Akışkan kimlik!

Artık okul kültürü iletmenin tek aracı değildir. Onlarca, hatta yüzlerce başka kanal arasındaki bir kanaldır sadece. Okul, bundan böyle çocuklarımızın kimliğini inşa edemeyeceği için kendisine aşina olmadığımız kimlikle karşılaşacağız

Fotoğraf: Reuters

"Akışkan kimlik" ifadesiyle, 'toplumsal dönüşümler ve toplumsal hayatı etkileyen kavram ve değerlerin marjinalleştirilmesi' hakkında daha önce yaptığım okumalarım sırasında karşılaştım.

İnsanın ruhundaki değişimin farklı hızlarda gerçekleştiğini biliyoruz. Ayrıca gençler daha hızlı değişiyor ve kentli orta sınıf değişim karşısında daha savunmasız.

Bununla birlikte miras kalan kimliklerin istikrarı veya gerilemesi, gençliğin internet dünyasında yelken açarken uğradığı dünyaların genişliğine bağlı.

Kendime kimliğin akışkan olmasının ne anlama geldiğini sordum ve sanki şöyle bir fısıltı duydum:

Sanal gerçeklik olarak adlandırdığınız hiçbir maddi gerçekliği olmayan bir dünya tasavvur edip de nasıl kimliğin akışkanlığı karşısında şaşkınlık duyuyorsun?


Bunu aynı zamanda bir 'varsayımsal kimlik' olarak da adlandırabilirsiniz. Çünkü kendisinin ele avuca gelebilecek belirli bir varlığı bulunmuyor.

Her ne kadar etkileri ve yansımaları cihetiyle ve maddi olan gerçekliği karakterize eden her şeye sahip olmasıyla bu tür bir varoluşa sahipmiş gibi görünse de durum bundan ibarettir.


Bu soruyu ne tetikledi?

Öğrencilerin ve ebeveynlerin uzaktan eğitim tecrübesi hakkında söylediklerini ve internette çalışmanın yüz binlerce genç için nasıl günlük bir rutin haline geldiğini düşünüyordum.

Bu deneyim, gözlerimizin önünde gerçekleşen kültürel ve sosyal dönüşümü düşünmek için önemli bir fırsattır. Muhtemelen buna şaşırtıcı birtakım sonuçlar eşlik edecektir.


Okul, deneyimin merkezi noktasıdır. Çünkü kuralları ve hiyerarşisi ile hakim sosyal sistemin en önemli sembolüdür.

Okulun yeni nesiller için bir değişim faktörü olması bekleniyordu. Ancak çeşitli nedenlerle atalarımızdan miras kalan gelenek ve değerleri kökleştirmeyi amaç edinen bir kanala dönüştü.

Yani okul ile amaçlanan ebeveynlerin büyükanne ve büyükbabasından aldığı mirasın yeni nesillere aktarılması için bir yol oldu.

Çocuklarımızın bizim birer kopyamızdan ibaret olmasını istiyoruz. Bu yüzden davranışlarının bize aşina olmayan farklılıklar taşıdığını gördüğümüzde öfkeleniyoruz.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)


Bazı okuyucular, öğretmenlerin, geçmişte öğrencilerin alışılmadık kıyafetlerine ve garip saç stillerine karşı olan öfkesini hatırlayacaklardır. Bunun her ne kadar bitmeye yakın olduğunu bilsek de yine de analiz etmeye değer.

Öğretmenin uzun saçlı bir öğrenci gördüğünde bağırabilmesinin sebebi neydi?

Öğrenci neden öğretmen, müdür ve okul sisteminden korkuyor?

Bu soruların cevabı, sistemin ve onu çevreleyen anlamların tek bir merkezi kavramı güçlendirmek için tasarlanmış olmasıdır: Öğrenci ve öğretmen arasındaki güç eşitsizliği.

Öğretmen öğrenciye bağırabilir, çünkü bir tür yetkiye sahiptir. Öğrenci utanç duyar bir halde bunun karşısında sessiz kalır, çünkü onun bulunduğu konum için belirlenmiş davranış modelleri vardır.

Öğretmenler, okulun duvarları ve kapalı kapıları, öğrenci ve öğretmen arasındaki 'güç eşitsizliği' fikrine hizmet etmek için tasarlanmıştır.

Bunun amacı, okulun mevcut kültürü yeni nesle aktarmasını sağlamak adına öğrenciyi hazır hale getirmektir.


Şimdi farklı bir gerçekliğin içindeyiz. Bu gerçekliğin en bariz özelliklerinden bir tanesi de, öğretmen ile öğrenciler arasında açık bir güç farkının olmaması ve ikisi arasındaki ilişkiyi çevreleyen düzenlemelerin ve sembollerin bulunmayışıdır.

Okulun duvarları yerini sınırları olmayan bir dünyaya bıraktı.

Bu yüzden artık okul kültürü iletmenin tek aracı değildir. Onlarca, hatta yüzlerce başka kanal arasındaki bir kanaldır sadece.

Başka bir ifadeyle okul, bundan böyle çocuklarımızın kimliğini inşa edemeyeceği için kendisine aşina olmadığımız kimlikle karşılaşacağız.

Ben de onlar da taşımalarını beklediğimiz alternatif kimliğin ya da kimliklerin neler olduğunu bilmiyoruz.

Muhtemelen akışkan bir kimlik olacak.

Daima bir halden diğerine sürüklenecek ve hiçbir zaman bir yerde karar kılmayacak.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Adem İpekyüz

Şarku'l Avsat

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU