Sendikacılığın geleceği nasıl görünüyor?

Canan Duman Independent Türkçe için yazdı

Kolaj: Independent Türkçe

Bir ülkedeki ekonomik, toplumsal ve siyasal değişiklikler, işçilerin karşı karşıya bulundukları sorunları ve ihtiyaçları değiştirir.

Sendikalar da bu sorunlara çözüm bulmak için sürekli bir değişim ve dönüşüm yaşarlar.

Bu nedenle, "sendikalara ihtiyaç kalmadı" ya da "sendikacılık bitti" dememiz doğru olmayacağı gibi, sendikalaşmaya karşı hoşnutsuz olan işgücünün arttığını söylemek de yanlış olmayacaktır.  

Dünya bir dizi geçiş sürecinden geçiyor. Kayıt dışı ekonomiden kayıtlı ekonomiye geçiş. Analogdan dijital dünyaya geçiş. Normal bir çalışma durumundan uzaktan çalışmaya geçiş gibi…

Sendikaların, örgütsel operasyonları için bu geçişlerin önemini, üyeler için etkilerini bilmeleri, neyin değişmesi gerektiğini sormaları gerekiyor. 

Küreselleşme, demografik, çevresel ve teknolojik değişimler gibi itici güçler bugünün ve yarının işgücü piyasalarını ve sonuç olarak dünya çapında sendikaların geleceğini etkiliyor.

Robotik, otomasyon ve yapay zeka sendikalaşmaya en yatkın kategorilerdeki insan sayısını azaltıyor. Bilgi teknolojileri ve finansal hizmetler gibi sektörler, sendika üyesi olmayı alt düzeyde görüyor, maaş artışları ve yan haklar için toplu sözleşmeye bağlı olmak bir kenara bırakılıyor. 


Sendikalaşma neden azalıyor? 

Sendikaya kaydolanların sayısı on yıllardır içinde azalıyor. ABD'de, İngiltere'de sendika üyeliği birçok ülkede olduğu gibi düşmeye devam ediyor.

Sendikalar tarafından temsil edilen işçilerin sayısında yaşanan düşüş hem ülkeler hem de emekçiler için kötü bir şey olarak görülüyor. Çünkü, işçinin pazarlık gücünün ve toplu pazarlığın aşınması, ücretlerin baskılanmasına ve emeğin gelir payının bozulmasına yol açıyor. 

Sendikalar, bir zamanlar olduğu gibi faydalı olamıyor mu?

Bu düşüş neden kaynaklanıyor?

Sendikaların tamamen farklı bir biçimde yeniden mi ortaya çıkması gerekiyor?


Düşüşün nedenleri  

Bugünün sendikacıları genellikle politikalarını bilmemekle suçlanıyor. 

Sendika liderleri kalıcı işlerin kaybını önlemede yetersiz çaba göstermekle eleştiriliyor. 

Taşeron işçiliği örgütlemedeki çabaları yetersiz bulunuyor. 

Düşük sendikalaşmaya, işverenlerin sendikalara tepkileri ve sendikaların varlığını önleme veya azaltma çabaları katkıda bulunuyor.

İşverenler, sendikaları işyerlerinden uzak tutma çabalarında daha agresif hale geliyor ve onları yenebiliyor.

Sendikalaşmaya direnmek için danışmanlardan da destek alarak yönetimin sendika karşıtı konuşmaları sağlanıyor; hatta sendika faaliyetleri için çalışanlar işten çıkarılmakla tehdit ediliyor. 

Sendikalaşma prevalansındaki bu düşüşe aynı zamanda çeşitli faktörler katkıda bulunuyor. Mesela ekonomilerin bileşimi, büyüyen sektörler değişti.

Büyüme, yüksek teknoloji ve hizmet sektörüne kaydı. Artık daha fazla insan, sendikalaşma oranlarının daha düşük olduğu hizmet endüstrilerinde çalışmaya başladı.

Sendika yoğunluğu tarihsel olarak imalat ve kamu sektöründe yoğunlaşsa da geçmişe göre imalat işlerindeki işçilerin sayısı azalmaya başladı.

Sendika üyeliği, sendikalaşma oranı yüksek endüstriler içinde de düşüş eğiliminde. 


Türkiye'de işçilerin 14,3'ü sendikalı

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yayımladığı Ocak 2022 sendika istatistiklerine göre Türkiye'de 15 milyon 294 bin 362 işçiden 2 milyon 189 bin 645'i sendikalı olurken sendikalı işçilerin toplam kayıtlı işçilere oranı yüzde 14,32 oldu.

İstatistiklere göre, Türk-İş, 1 milyon 213 bin 439 ile en fazla üyeye sahip konfederasyon olurken, Hak-İş 727 bin 187, DİSK'in üye sayısı 212 bin 593 oldu.


Sendikacılığın geleceği 

İşin geleceği şekillenmeye devam ederken, işçi sendikalarının buna dikkat etmesi, stratejilerini ve odaklarını buna göre ayarlaması gerekiyor.

ILO tarafından yayımlanan bir rapora göre; sendikaların geleceği kayıt dışı ekonominin örgütlenmesine bağlı görünüyor. İşçileri kayıt dışı ekonomide örgütlemek, sendikal hareketin yenilenmesini tetikleyebilecek. 

Ayrıca yapay zeka ve diğer yeni teknolojiler çalışanları daha üretken kılacak mı?

Otomasyon ücretlerde azalmaya neden olacak mı?

Haftada dört günlük çalışma, "irtibatı kesme" gibi konularda pazarlık veya yasama tarafında harekete geçilecek mi?

Kısacası sendikacılık için teknolojik değişimin etkileri devrede olacak.

Yeni ve genişleyen sektörleri de sendika üyeliğini önemli ölçüde genişletmek için hedeflemek gerekecek.  


Sendikacılığın yeni döneme uyumu nasıl olacak? 

Sendikacılığın trajik gerçeği, düşüşün durdurulamaz olsa da kaçınılmaz olmadığıdır. Bir organizasyonun yönetimi ile çalışanlar birliği arasındaki ilişki değişti.

İşçi hareketlerinin sosyal adaletin ayrılmaz bir sesi olmaya devam etmesi için zorluklar artıyor.

Sendikaların teknoloji odaklı 21'inci yüzyıl için kendilerini yeniden incelemeleri, iş ortağı olarak görülmeleri gerekiyor.

Sendikacılığın körelmesine izin vermek yerine, yıllar içinde geliştirdikleri stratejik, yasal ve diğer yetenekleri kullanarak günümüz koşullarına uyumlu hale gelmeleri gerekiyor.  

Sendikaların azalan sendika üyeliği konusundaki endişeleri ele alması, üyeleri örgütlemesi ve hizmet etmesi için yenilikçi, gelecek vadeden uygulamalara yönelmesi önem kazanıyor.  

Sendikaların sosyal medyayı kullanması, uluslararası kampanyalar etrafında ittifaklar yapması, gig ekonomisindeki serbest çalışanların haklarını düzenlemesi, sanal olarak örgütlenmesi, sosyal medya aracılığıyla genç işçileri hedef alması da yeni döneme uyuma katkı sağlıyor.

Serbest meslek sahiplerinin sayısı son yıllarda çarpıcı bir şekilde arttı, ancak ortalama kazançlar düştü ve serbest çalışanlar, kalıcı, kurumsal istihdamda olanların sosyal korumasından yararlanamıyor.

Serbest çalışanların sendikası gibi yeni ihtiyaçları göz önünde bulundurmak gerekiyor. Çünkü gig ekonomisi ile sendikalar arasındaki etkileşim kaçınılmaz…

Ancak bu gelecek, toplu pazarlığın geleneksel ilkeleriyle görünüşte uyumlu değil. Sendikaların modernleşmesi gerekiyor.  

Pandemi sonrası bir dünyada toplu pazarlık ve sendikalar için düzenleyici ortamın nasıl şekillendiğini görmek hepimizi için ilginç olacak.    

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU