Toprağı çölleştiren kömür külü dağları

Prof. Dr. Mustafa Öztürk Independent Türkçe için yazdı

Giriş

Kömür, tüm dünyada ana enerji kaynağı olarak kullanılmaktadır. 2015'te kömür dünya çapında enerjinin yüzde 29'unu sağlamıştır.

Dünyada kömürle çalışan termik santrallerden her yıl 10 milyar tondan fazla karbondioksit salımlanmaktadır. Bu miktar toplam emisyonların neredeyse beşte biridir. 

2020 yılı kasım ayı verilerine göre Türkiye'de elektrik enerjisi üretiminin yaklaşık yüzde 36'sı kömürlü termik santrallerden elde edilmektedir.
 

Şekil 1.jpg
Şekil 1. Türkiye'de elektrik üretimi (30 Kasım 2020)

 
Yüksek sıcaklıkta yanma yapılan başta kömürlü termik santraller olmak üzere atık ve tehlikeli atık yakma tesisleri ile hurda demir-çelik tesisleri bacalarından, filtre edilmediği zaman, atmosfere toksik ağır metal içeren uçucu küllerin salımlanması kuvvetle muhtemeldir. 

Kömürlü termik santrallerde kükürt dioksit kirliliği tartışırken boyutları 0,1 mikrometre - >100 mikrometre arasında değişen uçucu külleri ve uçucu kül içinde bulunması muhtemel toksik ağır metal kirliliği de nereden çıktı deme lüksümüz yoktur.

Gelişmiş ülkelerde termik santrallerde oluşan kükürt dioksit, azot oksitler ve partikül madde kirliliğinin kontrolü ile ilgili gerekli önlemler alınmaktadır.

Bu tür kirleticiler yanında uçucu küllerdeki toksik ağır metaller ve dioksin-furan gibi kirleticiler daha fazla tartışılmaktadır.

Termik santrallerin bacalarından çevreye salımlanan dane boyutu çok küçük olan uçucu küller, toksik ağır metaller ve dioksin-furan gibi kalıcı organik kirleticiler geniş bir alana yayılarak hava, su ve toprak üzerinde kalıcı tehlikeli etkiler oluşturmaktadır.

Solunum ve sindirim yolu ile vücuda alınan insan sağlığı için fevkalade toksik ağır metaller filtre edilemeden ciğerlere kadar ulaşabilmektedir. 

Uçucu külleri filtre edilmeyen termik santraller, atık yakma tesisleri ve hurda demir-çelik tesisleri kesinlikle çalıştırılmamalı.  

Yüksek sıcaklıkta yanma yapan tesislerden salımlanan toksik ağır metaller ve dioksin/furan gibi kirleticiler toprakta ve suda sınır değerlerinin üzerinde biriktiği zaman çevre ve insan sağlığı açısından kalıcı olumsuz etkiler gösterir ve insan vücudunda kademe kademe birikebilir.

Kademeli olarak birikme toprağı ve suyu kullanılamaz hale getirebilir. Ağır metal kirliliğinin insan sağlığı üzerinde meydana getirdiği olumsuz etkiler başka bir çalışmada detaylı olarak verilecektir. 

Termik santrallerden salınan toksik ağır metaller tesis etki alanların içinde özellikle hakim rüzgar yönünde maksimum kirliliğin oluşacağı yerlerdeki toprakta, suda birikip sınır değerinin üzerine çıktığı zaman o toprakta tarım yapılması çok risklidir. 

Termik santral bacalarından salımlanması muhtemel toksik ağır metaller, su kaynaklarına karışıp suda birikmeye başladığı zaman kademe kademe su kaynaklarını kullanılamaz hale getirebilir. 

Ağır metaller ve dioksin/furan bakımından kirlenmiş topraklarda ve sudan sebze ve meyve üretimi çok tehlikelidir.

Bu tür kirleticiler gıda zinciri yolu ile tabağımıza kadar gelebilir. Kısaca toprak ve su, sebze ve meyve üretimi tehlikeli hale dönüşebilir. 

Ülkemizdeki her bir termik santral yakınında kül dağları bulunmaktadır. Küller yeterince değerlendirilmediği için termik santral yakınında kül dağları halinde depolanmaktadır.

Ağır metal içeriği sınır değerlerin üzerinde olma ihtimali yüksek uçucu küllerle taban küllerinin birlikte depolanması çok tehlikelidir.

Uçucu küllerin içerdikleri toksik ağır metallerden ve PAH'lardan (dioksin ve furan gibi) dolayı tehlikeli atık olup olmadığı araştırılmalı.

Yapılan araştırmalar sonucu tehlikeli atık sınıfına giren bazı uçucu küller ayrı ve özel olarak depolanmalı.

Yapılacak analizler sonucu tehlikeli atık olduğu belirlenen uçucu küllerin tehlikeli atık olmayan diğer taban külleri ile karıştırılması fevkalade yanlış ve tehlikelidir. 

Ülkemizdeki her bir termik santralden salımlanan cıva, kurşun, kadmiyum, kurşun, arsenik, nikel, bakır ve çinko gibi ağır metallerin emisyonları, hakim rüzgar yönünde ve kirliliğin maksimum olduğu yerlerdeki havada, suda ve topraktaki konsantrasyonları tespit edilmelidir. 

Kömürlü termik santraller, hava, su ve toprak kirletilmeden çevre ile uyumlu bir şekilde işletilmelidir. Teknik ve ekonomik olarak bu mümkündür. 


Uçucu kül oluşumu

Termik santrallerde kömürlerin yanması sonucu kömür içinde bulunan yanıcı olmayan maddeler, taban külü, bacada uçucu kül ve baca gazı arıtma tutulamayan uçucu kül haline dönüşür.

2003 yılında dünyada kömür kullanan yüksek sıcaklıkta yakma tesislerinde oluşan kül, uçucu kül ve atmosfere salınan uçucu kül miktarı Şekil 2'de verilmiştir.  
  

Şekil 2.jpg
Şekil 2. Kömürün yanması sonucu oluşan kül ve uçucu kül değerleri


Şekil 1'de görüleceği gibi 2003 yılı verilerine göre dünyada yılda yüksek yakma tesislerinde kömür yanması sonucu oluşan uçucu kül miktarı yılda yaklaşık olarak 413,7 milyon tonun üzerindedir.

Bu uçucu külün 160 milyon tonu Çin'de, 89,5 milyon tonu Hindistan'da, 76,5 milyon tonu A.B.D'de, 44,2 milyon tonu A.B-15'de ve 30 milyon tonu Güney Afrika'da oluşmuştur. 

2019 yılı verilerine göre dünya'da kömürlü termik santrallerde yılda 500 milyon tonun üzerinde uçucu kül oluşmaktadır.

Ülkemizdeki kömür kullanan termik santrallerden dolayı her yıl 15 milyon tonun üzerinde uçucu kül oluşmaktadır.

Yunanistan'da yılda yaklaşık olarak 13 milyon ton uçucu kül oluşmaktadır.

Ülkemizde kömürlü termik santrallerde en büyük sorunlardan biri kül dağlarıdır. 

Türkiye'de her bir termik santralde bugüne kadar oluşan kül miktarı tespit edilmelidir. Kül dağlarının çevreye (toprağa, suya) verdiği çevresel zararlar etkiler belirlenmeli.

Türkiye'de de termik santral küllerinin değerlendirilmesi ile ilgili bir politika geliştirilmeli.

Bu konuda kamu destekli uygulamalı proje çalışmaları başlatılmalı.

Küllerin hammadde olarak kullanımı ile ilgili uluslararası çalışmalar ülkemizde de uygulamaya konmalı. 

Her bir termik santral yakınında yeterince çevresel önlemleri alınmayan kül dağları bulunmaktadır.

Çevresel önlemleri alınmayan kül dağları etki alanlarında yaşayanlara, özellikle rüzgarlı havalarda, cehennemi yaşatır, insanların temiz hava soluma haklarını ellerinden alır.

İnsanlar toz solurlar. Canlıların erken ölümüne neden olur. Flora-faunayı yok eder.

Toz bulutu can toprağı betonlaştırır ve cansızlaştırır, yani öldürür.

Topraktaki yaşamı ve tarımsal üretimi durdurur. Hayvanların otlayacağı meralara zarar verir. 

Çevresel önlemler alınmadan depolanan biriktirilen kül dağları tekniğine uygun yönetilmezse; 

  • Kansere,
  • Gelişim bozukluklarına,
  • Üreme sorunlarına, 

neden olur.

Türkiye'de termik santral külleri ulaşım altyapısında, konut sektöründe, tuğla, briket ve hazır beton üretiminde, çimento sanayinde ve kullanılmış maden ocaklarının rehabilitasyonunda yeterince değerlendirilmediği için termik santral yakınında kül dağları halinde depolanmakta ve çevresel riskler oluşmaktadır. 

İngiltere, her yıl üretilen sekiz milyon ton kömür külünün yarısını yeniden alternatif hammadde olarak kullanılmaktadır. 

ABD'de 2013 yılında termik santrallerde 53 milyon ton kömür külü oluştu ve bunun 23 milyon tonu yeniden alternatif hammadde olarak kullanıldı. 

Danimarka, İtalya ve Hollanda, ülkelerinde atık depolamaya izin verilmediğinden kömür külünün yüzde 100'ünü geri dönüştürüyor.

Almanya'da yılda üretilen 10 milyon kömür külünün yaklaşık yüzde 97'i yeniden kullanılır. Avrupa Kömür Yakma Ürünleri Derneği (Ecoba) göre, 2010 yılında 15 AB ülkesinde üretilen 48 milyon ton kömür külünden (mevcut en son rakamlar) 13,8 milyon tonu yeniden kullanıldı.

AB ülkeleri, ABD, Çin ve Hindistan'da kömür külü kullanım alanları Şekil 3'de verilmiştir. 
 

Şekil 3.jpg
Şekil 3. Kömür külü kullanım alanları

 
Kömür küllerinin oluştuğu yerin yakınında değerlendirilmesi oldukça ekonomik olmaktadır. 

Kömür külü için yaklaşım "Kurtar, Yeniden Kullan, Geri dönüştür". Kömür külü doğru yönetilirse önemli bir hammaddedir. 

Termik santrallerde oluşan kömür külleri hammadde olarak değerlendirilmeye başlandığı zaman kül sorun olmayan kömürlü termik santraller daha çevreci olur. 

Önemli alternatif hammadde olan kömür külü kullanım alanları yaygınlaştırılmalı. Kömür külleri alternatif hammadde olarak kullanılacaksa kül dağlarının üzeri membran malzemelerle örtülmeli veya üzeri yüzde 20 oranında nemlenli tutulmalı.


Kömür içindeki ağır metaller

Kömür içinde çeşitli miktarlarda toksik ağır metaller bulunmaktadır. Dünya ortalamasına göre kömür içindeki arsenik miktarı 9,0±0,8 ila 7,4±1,4 mg/kg arasında değişmektedir.  

Kömür içinde bulunan maksimum arsenik miktarı ise 50±5 ila 49±8 mg/kg arasında değişmektedir. 

Kömür içindeki global ortalama cıva miktarı 0,3 mg/kg olarak kabul edilmiştir. 

Çeşitli ülkelerde termik santrallerde kullanılan kömür içindeki cıva miktarı (mg/kg); 

  • Avrupa’da 0,01–1,5, 
  • Amerika’da 0,01–1,5, 
  • Avustralya’da 0,03–0,4, 
  • Güney Afrika’da 0,01–1,0, 
  • Rusya’da 0,01–0,9,
  • Japonya 0,1

arasında değişmektedir. 

Bacadan filtre edilmeden salımlanan ağır metallerin emisyonu, kullanılan yakıt içindeki toksik ağır metallerin miktarına, yanma sıcaklığına, yakıcı özelliğine ve baca gazı arıtma tesisi verimliliğine bağlıdır. 

Elektro filtrelerin toz tutma verimliği yaklaşık olarak yüzde 95 ila yüzde 99,8 arasında değişmektedir.  

Termik santrallerde yüksek sıcaklıkta yanma sonucu kömür içindeki toksik ağır metaller yaklaşık yüzde 70 oranında gaz fazına geçer. Gaz fazına başta cıva olmak üzere kadmiyum, kurşun, arsenik, nikel, bakır ve çinko gibi toksik ağır metaller geçer.

Termik santral bacasında tozları tutmak için elektro fitre varsa arsenik yüzde 98,3, kurşun yüzde 99,1, kadmiyum yüzde 98,5, krom yüzde 99,7, bakır yüzde 99,7, nikel yüzde 99,4, çinko yüzde 98,9 ve cıva yüzde 49,6 oranında uçucu kül yüzeyinde tutulur.

As, Cd, Pb, Zn, Cu, Cr, Ni gibi ağır metallerin önemli kısmı elektro fitrede alıkonurken çok uçucu olan cıvanın ancak yarısına yakını filtre edilebilmektedir.

Yanma sonucu uçucu faza geçen toksik ağır metallerin bir kısmı uçucu kül içinde, diğer kısmı gaz fazında kalır. 

Termik santrallerde elektro filtre yanında desülfürizasyon ünitesi varsa cıva yüzde 89,92, cıva sülfür ise ancak yüzde 74,92 oranında filtre edilir. Geriye kalan cıva bacadan atmosfere salımlanır.

Uçucu maddeler elektro filtre yerine torbalı filtre ile tutulduğu zaman cıva haricindeki kurşun, kadmiyum, nikel, bakır ve krom-6 gibi ağır metaller filtre yüzeyinde oluşan film tabakasında önemli oranda filtre edilmektedir.

Cıva ise bacada elektro filtre, torbalı filtrede olsa tam olarak filtre edilemez. Cıva ve bileşikleri, bacadan çevreye salımlanır ve dağılır.

Bu yüzden ülkemizde termik santrallerden salınan cıva, kadmiyum, kurşun, arsenik, krom-6, nikel, bakır, çinko gibi ağır metallerin emisyonları mutlaka tespit edilmelidir. 

Termik santrallerde kullanılan yerli ve ithal kömürlerin analizleri yapılarak toksik ağır metallerin miktarları tespit edilmelidir. 

Her bir termik santralde kullanılan ithal ve yerli kömürlerin yanması sonucu oluşan toksik ağır metallerin taban külünde, uçucu külde ve gaz fazında kalan miktarları ayrı ayrı tespit edilmeli.

Bu bilgiler başta bilim dünyası olmak üzere kamuoyu ile paylaşılmalı. Riskler ortaya çıkarılmalıdır.  

Termik santral gibi yüksek sıcaklıkta yanma yapan tesislerden salınan uçucu küller ve gaz fazındaki kirleticiler ciddi çevresel kirliliğe ve ekonomik kayıplara neden olmaktadır. Geç kalmadan bu kirliliklerin etkileri araştırılmalı ve çözüm yolları ortaya konmalı. 


Uçucu kül ve toksik ağır metal emisyonu

Uçucu kül danecikleri genellikle küresel yapıda olup büyüklükleri 1 ila 200 mikrometre arasında değişmektedir.

Hollanda'da yapılan bir çalışmaya göre termik santrallerin bacalarından salınan partikül maddelerin boyutu 2,5 mikrometrenin altındadır.

5 mikrometre ve altındaki partiküller solunduğu zaman insan sağlığı için çok tehlikeli olur. Ağır metal içeren uçucu küllerin solunum yolu ile vücuda alınması çok daha tehlikelidir. 

Dünya'da 234 adet tehlikeli hava kirletici listelenmiştir. Bunun 20 adetini toksit ağır metaller oluşturmaktadır. 

Hindistan'da kömür kullanan termik santralde yapılan bir çalışmaya göre santral bacası elektro filtrelerinden kaçan uçucu küllerin analizinde nikel (Ni), krom (Cr) ve kurşun (Pb) konsantrasyonlarının yüksek olduğu belirlenmiştir.

Dünya'da cıva emisyonun yüzde 52'i, yüksek sıcaklıkta yanma yapan kömür kullanan termik santrallerdir.

Japonya'da termik santrallerden kaynaklanan cıva (Hg) emisyonu ile ilgili yapılan bir araştırmada, atmosfere salınan cıvanın yüzde 99,5'unun baca gazı emisyonu olarak meydana geldiği, partikül madde serpintisi içerisindeki Hg oranının düşük olduğu bildirilmiştir.

Japonya termik santrallerde kullanılan kömür içindeki cıva miktarına bağlı olarak baca gazındaki cıva emisyonu 1,113, 0,422 ve 0,712 µg/m3 arasında değişmektedir. 

2003 yılında cıva emisyonunun 1,534 ton olduğu tahmin edilmektedir. 2000 yılında atmosfere atılan 2 bin 190 ton cıva emisyonunun 1460 tonu kömür yakan yüksek yakma tesislerinden ileri geldiği tespit edilmiştir.

Bu cıva emisyonunun 220 tonu Çin'deki termik santrallerden atılmıştır.

Uçucu kül içinde ağır metaller için izin verilen sınır değerleri Tablo 1'de verilmiştir. Tablo 1'de verilen sınır değerlerin üzerinde toksik ağır metal içeren uçucu küller tehlikeli atık sınıfına girmektedir.
 

Tablo 1.jpg
Tablo 1. Uçucu kül içindeki ağır metal konsantrasyonu sınır değerin üzerinde ise tehlikeli atıktır 

*Eluat konsantrasyonu tehlikeli atık için belirlenen değerler arasında olan atıklar, tehlikeli atık düzenli depolama sahasında depolanırlar. Ancak, tehlikeli atık için belirlenen üst sınırdan daha yüksek eluat konsantrasyonu olan atıklar tehlikeli atık depolama sahasında depolanmadan önce ön işleme tabi tutulmalı ve üst sınır altına çekilmelidir. Bunun mümkün olmadığı takdirde, bu atıklar tehlikeli atık depolama alanında ayrı olarak (tek tür) depolanmalıdır.​​​​​​

 

Tablo 1'de verilen sınır değerlerin üzerinde toksik ağır metal içeren uçucu küller, özel olarak lisanslı tehlikeli atık depolama tesislerinde depolanmalı.

Tablo 1'de verilen sınır değerlerin üzerinde toksik ağır metal içeren uçucu külün gelişi güzel yerlere dökülmesi ve atılması fevkalade tehlikelidir.

Bu kirleticiler, başta yüzeysel su kaynakları olmak üzere yeraltı su kaynaklarına ve tarımsal toprağa ciddi zararlar verebilir. Depolandığı yerleri de tehlikeli hale getirebilir.

Kül dağları kaynaklı sızıntı sularının yeraltı su kaynaklarının kirletip kirletmediği izlemeye alınmalı. 

Sınır değerlerin üzerinde toksik ağır metal içeren uçucu küllerin tarımsal topraklara dökülmesi/atılması kesinlikle önlenmeli/yasaklanmalı ve de denetimi yapılmalı. 

Tablo 1'de verilen sınır değerlerin üzerinde toksik ağır metal içeren uçucu küllerin termik santral taban külü ile karıştırılarak depolanması fevkalade yanlış olabilir.

Tehlikeli olan bir atığın tehlikeli olmayan bir atıkla karıştırılması yasaktır. Böyle bir uygulama yapıldığı zaman tehlikeli olmayan bir atığı tehlikeli atık haline dönüşür. 

Tehlikeli atıkları depolama kriterleri ile tehlikeli olmayan atıkların depolama kriterleri çok farklıdır.

Tehlikeli atık depolama alanlarında başta taban sızdırmazlığı olmak üzere çevresel olarak çok ciddi ve sıkı önlemler almak gereklidir.

Çevresel önlemler alınmadan küller depolanarak kül dağları oluşturulmamalıdır. 


Toksik ağır metallerin solunum yolu ile alınması

Termik santral bacasında toz tutma ünitesi yoksa veya varsa yeterli verimlilikte çalıştırılmıyorsa uçucu küller havada, suda ve toprak üzerinde dağılır.

Eğer uçucu kül içinde toksik ağır metal konsantrasyonu sınır değerlerin üzerinde ise bu partikül maddelerin insanlar tarafından solunması, toprağa ve suya karışması çok tehlikelidir.

Sınır değerlerin üzerinde toksik ağır metal içeren uçucu küllerin solunum yolu ile vücuda alınması sağlık açısından fevkalade tehlikelidir.

Baca gazından atmosfere salımlanmasına izin verilen baca gazı emisyon limit değerleri Tablo 2'de verilmiştir. 
 

Tablo 2.jpg
Tablo 2. Termik santrallerin bacasından toz (PM) salım sınır değerleri (mg/Nm3) (a)

(*) 300≤Yakıt ısıl gücü <1000 MW olan santrallerde 10 mg/Nm3, yakıt ısıl gücü ≥1000 MW olan tesislerde 8 mg/Nm3​​​​

 

(a) Katı yakıtlı yakma tesislerinde mg/Nm3 olarak baca gazında yüzde 6 hacimsel oksijen (O2) esas alınarak Tablo 4'de verileni emisyon sınır değerleri aşılamaz.

Cıva, arsenik ve kadmiyum kirletici emisyonları, aynı sınıftan birden fazla madde bulunması durumu dahil, bunların toplam konsantrasyonları 0,2 mg/Nm3 değerini aşamaz. 

Yüksek sıcaklıkta yanma sonucu oluşan krom-6 kirleticisi için aynı sınıftan birden fazla madde bulunması durumu dahil, bunların toplam konsantrasyonları 5 mg/Nm3 değerleri aşamaz.

Konuyla ilgili detaylar "Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliğinden" temin edilebilir. 

Ağır metal içeren uçucu küllerin genelde boyutları 5 mikrometrenin altında olduğu için solunum yolu vücuda nüfus eder.

Bu tür küçük boyutlu partikül maddeler solunum yolu ile fitre edilmeden ciğerlere kadar ulaşabilir. Çok küçük boyutlu partikül maddeler genelde toksik ağır metal bakımından zengindirler. 

Hakim rüzgar yönünde maksimum kirliliğin oluştuğu yerlerde ve inversiyonlu günlerde termik santral çevresinde havadaki partikül madde konsantrasyonu artabilir.

Bu tür yerlerde havada partikül madde ve ağır metal konsantrasyonları tespit edilmelidir. Termik santral bacalarından salınan partikül madde konsantrasyonu, hava kalitesini sınır değerlerin üzerine çıkarabilir.

İnsan ve çevre sağlığına önem veriliyorsa bunun modelleme çalışması ile tespit edilmesinde yarar vardır. 

Termik santral etki alanında hava kalitesi sınır değerleri ile ilgili sınır değerleri Tablo 3'de verilmiştir.
 

Tablo 3.jpg
Tablo 3. Tesis etki alanında hava kalitesi sınır değerleri

 

Termik santrallerin kurulu olduğu bölgelerdeki havada sınır değerlerin üzerinde partikül madde (PM10), kurşun, kadmiyum, arsenik ve benzo (a) piren kirleticileri içmesi sağlık açısından fevkalade tehlikelidir.

Partikül maddeler ve toksik ağır metallerin boyutları 5 mikrometre ve altında olduğu için solunum yolu ile ciğerlere kadar ulaşabilir. 

Tesis etki alanında ve maksimum kirliliğin oluştuğu yer seviyesinde PM10 ve PM2.5 kirleticileri sürekli ölçülmeli ve bu veriler kamuoyu ile paylaşılmalı.   

1972 yılında Dünya Sağlık Örgütü (WHO) insan vücudundaki cıva limit değerini günde 0,47 μg/kg insan ağırlığı olarak belirtmişken 1995 yılında limit değeri günde 0,1 μg/kg insan ağırlığına düşürmüş ve halen bu değerin günde 0,02 μg/kg insan ağırlığına kadar düşürülmesi gerektiği üzerinde tartışmalar devam etmektedir.


Topraktaki ağır metaller

Termik santral bacalarından çevreye yayılan kirleticiler içinde toksik ağır metallerin rüzgar yardımı ile çevrede dağılır.

Özellikle bacasından toksik ağır metal salınımı muhtemel tesislerin bulunduğu yerlerin hakim rüzgar yönündeki toprakta ağır metallerin daha fazla birikmesi kuvvetle muhtemeldir.

Hakim rüzgarın şiddetine ve bölgenin topografyasına bağlı olarak uçucu küller uzun mesafelere kadar taşınabilir. Dolayısıyla kirliliğin oluştuğu yerlerdeki toprakta ağır metal analizleri yapılmalıdır.

Kirliliğin maksimum olması muhtemel yerlerden başlayarak bu tür analizlerin yapılmasında yarar vardır. Salınan miktar tespit edilmelidir.

Toksik ağır metal kirliliğin olması muhtemel topraklar, Tablo 4'de verilen sınır değerlerine göre değerlendirilmelidir.

Termik santrallerden salınan ve sınır değerlerin üzerinde toksik ağır metal içeren uçucu küller toprakta birikerek toprağın kimyasını değiştirir ve tarımsal olarak kullanılmasını sınırlar. 

Termik santrallerde oluşan uçucu küllerin depolandığı (kül dağları) alanların çevresindeki tarımsal arazide başta kalıcı toksik ağır metal kirlilik olmak üzere PAH kirliliği ile ilgili çalışmalar yapılmalıdır.

Kül dağlarının su kaynakları ve tarımsal toprak üzerine verdiği zararlar incelenmeli. Toprak numuneleri alınarak ağır metal içeren uçucu küllerin toprak üzerinde meydana getireceği etkiler tespit edilmeli.

Kül dağlarının çevresinde sınır değerlerin üzerinde ağır metal içeren topraklar varsa bölgedeki kül dağları üzeri kesinlikte örtülmeli, tarımsal üretim yapanlar bu konuda uyarılmalı.

ABD'de küller depolanmadan önce yüzde 20 oranında nemlendirilmektedir ve üst tabaka nemli tutulmaktadır. Kirli topraklarda sebze ve meyve üretimi yapılması yanlıştır.

Yıllara göre toprakta biriken ağır metal miktarları tespit edilmelidir. Bölgedeki tarımsal toprakta geleceğe dönük ağır metal birikimi ile ilgili model çalışmaları yapılmalıdır.  
 

Resim 1.jpg
Resim 1. Kül dağlarının üzerinin örtülmesi 


Ülkemizde endüstriyel atıkların en büyük kısmın uçucu kül oluşturmaktadır. Ancak bu küllerin yüzde 25'i tuğla, çimento, hazır beton, yol ve setler için duvar levha üretiminde değerlendirilmektedir.  

Kömür külü doğru yönetilirse inşaat sektörü için önemli bir alternatif hammaddedir. 

Topraktaki ağır metal konsantrasyonları Tablo 4'de verilen sınır değerin üzerinde ise tesis etki alanı içindeki topraklarda tarımsal üretim yapılması sakıncalıdır.

Çünkü toprakta biriken toksit ağır metallerin bitkilere geçmesi kuvvetle muhtemeldir. Termik santrallerden salınan ağır metaller toprakta sınır değerlerin üzerine çıkarsa toprak kirliliğine neden olur. Kirlenme, toprağın verimli kullanılmasını kısıtlar. 

Toprağın pH'ı düşürse toprağa karışan toksik ağır metaller toprakta çözünür hale geçebilir. Dolayısıyla gıda zinciri yolu ile ağır metaller insanlara kadar ulaşabilir.

Ağır metaller doğada yok olmazlar. Ortam şartlarına bağlı olarak çözünür olmayan fazdan çözünür faza geçerek etki alanı genişler.  
 

Tablo 4.jpg
Tablo 4. Topraktaki ağır metal sınır değerleri

*pH değeri 7’den büyük ise çevre ve insan sağlığına özellikle yer altı suyuna zararlı olmadığı durumlarda Bakanlık sınır değerleri %50’ye kadar artırabilir.

**Yem bitkileri yetiştirilen alanlarda çevre ve insan sağlığına zararlı olmadığı bilimsel çalışmalarla kanıtlandığı durumlarda, bu sınır değerlerin aşılmasına izin verilebilir.


Atmosfere salımlanan uçucu küllerin, su ve toprak ile teması halinde toksik ağır metallerin yavaş yavaş çözünebilir hale gelebileceği ve bu durumun da toprakların kirlenmesine yol açabileceği yönündedir. 

Bir yanda yol yapımında, çimento, tuğla, hazır beton, yol ve setler için duvar levha üretiminde güvenle kullanılabilir uçucu kül dağları, diğer yandan taş için dağların delinmesi. Anlaşılır gibi değil. 

Kömür külleri doğru yönetilirse önemli alternatif hammaddedir.

Kömür külleri doğru yönetilmezse; 

  • Ağaçları ve bitkileri kurutur, 
  • Toprağın kimyasını değiştirir ve betonlaştırır, 
  • Sonuç geri dönüşü olmayan çölleşme.   
     
Resim 2.jpg
Resim 2. Kömür Külü Dağları

 

Ne ekersen onu biçersin. Çevresel önlemleri almadan kömür külünü çevreye salımlayanların eserleri betonlaşmış topraktır.

Tabi ki yeterli ve caydırıcı çevresel denetimi yapmayanlarla birlikte. 

 

 

Kaynak; https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S2214509518303735

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU