Babacan'dan Erdoğan'a: Çözüm süreci sayesinde Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda olduğunu unutmaması gerekiyor

DEVA Partisi lideri Babacan, "Çözüm sürecini Ankara’da başka, Diyarbakır’da başka değerlendiremezsiniz" diye konuştu

Fotoğraf: AA

Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, Gaziantep’te partisinin Şehitkamil ve Şahinbey ilçe kongrelerine katıldı. 

Kongrelerde açıklamalarda bulunan Ali Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Diyarbakır ziyaretine de değindi.

Erdoğan'ın ziyaret sırasında sarf ettiği "Çözüm Süreci'ni biz başlattık ama Çözüm Süreci'ni sonlandıran biz olmadık" ifadesinin altını çizen Babacan, "Diyarbakır’a gelince sahip çıktığı çözüm sürecinin, kendi bilgisi dahilinde yapılan pek çok detayı, bugün bazı davalarda suçlama konusu. Bunu bilmiyor mu?" diye sordu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"Çözüm sürecini Ankara’da başka, Diyarbakır’da başka değerlendiremezsiniz"

Erdoğan'ın bir karar vermesi gerektiğini belirten Babacan şunları kaydetti:

Çözüm süreci yargılama konusu olan adli bir vaka mı, yoksa başarısız olduğu için üzüldüğü bir tecrübe mi? Çözüm sürecini Ankara’da başka, Diyarbakır’da başka değerlendiremezsiniz. ‘Çözüm sürecini biz başlattık, sürecin bazı partnerlerini de cezaevine koyduk’ mu demek istiyor? Çözüm ortaklarının hapiste olduğu bir dönemde, çözüm süreci sayesinde bazıları hapse giderken, yine çözüm süreci sayesinde şu anda Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda olduğunu unutmaması gerekiyor.

Çözüm süreci için "iyi niyetli bir girişim" değerlendirmesinde bulunan Babacan, "Ancak Kürtlerin doğuştan sahip oldukları haklarının tanınmasının bir pazarlık konusu yapılması, al-ver konusu yapılması bir hataydı. Kürt meselesinin varlığını dahi reddeden bu zihniyetin, Kürt meselesini çözmesi mümkün değil. Tüm bu ziyaret sırasında söylediği tek yeni konu Diyarbakır Cezaevini kültür merkezi yapmak. Diyarbakır Cezaevi ki, gencecik insanlara akla hayale sığmayacak işkencelerin yapıldığı yer. Acının, eziyetin, şiddetin adresi. Bu utanç abidesinden kültür merkezi çıkmaz. Olması gereken; Diyarbakır işkencehanesini hafıza müzesi olarak gözden geçirilmesi ve vatandaşlarımızın yaşadığı acının hafızalardan silinmemesi" diye konuştu.

 

 

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU