Yeniden Refah Partisi Sözcüsü Suat Kılıç, MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın'ın "Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı işin başından beri Terörsüz Türkiye sürecine şiddetle karşı çıkıyor" paylaşımına tepki gösterdi. Kılıç, "Birçoklarının siyasi sermayesinin terörle mücadele olduğu yıllarda bile, Milli Görüş milim sapmadan terörü reddetmiş, terörün nedenlerini bertaraf etmek için tüm imkanları seferber etmiş, ırk değil; kardeşlik temelinde çözüm için gayret göstermiştir. Bugün de arzumuz terör örgütünü tüm şubeleriyle tasfiye etmek, PKK ile birlikte PYD/YPG’yi de bitirmek, terörün kanlı elini, kirli dilini, paslı mazisini siyasetimizden ve ülkemizden tümüyle tasfiye etmektir'' ifadelerini kulllandı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Semih Yalçın, "Fatih Erbakan'a cevap" başlıklı açıklamasında şunları söylemişti:
Terör meselesine Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin vurduğu neşter, en önemli politik istismar vasıtalarından birini kaybeden muhalefetin her kademesinde hüsrana yol açtı. MHP’nin belirgin çekim gücü ve çözüm odaklı politikaları, özellikle siyaset evreninde başıboş meteorit konumundan öteye geçemeyen bazı küçük partileri Türkiye gerçeklerinden büsbütün uzaklaştırdı. Fatih Erbakan’ın başında olduğu Yeniden Refah Partisi de bunlardan biri... YRP Genel Başkanı işin başından beri Terörsüz Türkiye sürecine şiddetle karşı çıkıyor. Küçük oy hesaplarının peşinde koşan Fatih Erbakan; aklınca Terörsüz Türkiye olgusunu değersizleştirmeye, Sayın Genel Başkanımızı ve partimizi itibarsızlaştırmaya çalışıyor. Fatih Erbakan’ın tutumu, destede güreşen toy bir pehlivanın ağır sıkletteki güreşçilere elense çekmeye çalışmasına benziyor. Yeniden Refah Partisi gibi halk nezdinde karşılığı tükenmekte olan küçük partiler, varlık ispatı çabasında çareyi MHP muarızlığında buluyorlar. Bu gibilerin gözleri kör, kulakları sağır, basiretleri de kapalı olur. Akan kanın durması, sosyal barışın vatan sathına yayılması ve bin yılık kardeşlik hukukunun güçlendirilmesi Fatih Efendi ve avenesinin umurunda değil. Bizden söylemesi! Milletimiz; Fatih Erbakan gibi ne istediğini bilmeyen, kamu vicdanını dikkate almayan, Türkiye’nin hayati ihtiyaç ve çıkarlarını görmezden gelen politikacı taslaklarına asla prim vermez. Türkiye gerçeklerini ıskalayan politikacıların akıbeti, siyaset kabristanıdır.
Kılıç, sosyal medya hesabından Semih Yalçın'a hitaben yaptığı açıklamada, "Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan'ın, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye yaptığı çağrıyı anlamak yerine, kastedilen dışında anlamlandırmaya çalışmışsınız" ifadelerini kullandı.
Kılıç, açıklamasının devamında şunları kaydetti:
Öncelikle bilmelisiniz ki Yeniden Refah Partisi, oluşturmaya çalıştığınız algının aksine, Terörsüz Türkiye’den yanadır. Üstelik bir yıllık malum süreç nedeniyle değil; terör belasının milletimizin ve memleketimizin başına bela olduğu ilk günden beri iradesi bu yöndedir ve nettir. Birçoklarının siyasi sermayesinin terörle mücadele olduğu yıllarda bile, Milli Görüş milim sapmadan terörü reddetmiş, terörün nedenlerini bertaraf etmek için tüm imkanları seferber etmiş, ırk değil kardeşlik temelinde çözüm için gayret göstermiştir. Bugün de arzumuz terör örgütünü tüm şubeleriyle tasfiye etmek, PKK ile birlikte PYD/YPG’yi de bitirmek, terörün kanlı elini, kirli dilini, paslı mazisini siyasetimizden ve ülkemizden tümüyle tasfiye etmektir. Bunu yaparken, terörü azdırmamak, siyasi uzantılarını şımartmamak, TBMM çatısı altında atılan bölücü sloganlara razı olmamaktır. Esasında Sayın Devlet Bahçeli’ye yapılan çağrı da bu minvaldedir. Sürecin başında önerilen şekliyle, terörist başının Meclis’e gelmesi makul ve münasip değildir. Meclis’ten bir heyetin terör örgütü elebaşının ayağına gitmesi hususunda ise kararsızlık ve belirsizlik gözlemlenmektedir.
"Sayın Genel Başkanımızın bu noktadaki çağrısı yoruma gerek bırakmayacak kadar nettir"
Sayın Genel Başkanımızın bu noktadaki çağrısı, 'Madem öyle, süreci başlatan Sayın Bahçeli’nin son noktayı koyması da elzemdir' şeklindedir. Yoruma gerek bırakmayacak kadar da açıktır ve nettir. Başlattığınız süreçten, gittiği istikametten, katedilen mesafeden memnunsanız, süreç nedeniyle bir tereddüt ya da endişe içinde değilseniz alınmanızı gerektirecek bir hususun olmadığını bilmenizi isterim.
Bu arada partimizden 'küçük parti' diye söz etmişsiniz. İşte buna cidden üzüldüğümüzü bilmenizi isterim. Umarım, geçmişte olduğu gibi gelecekte de küçümsediklerinize ihtiyaç hissetmezsiniz. Ayrıca 'küçük parti' dediğiniz Yeniden Refah Partisi, 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde Türkiye’nin üçüncü 'büyük' partisi oldu. Bununla birlikte, Yargıtay sisteminde onaylı üye sayıları sıralamasında da Türkiye’nin en 'büyük' üçüncü partisi, küçümsediğiniz Yeniden Refah Partisi’dir. Dilerim, makul ve samimi bir açıklamayı reddetmek için esirgemediğiniz lügatınızı, çok yakın zamanda terör örgütü elebaşı hakkında Yüce Meclis çatısı altında slogan atan ve attıranlardan da esirgemezsiniz. Siz bir cevap uğruna nezaketi terk ettiniz. Biz nezaket sınırlarını ihlal etmeyeceğiz. Zira, temsil ettiğiniz Milliyetçi Hareket Partisi’nin, siyasi hayatımızdaki yarım yüzyılı aşkın mümtaz varlığına ve çok değer verdiğimiz vatanperver, milletperver camiasına her zaman saygımız var.
Yücel Bulut, Erbakan'ı hatırlatmıştı
Sabah saatlerinde de MHP Milletvekili Yücel Bulut, merhum Necmettin Erbakan’ın geçmişte terör sorununun çözümü için Abdullah Öcalan’a üç mektup gönderdiğini ve bu süreci bir devlet adamı vizyonuyla yürüttüğünü hatırlatmıştı. Bulut’un açıklamaları, Erbakan’ın TBMM’de kurulması planlanan “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” üzerinden Bahçeli’ye yönelik sözlerinin ardından gelmişti.
Yücel Bulut, sosyal medya hesabından yaptığı uzun açıklamada şu ifadeleri kullanmıştı:
Sayın Fatih Erbakan!
Genel başkanımız Sn. Devlet Bahçeli’yi hedef alan sorumsuz ve seviyesiz üslubunuzu kınıyorum.Merhum babanız Necmettin Erbakan’ın saygıdeğer soyadını taşımaktan başka ‘siyasi bir vasfı’ olmayan ve bu nedenle babanızın partisini ‘YENİDEN’ kuran şahsınız biliyor olmalı ki;
Merhum Erbakan terör sorununun çözümünü ve Terörsüz Türkiye’nin inşasını yürekten istiyordu. Bu konuda Başbakanlığı döneminde ciddi riskler üstlenmiş fakat kısa süren Başbakanlığı ve üzerinde kurulmak istenen küresel tahakküm çabaları, terör sorununu çözmesine imkân tanımamış, 28 Şubat darbe girişimiyle iktidardan uzaklaştırılmıştı.
Bulut, Erbakan’ın geçmişte Kürt meselesine dair yaptığı açıklamaları da hatırlatarak, merhum liderin terör sorununa kapsamlı bir yaklaşım getirdiğini vurgulamıştı:
Öyle ki; henüz 1993’te Refah Partisi 4. Büyük Kongresi’ni açış konuşmasında dahi Kürt sorununu ele alarak şunları ifade etmişti:
Sorarım size, asırlar boyu tek vücut olarak yaşadığımız halde, ne oldu da bu husumet ortaya çıktı? Niçin bu kanlar akıyor? Kürt meselesi için her çözüm şekli konuşulabilir. Esasında meselenin bunca içinden çıkılamaz hale gelmesinin sebeplerinden biri, bu konunun bir tabu gibi her türlü tartışmanın dışında tutulmasıdır. Bu sebeplerden dolayı, terörle mücadele, sadece askeri bir hareket olarak düşünülmemelidir. Bu konu, kaynağını ve sebeplerini ortadan kaldıracak çok unsurlu ve kapsamlı bir bütün olarak ele alınmalıdır.
Bulut, Erbakan’ın bu yaklaşımının sonraki yıllarda da devam ettiğini belirterek, HADEP Genel Başkanı Murat Bozlak’a gönderilen mesajı hatırlattı:
Sonraki yıllardaysa cezaevinde bulunan HADEP Genel Başkanı Murat Bozlak’a İsmail Nacar’ı göndermiş ve ‘sorunun barışçıl yollarla çözümü’ konusunda HADEP’in de elini taşın altına koymasını istemişti.
Milletvekili Bulut, Necmettin Erbakan’ın Abdullah Öcalan’a gönderdiği mektuplara da değinerek şu iddialarda bulundu:
Ayrıca artık sübuta ermiş olduğu üzere Abdullah Öcalan’a belki de ilk mektup gönderen kişi Merhum Necmettin Erbakan olup, toplamda 3 mektup gönderdiği bilinmektedir. Bu mektupların içeriği tam bilinmese de terörün sonlandırılmasına ilişkin taleplerini ve demokratik çözüm isteklerini içerdiği bilinmektedir. Öcalan’ın kendisine yazdığı mektupların da varlığı bilinmekte olup, bir tanesi de açık mektup şeklinde basın yayını organlarında yer almıştır. Aracılar vasıtasıyla görüşmeler yaptığı da birçok kaynakta ifade edilmektedir.
Bulut, Erbakan’ın bu girişimlerini “zaafiyet değil, vizyon” olarak nitelendirerek şu ifadeleri kullandı:
Merhum babanız tartışmasız bir vatansever olarak, Öcalan’la bu dolaylı görüşmeleri bir zaafiyet, acziyet ya da taviz anlayışıyla değil, ufku gören bir devlet adamı vizyonuyla ve Terörsüz Türkiye özlem ve kararlılığıyla gerçekleştirmişti. Terörün son bulduğu ve Türkiye’nin kaynaklarını ve enerjisini iç çatışmalarla heba etmediği bir ülke idealine inanmış ve bu uğurda nefsiyle değil, bir devlet adamı olarak aklıyla hareket etmişti.
Bulut, Refah Partisi döneminde yaşanan bir başka olayı da hatırlatarak, Fethullah Erbaş’ın PKK kamplarına giderek askerlerin kurtarılmasına aracılık ettiğini belirtti:
Kaldı ki dönemin Refah Partisi Milletvekili Fethullah Erbaş da PKK kamplarına giderek Murat Karayılan tarafından karşılanmış ve PKK’nın elinde bulunan askerlerin teslim alınması için müzakere yürütmüştü. O dönemde eleştiri konusu olmuş bu müzakere, sekiz askerimizin hayatlarının kurtulmasını ve ailelerine kavuşmalarını sağlamıştı. Babanızın partisinden bir milletvekilinin PKK kamplarına gidip görüşmeler yapması ve o sırada Şam’da bulunan Öcalan ile de telsizle görüşmeler gerçekleştirmiş olması, Merhum Refah Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan’ın bilgisi dışında cereyan etmiş olamazdı.
Bulut, açıklamasının sonunda Fatih Erbakan’ı “popülizm” yapmakla suçladı:
Ancak şimdi ‘Yeniden’ Refah Partisini kuran şahsınız, ‘Eskiden’ Refah Partisi’nin ortaya koyduğu ilkesel ve ideolojik mirası popülist çıkışlara ciro ederek siyasi istismar alanı inşa etmeye çalışıyorsunuz.
Bu anlayışınız, babanızın fıtratı yerine anlık siyasi fırsatı dilediğinizi; huzurlu bir gelecek inşa edebilmek için gerekli fedakarlığı ortaya koymak yerine, birkaç sosyal medya beğenisi ve ucuz etkileşim uğruna riyakarlığı tercih ettiğinizi göstermektedir.
Şimdi mazinizi inkâr edercesine ve siyasi popülizm uğruna Terörsüz Türkiye idealini terörle müzakere yürütmek gibi ele alan tavrınız, milletimize karşı sorumsuz bir açıklama ve Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’ye ve kadrolarımıza karşı haksız ve mesnetsiz bir ithamdır.
Milletin birliği ve selameti uğruna ağır bedeller ödemiş ve kardeş kavgasına sebebiyet vermektense, dünyevi her makamdan vazgeçmiş babanızı rahmetle anıyorum.
ÖCALAN İLE GÖRÜŞME
— Yücel Bulut (@yclblt06) October 14, 2025
Sayın Fatih Erbakan!
Genel başkanımız Sn.Devlet Bahçeli’yi hedef alan sorumsuz ve seviyesiz üslubunuz kınıyorum.
Merhum babanız Necmettin Erbakan’ın saygıdeğer soyadını taşımaktan başka ‘siyasi bir vasfı’ olmayan ve bu nedenle babanızın partisini ‘YENİDEN’… https://t.co/Pt8sBj1ttM
Fatih Erbakan ne demişti?
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan ise geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, TBMM’de kurulacak komisyonun Abdullah Öcalan’la görüşmesi tartışmalarına değinmiş ve Devlet Bahçeli’ye göndermede bulunmuştu.
Erbakan şu ifadeleri kullanmıştı:
Bilindiği üzere milletimize büyük acılar yaşatan terör sorununun çözülmesi için TBMM’de Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu oluşturuldu. Bu komisyondan bir heyetin İmralı’ya giderek Abdullah Öcalan’la görüşmesi konusu ise uzun zamandır gündemi meşgul ediyor. Biz Yeniden Refah Partisi olarak diyoruz ki; TBMM’yi temsil eden bu komisyonun İmralı’ya gitmesi doğru değildir. Eğer Abdullah Öcalan’la bir görüşme yapılacaksa bunu bizzat Sayın Devlet Bahçeli yapsın. Sayın Bahçeli bütün bu süreci başlatan ve Öcalan’la görüşülmesi gerektiğini ifade eden, Öcalan’ın görüşleri çok önemlidir diyen bir kimse olarak İmralı’ya gitsin ve Öcalan’la baş başa görüşsün. Madem Öcalan Meclis’e gelemiyor, o zaman onu Meclis’e davet eden Sayın Bahçeli İmralı’ya onun yanına gitsin. Sonrasında da kendisi gelip komisyonu bilgilendirsin.
Independent Türkçe