Cumhurbaşkanı Erdoğan S-400 alımıyla ilgili konuştu: Tükürdüğümüzü yalarsak devlet terbiyemize uymaz

Erdoğan, Tacikistan’daki Asya’da İşbirliği ve Güven Arttırıcı Önlemler Konferansı dönüşü uçakta gündeme dair soruları yanıtladı

Fotoğraf: AA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tacikistan temaslarının ardından gündeme dair açıklamalar yaptı.

Asya’da İşbirliği ve Güven Arttırıcı Önlemler Konferansı’nın 5. Zirvesi kapsamında dünya liderleriyle ikili görüşmeler gerçekleştiren Erdoğan, Türkiye'nin Rusya'dan satın aldığı S-400 hava savunma sistemleri ile ilgili konuştu:

Bu arada Rusya ile S-400 konusunu da görüştük. Zaten S-400 konusu bitmiş vaziyette. Herhangi bir olumsuzluk sözkonusu değil. Öyle zannediyorum ki Temmuz ayının ilk yarısında artık onlar da gelmeye başlayacaktır. Bu konuyla ilgili takvimi arkadaşlarımız takip ediyor. S-400’den taviz vermeyeceğiz. Her zaman söylüyorum; burası kasaba devleti değil, burası Türkiye Cumhuriyeti. İmzayı atmışız, her şeyi bitirmişiz. Karşı taraftan Rusya, bize vereceği kredide her türlü kolaylığı göstermiş ve gerçekten uluslararası piyasada olmayan faiz yüzdeleriyle bize bir kredi vermiş. Şimdi burada tükürdüğümüzü yalarsak devlet terbiyemize uymaz, benim de devlet adamlığıma uymaz. Böyle bir şeyi yapamayız.

Erdoğan'a ABD Savunma Bakanı Vekili Patrick Shanahan'ın 6 Haziran'da Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'a gönderdiği ve sert uslubu nedeniyle kamuoyunda tartışmaya yol açan mektuba ne zaman yanıt vereceği de soruldu.

Söz konusu mektupta ABD Kongresi'nin Türkiye'ye yönelik CAATSA yaptırımları uygulayabileceği ve Ankara'nın S-400 alımından vazgeçmemesi halinde F-35 savaş uçaklarının alımın duracağı da belirtiliyordu.

Cumhurbaşkanı mektuba yanıt için çalışmanın sürdüğünü ifade etti:

Milli Savunma Bakanlığımız o mektuba karşı bir mektup konusunda çalışmasını sürdürüyor. Çok kısa zamanda, belki de bu hafta içerisinde cevabi mektup gönderilecektir. Çerçevesi içeriği belirlenmiş vaziyette. F-35 konusunda üzerimize düşeni hep yaptık. Ödemelerse, taksitlerimizi tıkır tıkır ödüyoruz. Şu ana kadar 1 milyar 250 milyon dolar ödeme yaptık. Biz görevimizi yerine getirirken, karşımızdaki de görevini yerine getirecek. F-35’lerden 4 tanesini teslim aldık. Bunlar şu anda Arizona’da. Generalimizi gönderdik, pilotlar orada, eğitimleri aldılar. Ama uçakları göndermeye gelince bu noktada maaleselef bize yanlış yapıyorlar. Bu uçakların bir kısım parçaları da Türkiye’de üretiliyor. İşin bir de bu boyutu var. Sen ödemeyi yapacaksın, parçaların bir kısmı burada üretilecek ama kalkıp ‘uçakları vermeyeceğiz’ diyeceksin. Bu tabi ki yakışık almıyor. Bu konuları ben Sayın Trump ile görüştüğüm zaman bakıyorum ki o farklı konuşuyor. Bunlara gelince bunlar da farklı davranıyor. Bu tür şeyleri yapmak doğru değil.

Erdoğan 28-29 Haziran'da Japonya'nın Osaka kentinde düzenlenecek G-20 zirvesinde S-400 ve F-35 meselesini ABD Başkanı Trump ile görüşeceğini belirtti:

G-20 zirvesinde Sayın Trump ile etraflıca görüşmemiz olacak. Orada bu konuları ele alacağız. Ama aşağıdaki birileri farklı şeyler konuşursa, o zaman hemen zaten Sayın Trump ile irtibatımızı kurarız, orada da konuları telefon diplomasisi ile çözmeye çalışırız. Orada da bu işler fazla gecikmiyor.

Cumhurbaşkanı, Türkiye ile ABD arasındaki krizin çözülmesini istediğini, iki ülkenin de NATO üyesi olduğunu, NATO’nun en güçlü ayağı olan Türkiye'nin birlikte ödemelerini yapan üç beş ülkeden biri olduğunu söyledi;  "Bir stratejik ortak, bir ortağa yanlış yapar mı? Yapmaması lazım." değerlendirmesi yaptı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

İdlib'teki saldırılar

Cumhurbaşkanı Erdoğan Suriye'nin İdlib kentindeki saldırılar ve çatışmasızlığın sürdürülüp sürüdürülmediğiyle ilgili sorulara da yanıt verdi:

Doğrusu Ruhani ve Putin ile İdlib konusuna pek girmedik. Çünkü İdlib konusu zaten görevli olan arkadaşlarımız ile Rusya tarafında görevli olanlar arasında sürekli takip ediliyor. Ateşkes sağlandı ama zaman zaman çatlak sesler gelebiliyor. Ben buradakini öyle kabul ediyorum. Sayın Putin olsun diğerleri olsun aslında bu tür şeylere pek sıcak bakmıyorlar. Rejimin yaklaşımını da doğru bulmuyorlar. Ama Putin’in bir özelliği var; bir yerde bir sıkıntı olduğu anda ben görevli arkadaşıma ‘muhatabını ara’ dediğim zaman 24 saati bulmaz, hemen dönüş olur. Ondan sonra biz gerekli görüşmeleri yaparız ve çözüme de kavuştururuz. Rusya ile bu noktadaki ilişkiler gayet iyi gidiyor. Zaman zaman bu tür sıkıntılar olmasa çok daha iyi olacak ama maalesef oluyor.

Doğu Akdeniz'de sondaj gerilimi

Cumhurbaşkanı Doğu Akdeniz'deki sondaj gerilimiyle ilgili de konuştu.

Kendisine Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un "Türkiye çalışmalarını durdurmalı" açıklaması hatırlatıldı, bölgedeki gerilim hakkında ne düşündüğü soruldu.

Fransa’nın Doğu Akdeniz’de söz söyleme hakkı nereden çıktı? Doğu Akdenize kıyıdaş mı? O kendine göre gelin güvey oluyor. Böyle bir şey yok. Kıbrıs’ta biz garantör ülkeyiz. Yunanistan, İngiltere garantör ülke. Bu ülkeler bir şey söylerse anlarım. Fransa’nın ne işi var burada? Eğer diyeceksen ‘benim de TOTAL şirketim anlaşmalar yapmış; bırak da TOTAL konuşsun o zaman. Uluslararası hukuka göre Kıbrıs’ın bütününde yaşayan halk, oradaki sulardan çıkan bütün imkan neyse onu ortaklaşa paylaşır. Olay bu. Orada benim soydaşımın hakkı var. Biz bu hakkın takipçisiyiz. Bu hakkı yedirmeyiz. Güneyin de aynı şekilde eşit oranda hakkı var. Ama kuzeydeki benim Türk soydaşlarımdan farklı değil. Aynı hakka sahip. Bunun ölçmesi biçmesini güneydeki yapacaksa, kuzeyin aldatılmasını görmezlikten gelebilir miyiz? Fransızın burada ne işi var? O kendine göre durumdan vazife çıkarıyor. Sayın Macron bu işlerde çok acemi. Hala alışamadı bu işe. Herhalde alışana kadar da çok vakit geçecek.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU