MHP Grup Başkanvekilleri Erkan Akçay ve Filiz Kılıç, TBMM Genel Kurulu'nda 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin tümü üzerinde MHP Grubu adına söz aldı.
Genel Kurul'da konuşan MHP Grup Başkanvekili Filiz Kılıç, konuşmasına narkotik operasyonunda açılan ateş sonucu şehit düşen polis memuru Emre Albayrak'a rahmet dileyerek başladı.
Kılıç, partisinin 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'ne tümüyle olumlu yakaştıklarını belirterek, "Görüşmekte olduğumuz bu bütçe cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin yönetiminde sağladığı istikrarın 8'inci ve Türkiye Yüzyılının ise 3'üncü bütçesidir. Bu bütçe laf değil, icraat üretenlerin, mazeret değil, çözüm bulanların Türkiye'yi istikrar ve refah limanına taşıyanların bütçesidir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak şimdiden ifade etmek isterim ki, 2026 yılı merkezi yönetim bütçe kanun teklifini tümüyle olumlu değerlendiriyor ve destek veriyoruz" dedi.
"Türkiye'nin üretim çarkları tıkır tıkır dönüyor"
Kılıç, ekomideki büyüme oranlarına değinerek, "Milli çıkarlarımız söz konusu olduğunda ekonomide diplomaside ve sahada gözünü budaktan sakınmayan, kimseden icazet almayan, Ankara merkezli düşünen bir devlet aklı milletimiz için çaba gösteriyor. Felaket tellallarına, sürekli karamsarlık pompalayanlara, 'Türkiye battı, bitti senaryosu' yazanlara inat Türkiye'nin üretim çarkları tıkır tıkır dönüyor. 2024'te dünya ekonomisi yüzde 3.3 büyürken Türkiye'de aynı oranda yüzde 3.3 büyüyerek potansiyelini ortaya koymuş, gücünü de ve dayanıklığını da kanıtlamıştır" ifadelerini kullandı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Enflasyon denilen canavarın başı ezilmelidir"
Kılıç, enflasyon verilerinin son dört yılın en düşük seviyesinde olduğunu belirterek, "Kasım ayında tüketici enflasyonu aylık yüzde 0.87, yıllık yüzde 31.07'ye girildi. Bu son dört yılın en düşük seviyesidir. Yeterli mi? Hayır. Asla. Bizim hedefimiz arzumuz enflasyonun tek haneye inmesidir. Hedefimiz 2026'da bu oranı yüzde 20'nin altına, yüzde 16 hedefine çekmek. 2027'de ise tek haneye indirmektir. Fiyat istikrarı sağlanmalı, vatandaşımızın alım gücü korunmalı ve enflasyon denilen o canavarın başı ezilmelidir" ifadelerini kullandı.
"Bu açık israftan değil, vefadan kaynaklanmaktadır"
Kılıç, bütçe açığının nedeninin 6 Şubat depremlerinin yaralarını sarmak olduğunu öne sürerek, "Bütçe açığımız 2 trilyon 712,7 milyar TL olarak öngörülüyor. Bu açık üzerinden eleştiriler gelebilir. Ancak bu açığın sebebini ve nereye harcandığını milletimize doğru anlatmak boynumuzun borcudur. Bu açık israftan değil, vefadan kaynaklanmaktadır. Bu açık asrın felaketin yaralarını sarmak için göze alınmıştır" dedi.
"Biz en büyük yatırımı insana yapıyoruz"
Kılıç, 2026 bütçesinde en çok kaynağın Milli Eğitim Bakanlığı'na verildiğini belirterek, "2026 bütçesinden yüzde 15.3 ile yine ilk sırayı eğitim alıyor. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bütçe kaynaklarının en büyük kısmının istikbalimizin teminatı olan eğitime tahsis edilmesini çok kıymetli buluyoruz. Helali hoş olsun. Çünkü gençlerimiz lider ülke Türkiye'nin mimarları olacak. Biz en büyük yatırımı insana yapıyoruz" diye konuştu.
"Atanamayan öğretmen sorununun kademeli olarak çözülmesi beklentimizdir"
Atanamayan öğretmenler için de çağrıda bulunan Kılıç, "Öğretmenlerimizin özlük haklarının iyileştirilmesi, atanamayan öğretmen sorununun kademeli olarak çözülmesi beklentimizdir" dedi.
"Terörsüz Türkiye demek, huzur demektir"
Kılıç, iktidarın "Terörsüz Türkiye" olarak tanımladığı ikinci çözüm sürecine ilişkin de şu değerlendirmelerde bulundu:
Terörsüz Türkiye demek, huzur demektir, güven demektir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya yatırım demektir. Aslında tüm Türkiye'ye yeni yatırımlar demektir. Terörsüz Türkiye'ye ulaşmada yapılacak daha çok şey, daha uzun bir yolumuz vardır. Bu konuda kararlıyız ve sonuna kadar da kararlı kalacağız. Biz birlikte güçlüyüz. Buna yürekten inanıyoruz. Gelin bir olalım, işi kolay kılalım diyoruz. Gelin bir olalım, iri olalım, diri olalım diyoruz.
"Gazilerimize ikinci istihdam hakkı ve ÖTV'siz araç imkanı da sağlanmalıdır"
Kılıç, gaziler için de çağrıda bulunarak, şunları kaydetti:
Milliyetçi Hareket Partisi olarak bir hassasiyetimizi de kayıtlara geçirmek istiyorum. Kahraman gazilerimizin hakları. Terörle mücadelede yaralanmış, vücudunda şarapnel taşıyan ama maluliyet oranlarına takıldığı için gazi sayılmayan kardeşlerimiz var. Bu mağduriyetin giderilmesi onlara da onurla taşıyacakları gazilik unvanının verilmesi talebimizi yineliyoruz. Ayrıca gazilerimize ikinci istihdam hakkı ve ÖTV'siz araç imkanı da sağlanmalıdır diyoruz.
"Demokratik ve kapsayıcı yeni bir anayasa milletimize borcumuzdur"
Kılıç, partisinin yeni anayasa talebini yineleyerek, "Türkiye yüzyılı yamalı bohçaya dönmüş 1982 Anayasasıyla devam edemez. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini tahkim edecek sivil, demokratik ve kapsayıcı yeni bir anayasa milletimize borcumuzdur. MHP olarak bu konuda hazırlığımız tamdır, irademiz nettir" ifadelerini kullandı.
Kılıç, "İnanıyoruz ki 2026 yılı enflasyonun belinin kırıldığı, büyümenin hızlandığı, terörün son bulduğu, milli birlik ve beraberliğin güçlendiği ve Türk dünyasının şahlandığı bir yıl olacaktır" dedi.
“Fiyat istikrarı sağlanmadan, refahın kalıcı olması mümkün değildir”
MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay ise, ekonomideki hedefin net olduğunu, ekonomide istikrarı sağlamanın öncelikleri olduklarını söyledi.
Enflasyonu kalıcı biçimde tek haneye indirmek, üretken yatırımlarla istihdamı büyütmek ve refahı adil paylaşmak istediklerini belirten Akçay, bu amaçla 2026 yılı bütçesinin "harcamada disiplin, fiyat istikrarını esas alan enflasyonla mücadele ve sürdürülebilir büyüme" üzerine inşa edildiğini ifade etti.
Dünya ekonomisinin belirsizliklerle dolu olduğunu kaydeden Akçay, savaşların, tedarik zincirlerinde yaşanan krizlerin, enflasyonist baskıların devam ettiğini hatırlattı. Pek çok ülkenin bu fırtınada sarsıldığını dile getiren Akçay, Türkiye'nin ise farklı bir hikaye yazdığına, son 5 yıldır kesintisiz büyüdüğüne işaret etti.
Fiyat istikrarının yalnız ekonominin meselesi değil, toplumsal huzurun ve refahın da şartı olduğunu vurgulayan Akçay, enflasyonla mücadelenin, öncelik olmaya devam ettiğini belirterek, "Yıllık enflasyon 2024'te yüzde 44,4 olarak gerçekleşmiş, 2025'te ise yüzde 30 civarına inmesi hedeflenmektedir. Enflasyonu kalıcı bir şekilde tek haneye indirme hedefine daha kararlılıkla sarılmalıyız. Fiyat istikrarı sağlanmadan, refahın kalıcı olması mümkün değildir" diye konuştu.
Türkiye ekonomisinde 2026'nın bir reform yılı olacağını ifade eden Akçay, sanayiden teknolojiye, tarımdan enerjiye kadar tüm alanlarda büyük bir dönüşümün başlatılacağını, bu dönüşümün, sadece rakamlarla ölçülmeyeceğini, her bir vatandaşın yaşam kalitesini yükselteceğini belirtti.
"Bunun için emeklilerimizin, çalışanlarımızın, esnafımızın ve çiftçilerimizin alım gücünü artıracak köklü reformlar bir an önce hayata geçirilmelidir." diyen Akçay, dar ve sabit gelirlilerin refahını artıracak düzenlemeler, emeklilerin ve kamu çalışanlarının aylıklarında yapılacak iyileştirmeler, esnaf ve çiftçilerin Bağ-Kur prim gün sayısının düşürülmesi, 1. dereceye gelen memurlara 3600 ek gösterge verilmesi ve ev hanımlarına prim desteğiyle emeklilik hakkı tanınması gibi adımların önem taşıdığını söyledi.
"Sınırımızda ikinci bir İsrail kurulmasına asla tahammülümüz yoktur"
Akçay, Terörsüz Türkiye hedefine yönelik değerlendirmelerde bulunarak, bunun siyasi bir manevra değil, devlet aklı ve millet vicdanıyla çizilmiş tarihi, milli ve stratejik bir yöneliş olduğunu, bu yolun pusulasını hukuk, demokrasi, adalet, güvenlik ve onurun oluşturduğunu belirtti.
"Terörsüz Türkiye yalnız iç barışımız için değil, aynı zamanda Orta Doğu'da, Mavi Vatan'da, Kıbrıs'ta, Balkanlar'da, Kafkasya'da, Orta Asya'da, Afrika'da daha güçlü jeopolitik sağlam duruşun ve istikrarın da şartıdır." diyen Akçay, Türkiye ve Türk milletinin onlarca yıl yaratılan suni korkular ve kasti yaşatılan yoksunluklar üzerinden büyük yara aldığını söyledi.
Akçay, Terörsüz Türkiye ile tüm korku ve yoksunluk oyunlarına son verdiklerini belirterek, "Onlarca yıldır enerjimizi ve en kıymetli varlığımız olan evlatlarımızı yutan bu sarmaldan çıkmak, önümüzdeki en büyük ödevdir." dedi.
MHP Grup Başkanvekili Akçay, artık dünün yöntemleriyle bugünün yönetilemeyeceğinin, beklentilerinin silahların sadece susması değil, tamamen bırakılması ve illegal örgütsel faaliyetlerin sona ermesi olduğunun altını çizdi.
"Terörsüz Türkiye devlet aklıyla, inisiyatifi asla dış aktörlere bırakmayan, demokrasi ve hukuk devletiyle tahkim edilmiş bir milli birlik aşamasıdır." diyen Akçay, Terörsüz Türkiye'nin bölgesel barışa da katkısının olduğunun altını çizdi. Akçay, şöyle konuştu:
İçeride başarıya ulaştıkça Suriye ve Irak kapsamında ve bu ülkelerin bütünlüğü ve bölünmezliği güçlenecektir. Suriye ve Irak'ta yüreği, aklı, fikri bizden kopmayan, yönünü ve umudunu Türkiye'den asla çevirmeyen bütün soydaşlarımız da huzur bulacaktır. 27 Şubat tarihinde yapılan 'Barış ve Demokratik Toplum' çağrısının ardından yaşanan gelişmeler, umutlarımızı artırmıştır. PKK terör örgütünün lağvedilmesi, 11 Temmuz'da sembolik de olsa silahların yakılması, 26 Eylül'de örgüt elemanlarının ülkemizden ayrılması ve Irak'ın bazı bölgelerinden çekilmesi gibi gelişmeler, doğru yolda olduğumuzu göstermektedir. Ancak sürecin tamamlanması için daha yapılacak işler vardır. Bu süreci kalıcı hale getirmenin birinci şartı terör örgütünün tüm unsur ve uzantılarıyla 27 Şubat çağrısına harfiyen uymasıdır. Suriye'deki SDG/YPG yapılanmasının da aynı kararlılığı göstermesi, 10 Mart Mutabakatı'na uygun hareket etmesi gerekmektedir. Hatırlatmak isteriz ki sınırımızda ikinci bir İsrail kurulmasına asla tahammülümüz yoktur.
Terörsüz Türkiye'ye karşı çıkıp, kara propaganda yapanların bulunduğunu belirten Akçay, "Prangalarını kıran, dünya gücü olma yolunda ilerleyen Türkiyemize duyduğumuz sevdayı yüreği, dili, zihni paslı ve prangalı olanlar ve o prangadan sızan kiri ve çirkinliği yaymaya çalışanlar bizi ve milletimizi anlayamazlar." ifadesini kullandı.
"Terörsüz Türkiye'yi" ve "Terörsüz Bölge'yi" inşa edeceklerini kaydeden Akçay, tüm engellemelere ve karşı duruşlara rağmen bu hedefi gerçekleştirmeye kararlı ve yeminli olduklarını vurguladı. Akçay, "Türkiye'yi büyüteceğiz, iç cephemizi kuvvetlendireceğiz, kardeşliğimizi pekiştireceğiz, hukukumuzu, demokrasimizi daha da geliştireceğiz." dedi.
"Türkiye-Rusya-Çin bir eksen kayması değil eksen tahkimidir"
Türkiye'nin doğu ile batının, kuzey ile güneyin, mazlum ile zalimin, hak ile batılın kavşak noktasında bulunduğunu belirten Akçay, bugün Türk dış politikasının "Ankara merkezli, şahsiyetli, milli ve tam bağımsız bir karakter" arz ettiğini söyledi.
Mavi Vatan'a ilişkin değerlendirmede bulunan Akçay, "Ege'de oldu bittiye, Akdeniz'de gasp siyasetine asla geçit vermeyeceğiz" dedi.
Kıbrıs'ın kendileri için diplomatik bir sorun değil milli bir dava olduğunun altını çizen Akçay, "Unutulmasın ki Kıbrıs Türkü yalnız değildir; Türkiye varsa umut da vardır, güç de vardır. Kıbrıs'ta çözümün adı bellidir: Egemen eşitliğe dayalı, iki bağımsız devlet. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin tanınması, Türk dünyasının ve İslam aleminin boynunun borcudur." diye konuştu.
Türk dış politikasında yeni ve güçlü bir paradigmaya ihtiyaç duyulduğunu kaydeden Akçay, bu paradigmanın üç sütun üzerine inşa edilmesini, bunların Kudüs paktı, Türkiye-Rusya-Çin (TRÇ), ABD ve Batı ile dengeli ilişkiler olduğunu vurguladı. Akçay, sözlerini şöyle sürdürdü:
Birinci sütunumuz Kudüs paktıdır. Kudüs eksenli bölgesel barış ve güvenlik mimarisi, sadece Filistin-İsrail hattında kalıcı ateşkesi değil bölgenin bir huzur kuşağına dönüşmesini hedeflemektedir. İkinci sütunumuz TRÇ yani Türkiye-Rusya-Çin ittifakı ve işbirliğidir. TRÇ bir askeri blok olmayıp enerji, lojistik, sanayi teknoloji eksenlerinde somut çıktılar üretmeyi hedefleyen katmanlı bir ortaklıktır. TRÇ bir eksen kayması değil eksen tahkimidir. Üçüncü sütunumuz ABD ve Batı'yla dengeli ilişkiler. Çift başlı Selçuklu kartalından ilham alan bir kavrayışla hem Doğu'ya hem Batı'ya elimizi uzatır, her iki yöne başımızı ve bakışımızı çeviriyoruz.
ANKA, AA