Fatih Erbakan: Cumhur İttifakı'nda yer alma ihtimalimiz yüzde 1'in altında

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Erbakan, "20 senenin günahına son dakika ortak olmak, o faturaya ortak olmak çok da uygun bir şey değil bizim açımızdan" diye konuştu

Fotoğraf: AA

 Milli Görüş hareketinin simge ismi eski Başbakan Necmettin Erbakan’ın oğlu Fatih Erbakan, kurucusu olduğu Yeniden Refah Partisi ile katıldığı siyaset arenasında 3. yılı geride bıraktı.  

"Seçmen bizi iki ittifaka da yakıştıramıyor" diyerek her iki ittifaka da mesafe koyan Erbakan, Cumhur İttifakı’na katılma olasılığı için, "20 senenin günahına son dakika ortak olmak, o faturaya ortak olmak çok da uygun bir şey değil bizim açımızdan" dedi. Erbakan, böyle bir birlikteliğin olma ihtimalinin yüzde 1’in bile altında olduğunu söyledi.

Erbakan, Gazete Duvar'dan Nergis Demirkaya'nın sorularını yanıtladı.

"Enflasyon çok yüksek"

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Ekonomide yaşanan sıkıntıları değerlendiren Erbakan, "Bizim de elektrik faturası 799 liradan 1800 liraya çıktı. Asıl olarak enflasyon çok yüksek Türkiye’de. Biz de ENAG’ın yıllık yüzde 115 hesabını gerçeğe daha yakın görüyoruz" diye konuştu. Erbakan şöyle devam etti:

Bunun asıl sebebi de döviz kurlarındaki artış. Döviz de iki sebepten yükseliyor. Yüksek faizli kısa vadeli dış borçla kaynak üretmeye çalışıyorsunuz. En son 12 ayda ödenmesi gereken dış borç 193 milyar dolar. Yılda 60-70 milyar dolar dış ticaret açığını da finanse edeceksiniz. 12 ayda 250 milyar dolara ihtiyaç duyuyorsunuz. Bu da çok ciddi olarak dövize talebi artırıyor, o talep de tabiri caizse dövizi patlatıyor. Şimdi sebep dış güçler veya başka şeyler değil, sizin dış borçla finansman sağlamanız. Tabii ihracatın düşük kalması ithalatın daha yüksek olması. Üretime istihdama, ihracata yönelik ekonomik model uygulamamanız. Asıl sebep bunlar.

"Sistem ikinci planda bir araç"

"Muhalefet büyüyen krizde Cumhurbaşkanlığı sisteminin de etkisi olduğu görüşünde. Sizce de bu krizi derinleştiren bir durum mu?" sorusu yöneltilen Erbakan, "Sıkıntılar arttı; milli gelir düştü, enflasyon yükseldi. Ama biz sistemi her zaman araç olarak görüyoruz. Hangi sistemde olursa olsun doğru istikamette giden bir yönetim borç-faiz, zam-vergi ekonomisi yerine üretim, istihdam, ihracat odaklı bir ekonomiyi uygulayacak yönetim parlamenter sistemde de başarılı olur, başkanlık sisteminde de başarılı olur. Bu sistemin çok sıkıntılı yönleri olduğunu söylüyoruz. Ancak sistem ikinci planda bir araç" yanıtını verdi.

"Kılıçdaroğlu'nun tepki göstermesi çok doğru"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun zam geri alınana kadar faturasını ödemeyeceğini açıklamasını değerlendiren Erbakan şunları kaydetti:

Ödememek çözüm değil ama zamların çekilmesi için "böyle şey olmaz" diye tepki göstermesi çok doğru. Urfa’da aylık kirası 20 bin lira olan restoran sahibine 63 bin lira elektrik faturası gelmiş. Bir önceki ay gelen faturanın 3-4 katı. Bu iflasları, kapanmaları getirir. Esnaf zaten pandemide perişan oldu. Tam kendine gelecekken şimdi bunlar… Yanlış ekonomi modelinin uygulaması şu: İktidarın üç gelir kalemi var. Biri borç almak, iki devlet varlıklarını satmak, üç zamla, vergiyle milletin suyunu çıkarmak. Maalesef kaynak üreteyim, israfı önleyeyim, denk bütçe yapayım derdi olmadığı için borçlanarak, devlet malını, arazisini satarak millete yük yükleyerek kaynak üretmeye çalışıldığı için böyle bir tabloyla karşılaşıyoruz. Artık bıçak kemiğe dayanmış durumda.

"İki ittifakta da yer almamız sorunlu görünüyor"

Yeniden Refah Partisi lideri Erbakan "Cumhurbaşkanlığı sistemi ittifakları beraberinde getiriyor. Sizin sağda 3. ittifak çağrınız karşılık bulmadı. Bu durumda tutumunuz ne olacak, kendinizi nerede tarif ediyorsunuz?" sorusuna ise şu karşılığı verdi:

Bizim açımızdan mevcut iki ittifakta da yer almamız sorunlu görünüyor. Bir kere Cumhur İttifakı’nda 20 senedir yapılan icraat ortada. Özellikle ekonomi alanında çok ciddi eleştirimiz var. Gelinen nokta da bunu gösteriyor. 20 senenin günahına son dakika ortak olmak, o faturaya ortak olmak çok da uygun bir şey değil bizim açımızdan. ‘Bu yanlışlardan, 20 senedir yaptığımız uygulamalardan birden bire vazgeçtik. Bunların hepsinin tersini yapacağız. Yeniden Refah’ın söylediği prensipleri uygulayacağız' deme ihtimalini, siz gazeteci olarak ne kadar görürsünüz, ben yüzde 1 bile görmem. Dolayısıyla böyle bir birlikteliğin olma ihtimali yüzde 1’in bile altında diye düşünüyorum. Prensiplerde anlaşamadıktan sonra…

"CHP’nin HDP’nin olması bizim gibi partiler için olumsuz bir durum oluşturuyor"

Fatih Erbakan, Millet İttifakı'na mesafeli durmalarının gerekçesini de şu ifadelerle açıkladı:

Orada da mesela İstanbul Sözleşmesi konusu var. Ayasofya’nın cami olmasına tepki gösteriliyor. Yeni kurulan partilerden biri, ‘toplumsal cinsiyet eşitliğini üniversitede zorunlu ders yapacağım’ diyor. Daha önce borç faiz ekonomisini uygulayan genel başkan ‘biz gelirsek düşük faizle daha çok borç bulacağız’ diyor. Bunlar gibi anlaşamayacağımız, uzlaşamayacağımız konular var. Bir de ‘benzemezler’in bir araya gelmesi sinerji oluşturmuyor, tersine negatif bir durum oluyor. Mesela CHP ile Saadet’in birlikteliği gibi. İki tarafın tabanında da sıkıntıya, tepkiye yol açıyor. Orada CHP’nin HDP’nin olması bizim gibi daha çok dindar, mütediyyen kesimden oy alacak partiler için olumsuz bir durum oluşturuyor. Bunu Saadet örneğinde gördük. Anadolu’da Saadet’e tepkiyi görüyoruz. Dolayısıyla bizim bu şartlarda her ikisinde de karşı çıktığımız şeyler var. Kendi başımıza kalacağız gibi gözüküyor, kalınabilir.

"'İsterse dolar 20 lira olsun, yeter ki CHP zihniyeti gelmesin' deme hakkı da yok"

CHP’nin iktidar olasılığı durumunda muhafazakârların başta başörtüsü olmak üzere kazanımlarıyla ilgili endişelerinin konuşulduğu hatırlatılan Erbakan "endişeli muhafazakârlar"ın kaygılarına "bir miktar katıldığını" kaydetti. Erbakan, Mesela Özgür Özel’in açıklamaları oldu. "Çağ dışı" diye nitelemesi… Sayın Kılıçdaroğlu bir yandan açılım yapmak istiyor, ‘helalleşelim’ diyor ama maalesef bir taraftan bu açıklamalar tersini gösteriyor. Sayın Öztrak’ın, "Ayasofya müze olarak kalmalıydı" sözleri… Şu anda bunu söylüyorsa, iktidar olup güç eline geçtiği zaman belki de tekrardan yine müzeye dönüştürebilirler. Bu bağlamda 28 Şubat’ta yaşanan sıkıntıların yeniden yaşanması endişesini duyuyoruz. Çünkü CHP’nin genetik bir yapısı var. Ama iktidarın da, 'Aman 28 Şubatçılar gelmesin, isterse dolar 20 lira olsun, yeter ki CHP zihniyeti gelmesin' deme hakkı da yok. Bunu yıllarca kullandılar. Şimdi Yeniden Refah olduğu için artık umut var, çare var, Milli Görüş var. Alternatif var. "AK Parti gidince CHP zihniyeti gelecek" diye bir korkuya mahal yok, Yeniden Refah var" diye konuştu.

 

 

Gazete Duvar

DAHA FAZLA HABER OKU