"Dört Büyükler"in başkanları futbolun sorunlarını masaya yatırdı... Gülhan: Burada önemli olan ortaya çıkacak sonuçlar takımların lehine çevrilecek mi?

Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor'un başkanları bir araya gelerek Türk futbolunun sorunlarının çözümü için ortak hareket vurgusu yaptı. Spor yazarı Müslüm Gülhan, başkanların bir araya gelmesini Independent Türkçe için değerlendirdi

Beşiktaş BaşkanıÇebi, Fenerbahçe Başkanı Koç, Galatasaray Başkanı Elmas ve Trabzonspor Başkanı Ağaoğlu, katıldıkları yayında TFF kararlarına eleştirilerde bulundu / Fotoğraf: AA

Süper Lig'de "Dört Büyükler" olarak adlandırılan Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor'un başkanları canlı yayınında bir araya gelerek Türk futbolunun sorunları için ortak hareket vurgusu yaptı ve Türkiye Futbol Federasyonu'na (TFF) eleştirilerde bulundu.

Sporun kardeşlik ve birleştirici özelliğinden herkesin faydalanması gerektiği vurgusu yapan Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi, pandeminin gerekçe gösterilerek yayın gelirlerinin düşmesine tepki gösterdi:
 

Pandemi gerekçe gösterilerek kulüp gelirlerinin erozyona uğraması söz konusu. Her sene bu gündeme geliyor.

İlk iki sene sorunsuz yürümüştü. Son iki sene pandemi gerekçesiyle bir tablo çıktı ve bu tablo bizi yoruyor. Bizim bu dönemde daha çok yardıma ihtiyacımız var. Sonuç alınamaması bizi üzüyor.

Kapı çalmamız, itirazda bulunmamız normal bir süreç. Desteklenmemiz gereken bir dönemdeyiz. Yayıncı kuruluşun oluşturduğu ortam sıkıntılı.


Ali Koç: Federasyon sorunun özüne inmiyor ve çözüm üretmiyor

TFF'nin anlaşılan konulara rağmen tek taraflı karar aldığını öne süren Fenerbahçe Başkanı Ali Koç da Nihat Özdemir yönetimindeki federasyonu hedef aldı:
 

Herhangi bir ülkenin spor federasyonunun temel görevi, markasını geliştirmek, endüstriyi büyütmek, adil rekabet ortamı sağlamak, kulüplerin taleplerine yardımcı olmak, mali açıdan bir noktaya getirmek ve tutmak.

Federasyon sorunun özüne inmiyor ve çözüm üretmiyor diye düşünüyoruz. Aldıkları kararlarda genellikle görüş ayrılığı olduğu zaman, kendi vicdanlarında bu kararları meşrulaştırmaya çalışıyorlar.

 

Dört Büyükler-Twitter.jpg
Ahmet Albayrak, Ahmet Nur Çebi, Ali Koç ve Burak Elmas, Habertürk canlı yayınında açıklamalarda bulundu


Koç ayrıca Süper Lig'in yayıncısı beIN Sports'a ve TFF'nin verdiği yabancı kuralı kararına da tepki gösterdi:

İlk çözülmesi gereken sorun, yayıncı kuruluş sorunu. Daha sonra yabancı kuralı. Adil rekabetin sağlanamaması, kurulların işleyişi ve bağımsız olmamaları diğer sorunlar. Son 4 senede Avrupa'daki ilk 5 ligin yayın geliri yüzde 7,5 artmış. Türkiye'de yüzde 27 inmiş.

Biz niye her sezon indirimle muhatap olmak zorundayız? 2016 yılında 500 milyon dolarlık ihale yapılıyor. Her sene 500 milyon dolar almamız gerekiyor. Yıllar içinde bu rakam küçülüyor. 2017'de 465 milyon dolara geliyor. 2018'de 416 milyon dolar, 2019'da 388 milyon dolar ve geçen sezon 337 milyon dolar iniyor.

Bu sezon da 337 olduğunu varsayalım. Beş senede toplam indirim 564 milyon dolar. Bir sezonun bedeli üstünde indirim.


Burak Elmas: Federasyon kulüplere rağmen Türk futbolunu yönetiyor, biz artık seyirci değil kaptan olacağız

Galatasaray Başkanı Burak Elmas da TFF'yi eleştiren isimler arasında yer aldı. 

Türk futbolunun sahibinin kulüpler olduğunu dile getiren Elmas, yayıncı kuruluşa da tepki göstererek şunları kaydetti:
 

Biz kulüpler olarak Türk futbolunun sahibiyiz. Federasyonu oyunu yönetmesi için seçiyoruz. Federasyon kulüplere rağmen Türk futbolunu yönetiyor. Biz artık burada seyirci olmayacağız, kaptan olacağız.

Futbolu geliştirmek için yatırım yapan, risk alan kulüpler bizleriz. Anlaşılamaz bir yayıncı kuruluş ilişkisi var.

İhaleye zorla sokmadık. Yayıncı kuruluş hesabını yapıp bu ihaleye girdiyse, bedelini ödemek zorunda. Yayıncı kuruluşun sahibinden daha zengin değiliz. Böyle bir yükümlülüğümüz yok. Biz niye onları idare edelim.


TFF'ye bağlı Tahkim ve Merkez Hakem Kurulu'nu (MHK) da eleştiren Elmas, mevcut yapılanmadan ligdeki tüm takımların şikayetçi olduğunu söyledi:
 

Sistem bozuk. İnsanları değiştirerek sistemi düzeltmeye çalışıyoruz. Tahkim Kurulu futbolun yargı kurulu. Eski hakemlerimiz her hafta hakemlik camiasının içinin ne kadar çürüdüğünü anlatıyorlar ama açılan bir tane dava görmedim.

Tahkim ve disiplin kurulları adaletli bir yapıya dönüştürülmeli. MHK da çalışmayan bir sistem. Orada da bağımsız bir yapı olmalı. Bu problemlerle hiçbirimiz devam edemeyiz. Ben problemleri diğer kulüplerle çözeceksem, federasyonun işi ne o zaman. 


Ahmet Ağaoğlu: Bunlar bugünün sorunu değil

Türk futbolunda yaşanan sorunların geçmişten kaynaklandığını ifade eden Trabzonspor Başkanı Ağaoğlu, TFF kurullarının yapısını ve işleyiş şeklini şu sözlerle eleştirdi:
 

Bunlar bugünün sorunu değil. MHK ile ilgili sorunları dile getiriyoruz ama 1960'dan beri yapısı bu şekilde. Bunu değiştirmek için çaba harcanmadı.

Bağımsız kurullar yerine, 'Bana bağımlı olsun' diye düşünerek sorunlar bugüne getirildi.

Son üç yılda dört MHK Başkanı değişti ve tartışmalar sona ermedi. Arıza motorda ama siz lastik değiştiriyorsunuz.

Avrupa liglerinde de hakem hata yapıyor ama hakem değil sistem eleştiriliyor. Hakemin nasıl atandığı, neden atandığı konuşulmuyor. Yıllar içinde bu sistemin düzelmesi için mücadele edilmesi gerekiyordu.

Basit bir şekilde federasyonun genel kurulunda üyelere sunulacak, onun üzerinde tartışılacak. Bağımsızlığına inandığımız taktirde yürürlüğe girecek.



Kulüp başkanlarının getirdiği eleştirileri spor yazarı ve teknik direktör Müslüm Gülhan, Independent Türkçe için değerlendirdi.

Gülhan: Burada önemli olan ortaya çıkacak sonuçlar takımların lehine çevrilecek mi? 

"Dört Büyük" kulübün başkanının bir araya gelmesinin Türk futbolu adına olumlu bir tablo olduğunu söyleyen Gülhan, "Ligin majör takımlarından bahsediyoruz. Hem bütçe hem seyirci potansiyeli hem de futbola yön vermeleri açısından çok önemli misyonları olan kulüpler. Diğer takımların da çıkarkarına hizmet edecek ortak bir tavır alacaklarsa böyle bir toplantının olması çok önemliydi. Toplantının yapılmasından önemliyse ortaya çıkacak sonuçların yine ligdeki takımların lehine çevirebilecek duruşu sonuna kadar taşıyacaklar mı bu da çok önemli" değerlendirmesini yaptı.
 

Müslüm Gülhan.jpg
Müslüm Gülhan / Fotoğraf: Independent Türkçe

Kulüp başkanlarının ortak hedefinde TFF ve yayıncı kuruluş yer aldı.

"Dört Büyükler"in başkanlarının mevcut federasyonun seçilmesine katkıda bulunduğunu aktaran Gülhan, "Federasyon başkanı seçilmedi, siyasi irade tarafından atandı. Atanan bir federasyon başkanını prosedür gereği Genel Kurul'da seçtiler. Bu seçilen isme oy verenler arasında bu dört kulübün başkanları da vardı" dedi.

"Futbola siyasi iradenin girmesine bir şekilde sebep oldular ve bu ortamı da kurguladılar" ifadelerini kullanan Müslüm Gülhan, "Bu  kurgalamayı yaptıktan sonra siyasi iradenin  futbol adına ortaya koyduğu olumsuzluklara ne kadar karşı koyacaklar ve ne kadar direnecekler bu her zaman tartışma konusudur. Bundan sonraki süreçte de böyle olacak" yorumunu yaptı" değerlendirmesini yaptı

"Süper Lig'in gerçek değeri 600 milyon dolar mıydı?" 

Katarlı yayıncı kuruluşun maç ihalelerine girdiği dönemde görüşmelerin TFF bazında yapılmadığını söz konusu dönemde hayata geçirilen büyük bir ekonomik paketin içerisindeki küçük bir ayrıntı olarak kaldığını dile getiren Gülhan, şu ifadeleri kulllandı:
 

Tamamen lig kalitesine uygun, ligin getirisine uygun bir ihale değildi bu. Hal böyle olunca daha sonraki süreçteki muhtemel olumsuzluklarla beraber geri adım atılmasına neden oldu.

Aslına baktığınızda Süper Lig'in gerçek değeri 600 milyon dolar mıydı? Hayır değildi! Ancak siyasi iradenin ortaya girmesiyle ve ortak yol bulmasıyla 600 milyon oldu.

Daha doğru bir ihale ortamı oluşturup 600 değil de 300 milyon dolara farklı bir yayıncı kuruluş alsaydı şu anda kulüpler oradan gelecek parayı bilecekleri için kendisine hareket alanı sağlardı.

Kulüpler ne kadar ilk başta suçlularsa daha sonraki süreçte yayıncı kuruluş siyasetten aldığı güç nedeniyle ve TFF Başkanı üzerinde yaptırım gücü yüksek olması nedeniyle topu istediği gibi çevirmeye başladı. Bu da hem kulüplere hem  de futbola zarar verdi.


"Haklı olduğu bir davada tek çıkış yolu maça çıkmama ise bu gayet normal"

Kulüpler Birliği Vakfı'nda TFF'nin kararlarını protesto amaçlı alınan "maça çıkmama" kararı Ali Koç tarafından yayında bir kez daha dile getirildi.

"Artık yeter, bıçak kemiğe dayandı" diyen Fenerbahçe Başkanı Koç, "Geçen sezon ilk maçların ilk 1 dakikasında hiçbirimiz oynamadık. İrade koyduk. Kulüpler Birliği iradeyi koyduktan sonra her şey olur. UEFA, FIFA hiçbir şey yapmaz, yapamaz. En kötü 3 puanımız silinir" diyerek kararlarının arkasında olduklarını bir kez daha ifade etti.

Kulüplerin isteklerinin kabul görmesi için maça çıkmama tehdidinde bulunması hakkında da görüşlerini paylaşan Gülhan, şöyle konuştu:
 

Haklı oldukları davada bir fikri ortaya koyacaklarsa böyle bir karar alınabilir. NBA'de ve Premier Lig'de de haklarını alamadıkları için greve gitme kararı almışlardı. Neticede bu bir sosyal haktır.

Bir kulüp dernek olmasına rağmen ve içinde A.Ş barındırmasına rağmen kendisinin de bazı sosyal haklara ihtiyacı var. Futbolcularına sağlayamadığı sosyal haklar dönüp dolaşıp kendisini de etkiliyor.

Haklı olduğu bir davada tepki gösterecekse ve bunun tek çıkış yolu maça çıkmama ise bu gayet normal.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"Kulüpler Birliği Anonim Şirketi kurulmalı, yayın ihalesini kendileri yapmalı"

Galatasaray Başkanı Burak Elmas ve Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, TFF ve kulüplerin yaptığı toplantıda ortak karar alındığını ancak buna rağmen federasyonun sonrassın aksi karar verdiğini ifade etti.

Toplantılarda ortak karar alınabileceğini ancak TFF'nin bazı konularda tek başına vermediğini ve arkasında siyasi iradenin etkisiyle kararları revize etmek zorunda kaldığını ileri süren Gülhan, "Ortak karar alıyorlar ancak TFF Başkanı burada bir irade ortaya koyamaz. Siyasi bir irade var arkada. TFF Başkanı belki toplantıdaki kararı olumlu bulabiliyor ancak yukarıdaki irade bazı değişiklikleri kabul etmeyeceğini beyan ederse bunu uygulamak zorunda. Çünkü atanmış oraya. Kulüpler bazında bakarsanız futbol amaç olabilir ancak siyaset dünyanın neresinde olursa olsun futbolu araç olarak kullanır" dedi.

Yayın ihalesinin çözülmesi konusunda önerisini de sunan Gülhan, "Bana göre burada bir tek çözüm yolu var: Kulüpler Birliği A.Ş. kurulmalı ve ihaleyi kendileri yapmalı. Premier Lig'de olduğu gibi. TFF'yi de bu işe karıştırmayacaklar. TFF'nin katkı payı neyse onu öderler, bundan sonraki tüm yayın ihalelerine de kendileri girerler. Başka çareleri yok" dedi.

"Ya kendilerini çok iyi ifade edip haklı olduklarına inandıracaklar ya da parçalanacaklar"

"Dört Büyükler"in ortak tavrının sürdürülebilir olması gerektiğini ancak bu konunda bazı endişelerin yer aldığını söyleyen Gülhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
 

Bu kadar borç batağında olan, bu kadar vergi borcu olan kulüplerin siyasi iradeye karşı tutumu belirleyici olacak.

Zaman zaman Ankara'ya gidip çözüm istedikleri ya da çözüm talebinde bulundukları iradeye karşı nasıl direnecekler, nasıl bir ortak tavır koyacaklar?

Ya kendilerini çok iyi ifade edip haklı olduklarına inandıracaklar ya da parçalanacaklar. Böyle bir tehlike var.


"Yabancı sınırında tek başınıza değil Kulüpler Birliği ile ortak hareket etmelisiniz" 

TFF'nin Kulüpler Birliği ile ters düştüğü konuların başında yabancı sınırı geliyor.

Bu konuda TFF'nin açıklamalarının mantıklı olmadığını savunan Müslüm Gülhan, yabancı sınırı ile ilgili tartışmaları şöyle yorumladı:
 

Bir kararı değiştiriyorsanız daha önceki kararın sıfırlanmasına kadar süre tanımanız lazım. 14 yabancı verip bunları oynatmayı taahhüt etmişseniz önce bu oyuncuların bonservis sürelerinin sona ermesine kadar beklemek zorundasınız. Sonrasında ise tek başınıza değil Kulüpler Birliği ile ortak hareket etmelisiniz çünkü bu işin sorumlusu takımlar.

Maliyet açısından ise tam tersini düşünüyorum. Türkiye'de yerli oyuncu maliyetleri çok yüksek. Bunu ancak yabancıya izin vererek kırarsınız.

Bir yerli oyuncu için 5 milyon euro istiyorlar. Belki o futbolcunun maliyeti 500 bin-1 milyon euro. Böyle bir kısıtlama getirdiğiniz zaman otomatikman yerli futbolcular tavan yapıyor. Yabancı oyuncunun da üzerine çıkıyor.


Yabancı oyuncuların çok olmasının rekabeti arttıracağını, bu durumda Süper Lig, 1. Lig ve 2. Lig'den futbolcuların Avrupa'ya transferinin önünün açılacağını söyleyen Gülhan, "Avrupa'ya gidip iyi takımlarda gelişip kaliteli birer futbolcu oluyorlar. Türkiye'de olamazlar, mümkün değil. Ne Fenerbahçe, ne Beşiktaş, ne Galatasaray ne de Trabzonspor'da olamazlar. Bir oyuncuyu alıp, Avrupa'nın en üst seviyesinde oynayacak duruma getirmesi çok zor. Avrupa'ya giden oyuncuları da görüyoruz. Hepsinde belirli eksiklikler var ama oraya gittiklerinde çok donanımlı ve iyi yetişerek üst düzey liglerde forma şansı bulabiliyorlar" diyerek sözlerini noktaladı. 

 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU