İran yeni cumhurbaşkanını seçiyor: Ufukta "ultra muhafazakar" yön değişimi var

Ekonomik krizin gölgesinde yeni cumhurbaşanını seçmeye hazırlanan İran'da birçok reformcu ve ılımlı adaya izin çıkmadı, ülkenin yönünü daha muhafazakar bir rotaya kırması bekleniyor

İslamşehr kentinde 6 Haziran'da düzenlenen Reisi'ye destek mitinginden bir kare (AFP)

İran, iki dönemin ardından tekrar aday olamayan Hasan Ruhani'den sonraki yeni cumhurbaşkanını seçmek üzere cuma günü sandığa gidecek. Cumhurbaşkanlığı seçimiyle eş zamanlı olarak il, ilçe ve beldelerde yönetim konseyi seçimleri de yapılacak.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

59 milyondan fazla seçmenin oy kullanabileceği 13. cumhurbaşkanlığı seçimlerinde hiçbir adayın yüzde 50'den fazla oy almaması halinde en fazla oyu alan iki adayla 25 Haziran'da ikinci tur seçimlere gidilecek.

Adaylar kimler?

İran'daki cumhurbaşkanlığı seçimleri uzun yıllardır muhafazakarlar ve reformcular arasında yarışa sahne oluyor, ancak bu yılki seçimde muhafazakar adayların ağırlığı özellikle dikkat çekici. Anayasayı Koruyucular Konseyi, başvuru yapan 40'ı kadın 592  aday arasından sadece 7 ismin seçime katılmasına izin verdi. 

Onaylanan iki reformcu adaydan biri olan ve anketlere göre oy oranı yüzde 1'in altında kalan Muhsin Mihralizade'nin yarıştan çekildiği açıklandı. Muhafazakar Tahran milletvekili Ali Rıza Zakani ve eski Nükleer Baş Müzakereci Said Celili de İbrahim Reisi lehine adaylıktan çekildi. 

210 milletvekili ortak yazılı açıklamayla muhafazakar adaylara Reisi lehine seçimden çekilme çağrısı yapmıştı. Sonuç olarak 4 aday seçimde yarışacak.

İbrahim Reisi

"Ultra muhafazakar" olarak nitelendirilen 61 yaşındaki Yargı Erki Başkanı Reisi, bu seçimin en güçlü adayı. 2017'deki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de yüzde 38 oyla Ruhani'nin ardından ikinci sırada yer almıştı.

İran'ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney'e yakın bir isim olan ve Devrim Muhafızları tarafından da desteklendiği belirtilen Reisi, aynı zamanda Düzenin Maslahatını Teşhis Konseyi üyesi.

Muhafazakar siyasetçi, 1988'de hapisteki rejim karşıtı muhalifler hakkında idam kararı veren komitede yer alması nedeniyle insan hakları alanında kötü bir şöhrete sahip. Bu dönemde 3 binden fazla kişinin idam edildiği öne sürülüyor. Reisi ayrıca, Kasım 2019'da ABD Hazine Bakanlığı'nın açıkladığı yaptırım listesindeki isimlerden biri.

Bazı kesimlere ve anketlere göre seçimi kazanacağına kesin gözüyle bakılan Reisi, Hamaney'in halefi olabilecek güçlü adaylar arasında da yer alıyor.

Reisi, iktidara gelmesi halinde yolsuzlukla mücadeleyi, güçlü bir hükümet kurmayı, medya ve internette özgürlükleri artırmayı ve 4 yıl içinde 4 milyon yeni ev inşa etmeyi vaat ediyor. İran'ın nükleer programını sınırlamaya yönelik uluslararası görüşmelere mesafeyle yaklaşsa da, anlaşma sağlanması halinde buna bağlı kalacağını söylemişti.

Emir Hüseyin Kadızade Haşimi

Seçimin en genç adayı olan 50 yaşındaki İran Meclis Başkan Vekili Kadızade Haşimi de ultra muhafazakar kanattan bir isim. Aslen tıp doktoru olan Kadızade Haşimi, 2008'den bu yana Meşhed milletvekili olarak görev yapıyor.

Ekonomi programıyla dikkat çeken siyasetçi, iş kuracak ve evlenecek gençlere düşük faizli kredi verilmesini öneriyor. Muhafazakar İslam Devrimi İstikrar Cephesi'nin üyesi olan Haşimi, İran'ın nükleer programının en sıkı savucularından biri.


Abdunnasır Himmeti

İlk başta düşük profilli bir aday olarak görülen ancak sürpriz çıkışıyla desteğini hızla artıran Abdunnasır Himmeti, seçimlere katılmasına izin verilen iki reformcu adaydan biri. Ekonomist olan ve bankacılık sektöründe deneyimi bulunan 64 yaşındaki Himmeti, adaylığı onaylanınca görevden alınana dek yaklaşık üç yıl Merkez Bankası Başkanlığı yaptı.

İran'daki Türk azınlığa mensup olan Himmeti, siyasette fazla deneyim sahibi olmamakla eleştiriliyor. Merkez Bankası'nın bağımsızlığını ve devletin ekonomiye müdahalesinin azaltılmasını savunuyor. Aynı zamanda ekonomik kalkınma için Batılı ülkelerle aktif diplomatik ilişkiler kurulmasını destekliyor, yaptırımlar sürdüğü sürece krizin sona ermeyeceğini vurguluyor. Muhafazakarların iktidara gelmesi halinde ülkenin daha fazla yaptırımla karşı karşıya kalacağını söylüyor.

Muhsin Rızai

Eski Devrim Muhafızları Ordusu Genel Komutanı ve Düzenin Maslahatını Teşhis Konseyi Genel Sekreteri Rızai, cumhurbaşkanlığı seçimlerine 4. kez aday oldu.

66 yaşındaki siyasetçinin oğlu Ahmed Rızai, 1998'de ABD'ye kaçarak İran rejimine karşı sert açıklamalar yapmıştı. 2005'te ülkesine dönen oğul Rızai'nin 2011'de Dubai'de bir otelde ölü bulunması suikast iddialarına yol açmıştı.

40 milyon İranlıya ayda 4,5 milyon İran Riyali (yaklaşık 800 TL) yardım yapılmasını öneren Rızai, son dönemde hızla değer kaybeden para birimini "bölgenin en güçlü parası" yapacağını savunuyor. 

Anketler ne diyor?

Devlete bağlı İranlı Öğrenciler Anket Ajansı'nın (ISPA) anketlerine göre, Reisi yarışı açık ara önde götürüyor. Muhafazakar aday, televizyonda yayımlanan üç münazara sürecinde oyunu yüzde 38'den yüzde 60'ın üzerine çıkardı ve ilk turda seçimi kazanabilir.
 

seçim.jpg
İran'ın onay alan cumhurbaşkanı adayları (soldan sağa): Said Celili (seçimden çekildi), Ali Rıza Zakani (seçimden çekildi), Abdunnasır Himmeti, İbrahim Reisi, Muhsin Mihralizade (seçimden çekildi), Emir Hüseyin Kadızade Haşimi, Muhsin Rızai (Reuters)


ISPA'nın 14-15 Haziran’da düzenlenen son anketine göre, Reisi'nin en yakın rakibi yüzde 8'le Muhsin Rızai. Onu yüzde 3,7'yle Himmeti ve yüzde 3,1'le Haşimi takip ediyor. Ankete göre mayıs sonunda yüzde 50'yi aşan kararsızların oranı, seçime birkaç gün kalan hâlâ yüzde 17 civarında. 

Reform yanlısı ve ılımlı adaylara izin çıkmadı

Cumhurbaşkanlığı adaylarını onaylamakla yükümlü olan ve 6'sı dini lider, 6'sı da yargı erki başkanı tarafından seçilen 12 üyeli Anayasayı Koruyucular Konseyi'nin özellikle reformcu birçok adayı reddetmesi tartışmalara yol açtı.

Reform yanlısı kanattan Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı İshak Cihangiri ve ılımlı muhafazakar eski Meclis Başkanı Ali Laricani gibi İran siyasetinin önde gelen isimlerin adaylığı reddedildi.

Son yıllarda ülke yönetimine yönelik sert açıklamalarıyla dikkat çeken ve henüz adaylar netleşmeden önce geçen ekimde yapılan Stasi anketinde yüzde 37 destek alan muhafazakar görüşlü eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'a da adaylık izni çıkmadı.

laricani.jpg
Ilımlı muhafazakar siyasetçi Laricani'ye adaylık izni verilmemesi büyük tepkiye yol açtı (Reuters)


Tepkiler üzerine Dini Lider Hamaney, adaylığı reddedilen bazı isimlere haksızlık yapıldığını belirterek başvuruların yeniden değerlendirilmesini istedi. Cumhurbaşkanı Ruhani kararı eleştirirken, muhafazakar adaylardan Reisi de daha rekabetçi bir seçimden yana olduğunu söyledi. Adaylığı reddedilen Cihangiri ise, "Seçime katılabilecek yetkinlikleki birçok kişinin reddedilmesi adil yarışa ve katılıma yönelik ciddi bir tehdit" dedi.

Özellikle seçime katılması halinde reformcu seçmenden oy toplayarak Reisi'nin en güçlü rakibi olacağı düşünülen Laricani'nin seçimden men edilmesi büyük tepki çekti. Anayasayı Koruyucular Konseyi üyesi olan Laricani'nin kardeşi Sadık Laricani, istihbarat servislerinin konseyin karar sürecine müdahale ettiğini öne sürdü.

Katılımda rekor düşüş bekleniyor

Birçok kişiye adaylık izni verilmemesi nedeniyle özellikle reformcu ve ılımlı muhafazakar seçmenin önemli bir kısmının sandığa gitmeyeceği öngörülüyor. Daha yapısal değişiklikler isteyen ve İran'daki mevcut sistemde temsil edilmeleri zaten mümkün olmayan kitleler de boykot çağrılarına öncülük ediyor.

ISPA'nın 9 Haziran'da açıkladığı ülke genelinde yapılan kamuoyu yoklamasında, oy kullanacaklarını belirten katılımcıların oranı 1979'daki İslam Devrimi'nden beri en düşük seviye olan yüzde 38'de kaldı. Ülkedeki son üç cumhurbaşkanlığı seçiminde katılım oranı yüzde 72-85 arasındaydı.
 

anket.jpg
İran'la ilgili kamuoyu çalışmaları yürüten Hollanda merkezli GAMAAN'ın anketine göre, 2017'de Ruhani'ye oy verenlerin sadece yüzde 9'u, Reisi'ye oy verenlerinse yüzde 58'i bu yıl oy kullanacak


Seçime katılımın düşük olması, rejimin halk nezdindeki meşruiyeti açısından ciddi bir sorun olarak görülüyor. Hamaney, 27 Mayıs'ta yaptığı konuşmada seçimlerin boykot edilmesine yönelik çağrılara tepki göstererek, "Seçimlerin faydasız olduğunu söyleyenleri dinlemeyin. Bunlar halkla birlikte değildir" demişti.

Muhafazakarlar kontrolü artırmaya çalışıyor

Bazı yorumlara göre ülkenin en önemli karar mercii olan Hamaney, Ruhani'den sonra reformculara yakın bir ismin daha cumhurbaşkanı seçilmesini istemiyor ve kendi çizgisindeki Reisi'nin seçilmesini garanti altına almak için daha ılımlı isimlerin adaylığına izin vermedi.

İran son yıllarda kitlesel protesto gösterilerine sahne oluyor. 2009'da Ahmedinejad'ın cumhurbaşkanlığı seçimini ikinci kez kazandığı seçimlerin ardından ülkenin birçok kenti onbinlerce kişinin katıldığı gösterilerle sarsılmıştı. 2017-2020 arasında da ekonomik krize ve benzin fiyatlarının yükselmesine karşı birçok protesto düzenlenmişti.

İran rejiminin daha muhafazakar bir hükümetle kontrolü artırmaya çalıştığı belirtiliyor. Öte yandan 82 yaşındaki Hamaney'in ilerleyen yaşı nedeniyle rejimin ülkede bir geçiş sürecine hazırlandığı yorumları da var.
 

hamaney-ruhani.jpg
Hamaney ve Ruhani, birçok konuda birbirlerine sert eleştiriler yöneltmişti (AFP)


Bir diğer önemli nokta da reformculara güvenin son dönemde hızla gerilemesi. Son iki seçimi kazanan Cumhurbaşkanı Ruhani'yi destekleyen reformcular, 2015'te imzalanan nükleer anlaşmanın beklenen sonucu vermemesi ve eski ABD Başkanı Donald Trump'ın 2018'de yaptırımları tekrar hayata geçirmesiyle ciddi bir itibar kaybına uğradı.

Muhafazakar bir hükümetin iktidara gelmesi halinde İran'ın iç ve dış politikada daha sertlik yanlısı bir tutum benimseyeceği düşünülüyor.

İran zorlu bir süreçten geçiyor

Cumhurbaşkanları adaylarının televizyonda yayımlanan münazaralarında temel gündem ekonomiydi. İran, ABD yaptırımlarının 2018'de yeniden yürürlüğe konmasıyla ve pandeminin etkisiyle tarihinin en kötü ekonomik krizlerinden birini yaşıyor. Enflasyon yüzde 50'ye kadar yükselirken İran Riyali hızla değer kaybediyor. Artan hoşnutsuzluk son yıllarda sokağa da yansıdı, şiddetle bastırılan gösterilerde çok sayıda kişi hayatını kaybetti.

Ülkenin en önemli gündemlerinden biri de, nükleer anlaşmanın yeniden canlandırılmasına yönelik görüşmeler. İran'la ABD, Rusya, Çin, Fransa, Birleşik Krallık ve Almanya'dan oluşan P5+1 ülkeleri arasında 2015'te imzalanan Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP), İran'ın nükleer programının sınırlandırılmasını amaçlıyor. Anlaşma başlarda İran'ın dünyaya açılması açısından önemli bir adım olarak görülse de, Trump'ın 2018'de anlaşmadan çekilmesi İran'da Batı karşıtı söylemlerin daha da sertleşmesine yol açmıştı.

ABD'de Joe Biden'ın başkanlık koltuğuna oturması, İran'la ABD arasında diplomatik görüşmelerin yeniden başlayabileceği yönünde beklentileri artırdı. Nükleer anlaşmanın canlandırılmasına yönelik görüşmeler Viyana'da sürerken İran, ABD'nin yaptırımları tümüyle kaldırmasını talep ediyor.

Yeni hükümetin Suudi Arabistan'la devam eden görüşmeler konusunda nasıl bir yöne gideceği de merak konusu.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU