Barış istiyoruz! İçeride ve dışarıda barış istiyoruz!

Celalettin Can Independent Türkçe için yazdı

Pablo Picasso, 1949 

Suriye, Irak, Libya, Kafkasya'daki bütün işgalci silahlı kuvvetler geri çekilsin istiyoruz!

Yeni Osmanlıcı tarihsel haklar lafzı altında başka ülkelerin iç işlerine karışmanın, o ülkelerdeki iç çatışma ve çelişkilerde taraf olmanın ülkeyi savaş batağa çekeceğine, ülke kaynaklarını tüketeceğine ve ülkeyi yalnızlaştıracağına inanıyoruz.

Türkiye'nin dış ilişkilerde karşılıklı dayanışmaya, ekonomik kalkınmaya dayalı, barışçı ve bağımsız politikaya geçmesini istiyoruz.

Irak'ın kuzeyinde, Suriye'nin kuzey doğusunda savaşa göre konumlanan bütün silahlı kuvvetler geri çekilsin istiyoruz!

Komşu ülkelerle ve bütün ülkelerle barış içinde bir arada yaşamak insanlığın müktesep hakkıdır. Savaşın ve kanın panzehridir.

 
"Kürtlerle savaşmak çözüm değildir"

İç güvenliği sınır ötesinde sağlama argümanı adı altında Ortadoğu'da, hatta bir şekilde Avrupa'da ve dünyanın başka ülkelerinde Kürtlerle savaşmak çözüm değildir.

Kürtlerle barış içinde yaşamak, ülkeyi normalleştirir, rahatlatır. Ülkenin kaynakları, savaş ekonomisinden, silahtan, tanktan, toptan, akrepten, panzerden, SİHA'dan; sanayiye, tarıma, ekolojik kriz ve iklim krizlerinin yarattığı sorunların çözümüne gider.

Özellikle Kovid-19 koşullarının da etkisiyle devletin sosyal yardım fonlarından yararlanmayan, giderek yoksulluğun, çöplerden beslenmenin katlandığı günümüz koşullarında bu yakıcı ihtiyaçtır.

 
"Türkiye, savaş ekonomisiyle yaşanılır bir ülke olmaz"

Evet, Türkiye, savaş ve silah ekonomisiyle yaşanılır bir ülke olmaz.

Türkiye, yoksul-zengin çelişkisinin aşağı çekilmesiyle, aş-iş-ekmekle, temiz doğayla yaşanılır bir ülke haline gelir.

Bu da ancak barış ile mümkündür.

Kaos, kargaşa ve savaş ortamında yatırım olmaz, işsizlik ve yoksulluk problemi çözülmez!

Savaş, adalet ve vicdan duygusunu uykuya yatırdığından, saflaşma, düşmanlık, kan ve gözyaşı hâkim olur.

Savaş, insan kanıyla beslenir.

 
"Ülkenin kaynaklarını tükettiniz"

Ey savaş yanlıları!

Ey insan kanıyla beslenen büyük insanlığın düşmanları!

İçeride ve dışarıda barışçı politikalar izlemek, komşu ülkelerle ve muhalefetle olan sorunları barışçı politikalarla çözme çabası içimde olmak, korkmayın size kaybettirmez kazandırır, insan kardeşliğini kazandırır.

İşte kahrolası savaş politikanız sonucu insanları cepheleştirdiniz: Kürt-Türk, Alevi-Sünni vb. ne oldu?

Ülkenin kaynaklarını tükettiniz, ekonomi dibe vuruyor. Eskisi gibi 28 milyon insanı parayla, pulla istediğiniz gibi satın alamıyorsunuz. Sınırlanan kaynaklarınızla ancak çeteler üzerinden devam ettirmeye çalıştığınız kaos ve provokasyondan medet umar hale geldiniz.

Oldu mu?

Değdi mi?

 
"Savaş ve şiddet çözüm değildir"

Savaş ve şiddet sarmalına dayalı devlet etme biçiminin sonu provokasyon ve kaos ortamıdır, çöküntüdür!

Çözüm içeride ve dışarıda barıştır!

Özgürlükçü, demokratik, sosyal devlet ve toplum politikalarıdır!

Yaşasın dünya halklarının kardeşliği

Yaşasın 1 Eylül Dünya Barış Günü!

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU