateş açan Koçak’a müebbet hapis cezası verildi

Fotoğraf: Şarku'l Avsat

 

İranlı muhalif aktivist ve gazeteci Mesut Mevlevi Vardanjani’nin 14 Kasım 2019’da İstanbul’da suikasta uğramasına ilişkin dava sona erdi. Suikasta karıştığı belirlenen 14 sanık hakkında ağırlaştırılmış hapis cezaları verildi.

Telegram uygulaması üzerinde yönettiği, İran rejimine ve Devrim Muhafızları’na yönelik sert eleştirilerde bulunulan ‘Kara Kutu’ isimli kanalı yöneten Mesut Mevlevi Vardanjani’nin suikastını gerçekleştiren baş zanlı Abdulvahab Kocak da mahkum edilenler arasındaydı.

İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi çarşamba akşamı, Mevlevi’ye ateş açan Koçak’a müebbet hapis cezasına çarptırdı.

Davada  üç sanık 15 yıl, 12 yıl ile 6 ay arasında değişen hapis cezalarına çarptırıldı. Halen tutuklu bulunan üç hükümlüden ikisi, İranlı muhalif aktivistin öldürülmesi için silah sağlamak ve nakil etmekle suçlanırken üçüncü sanık da ‘katili saklamaktan’ suçlu bulundu. Ardından adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Beşinci bir sanığa 30 ay ertelenmiş hapis cezası verilirken Emin Bervazi de dahil olmak üzere diğer sanıklar beraat etti.

Mevlevi önemli askeri liderler de dahil olmak üzere İranlı yetkililerin yolsuzluğunu ifşa etme tehdidinde bulunduktan sonra Şişli’de, 14 Kasım 2019 akşamı suikasta uğradı.

İsfahan’da 1984 yılında doğan Mevlevi, öldürülmeden önce kanalında “İnşallah, bu yozlaşmış mafya liderlerini köklerinden sökeceğim... Bunu yapmadan önce beni öldürmemeleri için dua edin” açıklamasında bulundu. Mevlevi, sızıntılar yapan kullanıcı hesaplarının yönetici olarak tanınmadan önce, İran yerel medyasında ‘genç bir elit” ve “entelektüel bir zihin” olarak sunulmuştu.

Mevlevi, yapay zeka konusunda uzmanlaşmış bir askeri danışman olarak görev yapmadan önce, 10 yıl boyunca İsfahan’da bir veri güvenliği şirketinde danışman ve yönetici olarak çalışmıştı. Ölümünden önce, Telegram uygulamasındaki ‘Kara Kutu’ kanalında, İran’daki yargı görevlilerinin mali ve ahlaki yolsuzlukları hakkında raporlar yayınladı. Bunlar arasında Yargıç Ebu el-Kasım Selvati’nin bir kadınla mesajlaşmaları ve İran istihbaratıyla ilgili raporlar da yer alıyordu.

Türk soruşturma makamları, sokakları çeken 320 saatlik güvenlik kamerası görüntülerini izledi. Güvenlik güçleri suikastla ilgili olarak 49 noktada arama yaptı ve 185 kişiyi sorguya alındı.

Suikastın ardından Türk medyasının yayınladığı fotoğraflar, Mevlevi’nin 14 Kasım 2019’da akşam 22.00 sularında bir arkadaşıyla birlikte Şişli’ye ye doğru yürüdüğünü, o sırada silahlı bir kişinin üzerlerine ateş açtığını ve biri vurulup yere düşerken diğerinin de kendisini korumaya çalıştığını gösteriyordu.

Güvenlik kaynakları, Vardanjani ile birlikte yürüyen kişinin Haziran 2018’de kendisiyle birlikte Türkiye’ye geldiğini, arkadaş olduklarını ve Vardanjani hakkında İran istihbaratına bilgi sızdırdığını doğruladı. Dava dosyasına ekli polis raporunda adının Ali Esfanjani olduğu belirtildi.

Kaynaklar, Esfanjani’nin suikasttan bir gün önce İran konsolosluğuna gittiğini, ardından operasyonun ayrıntılarını görüşmek üzere tetikçi Abdulvahap Koçak ile bir araya geldiğini aktardı.

Polis raporu, Esfanjani’nin Mevlevi suikastını gerçekleştiren ekibin başında olduğunun, suikasttan üç gün sonra İranlı bir kaçakçı tarafından Türkiye-İran sınırının diğer tarafına götürüldüğünün ve Ağrı’ya gitmek için kullandığı otobüs biletini takma isimle aldığının belirlendiği belirtildi.

Türk polisi şubat ayında, İranlı muhalifleri kaçıran ve onları Tahran’daki yetkililere teslim eden İran güvenlik servisleriyle bağlantılı bir grubun 16 üyesinin tutuklandığını duyurdu.

Türk medyası, geçen yıl şubat ortasında İran basınında dolaşan bir videoyu yayınladı. Videoda, ülkesinin İstanbul’daki konsolosluğunda çalışan İranlı diplomat Muhammed Rıza Nasırzade’nin, Mevlevi’nin suikastına karışma suçlamasıyla tutuklanma anı yer alıyordu.

Türk kaynakları, cinayetin ardından tutuklanan Türk ve İranlı zanlıların, İran’ın İstanbul Başkonsolosluğu’ndaki iki istihbarat görevlisinin talimatıyla hareket ettiklerini itiraf ettiklerini aktardı.

Türk yetkililerden biri, şüphelilerin verdikleri ifadelerin diplomatik pasaportu olan İranlılardan suikast emri aldıklarını ortaya çıkardığını söyledi. Delillerin ve tanıkların ifadelerinin, bu iki kişinin cinayeti kışkırtma ve koordine etmede ciddi rol oynayan istihbarat görevlileri olduğunu doğruladığını da sözlerine ekledi.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

 

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU