ABD'nin Rusya stratejisi: 2019'dan 2025'e uzanan yol haritası

Dr. Osman Gazi Kandemir, Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Reuters

ABD'nin Kasım 2025 tarihli Ulusal Güvenlik Stratejisi belgesini okurken, altı yıl önce RAND Corporation'ın yayınladığı "Rusya'yı Aşırı Genişletmek ve Dengesini Bozmak" başlıklı rapor aklıma geldi. İki belgeyi yan yana koyduğumda ortaya çıkan tablo, Washington'ın Moskova'ya karşı izlediği yolun dönemsel taktiklerden çok uzun vadeli bir stratejik mantığa dayandığını gösteriyor.

Enerji Ekseninde Yapısal Baskı

RAND'ın 2019 raporunda öncelikli önerileri arasında ABD'nin enerji üretimini artırarak küresel petrol ve doğal gaz fiyatlarını aşağı çekmesi bulunuyordu. Rapor bunu "yüksek başarı olasılığı, yüksek fayda, düşük risk" olarak kodlamıştı. Mantık basitti: Rusya'nın enerji ihracatına bağımlı bütçe yapısını hedef almak.

2025 itibarıyla ABD enerji politikası tam da bu sonuca ulaşmış durumda. Ham petrol üretimi günlük 13,5 milyon varile ulaşırken, LNG ihracat kapasitesi günlük 15 milyar fit küpe çıktı. Brent petrolün varil fiyatının 2026'da 52 dolara düşeceği öngörülüyor. Rusya'nın bütçeyi dengelemek için 80-100 dolar arası petrol fiyatına ihtiyaç duyduğu düşünülürse, bu Washington'ın Moskova'nın en büyük gelir kaynağını stratejik olarak kurutması anlamına geliyor.

2025 Ulusal Güvenlik Stratejisi'nde "enerji hakimiyeti" yeniden bir ulusal güç unsuru olarak tanımlanıyor. Belgede enerji sektörü; büyümenin motoru, iç politikada refah üreticisi ve dış politikada baskı aracı olarak ele alınıyor.

Avrupa'nın Kopuşu: Bağımlılıktan Bağımsızlığa

2019 raporu, Avrupa'nın Rus gazına bağımlılığını azaltmanın orta vadede Rusya'yı ekonomik olarak sıkıştıracağını vurguluyordu. 2025 tablosu ise bu hedefin öngörülenden çok daha hızlı gerçekleştiğini gösteriyor.

2021'de AB'nin gaz ithalatının yüzde 40'ından fazlasını oluşturan Rus boru hattı gazı, 2024 itibarıyla yüzde 8 seviyelerine düştü. AB, 2027 yılına kadar Rusya'dan tüm fosil yakıt ithalatını sonlandırma taahhüdünde bulundu. Böylece Rusya'nın Avrupa üzerindeki en etkili baskı aracı işlevsiz hale geldi. Washington artık enerji arz ettiği gibi, aynı zamanda Avrupa'nın enerji mimarisinin yeniden şekillenmesinde belirleyici bir aktör.

Ukrayna: Yüksek Riskli Bahsin Sonuçları

RAND raporu, Ukrayna'ya ölümcül silah desteğinin Rusya'yı maliyetli bir çatışmaya sürükleyebileceğini ancak tehlikeli bir tırmanma riski barındırdığını not ediyordu. Rapor bunu "orta başarı olasılığı, yüksek fayda, yüksek risk" olarak kodlamıştı ve "Rusya'nın en büyük dış kırılganlığını istismar eder" ifadesini kullanmıştı.

2022'den sonra bu seçeneğin en geniş ve keskin biçimiyle uygulamaya konduğu görüldü. ABD Kongresi 2022-2025 döneminde Ukrayna'ya 174 milyar doları aşan yardım onayladı. ATACMS füzeleri, Abrams tankları, Patriot hava savunma sistemleri, F-16 uçakları...

Sonuç? Rusya'nın savunma harcamaları GSYİH'nin yüzde 7'sine çıktı, 150 bini aşan doğrulanmış kayıp yaşandı. Karadeniz Filosu'nun yaklaşık üçte biri devre dışı bırakıldı ve filo Sivastopol'den Novorossiysk'e çekilmek zorunda kaldı.

2025 Ulusal Güvenlik Stratejisi'nde "Ukrayna'da düşmanlıkların hızlı sonlandırılması" ve "Rusya ile stratejik istikrarın yeniden kurulması" hedefi dikkat çekici. Bu, Washington'ın Rusya'yı yeterince "aşırı genişlettiği" ve artık kabul edilebilir bir denge kurabileceği kanaatine vardığını düşündürüyor.

Suriye ve Kafkasya: Düşük Olasılıklı Senaryolar Gerçeğe Dönüştü

2019 raporu, Suriye'de rejim karşıtı gruplara desteğin başarı ihtimalini düşük, riskini ise yüksek olarak sınıflandırmıştı. Ancak 2024 sonunda Suriye'de rejimin çökmesiyle ortaya çıkan tablo, Rusya'nın Ortadoğu'daki nüfuzunu dramatik biçimde geriletti.

Aralık 2024'te muhalif grupların yıldırım harekâtı Şam'ı düşürdü, Esad Moskova'ya kaçtı. Rusya, Ukrayna'ya odaklandığı için Suriye'deki rejim güçlerine yeterli destek veremedi. Hmeymim Hava Üssü ve Tartus Deniz Üssü'ndeki S-400 sistemleri aceleyle tahliye edildi. Moskova'nın Akdeniz'deki tek askeri dayanağı kaybedildi.

Benzer şekilde, Güney Kafkasya'da Ermenistan'ın Rusya'dan uzaklaşması da RAND'ın düşük etkili gördüğü jeopolitik seçeneklerin beklenenden güçlü sonuçlar ürettiğini gösteriyor. Ermenistan KGAÖ üyeliğini fiilen dondurdu, 2025'te ABD ile Stratejik Ortaklık Şartı imzaladı.

Askeri Caydırıcılık: Stratejik Rekabetin Silah Ayağı

RAND raporu, bombardıman uçaklarının Rusya'ya yakın bölgelere konuşlandırılmasını "yüksek başarı olasılığı, orta fayda, düşük maliyet" olarak değerlendiriyordu. 2024-2025 döneminde ABD'nin B-52 ve B-1B görev gruplarını Avrupa'nın doğu kanadında konuşlandırması bu yaklaşımın fiili karşılığı. Özellikle Romanya'dan kalkan bombardıman uçaklarının Rusya'nın güney kanadını tehdit etmesi, Moskova'nın hava savunma planlamasını altüst eden bir gelişme.

Daha çarpıcı olanı ise orta menzilli füzeler. Temmuz 2024'te ABD ve Almanya, 2026'dan itibaren Almanya'ya Typhon ve Dark Eagle sistemlerinin konuşlandırılacağını duyurdu. Dark Eagle'ın 3.000 km menziliyle Moskova'yı dakikalar içinde vurabilme kapasitesi, Rusya için en maliyetli gelişmelerden biri.

2025 Ulusal Güvenlik Stratejisi "barış için güç" ilkesini merkezine alarak caydırıcılığı askeri kapasite üzerinden inşa ediyor. Belgede nükleer modernizasyona verilen önem ve hipersonik sistemlerin önceliklendirilmesi, RAND'ın dikkat çektiği stratejik rekabet alanlarının Washington tarafından benimsendiğini gösteriyor.

Yapısal Süreklilik

Ortaya çıkan tablo, ABD'nin Rusya'ya karşı izlediği yolun tek bir yönetimin politik tercihlerine indirgenemeyecek kadar yapısal bir yönelime sahip olduğunu gösteriyor. RAND raporunun sunduğu maliyet yükleyici çerçeve, ABD bürokrasisi ve düşünce kuruluşlarının uzun süredir savunduğu bir stratejik mantığın yansıması niteliğinde.

2025 Ulusal Güvenlik Stratejisi, bu mantığı daha açık bir siyasi söylemle yeniden formüle ediyor. Avrupa güvenliğinin güçlendirilmesi, NATO'nun savunma harcamalarının artırılması (Hague Commitment ile yüzde 5'e çıkarılması) ve ABD'nin enerji ile sanayi kapasitesinin genişletilmesi, Moskova'nın uzun vadeli çevreleme stratejisinin güncellenmiş versiyonu gibi duruyor.

Sonuç: Planlı Yıpratma ve Kontrollü Geçiş

ABD dış politika kuruluşları, Rusya'yı ekonomik olarak izole etme, askeri olarak yıpratma ve jeopolitik olarak çevreleme stratejisini başarıyla uyguladı. Rusya çökmedi ama güç olarak ciddi biçimde zayıfladı. Savunma harcamaları GSYİH'nin yüzde 7'sine çıkarken, enflasyonu kontrol altına almak için faizler yüzde 21'e yükseldi.

Ancak bu başarının bir bedeli var: Daha agresif, daha militarist, nükleer silahlara daha bağımlı bir Rusya. 2025 stratejisinde "Ukrayna'da hızlı barış" ve "Rusya ile stratejik istikrar" vurgusu, Washington'ın şu soruya cevap aradığını gösteriyor: Zayıflamış ama köşeye sıkışmış bir Rusya, güçlü ama öngörülebilir bir Rusya'dan daha mı tehlikeli?

Dolayısıyla 2025 belgesi, yeni bir yönelişten çok, 2019'da ortaya konulan çerçevenin olgunlaşmış versiyonu olarak okunabilir. RAND'ın önerileri bu stratejinin teorik altyapısını, son altı yılın gelişmeleri ise uygulama alanını oluşturuyor.

 

*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU