Britanyalı araştırmacılar: Antidepresanlar daha kısa süreli ve daha az yazılmalı

Uzmanlar ilaçlarla ilişkili yan etkilerin ve yoksunluk semptomlarının, ilaçların avantajlarından daha ağır basabileceğini söylüyor

Türkiye'de son 3 yılda 12.3 milyon kişinin antidepresan ilaç kullandığı düşünülüyor (Unsplash)

Mevcut kanıtların gözden geçirildiği bir çalışma, etkinlikleri hakkındaki belirsizlikler nedeniyle doktorların daha az antidepresan yazması gerektiğini ortaya koydu. Çalışmada ayrıca antidepresanların daha kısa süreler için reçete edilmesi gerektiği sonucuna varıldı.

Araştırmacılar antidepresanlarla ilişkili yan etkilerin ve yoksunluk semptomlarının çoğunlukla şiddetli depresyon vakalarında görülen faydalardan ağır basabileceğini söyledi.

İngiltere'de 2019-2020'de tahminen 7,8 milyon kişiye (6 yetişkinden birine denk geliyor) en az bir antidepresan reçetesi verildi. Kadınlarda reçete sayısı yüzde 50 daha fazlaydı.

Drug and Therapeutics Bulletin'de yayımlanan inceleme, antidepresanların etkinliğine ilişkin kanıtların çoğunun sadece 6 ila 12 hafta süren plasebo kontrollü denemelere dayandığını belirledi.

University College London ve Royal Cornwall Hospitals NHS Trust'tan araştırmacılar, plasebo grubundaki ve ilacı alan gruptaki kişilerin sonuçlarının "klinik açıdan ciddi fark" eşiğini karşılamadığını söyledi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bununla birlikte modern bir anti-depresan türü olan seçici serotonin geri alım inhibitörlerinin (SSRI) verildiği kişiler arasında yan etkiler yaygındı. Beş hastadan biri gündüz vakti uyku hali, ağız kuruluğu, aşırı terleme ve kilo artışı bildirdi.

Her 10 kişiden biri kendilerini huzursuz hissettiklerini, midelerinin bulandığını, kas spazmları, kabızlık, ishal ve baş dönmesinden mustarip olduklarını söyledi. Ayrıca ilaç kullananların dörtte biri cinsel zorluklar bildirdi.

Araştırmacılar "Bu belirsiz fayda ve zarar dengesi ışığında yaygın ve giderek a artan ntidepresan reçetelerini yeniden gözden geçirmeliyiz" dedi.

Uzmanlar tarafından vurgulanan mevcut kanıtlarla ilgili bir diğer konu, antidepresanların hastalar açısından en önemli olan sonuçlar üzerindeki etkinliğini ölçmemesi.

Çalışmalar hastaların sosyal işlevselliğini veya yaşam kalitesini incelemek yerine öncelikle depresyon belirtilerini ölçmeye odaklanmıştı.

Araştırmacılar ayrıca uzun süre antidepresan kullananların ilacı bırakırken genellikle anksiyete, uykusuzluk, gerginlik, iştah değişiklikleri ve depresyon gibi yoksunluk belirtileri gösterdiğini tespit etti.

Araştırmacılar hastaların ilaç alımını kesmesi için kademeli doz azaltmanın en iyi yol olabileceğini söylüyor. Öte yandan "hastaların, ihtiyatlı bir azaltmayla bile uzun süreli cinsel yan etkiler veya kalıcı yoksunluk semptomları gibi sonuçlardan kaçınacaklarının garantisi yok".

Araştırmacılar, uzun süreli antidepresan kullanıcılarının bunları bırakmak için yardıma ihtiyaç duyabileceklerini ama "şu anda antidepresan reçetelerini iptal etmeye yönelik destek veren özel bir NHS (Ulusal Sağlık Hizmeti) hizmeti bulunmadığını" da belirtti.

2018'de Oxford Üniversitesi ve Japonya'daki Kyoto Üniversitesi'nden araştırmacıların öncülük ettiği uluslararası bir çalışmada 116 binden fazla katılımcının antidepresan deneme verileri incelenmişti.

"Majör depresif bozukluğu olan yetişkinlerde tüm antidepresanların plasebolardan daha etkili olduğu" tespit edilmişti.

Araştırmanın baş yazarı Andrea Cipriani, bulguların antidepresanların "depresyon için etkili bir araç" olduğunu gösterdiğini söylemişti.

The Guardian'a konuşan Cipriani, "Tedavi edilmeyen depresyon, topluma yük olduğu için büyük bir sorun" ifadelerini kullanmıştı.



* İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/life-style

Independent Türkçe için çeviren: Noyan Öztürk

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU