Aladağ Kız Öğrenci Yurdu yangını davasında savcı mütalaasını verdi, 16 sanık için ceza talep etti

11'i öğrenci 12 kişinin yaşamını yitirdiği, 22 öğrencinin yaralandığı Aladağ kız öğrenci yurdu yangını davası karar aşamasına geldi

Kaçak inşa edildiği ortaya çıkan Aladağ Kız Öğrenci Yurdu'ndaki yangında 11'i kız öğrenci, 12 kişi hayatını kaybetmiş, 22 öğrenci yaralanmıştı   Fotoğraf: AA

29 Kasım 2016'da Adana Aladağ Kız Öğrenci Yurdu'nda meydana gelen, 11'i öğrenci, 12 kişinin hayatını kaybettiği, 22 öğrencinin yaralandığı yangınla ilgili davada savcı mütalaasını verdi.

Müdahil avukatlarının ve yangında hayatını kaybeden kız öğrencilerin ailelerinin Süleymancılar Cemaatine ait olduğunu belirttikleri kız yurduyla ilgili davanın 9. duruşması Kozan Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.

Mahkeme salonuna çevrilen Kozan Ticaret Odası toplantı salonunda görülen duruşmaya tutuksuz 18 sanıktan 9'u, sanık avukatları, faciada çocuklarını kaybeden aileler, Adana Barosu ve Sosyal Haklar Derneği'ne (SHD) bağlı müdahil avukatları katıldı.

 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

 

Örgütlü suç iddiası

Duruşmada söz alan müdahil avukatları tutuksuz sanıkların "taksirle öldürme" değil, "olası kastla insan öldürme" suçundan yargılanmaları gerektiğini savundular. Müdahil avukatları 44 yıl boyunca denetlenmeyen yurdun bir bilirkişi incelemesi yapılmadan yıkılarak, delillerin karartıldığını, bunun da örgütlü bir yapıya işaret ettiğini öne sürdüler.

Duruşmada aileler de söz aldı. Müdahillerden Ahmet Yetim, sanıklardan Aladağ eski İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Aktaş'ın, yanına götürdüğü iki çocuğu için “Süleymancıların yurduna götürüp ver” dediğini öne sürdü. Aktaş ve sorumlulardan şikayetçi olduğunu söyleyen baba "adalet istiyorum" dedi.

 

ALADAĞ YURDU DAVASI ÖNCESİ GÖSTERİ.jpg
Duruşma öncesinde kurbanların aileleri ve müdahil avukatlar bir çağrı yaptı. Fotoğraf: Twitter

 

Av. Atalay: Savcı suça ortak olmuştur

Müdahil avukatlarından Can Atalay, “İddianamenin hazırlanmasından hemen önce yurdun yıkılmasına nasıl karar verebilir bir cumhuriyet savcısı?” dedi, şunları söyledi:

“Soruşturma aşamasında keşif yetmez, yargılama aşamasında da keşif gerekir. Sanık müdafileri bunu talep ediyor. Bina yıkılmadan önce olay yerini gören, olay yerinde bulunan iletken maddeyle ilgili analiz yaptıran bilirkişi, raporda yangının yanıcı maddeleri ve kapıların kapalı olması ile yayıldığını anlatıyor. Bu örgütlü müdahale suçu işlemektir. Cumhuriyet savcılığı içtihada açıkça aykırı kararı şekilde suça ortak olmuştur. Bu insanlar dağ köylerinden geliyor. Devletin birinci önceliği yoksul insanların eğitime, adalete erişmesinin önündeki engelleri kaldırmaktır. Ancak burada dinsel organizasyonların nasıl teşvik edildiğini konuşuyoruz. Türkiye'nin dört bir yanında yoksul ailelerin çocukları cemaat yurtları olmadan okuyamaz hale getirildi."

Av. Özen: FETÖ’den boşaltılan kadrolar farklı cemaatlere peşkeş çekiliyor
 

Müdahil avukatı Yalçın Deniz Özen ise Süleymancılar cemaatinin tarihsel geçmişini anlattı. 12 Mart askeri darbesinden sonra cemaatlerin ve derneklerin devlet eliyle kurulmaya başlandığını öne süren Özen şu iddialarda bulundu:

 

"Türkiye tarihi boyunca toplam 85 protokol yapılmış, 50 tanesinden fazlası 15 Temmuz'dan sonra yapılmış. Fethullahçıların açtığı kadrolar şu an farklı cemaatlere peşkeş çekiliyor. AKP iktidarının önemli değişikliklerinden biri 4+4+4 sisteminin getirilmesidir. Bu sistem yoksul ailelerin çocuklarını Fethullahçıların, Süleymancıların ya da başka cemaatlerin evlerine yönlendirilmesiyle sonuçlandı."

Savcı mütalaasında ceza talep etti

Duruşmada görüş bildiren Cumhuriyet Savcısı, sanıklardan İsmail Uğur, Mahir Kılıç, Mustafa Öztaş, Ramazan Dede, Ramazan Keleş, Mahmut Deniz ve Cuma Ali Genç'in “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ya da yaralanması” suçundan 2 ile 15 yıl arasında hapisle cezalandırılmalarını istedi. Savcı sanıklar kamu görevlileri Bayram Aydın, Cihan Ünsal, Davut Gökçeli, Mehmet Aktaş ve Ramazan Arı'nın suretiyle görevi kötüye kullanma suçundan 3 aydan 1 yıla kadar hapislerini talep etti.

İtfaiye görevlileri Dursun Gökçe, Hasan Turan Çakmak, Nihat Sarraf ve Yücel Turaç'ın da ihmal suretiyle görevi kötüye kullanma suçundan cezalandırılmalarını isteyen savcı, sanıklar hakkındaki adli kontrol kararlarının devamını talep etti. Duruşma müdahil avukatlarının, soruşturmanın genişletilmesi taleplerinin değerlendirilmesi ve son savunmalar için 4 Temmuz 2019 tarihine ertelendi.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU