Bakan Çavuşoğlu: BM verilerine göre 30 bin Suriyeli ülkelerine dönmeye başladı

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, BM verilerine göre Barış Pınarı ile temizlenen bölgelere dönüşün başladığını söyledi. Türkiye ile önemli görüş ayrılıkları olduğunu belirten Almanya Dışişleri Bakanı Maas ise, ‘Ateşkesin sürmesi çok önemli’ dedi

Fotoğraf: AA

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Alman mevkidaşı Heiko Maas, Dışişleri Bakanlığı’ndaki ikili ve heyetlerarası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. 

30 bin kişi dönmeye başladı

ABD ve Rusya ile varılan mutabakatlara değinen Çavuşoğlu, "Almanya'dan beklentimiz, müttefiklik ruhuna uygun davranmasıdır" dedi.

Terörden temizlenen bölgelere Suriyelilerin dönüşü konusunda Almanya ile görüş ayrılığına sahip olmadıklarını dile getiren Çavuşoğlu, "Barış Pınarı Harekatı bölgesine. Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre 30 bin kişi geri dönmeye başladı" ifadesini kullandı.

Türkiye'nin Suriye sorununun çözümüne yönelik çabalarının Almanya'dan yeterli takdiri görmediğini savunan Çavuşoğlu, Başta Almanya olmak üzere Avrupa'daki Türk toplumunun PKK’nın şiddet içeren eylemleri nedeniyle endişeli olduğunu belirtti.

Mutabakatlarla ilgili Alman mevkidaşını bilgilendirdiğini aktaran Dışleri Bakanı Çavuşoğlu, tüm taraflarla yaptıkları görüşmelerde yerinden edilmiş insanların temizlenmiş bölgelere gönüllü ve güvenli şekilde dönüşünü sağlamayı hedeflediklerinin altını çizdiklerini kaydetti.

Almanya'nın gelecek yılın ikinci yarısında Avrupa Birliği'nin (AB) dönem başkanlığını üstleneceğini anımsatan Çavuşoğlu, "Umarız AB'nin kurulmasına öncülük eden Almanya, AB ülkelerindeki halkların beklentisine uygun politikalar üretmeye katkı sağlayacaktır" dedi.

20191026_2_39003914_48880607.jpg
Fotoğraf: AA

 

Öneriyi gerçekçi bulmuyoruz

Çavuşoğlu, Almanya Savunma Bakanı Annegret Kramp Karrenbauer'ın ortaya attığı Suriye'nin kuzeydoğunda uluslararası güvenli bölge kurulması fikrine ilişkin bir soruyu ise şöyle yanıtladı:

Suriyelilerin ve yerinden edinilmiş insanların gönüllük esasına göre bu bölgelere güvenli şekilde dönmesi söz konusu. Bu saatten sonra bu öneriyi çok gerçekçi bulmuyoruz. Bu saatten sonra bu bölgelerin terörden arındırılması ve insani konulara odaklanılması daha faydalı olur diye düşünüyoruz.

MSÖ’ye cihatçı demek doğru değil

Çavuşoğlu, "Milli Suriye Ordusu'nu (MSÖ) 'cihatçı' diye nitelendirmek doğru değil. Çünkü Fırat Kalkanı Harekatı bölgesinde 3 binden fazla DEAŞ'lıyı biz onlarla beraber etkisiz hale getirdik. MSO, DEAŞ ile mücadele ederken alkışlıyoruz, PKK ile mücadele ederken 'çihatçı' diye gerçek dışı ithamlarda bulunulması doğru değil" ifadesini kullandı.

Bu konuda en hassas ülke Türkiye

Suriye'nin toprak bütünlüğünün kendileri için çok önemli olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

YPG/PKK, İsrail'in başını çektiği Fransa dahil birçok ülke, Suriye'yi bölmek isterken hiç kimse Suriye'nin toprak bütünlüğüne bu kadar hassasiyet göstermiyordu. Biz Türkiye olarak buna bağlıyız. Cumhurbaşkanımızın söylediği gibi bizim Suriye topraklarında gözümüz yok. Suriyelilerin gönüllü şekilde dönmesi konusunda en hassas ülke biziz. Ege adalarında mülteciyi taşıyan birçok bot vuruldu, delindi. Bu insanları zorla göndermek insani de değil, aynı zamanda da suç. Suriye'deki sorunun birçok boyutu var. Bir ülkenin tek başına üstesinden gelmesi mümkün değil. Birlikte çalışırsak insani dramları azaltabiliriz.

Türkiye’nin F-35 programından çıkartılması kimsenin yararına olmaz

Çavuşoğlu, ABD askıya aldığı F-35 projesi için ise "Türkiye, F-35 programının ortaklarından biridir. Türkiye'nin bazı çalışmalara katılmaması büyük haksızlıktır. S-400 alımından sonra ABD maalesef tek taraflı bazı adımlar attı. F-35'in bazı parçalarını Türkiye üretiyor. Dolayısıyla bu programdan çıkarılması kimsenin yararına değil. Bunların düzeleceğine inanıyoruz" değerlendirmesini yaptı.

Kırmızı bülteni ABD’ye ilettik

ABD'nin Interpol tarafından aranan bir teröristle diyalog kurmasına tapki gösteren Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

PKK'nın önden gelen teröristlerinden bir tanesidir. Türkiye'deki birçok terör saldırısının da sorumlusudur. Hakkında Interpol tarafından kırmızı bülten çıkarılmıştır. Böyle bir teröristle ABD Başkanı'nın konuşması, ABD'nin diyalog kurması kabul edilemez. Bir insanın bir ismi olur. Bunun terörist olduğu belli de ismi nedir, her gün isim değiştiriyor. Bir insan niye kod adı kullanır? General Mazlummuş, oymuş buymuş, bunlar kabul edilebilir şeyler değil. Yayınlanan kırmızı bültenin bir kopyasını ve diğer belgeleri, bir notayla ABD tarafına ilettik.

20191026_2_39003914_48880604.jpg
Fotoğraf: AA​​​​​​​

 

Aramızda görüş ayrılıkları var

Çavuşoğlu ile en son New York'ta yaptıkları görüşmede Suriye konusunu ele aldıklarını anımsatan Maas ise,  Türkiye'nin Barış Pınarı Harekatı için, "Aramızda önemli görüş ayrılıkları var fakat müttefikler ve partnerler arasında özellikle böyle durumlarda birbirimizle konuşmamız lazım, birbirimiz hakkında değil. Bu nedenle bu kadar kısa sürede buraya geldim. Şimdi çok ciddi diyaloğa ihtiyacımız var. Biz sizinle bu diyaloğu sürdürmek istiyoruz" diye konuştu. 

"Almanya için Türkiye çok önemli bir NATO müttefiki” diyen Maas, “Biz, şu anda bu savaşın fazlasıyla çok uzun sürdüğünü görüyoruz ve önümüzde kış var. Korkunç bir savaşın yaşandığı kış olmasını ve insanların acı çekmesini istemiyoruz" ifadelerini kullandı.

Ateşkesin sürmesi çok önemli

IŞİD ile mücadelenin önemine değinen Maas, Türkiye Rusya mutabakatını ise şu sözlerle değerlendirdi:

Soçi'de varılan mutabakat ışığında, bizim için ateşkesin sürmesi ve uzatılması çok önemli ve şunu memnuniyetle karşılıyorum ki Türkiye'nin burada belirli koşulların yerine getirilmesi durumunda bu hususu ilerleteceği yönünde mesaj aldık. Oradaki insanların ve geri dönmek isteyen sivillerin çıkarlarının da bunu mümkün kılması açısından önemli. 

Türkiye’nin Suriye’de kalıcı olmayacağını teyit etmesi memnuniyet verici

Soçi'de varılan mutabakat temelinde, Türk güçlerinin Suriye'deki varlığının kalıcı olmayacağının teyit edilmesini memnuniyetle karşıladıklarını aktaran Maas, sözlerini şöyle sürdürdü:

Bu süreci çok bekledik. Türkiye ile birlikte çaba harcadık. Türkiye'nin de çabaları ve desteği sayesinde bu aşamaya varabildik. Gerçek bir siyasi süreç ve sonunda savaşın sonlandırılması yolunda adım atıldı. Bunu başarabilirsek zor durumdaki insanların durumuyla ilgili iyileştirmeler yapılabilir. Bu konuda çabuk hareket etmeliyiz. Tüm taraflara çağrıda bulunuyoruz. Uluslararası insani yardım kuruluşlarının buraya ulaşabilmeleri önemli.

Maas, Almanya Savunma Bakanı Annegret Kramp-Karrenbauer'in Suriye'de uluslararası güvenli bölge önerisine ilişkin de şu değerlendirmeleri yaptı: 

Güvenli bölge konusu görüşmemizde çok fazla zaman teşkil etmedi. Aslında bu yeterince anlamlı diye düşünüyorum. Gerçekçi bir öneri olmadığı söylendi. Biz de bu nedenle şu anda oradaki insanlar için önemli konulara önem verdik. 150 saatlik ateşkesten sonra insani yardım konusu nasıl ele alınacak? Suriye, Ürdün veya Lübnan'da. Anayasa süreci de nasıl devam edecek? Anayasa Komisyonu ile önemli bir adım atıldı. Mültecilerin geri dönmesi, bunlar önemli konular. Ortak pozisyonlar konusunda anlaşmamız gerekiyor. Bu tür konulara vakit ayırmak istemedik.

Rejim, İdlib'de insani felakete yol açabilir

Konuk Bakan Maas, İdlib'deki son durumu ise, “Rejimin askeri bir harekatı burada (İdlib'de) büyük bir insani felakete yol açabilir, bunu mutlaka önlemek gerekir. Bunu Lavrov ile yaptığım telefon görüşmemde de söyledim. Burada sivil toplumu koruyan bir çözüm bulunmalı" diye değerlendirdi.

IŞİD katillerinin ilk duruşmada serbest kalmalarını istemiyoruz

Almanya'nın, IŞİD üyesi vatandaşları hakkında ise şu ifadeleri kullandı:

Biz, geçmişte de IŞİD'lilerin çocuklarını geri alıyorduk. Suriye'nin kuzeyindeki durumdan dolayı bu tabii ki biraz zorlaştı. Örneğin bu kişilerin hangi sınır kapısından geçeceği konusu gibi. Bundan sonra da IŞİD'lı militanların çocuklarını tabii ki geri alacağız. Fransa ve Hollanda ile de bu konuda birlikte çalışacağız. IŞİD militanları konusunda, bunların kim olduğunun tespit edilmesi çok önemli ve yasal kanıtların da somut olması gerekir. Hangi suçların işlendiği gibi. Biz, IŞİD'li katillerin geri dönüp, ilk duruşmada serbest bırakılmalarını önlemek istiyoruz. Bu Almanya için çok önemli bir kriter. Mahkeme nezdinde kullanılabilecek somut kanıtların olması gerekiyor.

Independent Türkçe, AA

DAHA FAZLA HABER OKU