İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, beraberindeki parti heyetiyle birlikte Silivri Cezaevi’nde tutukluları ziyaret etti. Dervişoğlu’na İYİ Parti İstanbul Milletvekilleri Cihan Paçacı ve Ersin Beyaz ile İYİ Parti STK İlişkileri Başkanı Alper Akdoğan eşlik etti.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Ziyaret sonrası açıklama yapan Dervişoğlu, kendisinin Fatih Altaylı ile Ekrem İmamoğlu’nu, heyetteki isimlerin ise diğer tutukluları ziyaret ettiğini söyledi. Fatih Altaylı ve Ekrem İmamoğlu’nun sağlıklarının yerinde olduğunu aktaran Dervişoğlu, “Sayın Ekrem İmamoğlu işte süreçle alakalı birtakım kaygılarını ifade etti. Soruşturmanın bir siyasi soruşturma olduğunu, başka yerlere evrilmeye çalışıldığını ifade etti. Biz o gelişmeleri de yakinen takip ediyoruz” dedi.
Fatih Altaylı’nın da son derece moralli olduğunu söyleyen Dervişoğlu, “Ne için tutuklu olduğunu biliyor. 2 buçuk dakikalık bir ses kaydından ya da görüntüden ötürü hâlâ iddianamesinin tanzim edilmemiş olmasından kaynaklı olarak da birtakım huzursuzlukları var. Ama son derece iyi gördüm, son derece huzurlu gördüm. Dediğim gibi neden burada olduğunu ve hangi mücadeleyi vermesi gerektiğini de çok iyi biliyor. Onun da sevenlerine selamlarını iletmiş olayım” dedi. Dervişoğlu şöyle devam etti:
Bugünlerin geçeceğine inanıyorum. Haksız tutuklamalar, usulsüz soruşturmalar, hukuk dışı birtakım yargılamalar ve yargıya dışarıdan müdahalelerin yaşandığı bu sürecin Türkiye’ye herhangi bir şey kazandıracağı kanaatinde değilim. Öncelikle bu olumsuzlukların ortadan kaldırılması, haksızlık ve hukuksuzlukların da bertaraf edilmesi gerekli olduğu hususuna vurgu yapmak istiyorum.
"Anayasal düzenleme bekliyorlar"
Daha sonra Kırklareli'ne geçen Dervişoğlu, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Dervişoğlu, bir grup PKK üyesinin, törenle silah bırakmasına ilişkin soruyu şöyle yanıtladı.
Sembolik bir tören miymiş, 30 kişi miymiş, ayakkabı numaralarını da biliyorlar mıymış bir de ona baksınlar. Bunlar Türk milletine hakaret anlamı içeren işlerdir. Bütün bu işlerin böylesine ciddiyetsiz bir biçimde yapılmış olması aslında devletimizin düşürüldüğü hali ifade ediyor. Şu anda büyük bir beklentiye soktular toplumu. Yolda muttali oldum. Ticaret Borsası'ndan buraya gelirken göz gezdirdim açıklamalara. Terör örgütünün mensuplarının açıklamaları var, kendilerine düşen görevi yaptıklarını ve bundan sonra görev yapma sırasının Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne ait olduğunu söylüyorlar. Yani yasal, anayasal düzenlemeler bekliyorlar Türkiye Cumhuriyeti'nden ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden.
"Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin muhatabı bu cani örgüt değildir"
Yaşananlar, sürecin en başından beri söylediğim pazarlıkların açığa çıkması halidir. Dolayısıyla, Türkiye'yi yönetenlerin, yönettiğini zannedenlerin, büyük Türk milletinin geleceğinin ve beklentilerinin hilafına adımlar atmaları kabul edilebilir değildir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin muhatabı da bu cani örgüt değildir. Buna vesile olanların utanması gerekir.
"Devleti yönettiğini zannedenler buna alet oluyor"
Sembolik tören, Türkiye'yi ayağa kaldırdılar. Görüntülere de baktım. Silahlar teslim edilmiş sözde. Yani o silahlar nereden gelmiş? Silahlar kayıt altına alınmış mı? O silahların balistik incelemesi yapılacak mı? O silahları oraya getiren silahlarını yakıyor ama örgüte olan mensubiyeti devam ediyor. Herhangi bir etkin pişmanlıktan yararlanmak üzere bir müracaatta bulunmuş mu? Bunların hiçbiri yok. Dolayısıyla eşkıya kendini devlete muhatap kılmaya çalışıyor. Bu devleti yönettiğini zannedenler de buna alet oluyor. Dolayısıyla kabul edilebilir bir yanı yoktur.
Orta yerde bir tiyatro vardır. Tiyatro derken de tiyatrocular biliyorum ki alınganlık gösteriyorlar çünkü tiyatronun bile bir ciddiyeti vardır. Bu 'cambaza bak' oyunudur. Bu belki birilerine göre bir komedidir, kimilerine göre trajedidir, kimilerine göre tuluattır ama bu devlet yönetmek değildir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ciddiyete ihtiyacı vardır. Onun da gereği yerine getirilecektir."
"Hesabını soracağız"
Dervişoğlu'nun açıklamalarından sonra Irak’ın kuzeyinde askerlik yaptığını söyleyen bir vatandaş, Dervişoğlu'nun yanına gelerek "Hakkımı helal etmiyorum, biz ne için savaştık? Bugünü görmek için değil. Allah bana bugünü göstermesin, ben istemiyorum” dedi. Bunun üzerine Dervişoğlu, “Onların hepsine bu yaptıklarının hesabını soracağız” dedi.
ANKA