Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi liderleri uzun süredir durmuş olan barış görüşmelerini yeniden başlatma olasılığını görüşmek üzere Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri ile bir araya gelmeye hazır olduklarını bildirdi.
Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis, Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman ile ara bölgede yaptığı görüşmenin ardından sürecin “müzakerelerin kaldığı yerden yeniden başlamasını hedeflediğini” söyledi. Hristodulidis, bugünkü buluşmanın müzakere niteliği taşımadığını, her iki liderin kendi başlıklarını gündeme getirdiğini aktardı. BM Temsilcisi Holguín ile ortak toplantı yapılması konusunda uzlaşılmasını “olumlu bir gelişme” olarak nitelendiren Hristodulidis, Holguín’in 5–6 Aralık’ta liderlerle ayrı ayrı temaslarda bulunacağını belirtti. Müzakerecilerin hem ortak görüşme hem de yeni gayriresmî konferans için hazırlıklara başlaması yönünde karar alındığı kaydedildi.
Ekim'de yapılan KKTC cumhurbaşkanlığı seçimini ezici bir farkla kazanan Tufan Erhürman, Kıbrıs Rum kesimi lideri Nikos Christodoulides ile ilk görüşmesini bugün gerçekleştirdi. Merkez sol eğilimli ılımlı bir siyasetçi olan Erhürman seçim kampanyasında, Kıbrıs'ın yeniden birleşmesine yönelik durmuş olan BM görüşmelerini canlandırma sözü vermişti.
BM temsilciliği sözcüsü, iki yönetimin de başkenti olan ikiye bölünmüş Lefkoşa kentindeki tarafsız bölgede iki liderin buluştuğu toplantı sonrası, "(Liderler) BM Genel Sekreteri tarafından daha geniş bir kapsamda düzenlenecek bir sonraki gayriresmî toplantı için çalışmaya hazır olduklarını ifade ettiler" dedi. İki taraf arasındaki son müzakere turu 2017'de başarısızlıkla sonuçlanmış ve müzakere süreci çıkmaza girmişti.
Erhürman: Temsilcilerimize tam yetki verdik
Erhürman, yaklaşık bir buçuk saat süren görüşme sonrasında görüşmeye ilişkin Cumhurbaşkanlığı’nda açıklama yaptı. "Görüşmenin bir saat 15 dakikalık bölümü heyetler arasında geçtiğini, kalan 15 dakikalık sürede de Hristodulidis ile ikili bir görüşme gerçekleştirdiklerini" kaydeden Erhürman, şöyle devam etti:
Genel olarak toplantının atmosferinin samimi ve olumlu olduğunu söyleyebilirim. Tabii toplantı, daha çok iki tarafın kendi düşüncelerini aktarması suretiyle gerçekleşti. Yani ekstradan seyredenler üzerinde bir görüş alışverişi yapmayı ilk toplantı için doğru bulmadık. Sebep bir de aslında şuydu; bir karara vardık. Biliyorsunuz, Sayın Maria Maria Angela Holguín Cuéllar benimle görüşmek üzere 5 Aralık'ta burada olacak. 6'sında Sayın Hristodulidis’le görüşecek ve bu iki görüşmenin ardından bir üçlü görüşme gerçekleştireceğiz. Onun öncesinde ama temsilcilerimize tam yetki verdik. İhtiyaç duyulan aralıklarla onlar bir araya gelip ortaya koyduğumuz görüşler üzerinde ve süre içerisinde geçecek başka konularda fikir alışverişine devam edecekler.
Biz de Sayın Hristodulidis’le gerekli olursa bir araya gelebiliriz dedik, 5 Aralık'tan önce de ama telefon aracılığıyla da sürekli iletişim halinde olmak konusunda karara vardık. Bizim yaklaşımımız daha önce kamuoyuyla paylaştığımız şeklindeydi. 'Şu an itibarıyla maalesef adada arzu ettiğimiz şekilde bir çözüm atmosferinin olmadığını, bu adreslerin yaratılması için bir çaba ortaya koymamız gerektiğini' söyledik öncelikle. Sayın Ersin Tatar ile Sayın Hristodulidis’in, Cenevre'de ve New York'ta görüştüğü konuların masada olduğunu, oradan da devam edecek ve bu konuların çözümü için de çaba sarf edeceğimizi söyledik. Özellikle öngörülen yeni 5+1’e gitmeden önceki takvim, şu anda belli değil.
10 maddelik paketi anlattı
Öngörülen 5+1'e gitmeden önce ve mümkünse Sayın Cuéllar’a gelmeden önce en azından belli başlı konularda bazı uzlaşmalar sağlanabilirse bunların da hem Maria Angela Cuéllar ile yapılacak görüşme açısından hem de öngörülen 5+1 açısından faydalı olacağını söyledik. Elbette bunların arasında, özellikle ve yeni geçiş noktalarının açılması ve ara bölgedeki solar panel güneş enerjisi panelinin devreye sokulması meselelerinin de öncelikli meseleler olduğunu, öncelikli meseleler olduğunu söyledik. Biz, özellikle çözüm atmosferinin oluşması noktasında 10 maddelik bir hal paketini dile getirdik. Bu 10 maddeden kısaca bahsedeceğim. Bunlardan birincisi karma evliliklerden doğan çocuklarımızın vatandaşlık hakkı meselesiydi. Bununla birlikte karma evlilik içindeki eşlerin, güneyde ehliyetlerini kullanarak araç kullanması meselesine de burada doğan çocuklarımızın güneye geçememesi meselesine de değindik. Dediğim gibi bu sayacağım 10 madde çözüm atmosferinin oluşması noktasında yaptığımız önerilerdir. Birincisi buydu.
İkincisi, özellikle Metahan'daki geçişlerle ilgili bir talebimizi ilettik. Orada da üç kabinde de sürekli olarak görevli bulundurulması talebimizi ilettik. Bu geçişlerin kolaylaştırılması konusunda Bostancı ve Derinya'da da seyri sefer çıkarma olanağının tanınmasının bu geçişlerde rahatlık sağlayabileceğini bu konuda da talebimiz olduğunu ilettik. Üçüncü bir nokta olarak, kısa bir süre önce Gençlik Teknik Komitesi hayata geçirilmişti ve bu Gençlik Teknik Komitesi, Ürdün'de de Sayın Cuéllar'ın katılımıyla üç günlük bir sürede toplantılar gerçekleştirilmişti. Özellikle bu 14 yaşından küçük olan çocuklarımızdan oluşan takımların, karşılıklı maç yapması meselesinin dostluk maçından bahsediyorum. Tabii ki o pozitif atmosfere katkı sağlayabileceğini söyledik.
"Kayıp Şahıslar Komitesi konusundaki girişimle ilgili olarak da iki lidere görevler düşmektedir"
Dördüncü nokta, özellikle kayıp şahıslar komitesi ile ilgili olarak Avrupa Parlamentosu'nda gündeme gelen konunun son derece talihsiz olduğunu, kısa bir süre önce gerçekleştirilen bayrak yakma eylemlerinin son derece talihsiz olduğunu, bunların bir çözüm atmosferi oluşması konusunda olumsuz etkileri olduğunu vurguladık. Bir teklif yaptık. Dedik ki 'İki liderin, bu dönemde Kayıp Şahıslar Komitesi'ne bir ortak ziyaret yapması gene bu atmosferin oluşması açısından önemli olacaktır.' Ve bu Kayıp Şahıslar Komitesi konusundaki girişimle ilgili olarak da iki lidere görevler düşmektedir.
Beşinci nokta olarak, mülkiyet ile ilgili olarak gerçekleştirilen tutuklamaların ve yargılamaların süreci olumlu etkilemediğini, hatta zehirlediğini aktardık. Bu konuda çalışılması gerektiğini vurguladık. Altıncı nokta, ‘Yeşil Hat Çizgisi’ ile ilgili üzerinden yapılan ticarette, özellikle bu ticareti yürütenlerin karşılaştığı bürokratik sıkıntılardan bahsettik. Bunu hepiniz biliyorsunuz ki Yeşil Hat Çizgisi üzerindeki ticaretin hacminde de bir düşüş yarattığını ve bu hacmindeki düşüşün de aslında bu sıkıntıları açıkça gösterdiğini anlattık.
Yedinci nokta olarak, yine gündemimizde olan hellim ile ilgili. Biliyorsunuz, Bureau Veritas'la bir sözleşme imzalanmasını bekliyor kuzeydeki üreticiler. Bu imzalanmadığı için de bu konuda katletmemiz gereken yolu kat edemediğimizi, bu konunun bir imzaya baktığını, bunun gerçekleşmesinin olumlu olacağını aktardık. Sekizinci nokta olarak biliyorsunuz, 2017’deki Crans-Montana'dan hemen sonra Avrupa Birliği ATOK Komitesi özellikle Kıbrıslı Türk tarafının AB ile uyumu konusunda görev yapan komite o dönemde Sayın Anastasiadis'in girişimiyle ortadan kaldırılmıştı. Bu komitenin tekrar kurulmasının yararlı olacağını ve çözüm süreci açısından da yararlı olacağını çünkü bir çözüm noktasına gelindiğinde Kıbrıs Türkleri AB uyumu noktasında hazırlıklı olmasının aslında sadece Kıbrıs Türkleri açısından değil, Kıbrıs Rumlar açısından da önemli olduğunu aktardık.
Dokuzuncu nokta olarak, Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum Güvenlik Kuvvetleri arasında bir iletişim kanalı kurulmasını önerdik. Bu da biliyorsunuz zaman zaman ara bölgede, sınırlarda yaşanan birtakım sıkıntılar var. Bu sıkıntılara zamanlı bir şekilde çözüm üretmek açısından bunun faydalı olacağını söyledik. Bu zaman zaman BM Güvenlik Konseyi'nin raporlarında ve BM Genel Sekreteri’nin raporlarında da yer alan bir noktadır. Onuncu olarak ve sonuncu olarak da kısa bir süre sonra Metehan'da, ara bölgede, bizim tarafa yakın kısmının Kıbrıs Türk müteahhitlerince, güneye yakın kısmının da Kıbrıs Rum müteahhitlerince gerçekleştirileceği ara bölgede bir yol genişletme çalışması yapılacak. Bunun ihaleleri gerçekleşti. Pozitif bir mesaj olarak, bu sürecin başlangıcında iki lider olarak orada bulunmamızın olumlu olacağını bir öneri olarak kendilerine ilettik.
"Bunlar, çözüm atmosferinin oluşmasıyla ilgili olarak yaptığımız 10 maddelik bir öneriydi"
Tabii bunlar, çözüm atmosferinin oluşmasıyla ilgili olarak yaptığımız 10 maddelik bir öneriydi. Bunlardan ibaret değil, elbette de her şey ama ilk toplantı açısından gündeme getirdiklerimiz bunlardı. Bunun ardından da tabii herkesin bildiği, daha önce defalarca açıkladığımız Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümüne ilişkin metodolojiye dair dört maddelik önerimizi ilk kez resmi düzeyde hem Birleşmiş Milletler'in hem Sayın Hristodulidis’in önünde paylaşma olanağı bulduk. Bu dört maddeyi maddeyi de kendileri ile paylaştık.
Orada alınan Birleşmiş Milletler tarafından açıklanan ortak metin, aşağı yukarı demin söylediklerimi söylüyor. Yani sonuç itibarıyla temsilcilerimiz sıklıkla bir araya gelecekler. Bu, ortaya koyduğumuz görüşlerin bir şekilde belki sonuca ulaştırılmasını sağlarlar düşüncesiyle temsilcilerimizin bir araya gelmesi ile ilgili toplantılar ihtiyaç doğursa biz Sayın Hristodulidis’le gene bir araya gelme şansına sahibiz. Kendisi de buna hazır olduğunu söyledi. Telefonla sürekli bağlantı halinde zaten olacağız ve kendisi özellikle ki bu bizim için önemli ve olumlu bir mesajdı, onun da hakkını vermek isterim.
"Bir 5 + 1 gerçekleşecekse oraya elimiz boş gitmek istemiyoruz"
1 Ocak'tan itibaren biliyorsunuz Güney Kıbrıs Avrupa Birliği dönem başkanlığını alıyor. ‘O dönemde de kendisi için en önemli meselenin, gene de Kıbrıs sorunu olmaya devam edeceğini dolayısıyla bu sürecin, aksaması noktasında bir mazeret olarak kendisi tarafından kullanılamayacağını’ söyledi. Bu konuda da olumlu bir nokta olduğu için kendisi tarafından iletilen konuda paylaşmak ihtiyacı içerisindeyim.
Dediğim gibi yani ilk toplantı açısından olumlu bir havada, pozitif bir atmosferde geçtiğini söyleyebilirim. Bizim açımızdan önemli olan daha önce belirtmiştik. Bir 5 + 1 gerçekleşecekse bu 5 + 1'e elimiz boş gitmek istemiyoruz. Yani Cenevre'de, New York'ta yaşandığı gibi büyük bir toplantı düzenlenir ve hiçbir sonuç alınmadan dağılır şeklindeki bir 5 + 1'i tercih etmediğimizi belirttik. 5 + 1 öngörüldü zaten, seçimden önce öngörüldü Sayın Genel Sekreter tarafından. Dolayısıyla biz elbette bundan kaçacak falan değiliz. 5 + 1 tabii olsun istiyoruz. Ama öyle bir zamanlamada olsun ki burada bazı konularda belli bir noktaya varmış olalım, oradan verimsiz bir şekilde ayrılmak gibi bir noktaya gelmeyelim. Bunu da çok açık bir şekilde ilettik muhataplarımıza.
Kendisiyle çıkarken yaptığımız anlaşma şuydu: Zaten benim bu görüşlerime kendisi bir geri bildirim vermedi. Ben de onun görüşlerine bir geri bildirim vermedim. Çünkü takdir edersiniz ki kısa bir toplantıydı. Yani onların tek tek tartışılmasına girsek çok uzun bir zaman alacaktı.
Reuters, Independent Türkçe, ANKA