Saadet Partisi: Aşı konusunda vatandaşlarımız tek seçeneğe mecbur bırakıldı

SP Sözcüsü Aydın, uygulamaya başlanan CoronaVac aşısı için “ test aşamalarında karanlık noktalar bulunmaktadır” dedi

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Fatih Aydın, Türkiye genelinde öncelikli olarak sağlık çalışanları olmak üzere  başlatılan aşılama çalışması  hakkında değerlendirmelerde bulundu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Aydın, “Aşı hususunda toplumun önemli bir bölümünün kafasında birçok soru işaretleri vardır.  Aşı farklı şirketlerin ürünleriyle çeşitlendirilememiştir. Vatandaşlarımız tek seçeneğe mahkûm ve mecbur bırakılmıştır. Ve bu seçeneğin de başta faz 3 aşaması olmak üzere test aşamalarında karanlık noktalar bulunmaktadır” dedi.

Saadet Partisi’nin gündeme dair görüşlerini kamuoyu ile paylaşan Fatih Aydın, aşı konusundaki soru işaretlerinin giderilmesi ve toplumun doğru şekilde bilgilendirilerek ikna edilmesi gerektiğini belirterek, “Ayrıca Sağlık Bakanlığı’nca belirlenen öncelikli grupların aşıya erişimi konusunda gereken önlemlerin alınması, bu dönemde azami bir önem arz etmektedir” dedi.

“Yerli aşının üretilememesi üzüntü verici”

“Ülkemizde aşı çalışmaları 19. yüzyılda Osmanlıda başlamıştır. Türkiye 1928 yılında Hıfzısıhha’yı kurmuş, 1990’lı yıllarda ise tifo, çiçek, grip gibi 18 farklı aşıyı üretebilme kapasitesine ulaşmıştır” diyen SP Sözcüsü Aydın, “Fakat ilerleyen süreçte gelişen teknolojiye ayak uyduramayarak bu konuda küresel rekabette oldukça geriye düşmüştür. Maalesef korona salgınında da, bu yarışa katılmasına rağmen istediği sonucu elde edememiştir” dedi.

Aşının milli bir mesele olduğunu  ve bu konuda kapsamlı bir stratejik plan hazırlanması gerektiğini belirten Aydın, Türkiye’nin uzun yıllara dayanan tecrübesine rağmen yerli aşının üretilememiş olmasının kendileri için üzüntü kaynağı olduğunu vurguladı.

“Elbette böyle gitmez”

Yapılan araştırmalara göre Türkiye'nin en büyük sorunlarının ekonomi ve işsizlik olduğunu düşünenlerin oranının yüzde 61,8 olduğunu kaydeden Fatih Aydın, “Biz Saadet Partisi olarak, bu milletin sorunlarını görmezden ve duymazdan gelen, suni gündemlerle zaman kaybeden siyaset anlayışını doğru bulmuyoruz. Kim hangi havayı estirirse estirsin, hangi algı oyunlarını yaparsa yapsın; bizim derdimiz de, gündemimiz de, önceliğimiz de sadece ama sadece bu aziz milletin karşı karşıya kaldığı problemler ve bunların çözüm yollarıdır” dedi.

İttifaklar ve seçimin gündem haline getirildiğini belirten Aydın, “Milletimiz nasıl geçinecektir? İnsanlarımız evlerine bir fazla ekmeği nasıl götürecektir?

“Ev genci” olarak adlandırılan gençlerimiz nasıl “iş genci” olacaktır? Üniversite mezunlarının diplomaları nasıl iş için garanti olacaktır?

Asıl konuşulması, gündem yapılması gereken konular bunlardır” diye konuştu.

Gidişattan sadece muhalefet partilerine oy verenlerin değil, AK Partiye, MHP’ye oy vermiş vatandaşların da şikayetçi olduğunu öne süren Aydın, “Elbette bu böyle gitmez” dedi.

İşsizlik için 9 maddelik öneri

Vatandaşlarının en önemli sorununun işsizlik olduğunu belirten SP Sözcüsü, Saadet Partisi’nin  işsizlik konusundaki 9 maddelik çözüm önerilerini şu şekilde sıraladı:

  1. Ülkemizin tüm enerjisi, bilgisi, birikimi, gücü üretime yönlendirilmelidir. İstihdam üretimin bir alt bileşenidir. Üretim arttığında istihdam da buna bağlı olarak artacaktır.
  2. İstihdama etkisi olmayan tüm istihdam teşvikleri kaldırılmalı, yerine üretim odaklı verimli teşvikler getirilmelidir.
  3. Türkiye’de üretim alanında çok ciddi bir ara eleman ihtiyacı mevcuttur. Söz konusu ihtiyacın karşılanması ve gençlere yönelik istihdam oluşturulması amacıyla, meslek liselerinin eğitim kaliteleri artırılarak, ihtiyaç da göz önünde bulundurularak, gençler buralara yönlendirilmelidir.
  4. Üniversitelerde ihtiyaç ve gereksinimler göz önüne alınmadan açılan bölümler, gençlerin eğitimden beklentisinin düşmesine, dolayısıyla eğitimde ciddiyet ve kalitenin düşmesine neden olmaktadır. Sonuç olarak çok sayıda üniversite mezunu gencimizin işsiz kalmasına neden olunmaktadır. Yüksek öğretimde bölüm planlamaları ülkenin ihtiyaçları göz önüne alınarak yeniden yapılmalı ve mezunlarının rahat istihdam edileceği bölümler açılmalıdır.
  5. Önümüzdeki yıllar dünyada gıda sıkıntısının çekileceği yıllar olarak öngörülmektedir. Ekilebilir arazi bakımından Türkiye önemli bir potansiyele sahiptir. Gerek bu sürece hazırlık, gerekse istihdam oluşturulması bakımından, üretime yönelik teşvik politikaları ile özellikle ailesi köylerden göç etmiş genç nüfusun tarımda istihdam edilmesine yönelik çalışmalar yapılmalı, tarım arazilerinin ekim için bu konuda gönüllü olan gençlere tahsis edilmesi sağlanmalıdır.
  6. Ülkemizin içinde bulunduğu şartlar üretim ve istihdama katkı sağlamayacak projelerin finanse edilmesine elverişli değildir. Türkiye’nin büyük bir üretim hamlesine ihtiyacı vardır. Devlet üretim amaçlı tesis kurmak isteyenlere faizsiz destek olarak istihdamı artırıcı yatırımların artmasını sağlamalıdır. Özellikle endüstri 4.0 süreci için ülkemizin ihtiyaç duyacağı yazılım ve donanım ürünlerinin üretilmesi için gerekli yatırımların bizzat kamu tarafından yapılması ve ilgili bölümlerden mezun olan gençlerin yaygın bir şekilde istihdam edilmesi sağlanmalıdır.
  7. Özellikle içinde bulunduğumuz durgunluk dönemi gibi dönemlerde ekonomik darboğazın aşılması ve ekonomi çarkının dönmesi orta ve alt gelir düzeyinden insanların gelirlerinin artırılması ile mümkün olabilir. Bu kesimlerden insanlar gelir artışı sonucu ellerine geçecek parayı ihtiyaçları doğrultusunda piyasaya sürecek, bu durum talep artışına ve ekonomi çarkının dönmesine neden olacaktır. Talep artışı üretim, üretim ise istihdam ve vergi geliri artışı anlamına gelecektir.  Bu döngü istihdamın, özel sektör gelirinin, kamu vergi gelirinin artmasına vesile olacağı gibi ekonomik canlanmayı da beraberinde getirecek bir süreç olacaktır.
  8. Türkiye hatırı sayılır bir maden potansiyeline sahiptir. Ülkemizin yer altı zenginlik kaynaklarının tam envanteri oluşturulmalı, madenlerin çıkarılması ve ülkemizde işleme ve zenginleştirme faaliyetlerini yapacak tesisler hayata geçirilmelidir. Bu durum hem çok sayıda insanımız için istihdam oluşturulmasına, hem de ülkemize çok ciddi bir gelir sağlamasına zemin oluşturacaktır.
  9. Ülkemizde iktidar verimsiz yatırımlar, israf, keyfi harcamalarla mali disiplinden yoksun bir anlayışla hareket ederken, ortaya çıkan yük vatandaşın ve işletmelerin sırtına yüklenmektedir. Kamuda mali disiplinin sağlanması ile bağlantılı olarak gerçekleştirilecek istihdam seferberliği çerçevesinde çalıştırılan bir işçinin işveren üzerindeki büyük vergi ve sigorta yükünün hafifletilmesine yönelik adımların atılması gerekir. Bu şekilde hem kayıt dışı istihdamın önüne geçilebilir hem de yeni istihdam sağlanmasına katkı verilebilir.

     

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU