Hukukçular tartışıyor: Yasalar, seks robotları karşısında ne yapacak?

"Seks robotları, insanların gelişen teknolojilerle etkileşimine dair mevcut anlayışa meydan okuyor"

Uzmanlara göre politikacılar, gelecekte insan-robot etkileşimlerini de düzenlemek zorunda kalacak (Pixabay)

Avustralyalı hukukçular, seks robotlarının yükselişi karşısında yasaların nasıl düzenlenmesi gerektiğini tartışmaya başladı.

Güney Avustralya Hukuk Derneği'nin yayımladığı The Bulletin: The Law Society of SA Journal isimli dergide yayımlanan yeni bir makalede teknolojik gelişmelerin sonucunda tasarlanan gerçekçi, programlanabilir seks robotlarının geleceği değerlendirildi.

Flinders Üniversitesi'nden hukukçuların kaleme aldığı makalede Avustralyalı parlamenterlerin, seks robotlarının satışının ve kullanılmasının yasal olup olmayacağını değerlendirirken dikkate alması gereken faktörler analiz edildi.

Söz konusu teknolojinin hayata geçirilmesine karşı çıkanlar, seks robotlarının ve pornografinin kadınları nesneleştirdiğini ve insanları birbirine karşı duyarsızlaştırarak cinsel şiddet riskini artırdığını savunuyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Teknolojiyi savunanlarsa seks robotlarının, cinsel ilgili kaygıları giderme, işlev bozukluklarını tedavi etme, güvenli seksi teşvik etme vb. konularda faydalı olabileceğini öne sürüyor.

Hukuk firması LK'nin ortaklarından ve makalenin yazarlarından Madi McCarthy'ye göre artan talep ve endişe, Avustralyalı politikacıların yakın gelecekte seks robotlarına dair düzenleme yapılması  çağrılarıyla karşı karşıya kalacak.

McCarthy, "Şu anda Avustralya'da robotlarla cinsel ilişkiyi ele alan bir mevzuat yok" diyor ve ekliyor:

Ancak Commonwealth, Güney Avustralya ve Queensland'de çocuksu seks bebekleriyle ilgili düzenlemeler var.

Avustralya da dahil olmak üzere dünyanın bazı bölgelerinde çocuk gibi görünecek şekilde tasarlananseks bebeklerinin kullanımı yasakladı.

McCarthy'ye göre bu yasal hükümler, yetişkin görünümlü seks robotlarının kullanımına ilişkin gelecekte çıkarılabilecek yasalara rehberlik edebilir.

Flinders Üniversitesi Hukuk Dekanı Tania Leiman da politikacıların buna yönelik yasalar yaparken etik sorunları, yasal zorlukları ve teknolojinin cinsel şiddeti teşvik etme potansiyelini göz önünde bulundurmak zorunda kalacağını söylüyor.

"Avustralya'da seks robotları yasaklansa bile mahkemelerin bu tür suçları insanlara karşı işlenen cinsel suçlardan farklı değerlendirmesi, daha ciddiyetsiz görmesi ve daha düşük cezalar vermesi muhtemel" diyen Leiman, sözlerini şöyle sürdürüyor:

Örneğin, mahkemeler, maksimum 10 ila 15 yıllık ceza aralığına rağmen, çocuksu seks bebeği suçları için hep daha düşük cezalar verdi.

Öte yandan araştırmacılara göre seks robotlarının onları kullanan insanlar üzerinde ne tür olumlu veya olumsuz etkileri olabileceğini anlamak için de daha fazla araştırmaya ihtiyaç var.

Leiman ve McCarthy'nin imzasını taşıyan son makalede "Seks robotları, insanların gelişen teknolojilerle etkileşimine dair mevcut anlayışa meydan okuyor" ifadeleri yer alıyor:

Bu teknolojinin kadınlara yönelik cinsel şiddeti nesneleştirme ve teşvik etme konusundaki gerçek potansiyeli, er ya da geç harekete geçilmesi gerektiğini gösteriyor.

 

Independent Türkçe, Science Alert, Phys.org

Derleyen: Çağla Üren

DAHA FAZLA HABER OKU