Güneşi kapatmayan evlerin memleketi: Safranbolu

Dr. Gülay Kurt Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AA

Safranbolu, bir ilçe olmanın çok ötesine geçen Karabük'e bağlı bir Osmanlı kentidir aslında.

Karadeniz'e sadece 90 kilometre olması sebebi ile Karadeniz iklimine ve doğasına da sahip.

Yeşillikle içinde çiçek gibi açan evleri ile ünlü olup 1994 yılında UNESCO tarafından koruma altına alınıp Dünya Kültür Mirası listesine alındı.

Bu şu demektir ki; Safranbolu sadece Türkiye'nin değil, dünyanın da bir kültür mirası olma özelliğine sahip ender tarihi yerlerden biri. 
 

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

 

Yerleşim tarihi milattan önce 3000 yıllarına kadar giden Safranbolu, tarihi sırası ile Hititler, Frigler, Lidyalılar, Persler, Helenistik Krallıklar, Romalılar, Selçuklular, Çobanoğulları, Candaroğulları ve Osmanlıların egemenliği altında yer aldı.

Roma İmparatorluğu zamanında Paflagonya olarak adlandırılan bölge birçok medeniyetlere ev sahipliği yaptı.

Osmanlı zamanında 17'nci yüzyılda İstanbul-Sinop yolu üzerinde olması sebebi ile tarihteki en dinamik dönemini yaşamış olup ticari ve idari bir merkezdi.
 

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

 

Safranbolu ismini bölgede yetişen nadir bir bitki olan adına "sarı altın" da denilen son derece değerli "safran" bitkisinden alır. 

Mimari yapısı itibari ile Beypazarı, Göynük, Taraklı, Odunpazarı, Osmaneli gibi, klasik Osmanlı şehir mimarisinin üstün örneklerinin yer aldığı Safranbolu Evleri de Türk şehir yapısına sahip.

Topoğrafyaya uyumlu olup onu koruyan ve olduğu gibi kabul ederek toprakla bütünleşen evleri ile insani ölçekte bir yapılaşmayla nadir görülen bir mimariyi barındırıyor. 
 

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

 

Yıllar içinde birbirine eklemlenerek zamana ve ihtiyaca göre büyüyen, kendi içinde çok özel kuralları olan bu evler yapım tekniği ile de eşsizdir.

Zira yağmurlu ve nemli bir bölge olan Safranbolu, doğaya uyumluluk açısından bölgede bulunan ahşap, taş, toprak malzemesi ile yapılan evlerle dolu birer ustalık eseri mozaiğidir.
 

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

 

Hiç bir ev diğer bir evin güneşini kapatmayacak şekilde yapılmış olup olabildiğince sade, gösterişten uzak ama estetiği had safhada amaç edinmiş yapım tekniği ile mimari bir ders niteliği taşır.

Bugünkü haline 17 ve 18'inci yüzyıllarda gelen bu tarihi şehir Türkiye'nin Dünya Kültür Mirası'na ilk giren bölgeleri arasında yer alır.  
 

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

 

Osmanlı sivil mimarisinin en önemli örneklerinden olan Safranbolu'da ilçe merkezinde 18 ve 19'uncu yüzyıl ile 20'nci yüzyılın başlarında yapılmış yaklaşık 2 bin geleneksel Türk evi bulunuyor.

Bu da oldukça yüksek bir rakam. Zira tamamen korunmuş çok az tarihi şehirler var.

Hatta dünyanın en çok tarihi olarak korunmuş şehri olarak bilinen İspanya'da bulunan Toledo kenti gibi Safranbolu'da korunma açısından çok ileri boyutta olup açık hava müzesi gibidir adeta. 
 

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

 

Sadece evleri ile değil cana yakın insanı ile de meşhur olan Safranbolu, coğrafi olarak Ankara'ya yakın olsa dahi merkezîleşme ve sanayileşmesine sebep olan değişimler burada olmadı.

Hemen yanında bulunan Karabük'te demir çelik fabrikasının yapılması Karabük'ün gelişmesine ve sanayileşmesine sebep oldu.

Bu durum Karabük'e çok fazla göç alması ile sonuçlanınca Karabük tarihi dokusunu kaybederken, Safranbolu'nun nüfusu azalmış olsa da Safranbolu'nun tarihi dokusunun bozulmaması gibi tarihi bir mucize yaşandı.

Hani derler ya "Medeniyet kirliliktir" diye, tabi ki bu medeniyetten ne anladığınıza bağlıdır. 

Bir şehirde maden bulunması ve akabinde fabrika açılması oranın gelişmesine büyümesine sebep olur ama yanında çok şeyler de götürebilir.

Yan yana olan Karabük ve Safranbolu bunun en dikkat çeken örneklerinden biri.
 

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

 

Karabük zamanla bir sanayi şehri olup büyümüş, yerleşik insanına iş olanakları sağlamış ama karşılığında geri dönüşü çok zor çok kötü bir şehirleşme mirası aldı.

Karabük şehri Türkiye'nin her kötü şehrinde bulunan çirkin betonarme yapı stoklarının bulunduğu kasvetli bir şehir olurken, Safranbolu masalımsı evleri ile "bir zamanların fakir ama gururlu delikanlısı" gibi bugün misafirlerini ağırlayan kalender bir tarihi şehir olarak misafirlerini ağırlıyor.

Hâlbuki ki sanayileşme olurken tarihi dokuyu bozmadan da modernleşme olabilirdi.

ABD'de bulunan ve bir demir -çelik sanayi şehri olan Pittsburgh şehri tarihi dokusunu hiç bozmamış önemli bir tarihi şehir örneğidir. 

Safranbolu küçük bir ilçe olmasına rağmen, mevsimsel değişiklikler bile göz önüne alınarak evler şehrin iki ayrı kesiminde gruplanmış durumda.

Birincisi "şehir" diye bilinen ve kışlık olarak kullanılan kesim, ikincisi "Bağlar" diye bilinen ve yazlık olarak kullanılan bölümdür.

Şehir diye bilinen yerde günümüzde konakların çoğu butik otel olarak kullanılmakta olup turizme hizmet ediyor. 

Bu butik oteller aslına uygun olarak restore edilmiş olup korunuyor.
 

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

 

Geçmiş yaşamın izlerini taşıyan bu tarihi konaklarda gecelemek, 17'nci yüzyılın mimarisine göre hala sağlam duran ahşap dekorasyonun içinde tarihe yolculuk yapmak, ahşabın kokusunu içine çekerek uyumak, dantelli perdelerden, kafesli panjurlardan, pencereden şehrin eşsiz teraslama yapılmış evlerin siluetini seyretmek, sabah kahvaltıda şehrin o güzelim tarhana çorbasını ve böreğini, gözlemesini yemek, daha sonra çarşıya çıkıp o naif, zarif dükkânların arasında kaybolmak eşsiz bir deneyim. 

Her lokum dükkânının önünde size lokum ikram eden güler yüzlü esnaf asla alışveriş için ısrar etmeyen son derece kibar insanlardır.

Dünyanın diğer tarihi şehirlerindeki esnafa benzemeler.

Hepsi güler yüzlü, çok güzel Türkçe konuşan, pazarlık yapılmasını güler yüzle kabul eden, müşteri memnuniyetini çok önemseyen, asla çığırtkanlık yapmayan nadir esnaftırlar.

Osmanlı "Ahi" geleneğinden gelen bu terbiye burada hâlâ yaşıyor.

Kendi değerinin farkında olan ve bağırmaya gerek duymayan kuyumcu sahibinin malının ticaretini yapması gibi sessizce hayat akar bu çarşılarda.

Temiz sokaklarda yolun ortasında bulunan bombeli döşenmiş taşlar arasından yağmur suyunun akması sağlandı.
 

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

 

Dünyanın en kaliteli safranının yetiştiği Safranbolu hak ettiği coğrafi ünü alması temennimizdir.

Günümüzde lavanta da eklenerek tarımda ilerleme sağlandı.

Yağmuru bol bir yerin çeşmesi de bol olmaz mı?

Şehirde çok fazla tarihi çeşme var.    

Çeşmeler sokakların kavşak noktalarında bulunur ve evlerle bütünlük oluşturur.

Çeşme isimleri mahalle isimlerini de belirlemiştir.

Su öğesi Safranbolu'da o kadar önemdir ki bazı büyük konaklarda misafir odalarının ortasında bir havuz olup içinde fıskiye yapılıp su sesinde yemekler yenilip sohbet edilir hâlâ. 

Lokumu, safranı, bakırı, dantel gibi ahşap işçiliği, orijinal sokakları, muhteşem şehir silueti, tarihi evleri ile görülmeye değer Safranbolu 17'nci yüzyılından kalan taşlarla dolu çarşı sokakları ile sizi ortaçağa götürür ve başınızı kaldırdığınızda gökyüzünü çok berrak görmek mümkün.

Çünkü burası "komşunun güneşini kapatmayan eşsiz evlerin memleketi; Safranbolu"dur…

 

 

*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU