CHP’den Erdoğan'a çağrı: Sarayın dayattığı bir yasa teklifini, AK Parti’li vekillerin neden sahipsiz bıraktığını bir düşünsün

CHP Sözcüsü Öztrak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a genel kurulda yeterli sayıda AK Parti milletvekilinin neden toplanamadığını araştırma çağrısı yaptı

Fotoğraf: AA

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, usulüne uygun yapılan bir oylamada, genel kurulda yeterli sayıda AK Parti milletvekilinin neden toplanamadığını araştırması çağrısında bulunarak, "Sarayın dayattığı bir yasa teklifini, AK Partili vekillerin neden sahipsiz bıraktığını bir düşünsün. Bizim milletvekillerimiz, muhalefet milletvekilleri görevini yapmıştır. Getirilen düzenlemeyi, tertemiz oylarıyla reddetmiştir" dedi.

Öztrak, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, vefatının üzerinden 73 yıl geçen yazar ve şair Sabahattin Ali'yi saygı ve rahmetle andı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Milletin büyük bir buhran yaşadığını söyleyen Öztrak, "Erdoğan'ın şahsım hükümetinin elinde, ülkemiz yönetilmiyor, savruluyor. Şahsım hükümeti kural tanımadığı için son birkaç gündür, ağır çekim bir ekonomik türbülansın içindeyiz. Her gün biraz daha yoksullaşıyoruz, her gün sırtımızdaki borç yükü biraz daha ağırlaşıyor" ifadelerini kullandı.

Öztrak, dün, Meclis iradesine karşı büyük bir darbe yapıldığını ifade ederek, darbenin sadece tankla, tüfekle, uçakla olmadığını söyledi.

Darbenin otokratlara kayyumluk yapan, otokratların büro elemanlığına soyunan, itaatkar "sözde" hukukçular eliyle de yapılabileceğini ifade eden Öztrak, şöyle konuştu:

Ülkemizdeki otokratlaşma sürecinin önemli kilometre taşlarından biri olacak, saraya güvenlik soruşturması yapma yetkisi veren, devlette kadrolaşmanın önünü açan, milletin fişlenmesine izin veren yasa teklifi, çarşamba günü Meclis'te reddedilmişti. Meclis İç Tüzüğü'ne göre bu teklifin bir yıl gündeme alınmaması gerekiyordu. Ama sarayın kibirlisi yine kural tanımadı. Kendi iradesini, Meclis'in iradesinin önüne koydu. 'Saray vesayetinin Meclis iradesi üzerindeki gölgesi' haline gelen, 'kayyum' Meclis Başkanı devreye sokuldu. Meclis'in reddettiği teklifi, iç tüzüğe rağmen yeniden görüşülmek üzere ertesi gün gündeme aldı.

Buna gerekçe olarak oylamada hata olmasının gösterildiğini dile getiren Öztrak, "Oysa oylamada hata falan olmadığını milletimiz gördü. AK Parti milletvekilleri oylamaya katılmadı. Oylamaya katılmamak belki zımni bir irade beyanı, belki vicdani bir tavır, belki saraya başkaldırıdır. Bunu biz bilemeyiz. Ancak sehven ya da kasten hata yapan biri varsa o da AK Parti'nin görevli grup başkan vekilidir" ifadelerini kullandı.

“Atatürk, en zor anlarda bile milletvekillerine saygıda kusur etmemiştir"

Öztrak, TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un sözlerini de eleştirerek, şunları kaydetti:

Bir sözümüz de TBMM Başkanına. 'Pişman ederim' diyerek, milletimizin vekillerini tehdit etme cüretini nereden alıyorsunuz? Siz kimsiniz de milletin seçtiği vekilleri tehdit ediyorsunuz? Ateş olsanız cürmünüz kadar yer yakarsınız. Siz gidin, sizin ağababanız karşımıza gelsin. İşgal ettiğiniz o koltuğun ilk sahibi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tür. Kurtuluş Savaşı'nın en zor günlerinde bile, Gazi Mustafa Kemal TBMM'nin üzerine titremiştir. Meclis'in hakkını, hukukunu korumuştur. Meşruiyetin kaynağını sarayda değil, millet iradesinin tecelligahı Meclis'te aramıştır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, en zor anlarda bile milletvekillerine saygıda kusur etmemiştir. O koltuğun öyle bir sorumluluğu ve ağırlığı vardır. Ancak 'kayyum başkan' o koltuğun sorumluluğunu taşıyamamıştır. O koltuğu kirletmiştir.

"Bu anlayışla Anayasa tartışılabilir mi?"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "Anayasa Mahkemesi'nin kapatılması gerektiği" yönündeki sözlerine ilişkin Öztrak, şu değerlendirmelerde bulundu:

Bu bağımsız yargıya, temel hak ve hürriyetlere, muhalefete tahammülü olmayan, dikta virüsüyle malul, hastalıklı bir zihniyetin tezahüründen başka bir şey değildir. Bu hastalıklı beyinlerde ne millete ne milli iradeye ne de milli olan herhangi bir değere yer yoktur. İstiyorlar ki, Türkiye'nin kapısına kilit vurulsun, anahtarı da sarayın bekçisine teslim edilsin. Bu zihniyetle, bu anlayışla Anayasa tartışılabilir mi? Böyle bir zihniyet ülkeyi yönetebilir mi? Elbette hayır.

Öztrak, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesini, TÜİK ve Merkez Bankası başkanlarının değiştirilmesini de eleştirerek, "Kuralların ve kurumların tek bir kişinin iradesiyle zırt pırt değiştiği bir ülkede kimse önünü göremez, yatırım yapamaz, aş, iş büyümez. Güven ve istikrar olmaz" dedi.

Merkez Bankası'nın kasasındaki 128 milyar doların tüketildiği, şu an döviz rezervinin eksi 44,5 milyar dolar olduğunu kaydeden Öztrak, bunun sebebini sormalarına rağmen hala cevap alamadıklarını kaydetti.

Dolar kurundaki artış

Öztrak, 19 Mart'tan bu yana dolar kurundaki 80 kuruşluk artışın, dış borcun lira olarak karşılığını 352 milyar artırdığını belirterek, "Bunu 24 milyon 257 bin Türk ailesine bölüştürsek, her bir ailenin omzuna 14 bin 500 lira ilave borç yüklendi. Buna bir de kayınpeder ve damadın işledikleri içeriden döviz ve altınla borçlanma günahının kefareti olan aile başına 1210 liralık yükü eklersek, şahsım hükümetinin kapris ve kibirlerinin her bir ailemize faturası 15 bin 710 liraya çıkıyor" ifadelerini kullandı.

Ekonominin kötüye gitmesiyle milletin sıkıntısının daha da artacağını söyleyen Öztrak, "Tüm bu yaşananlara bakınca, rahmetli Alparslan Türkeş'e atfedilen şu sözleri anımsamamak elde değil: 'Beceriksizlikle ihanet arasında kıldan ince bir çizgi vardır. Beceremediğin halde makam ve mevki işgal etmek, en büyük ihanettir.' Bu vesileyle Sayın Türkeş'i, iki gün sonra gelecek vefatının 24. yıl dönümü münasebetiyle, rahmetle anıyoruz" dedi.

Öztrak, esnafın ramazan ayındaki kısıtlamalar sebebiyle sıkıntı yaşayacağını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

Pandemide AK Parti kongrelerini lebalep doldurup caka satanlar, sonra da ülkeyi kızıla boyayanlar, faturayı yine esnafa kesti. Esnafımız mübarek ramazan ayında, bu kesilen faturanın altından nasıl kalkacaklarını düşünüyor. Esnaf, ramazan ayında kapanmanın endişesini yaşıyor. Dert çok, destek yok.

Kısa çalışma ödeneğinin kaldırıldığını hatırlatan Öztrak, şunlar kaydetti:

1 milyon 300 bin emekçimizin kısa çalışma ödeneği, dünden itibaren sona erdi. 1 milyon 300 bin emekçimizin çoğu ücretsiz izinli olarak günde 47 liraya talim edecek. Halen ücretsiz izinli 751 bin çalışanımızla beraber, yaklaşık 2 milyon işçimiz, aileleriyle beraber, asgari ücretin yarısı kadar bir ücretle ramazan ayını geçirmeye çalışacak. Bu nasıl bir haktır? Nasıl bir hukuktur? Yandaşa gelince para çok, millete gelince para yok.

Öztrak, günlük Kovid-19 vaka sayısının dün 40 bini aştığını hatırlatarak, şu ifadeleri kullandı:

Yeni vaka sayısında Avrupa ikincisiyiz. Dünyada ise dördüncüyüz. Salgında dünyanın yeni merkez üslerinden biri olduk. Bunun vebali, salgını yönetemeyen, lebalep kongreler yapıp bir de hava atan AK Parti Genel Başkanı'nın boynundadır. Şimdi parti, salgına yakalanan üyelerine, sansür uygulama kararı almış. Salgına yakalanan AK Partililere, sosyal medyadan bunu duyurmama talimatı gitmiş. Allah'ın bildiğini, kuldan saklayamazsınız.

"Milletvekilinin milletvekilliğine millet son vermeli"

Faik Öztrak, açıklamaları sonrasında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplandırdı.

Milletvekilliği düşürülen Ömer Faruk Gergerlioğlu ile ilgili CHP'nin yeterli tepki vermediği yolundaki bir soru üzerine Öztrak, "Biz baştan itibaren söylüyoruz. Esas olan milletin seçtiği milletvekilinin milletvekilliğine yine milletin son vermesidir. Bunun arkasında duruyoruz. Burada bir milletvekilinin milletvekilliğine yargı tarafından herhangi bir suç üstü durumu olmadan son verilmesi aslında yargının milli iradeye müdahale etmesidir. CHP olarak bu kime yapılırsa yapılsın bunun karşısındayız" değerlendirmesini yaptı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun erken seçim beklentisi ve buna yönelik bir hazırlığının olup olmadığının sorulması üzerine Öztrak, "Anadolu'yu, Trakya'yı geziyoruz ve milletimizin bu olan bitenler nedeniyle sabrının tükendiği görüyoruz. Milletimiz, sandık istiyor. Milletimiz, bu iktidarın ülkeyi yönetemediğini görüyor. Genel Başkanımız da bu iktidarın ülkeyi yönetemediğini, ülkenin sırtında çok ciddi bir yük olduklarını ve sonbahara kadar görüleceğini tahmin ediyor" ifadelerini kullandı.

Öztrak, İstanbul seçimlerinden sonra Kılıçdaroğlu'nun "Yarından itibaren öbür gün seçim olacakmış gibi çalışacaksınız" talimatını verdiğini anımsatarak, "Bu nedenle biz yarın da, öbür gün de seçim olacak gibi hazırız" diye konuştu.

"Bu meselenin değerlendirileceği yer Türk adaletidir"

Uyuşturucu kullandığı görüntüleri sosyal medyada yayımlanan Hamza Kürşat Ayvatoğlu ile ilgili bir soru üzerine de Öztrak, şunları kaydetti:

Burunlara çekilen pudra şekerleri de, nasıl edinildiği belli olmayan arabalar da, tapular da, yaşanan lüks hayat da AK Parti'deki büro elemanının almış olduğu maaşla bağdaşmıyor. Ortada bir kaynağının ne olduğu belli olmayan zenginleşme var. Şimdi bu sebepsiz zenginleşmeyi, bu hukuksuzluğu AK Parti'nin kolunun içindeki bir yene sığdırmak mümkün değildir. Burada kol kırılır yen içinde kalır diyerek bu işin içinden sıyrılamazsınız. Bu meselenin değerlendirileceği yer artık AK Parti'nin Genel Merkez koridorları değil, Türk adaletidir.

MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin mağdur olarak ifadesinin alınmasını isteyen hakim hakkında HSK tarafından inceleme başlatılmasına değinen Öztrak, "Hakimlerin bu kadar kolay soruşturmaya tutulduğu oradan oraya sürüldüğü bir ülkede yargı bağımsızlığından nasıl bahsedeceğiz. Durum içler acısıdır" ifadelerini kullandı.

Öztrak, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın üçüncü ittifak önerisine ilişkin de, "Aslında bugün Genel Başkanımız bu konudaki gerekli açıklamayı yapmış. Son seçime giren iki ittifak var. Birisi demokrasiden, haktan, hukuktan, adaletten yana olan Millet İttifakı, diğeri de tek adam vesayet rejimini savunan Cumhur İttifakı. Bunun dışında bu ittifaklara kimler katılır katılmaz göreceğiz" dedi.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU