Kutsal beyaz aile: Putin nasıl Amerikan sağının kahramanına dönüştü?

Rusya - Ukrayna savaşı Amerikan radikal sağında nasıl karşılanıyor? İnternette hangi komplo teorileri yayılıyor?

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Amerikan radikal sağında "beyaz Hıristiyanların kurtarıcısı" olarak görülüyor (Reuters)

Rusya'nın Ukrayna'ya 24 Şubat'ta askeri harekat başlatmasından bir gün sonra America First (Önce Amerika) adlı radikal sağcı örgüt ABD'nin Orlando şehrinde pek çok kişiyi şaşırtan bir toplantı gerçekleştirdi. Toplantının organizatörlerinden Nick Fuentes kürsüye çıkıp etkinliğe katılanları Moskova için tezahürat etmeye çağırdı ve çok geçmeden de salonda "Putin! Putin!" sesleri duyulmaya başladı.

Demokratları rahatsız eden bu görüntü ABD'de son dönemde olup bitenlere aşina olmayanların da kafasını karıştırdı. ABD'nin istila nedeniyle sert biçimde kınadığı Rusya'nın lideri nasıl olup da beyaz üstünlükçülerin kahramanı haline gelebildi? 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bunun cevap vermesi hiç de kolay olmayan bir soru olduğunu belirtmekte fayda var. Zira bu, tarihsel ve siyasal bir dizi gerekçeyi ortaya çıkarmaya çalışırken sağın komplo teorileriyle bezeli zihin dünyasında kaybolmadan ilerlemeyi gerektiriyor. 

Özellikle de "bilgi savaşlarının" yoğun bir şekilde sürdüğü göz önünde bulundurulursa internetin derinliklerinden gelen dezenformasyonlar aklınızın kısa devre yapmasına neden olabilir. Tam da bu nedenle meselenin nasıl başlayıp geliştiğini adım adım ele almak gerekiyor. 

6 Ocak 2021'deki Kongre Baskını'ndan bu yana ABD siyasetinin en çok tartışma yaratan aktörlerinden QAnon kültünün ortaya attığı iddialarla başlayalım. 

QAnon, Putin'den ilk ne zaman ve nasıl bahsetti?

Her ne kadar pek çok Amerikan sağcısı halihazırda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e hayranlık duysa da QAnon furyasının başladığı 2017'de durum bugünkünden farklıydı. 

QAnon komplo teorisi başlığı altında toplanan iddialar silsilesi ekşi sözlük benzeri sosyal medya platformu 4chan'de ilk ortaya çıktığında paylaşımları yapan kişinin Putin'e dair çok farklı bir fikri vardı. 

İlk Q paylaşımından 4 gün sonra, 1 Kasım 2017'de söz konusu gönderilerin ardındaki anonim kişi, Putin'e dair ilk iddiasını ortaya attı. Q, 15. gönderisinde dönemin ABD Başkanı Donald Trump'ın bebek yiyen ve şeytana tapan bir grup zengine karşı savaş verdiğini ve bunların arasında Hillary Clinton, Barack Obama, George Soros gibi isimlerin yanı sıra Putin'in de olduğunu öne sürdü. 

Ancak bir gün sonra Q'nun sorduğu "Rusya nedir?" sorusuna verilen cevaplar Putin'e dair görüşün Trump'ın fikirleriyle uyumlu hale gelerek değişeceğini gösteriyordu. Bu tuhaf soruya verilen en çarpıcı yanıtlardan birinde şu ifadeler yer alıyordu:

Tarihsel olarak Rusya 70 yılı aşkın bir süredir ABD'nin ezeli rakibi ve saf düşmanı olarak görülüyor. Öte yandan Putin'in Donald Trump'la iki ortak noktası var: Yeni Dünya Düzeni'ni (şeytani hizbin küresel yönetim planı) reddediyor ve ulusal egemenliği teşvik ediyor. Putin ayrıca Rusya'da Hıristiyan inancının yeniden canlanmasını destekledi ve bunun ahlaki ve sürdürülebilir bir toplum için önemini sık sık vurguluyor.

Bu paylaşımdan sonraki 4 yıl boyunca Trump'ın da Putin'i açıkça kucaklamasıyla QAnon, Rusya ve liderinden olumlu bir şekilde bahsetti. 

Trump'ın Helsinki'de Rus liderle bir araya geldiği 16 Temmuz 2018'den sonraysa Q paylaşımlarındaki Putin göndermeleri arttı. Bu görüşmenin gerçekleştiği sırada ABD'nin iç istihbarat teşkilatı FBI'ın (Federal Bureau of Investigation-Federal Soruşturma Bürosu) eski direktörü, Rusya'nın 2016 ABD Başkanlık Seçimleri'ne müdahale edip etmediğine yönelik bir soruşturma yürütüyordu. 

 

ap.jpeg
Trump, Rusya'nın seçimlere müdaha etmesinin gerektirecek herhangi bir neden göremediğini söylemişti (AP)

 

Özel Yetkili Savcı Robert Mueller'in Trump'ın seçim kampanyası ve Rusya arasında gizli bir işbirliği olup olmadığı yönündeki soruşturması 2019'da hız kazandığındaysa QAnon, Rusya ve Trump'ın yanında yer aldı. O dönem QAnon, Demokratları ve ana akım medyayı asılsız iddiaları körüklemekle suçladı. 

QAnon taraftarlarının en çok paylaştığı internet sitesi: Russia Today

Concordia Üniversitesi'nde radikal sağ hareketlere yönelik araştırmalar yürüten Marc-André Argentino'nun Ocak ve Kasım 2021 arasında topladığı verilerse QAnon takipçilerine yönelik ilginç bir bilgiyi ortaya çıkardı. Bu ekosistemde yer alan kişiler en çok Russia Today'den bağlantı paylaşmıştı. 

 

 

Amerikan sağının Kremlin destekli medyayı uzun süredir yakından takip etmesi nedeniyle Rus birlikleri Ukrayna sınırını geçtiğinde QAnon'un Putin'le birlikte saf tutması şaşırtıcı değildi. Nitekim etkili sağcı isimlerden biri olan ve QAnon John olarak bilinen John Sabal, Rus harekatının başlamasından sonra Telegram'da şu ifadeleri kullandı:

Putin tam bir gangster. Ana akım medya şu an tamamen aklını yitirmiş durumda.

Bununla birlikte harekatın ardından muhafazakar duruşuyla bilinen ABD'li yayın organı Fox News'un haber spikeri Tucker Carlson'ın Putin'i destekleyen açıklamalarının da epey tartışma yarattığını belirtelim. Mother Jones'un haberinde Kremlin'in Rusya basınına Carlson'ın açıklamalarına daha fazla yer verilmesi için talimat gönderdiği iddia edilmişti. 

 

mother jones.jpg
Rusya'da Tucker Carlson'ın videolarının basında daha fazla yer alması talimatı verildiği iddia edilmişti (Mother Jones)

 

NATO ve ABD'nin yanlış bir tutum aldığını düşünen Carlson, "Rusya'nın sadece çıkarlarını ve güvenliğini koruduğunu" savunmuştu. Tam da bu nedenle Amerikan sağının takip ettiği haber kanallarının Moskova için, Rus medyasının da radikal sağ açısından Doğu Avrupa'daki gerginliğin tırmanmasıyla kritik hale geldiği söylenebilir. 

Komplo teorileri propaganda savaşından besleniyor

Nitekim Rusya'nın yürüttüğü propaganda faaliyetlerine dair Independent Türkçe'ye konuşan, Memlekette Tuhaf Zamanlar'ın yazarı gazeteci Yenal Bilgici şu ifadeleri kullanıyor:

Bu savaşta ve sonrasında Rusya, Batı'da kendi söylemini sahiplenecek, tekrarlayacak bir kesimin diri kalmasını muhakkak isteyecektir. Batı, bunu engellemek için Rusya'nın resmi ve yarı resmi medya kanallarını engelleme yoluna gitti ama herhalde tek tek insanların ağzını da bantlayamaz.

yenal-bilgici.jpg
Yenal Bilgici

Bilgici ayrıca, "Putin'in Rusyası bütün büyük devletlerin yaptığı gibi, herhalde bazı kesimleri doğrudan ve dolaylı yollardan desteklemeye devam edecektir, bu sürpriz olmayacak" diye ekliyor. 

Moskova'nın haber kanallarının yanı sıra sosyal medyayı da etkili biçimde kullandığını vurgulayan HellwQrld adlı podcast programını hazırlayan gazeteci Mike Rains, Independent Türkçe'ye düşüncelerini şöyle aktarıyor:

Rusya'nın sinyalleri Amerikan komplolarını güçlendiriyor. Çok daha yaygın ve popüler görünmesini sağlıyorlar. Rus troller başkalarının ürettiği fikirleri alıp bunların dünya çapında daha fazla dikkat çekmesini sağlamak için harika.

Öte yandan gazeteci David Gilbert, Ukrayna'nın da sınırlı olmakta birlikte bazı komplo teorileri yaydığını vurguluyor. Kiev'de Rus uçaklarını vurduktan sonra ortadan kaybolduğu iddia edilen "kahraman pilot" olarak bilinen "Kiev'in Hayaleti" (Ghost of Kiev) bunlardan biri. Propaganda savaşının çift taraflı olduğunu belirten Gilbert, Independent Türkçe'ye bu süreçte yürütülen faaliyetlere dair şunları söylüyor:

Ukrayna'daki savaşa aitmiş gibi görünmesi için eski videoların yeniden işlevlendirildiğini gördük, Rusya devlet medyasının bazı anlatıları öne çıkardığına şahit olduk. Az da olsa Ukrayna'dan da asılsız bilgilerin geldiğine tanıklık ettik. Bunlar kayıpların sayısını abartıyor ya da Kiev'in Hayaleti gibi mitleri güçlendiriyor.

Gilbert ayrıca "Rus devletinin desteklediği trol hesapların ABD'deki bölünmeyi artırmak amacıyla komplo teorilerini güçlendirdiğini" belirtiyor.

david gilbert.jpg
David Gilbert

Kısacası tüm hızıyla süren propaganda çalışmaları Amerikan komplolarının etki alanını kuvettlendirmesine neden oluyor. Rusya ve Ukrayna birbirlerini hedef alırken internetin derinliklerindeki QAnon komplocuları da bu gerilimden fazlasıyla besleniyor. 

Peki QAnon taraftarları Putin'e verdikleri desteği nasıl meşrulaştırmaya çalışıyor? Amerikan sağcıları, Rusya'nın hamlelerini savunurken hangi komplo teorilerini öne sürüyor?

Yeni Dünya Düzeni komplo teorisi ne anlama geliyor?

Rusya'nın savaş tamtamlarını çalmaya başlamasıyla birlikte Yeni Dünya Düzeni komplo teorisi (New World Order Conspiracy Theory) radikal sağcı gruplar arasında yaygın biçimde dillendirilmeye başladı. 

Ukraynalı parlamenter Kira Rudyk'in Fox News'a verdiği röportajdan sonraysa Yeni Dünya Düzeni komplo teorisinin Telegram kanallarında bahsedilme sayısı tavan yaptı. Rudyk, 1 Mart'ta yayımlanan röportajda, Sadece Ukrayna için değil, demokratik ülkeler için, bu yeni dünya düzeni için savaşıyoruz" ifadelerini kullanmıştı

Küresel bir seçkinler grubunun Ukrayna'yı piyon olarak kullandığını düşünen radikal sağcılar için bu ifadeler altın tepside sunulmuş bir koz niteliğindeydi. Benzer biçimde ABD Başkanı Joe Biden'ın Amazon ve Apple gibi Amerika'nın önden gelen şirketlerinin liderleriyle martta bir araya geldiği toplantıda "Yeni Dünya Düzeni" ifadesini dillendirmesi de komplocuların değirmenine su taşıdı. 

Biden konuşmasında şu ifadeleri kullanmıştı:

Şu an işlerin değiştiği bir zaman. Yeni bir dünya düzeni kurulacak ve buna biz öncülük etmeliyiz ve bunu yaparken de özgür dünyanın geri kalanını birleştirmeliyiz.

Hem Demokrat Biden'ın hem de mevcut ABD yönetiminin müttefiki Ukrayna'dan bir siyasetçinin aynı ifadeleri kullanması QAnon taraftarları açısından öne sürdükleri iddianın doğrulanması anlamına geliyordu.

 

ap3.jpg
Amerikan radikal sağı Putin'i, Biden'dan daha güçlü bir lider olarak görüyor (AP)

 

Peki bu teori tam olarak ne öne sürüyor?

İftira ve İnkârla Mücadele Birliği'ne (ADL - Anti-Defamation League) göre Yeni Dünya Düzeni komplo teorisi, 1990'larda radikaller arasında ilk kez büyük bir popülerlik kazandı. Teoriye göre dünya hükümetlerine sızmış gizli bir totaliter çete tüm toplumların küreselci bir rejim altında baskıyla yönetilmesi için çabalıyor. Bu teori Illuminati'ye benzer bir örgütün günümüzdeki egemen ulus devletlerin yerini alarak, tek bir dünya hükümeti kurmak için çalıştığını öne sürüyor. 

Söz konusu anlayış Rusya - Ukrayna savaşına uyarlandığındaysa ortaya şöyle bir tablo çıkıyor: Volodimir Zelenski "küresel şeytani elitin" çıkarları doğrultusunda hareket ederken Putin de Ukrayna Devlet Başkanı ve onun büyük müttefiklerine karşı mücadele veriyor. 

Ancak Yeni Dünya Düzeni'nin tarihsel ve siyasi başka anlamları da mevcut. ABD'nin 41. Başkanı George H. W. Bush, Soğuk Savaş'ın bitmesinin ardından 11 Eylül 1990'da yaptığı konuşmasında söz konusu ifadeyi iki kutuplu uluslararası sistemin sona erdiğini vurgulamak için kullanmıştı. Bush'a göre ABD'nin egemen olsa da tek güç olmadığı çok kutuplu ve çok merkezli yeni bir dünya sistemi oluşmuştu. 

Benzer biçimde I. ve II. Dünya Savaşları'ndan sonra gündeme gelen, Birleşmiş Milletler gibi örgütlerin kurulmasına ön ayak olan Yeni Dünya Düzeni fikri de uluslararası barışın ve politik dengenin korunmasına işaret ediyor. 

Ancak komploculara göre ne Biden'ın ne de başkalarının bu ifadeyi hangi bağlamda kullandığı önemli. Zira ifadenin yalnızca kullanılması ve onların teorilerine uygun şekilde çekiştirmeye elverişli olması yeterli. Gerisi Marjorie Taylor Greene gibi Cumhuriyetçi siyasetçilerin köpürtmesine kalmış. Tabii tam da bu köpürtme işlemi nedeniyle başka komplo teorileri de bu süreçte interneti doldurdu. 

 

 

"Rusya'nın Ukrayna'yı istila etmesi filmden ibaret"

Amerikan sağını yakından takip eden David Gilbert, QAnon'a inanan pek çok kişinin küresel bir mesele patlak verdiğinde "olay her ne olursa olsun bunda bir komplo teorisi gördüğünü" söylüyor. Gilbert komplo teorisyenlerinin hiçbir olayın "göründüğü gibi olmadığını" düşündüklerini belirtiyor.

Tam da bu nedenle Rusya'nın Ukrayna'yı işgal ettiğine yönelik ana akımdaki haberlere dair genel kanı bunun doğru olmadığı yönündeydi. QAnoncular böyle bir şeyin esasen gerçekleşmediğine ve her şeyi ana akım medyanın uydurduğuna inanıyordu. 

Bu iddiayı desteklemek için Rusya - Ukrayna savaşından basına yansıyan ilk fotoğraflardan biri kurban olarak seçildi. Yüzünde kanlar olduğu görülen Ukraynalı kadının fotoğrafının 2022'de değil 2018'de çekildiği iddia edildi. Söz konusu görüntüyü fotoğrafçı Wolfgang Schwan 24 Şubat 2022'de yakalasa da QAnon takipçileri savaşa dair bir mizansenin kurgulandığında ısrarcıydı. 

 

 

ABD Başkanı Joe Biden'ın aslında gerçek bir insan olmadığını ve ülkeyi kontrol etmek için şeytani çetenin kurgusuyla başkanlık koltuğuna oturtulan bir robot olduğunu savunan QAnon hareketi Doğu Avrupa'daki çatışmayı da kendi bakış açısına uydurdu. Görünüşe göre Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski'nin eski bir aktör olması da bu iddianın "kanıtlarından" biriydi. 

Ghost Ezra olarak bilinen, QAnon dünyasının etkili isimlerinden biri olan Robert Smart, açtığı ankette Telegram takipçilerine Ukrayna istilasının "bir filmden ibaret olduğuna" inanıp inanmadıklarını sordu. Smart'ın 50 binden fazla takipçisi ankete katıldı ve ciddi bir kısmı iddianın doğru olduğunu düşündüğünü belirtti. 

 

mel magazine jpg
GhostEzra'nın Telegram'da açtığı anket (Mel Magazine/ViceNews)

 

"Derin devleti temizleme operasyonu"

Bir başka QAnon teorisine göreyse Moskova'nın Kiev'e saldırısı "şeytani çetenin liderlik ettiği derin devleti temizleme operasyonuydu". Dünyayı seks amaçlı çocuk ticareti yapan, küresel seçkinlerin yer aldığı bir "derin devletin" yönettiğini düşünenlere göre Putin, bu seçkinlerin desteklediği Zelenksi'ye karşı harekete geçmişti. 

John Sabal, Putin'in operasyonunu "şeytani elitlerin" faaliyette olduğu bir merkezin "temizlenmesi" olarak yorumlarken "Kanada Kraliçesi" diye bilinen Romana Didulo da paylaştığı videoda Rusya ordusunun Kiev'deki derin devleti ortadan kaldırdığını öne sürmüştü. 

 

 

"Trump, 'Çayy-na' derken Ukrayna'yla ilgili gizli bir mesaj veriyordu"

ABD'nin Ukrayna'da biyolojik silah ürettiğine dair iddialar da radikal sağcıların Putin'i desteklemek için sıraladığı nedenler arasındaydı. Ve bu iddialar başka teorilerin önünü açtı.Trump'ın pandemi sürecinde "Çayna" (China, Çin) kelimesini "Çayy-na" (Chy-na) şeklinde yanlış telaffuz etmesi bunlardan biriydi. İddiaya göre eski ABD Başkanı ifadeyi yanlış biçimde söyleyerek aslında dünyayı Kovid-19'un Ukrayna'da üretildiğine dair uyarmaya çalışıyordu

Hem biyolojik silah hem de Ukrayna'nın derin devletin mevcut merkezi olduğu iddiasıyla bağlantılı olarak QAnon taraftarları Trump'ın telaffuz tercihine yeni bir anlam yükledi. Komplo teorisyenleri "chy-na" ifadesinin Ukrayna dilinde "bedel" anlamına geldiğini ve Trump'ın Çin'in "büyük bir bedel" ödeyeceğini söylemesinin esasen Ukrayna'daki duruma işaret ettiğini öne sürdü. 

 

 

Google Maps'ten arama yapılmasının ardından Ukrayna'da "chyna" diye bir yer olduğunun iddia edilmesi de teoriyi körükledi. David Gilbert, Vice News'ta yayımlanan haberinde Lviv'de gerçekten böyle bir yer görünse de Ukraynaca "Шпильчина" kelimesiyle anıldığını ve buranın Google Maps'te "Shpyl'chyna" şeklinde geçtiğini belirtiyor.

 

 

Ancak söz konusu iddia QAnon teorisiyle pek de uyumlu gibi görünmüyor. Dahası bu iddia radikal sağcı aşı karşıtlarının öne sürdüğü Kovid-19'un Çin'deki laboratuvarlarda üretildiğine yönelik teorileri de boşa düşürüyor. Bu noktada komplo teorilerinin birbirleriyle her durumda tutarlı bir bütün oluşturmadığını belirtmek önemli. Zira tüm bu teoriler dönemsel ihtiyaçlara karşılık verdiği ölçüde değerli. 

Bununla birlikte bütün komplo teorilerinin esasen Amerikan radikal sağının, Demokratlara olan alerjisinden ve onların yönetimine duydukları güvensizlikten kaynaklandığını da ifade etmek gerekiyor. Özellikle Trump yönetimi döneminde iyice kutuplaşan ABD'de bu gibi saflaşmalar iç siyasetin dinamikleriyle şekilleniyor. Yani eğer Demokratlar bir biçimde Zelenski'yle karşı karşıya gelseydi bunu sağın işine yarayacak şekilde teorileştirmek muhtemelen pek uzun sürmeyecekti. 

Tam da bu nedenle uzun uzun komplo teorileri üretmekle uğraşanlar gibi Biden ve yönetiminin doğru hamleler yapmadığını düşünen ve ABD'nin kilometrelerce uzakta başka ülkelerin işlerine neden burnunu soktuğunu sorgulayanların sayısı az değil. 

İzolasyoncu yaklaşım: Ukrayna neden ABD'nin problemi olsun?

ABD'de Demokratlara yakın liberal medyanın Putin'i şeytanlaştırması, Amerikan sağına onu yüceltmek için yeterli gerekçeyi sunuyor. Radikal sağcı bazı yorumcuların mantık yürütmesini bu açıdan şu şekilde özetleyebiliriz:

Bize Putin'den nefret etmemiz söyleniyor ama neden Putin'den nefret edeyim ki? Putin, ABD'de herhangi bir krize neden olmadı.

Bu basit düşünceye göre eğer Putin, ABD'nin düşmanı değilse o halde ABD'nin Doğu Avrupa'da herhangi bir taraflaşmaya girmesi anlamsız. Başka bir ifadeyle ABD'nin diğer coğrafyalardaki meselelere karışmaması gerektiğini savunan izolasyoncu yaklaşım Ukrayna'da yaşananların ABD'yi ilgilendirmediğini savunuyor. 

Bu bakışın Rusya - Ukrayna savaşından önce de mevcut olduğunu dile getiren Yenal Bilgici şu ifadeleri kullanıyor:

Amerika'da izolasyonist bir damar var. Bütün o MAGA'ların (Make America Great Again - Amerika'yı Yeniden Harika Yap) arkasında, 'Amerika vazifesi olmayan işlere karışmasın, her savaşa girmesin, bu arada başkalarının yaralarını sarmaya da kalkışmasın' diyenler var. Trump, tartışmalı bir siyasetçi olsa da bu izolasyonist damarın çok güçlü bir temsilcisiydi, bu açıdan işlevseldi.

Putin'in de bu yaklaşımı "uzun yıllar önce keşfettiğini" dile getiren Bilgici, Rusya Devlet Başkanı'nın izolasyonist bakış açısını "kendi ve Rusya'nın lehine kullandığını" ekliyor. 

Ancak burada yakın tarihte yaşanan gelişmeleri vurgulamadan geçmeyelim. Özellikle Rusya yanlısı Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç'in devrilmesine neden olan 2014 Maidan Olayları'na dönemin ABD Başkanı Barack Obama'nın yönetiminin destek vermesi radikal sağın hafızasında hâlâ taze.

Obama'nın başkanlığı döneminde şu anki ABD Başkanı Biden'ın başkan yardımcı olduğunu da hatırlatalım. Dolayısıyla Amerikan radikal sağı Ukrayna yönetimini bir "Obama/Biden projesi" olarak görüyor

Bununla birlikte 2019'da dönemin ABD Başkanı Donald Trump'ı azil sürecine götüren Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski'yle görüşmesini de not etmek önemli. Trump'ın Zelenski'ye Joe Biden ve oğlu Hunter Biden'ın Ukrayna'da yürüttüğü faaliyetlere yönelik soruşturma açılması için baskı yapması o dönem büyük bir skandala yol açmıştı. 

Öte yandan Trump askeri harekattan önce "O zeki biri diye" övdüğü Putin'den Hunter Biden'ın Ukrayna'daki laboratuvarları finanse ettiğine dair kanıtları kamuoyuyla paylaşmasını isteyerek 30 Mart'ta meseleyi yeniden gündeme getirdi. 

 

ap4.jpg
Trump şubatta "Putin, Biden'la davul çalar gibi oynuyor" demişti (AP)

 

Rusya Savunma Bakanlığı'nın söz konusu iddiayı destekleyen açıklamalarıysa radikal sağcılar açısından Trump'ın 2019'daki haklılığını kanıtlıyordu. Rus askeri güçlerine bağlı Radyasyon, Kimyasal ve Biyolojik Savunma Kuvvetleri Komutanı İgor Kirillov, 24 Mart'ta şu ifadeleri kullanmıştı

Söz konusu yapıların, mevcut ABD yönetimine yakın Hunter Biden'ın yönetimindeki yatırım vakfı Rosemont Seneca tarafından finanse edilmesi dikkati çekiyor. Fonun mali kaynakları 2 milyar 400 milyon dolar değerinde. Aynı zamanda bu vakfın, Black and Veach ve Metabiota şirketleri dahil Pentagon'un biyolojik laboratuvarları için en büyük ekipman tedarikçileriyle bağlantıları var.

Yani kısacası Yeni Dünya Düzeni komplo teorisiyle bağlantılı olarak radikal sağın perspektifine göre Doğu Avrupa'daki olayları Demokratlar kışkırtıyor ve ABD'nin oradaki gelişmelere esasen hiç bulaşmaması gerekiyor. Bu durumda ülkesini savunmak dışında başka bir çaresi olmadığı düşünülen Putin'in de kahraman olarak görülmesi kaçınılmaz hale geliyor. 

Beyaz erkekliğinin yüceltilmesi ve homofobi

Homofobi ve LGBTQ+ karşıtı propaganda Amerikan sağının olmazsa olmazlarından. Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesinden hemen önce de beyaz üstünlükçüler arasındaki temel tartışma başlığı buydu. Amerikan sağcıları ABD ordusunda çeşitliliğe alan açılarak askeriyenin yok edildiğini öne sürüyordu. Kadınlar, azınlıklar ve LGBTQ+ bireylere orduda yer verilmesi silahlı kuvvetlerde standartların düşmesi olarak yorumlanıyordu. 

Putin'in de cinsiyetçi, LGBTQ+ karşıtı bir görüşe sahip olması ve at üstünde üstsüz biçimde avlanırken verdiği maço pozları onu sağ için kusursuz bir sembol kılıyor. Amerikan sağının bir kısmı Rusya ordusunun son derece maskülen ve ideal olduğunu düşünürken ABD'nin aşırı duyarcı (woke) ve dejenere bir silahlı kuvvetlere sahip olduğuna inanıyor. ABD'de duyarcılık ya da wokism kuvvletlendikçe radikal sağda Putin gibi duyarcılık karşıtı hissiyata seslenen liderlerin kuvvetlendiğini belirtelim. 

 

ap.jpg
Putin'in Sibirya tatili sırasında verdiği pozlar radikal sağda epey popüler (AP)

 

David Gilbert da bu noktaya vurgu yapıyor ve Putin'in "güçlü" görünümü sayesinde sağın desteğini kazandığını şöyle aktarıyor:

Radikal sağ, Putin'i 'güçlü' bir lider olarak görüldüğü ve Trump tarafından defalarca övüldüğü için kucakladı.

Rusya Devlet Başkanı'nın, ülkesinin "iptal edilmek" istendiği yönündeki açıklamalarını "manidar" diye niteleyen Yenal Bilgici'yse Batı'da yükselen woke kültürünün, karşıtını beslediğini belirtiyor. Bilgici ayrıca şu ifadeleri kullanıyor:

Putin'in bu kültürün bir parçası olan 'cancel' (iptal) ifadesine başvurması bu açıdan manidar; meseleye vakıf olduğunu ve orayı kaşımak istediğini gösteriyor.

Bununla birlikte Rusya'da 11 Haziran 2013'de Devlet Duması'nda oybirliğiyle kabul edilen eşcinsel propaganda yasasından bahsetmek de önemli. "Çocukları Geleneksel Aile Değerlerinin İnkarını Savunan Bilgilerden Korumak Amaçlı Yasa" Amerikan sağının Hıristiyan ve beyaz ahlakıyla uyumlu bir perspektife sahip. "Geleneksel olmayan" ilişki biçimlerinin propagandasını yasaklayan bu yasa sağın bir kısmını Rusya'nın ahlaki olarak ABD'den üstün olduğunu düşünmeye sevk etmişti. 

Öte yandan son derece katı bir Hıristiyanlık anlayışına sahip Evanjeliklerin Putin'e duydukları sempatinin 1990'lara uzandığını da not edelim. Soğuk Savaş'ın ardından Rusya'nın Hıristiyan değerleri yeniden kucaklaması Putin'in sağın gözünde puan kazanmasını sağlayan unsurlardan biriydi. 

Nitekim 1974'te muhalif görüşleri nedeniyle Sovyetler Birliği vatandaşlığından çıkarılan ve 1976'da ABD'ye yerleşen Nobel Ödüllü yazar Alexandr Soljenitsin de Amerikan Evanjelikleri tarafından sembol olarak kullanılmıştı. Siyahların hak mücadelesi verdiği dönemde asıl acı çeken kişilerin beyaz Hıristiyanlar olduğunu iddia etmek için Soljenitsin önemli bir koz olarak öne sürülmüştü. 

QAnon komplo teorisinden etkilenen ve bundan zarar gören kişilerin ailelerine yardım etmek amacıyla Reddit'te kurulan QAnon Casualties grubuna destek veren Mike Rains de sağın bu konudaki bakış açısını şu ifadelerle açıklıyor:

Putin'i övüyorlar çünkü Putin'in Beyaz Hıristiyanların kurtarıcısı olduğu mitini benimsiyorlar. Onu hareketlerinin kahramanı olarak görüyorlar.

Merkez sağdan gelen eleştiriler

ABD sağının radikal kanadı Putin'i kucaklasa da merkezdeki birçok önemli Cumhuriyetçi siyasetçi onlarla aynı görüşte değil. Örneğin ABD Temsilciler Meclisi'nin Cumhuriyetçi Azınlık Lideri Kevin McCarthy, Rusya'nın saldırısını kınamış ve "Vladimir Putin'in Ukrayna'yı istilası pervasız ve çok kötü" ifadelerini kullanmıştı. 

Cumhuriyetçi Senatör Mitt Romney de Rusya'nın "en ağır ekonomik cezalarla" yüzleşmesi gerektiğini söylemiş ve "küresel organizasyonlardan" atılmasını savunmuştu. Romney bir röportajında Putin'i destekleyenleri hedef alarak bunun "neredeyse ihanet" olduğunu söylemişti. Cumhuriyetçi siyasetçi 2012'de Rusya'yı "Amerika'nın karşı karşıya olduğu en büyük jeopolitik tehdit" diye nitelemişti. 

Söz konusu açıklamaların sağın kendi içinde çok fazla katmana ayrıldığını ve yekpare bir düşünce yapısına sahip olmadığını göstermesi açısından önemli olduğunu belirtelim. Yenal Bilgici de Rusya'nın radikal sağın ötesine geçerek etki alanını genişletmesinin ve Trump'la yakalandığı gibi bir uyumun sağlanmasının çok kolay olmadığını şöyle aktarıyor:

Rusya'nın gönülleri ve beyinleri fethetmesi herhalde bu savaştan gelen görüntüler yüzünden çok zor. Örneğin ABD'de 2024'deki başkanlık seçimlerinde Trump'a, o olmazsa aynı meşrepten bir başka adaya doğrudan veya arka kapıdan destek vermek, Ruslar açısından da o aday açısından da eskisi gibi işlevsel olabilir mi? Artık bunu kestirmek zor.

Bilgi savaşlarının geleceği nasıl şekillenecek?

Radikal sağa dair hemen hemen bütün gelişmelerin sosyal medyadaki komplo teorileri üzerinden ilerlediği düşünüldüğünde savaşın ve ABD iç siyasetinin gidişatına bağlı olarak bunlara yenilerinin ekleneceği tahmin etmek pek de güç değil. Yani klavye başındaki savaşlar önümüzdeki dönemde de gündem olacak gibi görünüyor. 

Muhafazakar basının da bu teorilerde ve dezenformasyonda ciddi pay sahibi olması meselenin güç kazanmasında önemli unsurlardan biri şüphesiz. Nitekim Fox Business'ta 1 Mart'ta yayımlanan bir haberde esas komplo teorilerini sağın değil sosyalistlerin yaydığı iddia edilmişti. Söz konusu iddiaya dair Mike Rains şu ifadeleri kullanıyor:

'Sosyalistlerin' dezenformasyon yaydığı fikri çılgınca. Fox gibi sağcı dezenformasyon ağlarının ulaşabileceği hiçbir yerde sosyalist sol yok. Ukrayna kendi anlatılarını desteklemek için çalışıyor ve ABD ana akım medyası onlara yardım etmek için uğraşıyor ancak bu sosyalist ajandayı teşvik etmek amacıyla yapılmıyor.

Yani Amerikan sağı farklı kollardan kendi fikirlerini yaymak amacıyla çaba sarf ederken düşmanlarına saldırmak için eline geçen fırsatları da asla kaçırmıyor. 

Bilgi savaşlarının henüz bitmediğini vurgulayan David Gilbert da daha pek çok iddianın gündeme geleceğini ve tartışmaların süreceğini düşünüyor. Gilbert, "Her iki taraf da kalpleri ve zihinleri kazanmaya çalıştığı için şu an itibarıyla kaçma kovalamaca oyunu devam edecek" diye ekliyor. 

 

 

Hem Rusya'nın hem de Ukrayna'nın bu süreçte deepfake videolar yayımlayarak rakibini şaşırtmaya çalıştığını belirten Yenal Bilgici'yse bunun çok tehlikeli olduğunu vurguluyor. Zelenski'nin Ukrayna kuvvetlerine teslim olmalarını söylediğini iddia eden deepfake video bu açıdan çok tartışma yaratmıştı. Bilgici meseleyle ilgili olarak şunları dile getiriyor:

Deepfake çok etkili bir araç. Normal koşullarda panzehrini hazırlaması günler alan bir zehir. Propaganda savaşları açısından bu zehrin barış günlerinde de rakibi zayıflatmak ve safdışı bırakmak için kullanılacağına kesin gözüyle bakabiliriz. 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU