Evanjelikler 2020'de Bernie Sanders veya Elizabeth Warren'a oy vermeli

Şahin Cumhuriyetçilerin söyledikleri, İncil'in nasıl davranmamız gerektiğine dair sözleriyle uyuşmuyor

Elizabeth Warren (AFP)

"Bunun yerine adalet su gibi, doğruluk ırmak gibi sürekli aksın." (Amos 5:24)

Upton Sinclair'in klasikleşmiş Amerikan romanı Şikago Mezbahaları'nda (The Jungle) ana karakter Jurgis Rudkis, 20. yüzyıl başlarında Chicago'nun et paketleme sahalarında durmadan çalışmak zorunda kalan Litvanyalı bir göçmendir. Bir dizi yıkıcı trajediden sonra Jurgis, varlıklı bir sosyaliste ait otelde iş bulur ve Social Gospel'e (Hristiyanlığı sadece kişisel değil toplumsal kurtuluş için de uygulayan Protestan hareket -çn.) dair bir konuşma dinler. Konuşmacı, İsa'nın sadece sosyalist olduğunu değil, aynı zamanda ilk sosyalist olduğunu öne sürer. Bu sözleri duyan kahramanımız etkilenir: Hem sosyalist hareketin parçası hem de iyi bir Hristiyan olabileceğini öğrenince huzura erer. Çünkü öğrendiği kadarıyla sosyalist olmak, gerçek Hristiyanlığın zirvesidir.

ABD'nin gelir eşitsizliği, 2019'da son 50 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. 28 milyondan fazla Amerikalı şu anda sağlık hizmeti almıyor ve bilim insanları daha geçen hafta Kıyamet Günü Saatini "gece yarısına 100 saniye" diye değiştirdi (kısmen iklim krizinin, insanlığın hayatta kalmasına yönelik tehdidi yüzünden). Demokratların başkan adaylarını seçeceği temmuzdaki toplantıya sadece 5 ay kaldı ve önde gelen birçok beyaz Protestan evanjelik; Demokratların ön seçim sezonunun çoğunu sol eğilimli bir adayın başkanlığı kazanması halinde (evrensel sağlık hizmetleri gibi reformlar diğer ülkelerde başarıyla uygulansa da) Amerika'nın başına gelecek sosyalist yıkıma dair Truman dönemi propagandasını yayarak geçirdi.

Siyahi Protestan evanjelikler uzun zamandır beyaz evanjelik Cumhuriyetçilerin sosyal adalet görüşlerini reddetse de ve NeverTrump evanjelikleri (Trump karşıtı muhafazakar Cumhuriyetçiler, çn.) 2016'dan bu yana mevcut hükümete karşı konuşsa da, beyaz evanjelikler hala Cumhuriyetçi seçmen bloğunun üçte birini oluşturuyor. Beyaz bir evanjelik ve yeniden doğmuş (evanjelizmde İsa'ya tamamen inanmakla gerçekleşen manevi yeniden doğum, çn.) bir Hristiyan olan babam, Elizabeth Warren ya da Bernie Sanders başkanlığı kazanırsa ABD yönetiminin sola sert bir dönüş yapmasından endişe duyuyor. Siyasi görüşlerimiz daha farklı olamazdı ve bence bu ikimiz için de kolay değil. Bir aile olarak, farklı fikirlerde olduğumuz konusunda nazikçe hemfikir olmaya çalışıyoruz.

Ama ben dindar yetiştirilmedim. Hristiyanlığı büyürken gittiğim Katolik okullarında, Hristiyanlığın farklı inanç topluluklarının üyelerinden öğrendim. Hristiyanlığın gerçekte neyle ilgili olduğuna dair ilk izlenimlerim, İsa'nın Antik Roma'daki adaletsiz, baskıcı ve sert statükoyu reddedişini, alçak gönüllülüğünü, kardeşlik tasavvurunu ve haklarından mahrum edilmiş kişilere şefkatini ve sevgi dolu fedarkarlığını okuyarak gelişti.

Sosyalizmle ilgili uyarılar da doğrudan benim kuşağıma yönelik değil. Cumhuriyetçiler, Demokratlardan "sosyalist" diye bahsettiğinde, Soğuk Savaş anıları gözünün önünden gitmeyen "baby boomer"lara (1946-1964 arası doğanlar ed.n) hitap ediyor. Ailem için "sosyalizm" kelimesi, nükleer açmazlar ve demokrasiye, basın ve ifade özgürlüğüne, gizliliğe ve dine karşı savaşan bir hükümet anlamına geliyordu.

Ancak Soğuk Savaş'ın sadece tarih kitaplarında bir bölüm haline geldiği zamanda büyüyen Y kuşağına gelince, çoğumuz, sosyal demokrasi politikalarını (Finlandiya'daki gibi) eğitimde dünyanın en iyi sonuçlarıyla ve (ABD'den daha yüksek hayatta kalma ve hastalık önleme oranlara sahip, kişisel özgürlüklerin etkilemediği Fransa ve Birleşik Krallık'taki gibi) ücretsiz, erişilebilir sağlık hizmetleriyle bağdaştırıyoruz.

Birkaç hafta önce, yazar ve National Catholic Reporter'ın haber editörü Peter Feuerherd'le ABD'deki evanjeliklerin ve sosyal adalet hareketlerinin tarihi üzerine yaptığı çalışmalarla ilgili konuştum. Protestan evanjeliklerin, en geniş anlamıyla, inanca dayalı sosyalist hükümet modellerini savunduğu birkaç dönemden bahsetti. İç savaş öncesinde, 1830'larda başlayan ve Protestan evanjelik inancından gelişip büyüyen kölelik karşıtı hareket vardı. Social Gospel Hareketi, fabrika işçileri ve göçmenlerin koşullarını iyileştirmeyi, çocuk işçiliğe son vermeyi ve yoksul, işçi sınıfı mensubu Amerikalılar için diğer önemli diğer sosyal gelişmeleri savunan taraftarlarıyla 1870-1920'de serpildi. Daha sonra da Dr. Martin Luther King'in ülkedeki siyahiler için verdiği adalet mücadelesinin merkezinde İncil'in kutsal metinlerinin yer aldığı 1950'lerin ve 60'ların Vatandaşlık Hakları hareketi vardı.

İsa'nın yaşadığı dönemde hastalık, yoksulluk ve talihsizlik Tanrı'nın sitemleri olarak düşünülüyordu. Bu inancın aksine İsa'nın misyonerliği, onlarla doğrudan konuşanlar tarafından zulüm gören kimsesizleri ve yaşamları üzerinde nüfuz sahibi olan kişileri, yani Romalıları gördü.

 

 

Sosyal hizmet görevlisi, danışman ve Chicago'daki Wellington Avenue United Church of Christ Konsey Başkanı Dr. Elaine Klemen-Bassiouni'yle konuşurken İncil'in sosyalist ilkelerden bahseden ama diğerlerinden daha az söz edilen pasajlarını sordum. Aşağıdaki pasajları içeren Elçilerin İşleri Kitabı'nı (Yeni Ahit'in bölümü, çn.) hatırlattı:

"İmanlıların tümü bir arada bulunuyor, her şeyi ortaklaşa kullanıyorlardı. Mallarını mülklerini satıyor ve bunun parasını herkese ihtiyacına göre dağıtıyorlardı."

(Elçilerin İşleri 2:44-45)

"İnananlar topluluğunun yüreği ve düşüncesi birdi. Hiç kimse sahip olduğu herhangi bir şey için 'Bu benimdir' demiyor, her şeylerini ortak kabul ediyorlardı."

(Elçilerin İşleri 4:32)

Yeremya Kitabı da bununla özellikle ilgili:

"RAB diyor ki: Adil ve doğru olanı yapın. Soyguna uğrayanı zorbanın elinden kurtarın. Yabancıya, öksüze, dula haksızlık etmeyin, şiddete başvurmayın."

(Yeremya 22: 3)

Ama muhtemelen daha da ilginci, İsa'nın peygamberliğini, Peygamber Yeşaya'nın parşömenini okurken Şabat sabahı bir sinagogda duyurması:

"O beni yoksullara müjde iletmek için meshetti. Yüreği ezik olanların yaralarını sarmak için, tutsaklara serbest bırakılacaklarını, zindanlarda bulunanlara kurtulacaklarını...Yas tutanların hepsini avutmak için..."

(İşaya 61: 1-2)

Yeremya ve Yeşaya'da İsa, sınırda, gribin her yana bulaştığı kafeslerde tutulan göçmen çocuklara seslenmiyor mu? Irkı yüzünden polis memurlarının hedef aldığı genç siyahilere seslenmiyor mu? Yiyecek ya da reçeteli ilaç almak, büyük miktarda borca girmek veya üniversite eğitimi almak arasında seçim yapmak zorunda kalan milyonlarca Amerikalıya seslenmiyor mu? Elçilerin İşleri kitabında bizim siyasi sınıfımıza seslenmiyor mu? Kapitalist sistemimizin, çoğu Amerikalı ve gezegen için işleyip işlemediğine dair şüphesi olan var mı?

Evanjelik ve Cumhuriyetçi Senatör Marco Rubio'ya göre "Sosyalizmle Amerika, birbirine hiç bağdaşmıyor. Eşsiz, girişimci ruhumuz, devletin piyasaları kontrol edeceği düşüncesine meydan okuyor." Ancak sorarım; piyasalar yüzünden Amerikalılar, çoğu OECD ülkesine kıyasla daha fazla harcama yapar ve daha düşük kalitede sağlık hizmeti alırken bu hala doğru mu?

Cumhuriyetçi evanjelik Senatör Lindsey Graham, nihayetinde federal kürtaj yasasını tersine çevirmeyi amaçlayan, anayasaya aykırı bir yasa teklif ettiğinde yurttaşlarına önemli kürtaj hakları veren 7 başka ülkenin de bulunduğu listeden çıkmak istediğinden bahsetmişti. OECD ülkeleri arasında çocuk yoksulluğu en yüksek ülkeler listesinden de çıkmak istemiyor mu? Senatör Graham'ın rahimdeki cenin için duyduğu endişe, sınırdaki kafeste duran çocuğa uzanmıyor mu? Eğer uzanmıyorsa, neden?

Dr. Klemen-Bassiouni'ye birçok beyaz evanjeliğin mevcut ekonomik ve politik sistemimize verdiği kör destek ve  İnciller arasındaki ikilemi sorduğumda, bana şöyle söyledi:

Dini metinleri seçip ayıramazsınız, onları bütünlükleriyle görmek zorundasınız... İsa'nın misyonerliği açları beslemek, güçsüzleri desteklemek, acı çekenlere yardım etmek ve tüm insanlara saygı duymak, onları onurlandırmakla ilgiliydi. Seçip ayırırsanız, tutumunuzu destekleyecek bazı ifadeler her zaman bulabilirsiniz. Fakat bu, İsa'nın mesajını anlamanın yolu değil.

Dr. Klemen-Bassiouni doğruyu söylüyor. İncil, kölelik yanlısı hareketi desteklemek için kullanıldı. Sivil Haklar döneminde ırkçılar da görüşlerini savunmak için İncil pasajları kullandı.

Kabul ediyorum, Sanders'ın da Warren'ın da, kürtaj gibi konular da dahil, birçok evanjeliğin desteklemediği görüşlere sahip olduğunu biliyorum. Ve birçok ilerici politikayı, kadınların kürtaj haklarını ve LGBTQ haklarını destekleyen ortalama Demokratlar için bile Sanders ve Warren hala mükemmel adaylar olmaktan uzak. Ancak geri kalan adaylara kıyasla bu ikili, İsa'nın iki bin yıl önce bahsederek çarmıha gerildiği, insanlık için kapsayıcı sosyal adalet ve eşitlik tasavvuru için verilen mücadelede en iyi sicile sahip. Bunun beyaz, evanjelik Cumhuriyetçiler için önemi yok mu?

Klemen-Bassiouni'ye beyaz evanjeliklerin Sanders ve Warren'ı, "sosyalist" idealleri yüzünden şeytanlaştırmasına dair ne düşündüğünü sordum. Bana şöyle cevap verdi:

ABD'de tuhaf bir bireycilik kültürümüz var: Kötü bir durumdaysan, yanlış seçimler yaptığın için kötü durumdasın. Ayrıcalıklı insanlar için bu, doğru seçimler yaptım ve dolayısıyla ayrıcalığı hak ettim, anlamına geliyor. Bu şekilde düşünmek ayrılıkçılığa ve ırkçılığa olanak sağlıyor.

Başka bir deyişle, sahip olduklarımızı ve olmadıklarımızı meşrulaştırıyor.

Aynı soruyu Feuerherd'e sorduğumda, o da benzer bir yaklaşım gösterdi: "Elçilerin İşleri'ni okumayı unuttular. O her şeyin ortak olduğu, sosyalist bir sistem tanımlar. Halkın ihtiyaçlarının karşılandığı, gerçekten ütopik bir topluluktan bahseder." Sözlerine Social Gospel'e atıf yaparak devam etti:

Tanrı'nın Krallığı ölümden sonraki hayatta değil, tam burada. Onu tam da burada, hemen şimdi inşa etmemiz gerekiyor.

Elizabeth Warren veya Bernie Sanders (Demokrat Parti adaylığını kazansa da kazanmasa da) tüm Amerikan sanayisini kamulaştırma ve milyonerlerin banka hesaplarını dondurma peşinde değil. Sadece 1,3 trilyon dolarlık (yaklaşık 8 trilyon TL) askeri bütçenin bir kısmını başka alanlara yönlendirmek ve Trump'ın yüzde 1'lik üst kesime tanıdığı vergi imtiyazlarını iptal etmek istiyorlar çünkü hepimiz damlama ekonomisinin işe yaramadığını biliyoruz. Senatör Warren'ın defalarca söylediği gibi, Amerika "herkes için çalışmalı". İncil'in mesajlarıyla tutarlı, basit bir mesaj.

"Ey insanlar, RAB iyi olanı size bildirdi; adil davranmanızdan, sadakati sevmenizden ve alçak gönüllülükle yolunda yürümenizden başka, Tanrınız RAB sizden ne istedi?"

(Micah 6: 8)

 

 

https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Ata Türkoğlu

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU