CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TBMM'de kurulması öngörülen komisyona CHP'nin üye verip vermeyeceğine ilişkin olarak, "Meclis Başkanı bir açıklama yapsın ve ‘nitelikli çoğunluk kesinlikle aranacak’ desin. Biz de isimleri bildirelim dedik. Bunu söylediği anda üye vereceğiz. Biz yıllardır böyle bir iş yapılacaksa parlamentoda yapılsın ve Kürt sorunu çözülecekse parlamentoda çözülsün, demokratikleşme çerçevesinde çözülsün demişiz. Şimdi bu noktada kategorik olarak bu komisyona girmemek CHP'nin tarihsel tutarlılığını heba eder, reddeder" ifadesini kullandı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, T24'ten Gökçer Tahincioğlu ve Ceren Bala Teke'ye yaptığı açıklamada TBMM'de kurulması öngörülen komisyona ilişkin olarak, "Bizim esas talebimiz şu; eşit temsil olsun ve nitelikli çoğunluk olsun. Onlar eşit temsil meselesine şu sebepten yanaşmıyor; diğer partilere de eşit temsil verince çok kalabalık olması gerekiyor. 100 kişi gibi. Bizim partinin temsili ve katkısı için on kişiye de ihtiyaç yok. Yani dört arkadaş halleder aslında bu işi. Ama böyle istiyorlar sayıyı. Bu noktadan sonra nitelikli çoğunluk şöyle bir önem kazanıyor. AKP ve MHP işi çözmüş durumda gibi zaten. O zaman bizim bir anlamımız yok. Bizim kurmuş olduğumuz Adalet ve Demokrasi Komisyonumuz sekiz başlıkta 26 ayrı öneride bulundu MYK'ya" dedi.
Özel, şunları kaydetti:
"Şimdi Meclis’te kurulacak komisyona katılım noktasını şuna indirgiyorlar; CHP’ye operasyonlar dursun… Sanki 18 Mart günü ülkede her şey güllük gülistanlık mıydı? Tutuksuz yargılamanın esas olması, iddianamelerin hızlı yazılması, savcıların mafyavari yöntemler uygulaması falan bunlar sadece bugünün bizim karşımıza çıkardığı sorunlar mı? Türkiye'de mesela nefret söyleminin cezalandırılması gibi bir ihtiyaç var. Terör tanımının gerçekten terörü tarif etmesi gibi bir ihtiyaç var. Diğer otoriter popülist liderlerden devşirilen işte dezenformasyon yasası gibi bir mesleği, gazetecilik mesleğini, kriminalize eden ve tehdit altına alan bazı yasaların ortadan kalkması gibi önemli ihtiyaçlar var. Genel olarak; düşünce özgürlüğü noktasındaki her türlü hem kötü düzenlemelerin hem de kötüye kullanılan düzenlemelerin değişmesi gerekiyor. O yüzden biz komisyona girip muhalefet edip, çatır çatır siyaset yapıp orada doğrusunu anlatıp ondan sonra eğer mesafe alınıyorsa komisyonda kalırız.
"Bu komisyon çok iyi bir fırsat"
AKP, hukuk tanımazlıkta, demokrasiyi ayaklar altına almakta, saldırganlıkta kritik bir noktaya geldi. Şimdi geri dönemiyorlar. Dönüş daha maliyetli geliyor. Ama ileri de gidemiyorlar. Bunlara bir çıkış lazım. Yani bu ülkeyi getirdikleri bu noktadan kendilerine de ülkeye de bir çıkış arıyorlarsa bu komisyon bunun için çok iyi bir fırsat. Ama burada samimiyet lazım yani veya gerçekten iyi niyet lazım. Bugüne kadar Cumhuriyet Halk Partisi, Erdoğan'ın kandırabildiği bir parti olmadı. Biz Erdoğan tarafından kandırılmadık. Bu yüzden de bu seferde kimse düşünmesin yani CHP giriyor, Erdoğan bunları kandıracak… Öyle mi yapacak, böyle mi yapacak? Mücadelede zerre gerileme olmayacak. Yoksa öyle aynı komisyona girdik diye geri adım atmayız.
Bu komisyonun bir tarihi görevi var. Hem terörün sonlanmasına katkı sağlayacak hem terörü bahane ederek ülkedeki dikta rejiminden geri adım atılmasını sağlayacak. Yani terörü bahane edip ülkede kurulan dikta rejimini, herkesi terörist diye yaftalamayı, herkesi tutuklamayı bırakacaklarsa ve biz bu iki işlevi birlikte görecekse orada olacağız.
"Meclis Başkanı 'nitelikli çoğunluk aranacak' dediği anda üye vereceğiz"
Grup başkanvekillerine söyledim. Meclis Başkanı bir açıklama yapsın ve ‘nitelikli çoğunluk kesinlikle aranacak’ desin. Biz de isimleri bildirelim dedik. Yolladığı yazıda yok çünkü öyle bir şey. Bunu söylediği anda üye vereceğiz. O komisyona gidilmesi ve savunulması lazım. Bizi o komisyona davet eden de o komisyonda kalmamızı isteyen de o komisyonda anayasa konuşmayacağımızı bilecek. Mevcut anayasaya uymayanlarla anayasa yapamayız. Bizim anayasa konuşma şartlarımız bu komisyonla ilgili tutumumuzdan çok önce netti zaten.
"Komisyona girmemek CHP'nin tarihsel tutarlılığını reddeder"
Tarihte bazen kritik dönemeçler olur, kırılma anları olur. Orada tarihin doğru yerinde yer alıyor musunuz? Sosyal demokrat bir parti CHP. Örgüt silah bırakacağını açıklamış. Belli ki yaklaşık bir buçuk yıldır örgütle devletin birtakım yetkilileri bu konuyla ilgili görüşmüşler. Ve bu işin bir yasal zemininin oluşması lazım. Bunun için parlamentoya önemli bir görev düşüyor. Ve biz de yıllardır böyle bir iş yapılacaksa parlamentoda yapılsın ve Kürt sorunu çözülecekse parlamentoda çözülsün, demokratikleşme çerçevesinde çözülsün demişiz. Şimdi bu noktada kategorik olarak bu komisyona girmemek CHP'nin tarihsel tutarlılığını heba eder, reddeder.
Erdoğan çekinecekse bizden çekinsin. Erdoğan bizim komisyona girmemizi istemiyor. Girmeyelim diye dünya kadar manevra yaptılar. Onlar Cumhuriyet Halk Partisi'ni bu sürecin dışında tutup Cumhuriyet Halk Partisi'ni edilgen pozisyonda tutmak istiyorlar. Ama Cumhuriyet Halk Partisi bir reaksiyon partisi değil, bir aksiyon partisi.‘E yarın öbür gün siz girersiniz ama sizi kandırırlar’ diyorlar. Ne yapacak? Partiyi elimden mi alacak? Ona bile kalkıştılar vaktiyle, kayyım atamaya çalıştılar. Yani ne yapacak? O yüzden bütün muhalif seçmenleri, partinin üyelerini ve seçmenlerini hem partilerine hem kendilerine güvenmeye davet ediyorum. Kimsenin endişesi olmasın. Sonuçta Cumhuriyet Halk Partisi bu süreçte bir yanlışın parçası olmak için değil, doğruları yapmak ve yaptırmak, bu süreçten kaybeden olmak için değil; bütün Türkiye'ye kazandırmak için bir mücadele veriyor.
"Adayı değiştirmek adayın bile elinde değil"
Ekrem İmamoğlu, resmen seçim kararı alınıp adaylık başvurusunun zamanı gelene kadar Cumhuriyet Halk Partisi'nin adayı. Çünkü adayı değiştirmek artık adayın bile elinde değil. 15,5 milyon kişi gelmiş, oy vermiş. Son ana kadar Ekrem İmamoğlu'nun aday olması için hem hukuki hem siyasi bütün şartları ve zeminleri zorlayacağız. Aday olamadığı bir nokta olduğunda o gün dönülüp bakılır kim kazanacak, en doğru aday kim? Kimle kazanılıyor? Başka bir karar vermek gerekirse ve ümit ediyorum gerekmez. O kararı hep beraber, birlik beraberlik halinde veririz.
"CHP'yi kurultayda seçilmemiş kimse yönetemez"
CHP'ye kayyım atanamaz. Denemesi bedava. Çok net söylüyorum. Atanamaz Cumhuriyet Halk Partisi'ne kayyım. CHP'yi kurultayda seçilmemiş kimse yönetemez. İstanbul'un emanetine Saraçhane'de sahip çıkıp elimize verilen o bayrağı yere bırakmamışız da Atatürk'ün partisinin bayrağını mı yere bırakacağız? Mümkünü yok.
"CHP'nin genel başkan koltuğunu kendine yakıştırıyorsan ölünecek gün öleceksin"
O sokak davetinden sonra akşam çatışmada iki kişinin başına bir şey gelse Demirtaş'tan beter… Adamı aldılar, ‘direnmeye davet ediyorum’ lafı üzerinden bütün ölümlerin sorumlusu ilan ettiler. Ama bazen ölmeyi, hapse girmeyi göze alamazsan o anda sen bu işin insanı değilmişsin demektir. Yani gelip de işte Cumhuriyet Halk Partisi'nin genel başkan koltuğunu kendine yakıştırıyorsan ‘ben bu işi yaparım abi’ diyorsan ölünecek gün öleceksin. Gömülecek gün gömüleceksin. Hapse atılacaksan hapse atılacaksın. Her şeyi göze alacaksın. O yüzden ben göze almışım. Karşımdakiler alamazlar. Bu kadar eminim yani. Eşimi kızımı tehdit edip tutuklu olan tipler var. Tehditler geliyor, buna uygun tedbirler de alınıyor diyeyim.
"Dokunulmazlığı kaldırıp hapse atmaya cesaret edemezler"
Çünkü şu anda anayasal dokunulmazlığın ötesinde bir toplumsal dokunulmazlığa sahip olduğumuzu hissediyoruz. Bu 19 Mart sürecinden sonra meydanda herkes birbirine çok sahip çıktığı için bana da sahip çıkıyorlar. O yüzden de hani böyle bir süreçte dokunulmazlığı kaldırıp hapse atmaya cesaret edemezler. O iş, kolay bir iş değil. Dokunulmazlığın kaldırılmasını hangi siyasi görüşten olursa olsun doğru bulmam ve bu bizim için yeni bir mücadele, direniş alanına dönüşüyor."
ANKA