HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, Hazine ve Maliye Bakanlığı önünde yaptığı açıklamada, "Taleplerimiz kabul edilmezse, iş burada başlıyor. Herkes gücünü, kararlılığını, imkanlarını ortaya serecek. Bütün iş yerlerini ayağa kaldıracağız. Kavgasız, çatışmasız bir toplu iş sözleşmesinin ortaya çıkmasını talep ediyoruz. Ancak bu talepler olmazsa sendikalarımız gereken yerlerde grev kararlarını almalı, eylem yapacak sendikalarımız hazırlık yapmalı, grev yasağı olan yerlerde grevdeymiş gibi eylem yapmaya hazır olmalısınız" dedi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Demiryolları, karayolları, elektrik üretim santralleri, bakanlıklar, üniversiteler ve hastanelerin de aralarında bulunduğu kamu kurum ve kuruluşlarındaki 600 bine yakın işçiyi kapsayan 2025 Yılı Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü görüşmelerinde süreç devam ediyor.
Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) üyeleri Kamu Kesimi Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Anlaşma Protokolü sürecinde TÜHİS tarafından verilen ikinci teklife tepki için konfederasyon genel merkezi önünden Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın önüne yürüdü. HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, bakanlık önünde açıklama yaptı. “Taleplerimizi yapacağız, eleştirilerimizi, tepkilerimizi ortaya koyacağız. Bunlar HAK-İŞ'e yakışır şekilde olacak. Sayın Bakan'dan 10 gün önce randevu talep ettik, sizin sorunlarınızı Maliye Bakanı ile bizzat müzakere etmek üzere. Bugüne kadar bekledik. Sayın Bakanımızın programları uygun değilmiş, bizimle görüşmek için taleplerimizi kabul etmediler” diyen Arslan’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şu şekilde:
Türkiye uzun zamandır büyümeye devam ediyor. 2024 yılı büyümesi ve onun sonuçları itibarıyla millî gelir kişi başı 15 bin dolar oldu. Büyüme devam ediyor. 2025’te büyüme yine 17 bin 500 dolara getirilecek. Türkiye büyüyor, herkes böyle söylüyor. İşsizlik, TÜİK rakamlarına göre yine 25 yılın en düşük noktasında. Üretim artıyor, ihracat artıyor, enflasyon göreceli düşüyor. Faizlerde bir aşağı eğilim temmuz ayında başlayacak. Bu da doğru. Peki bizim gelirlerimiz neden artmıyor? Bizim maaşlarımız neden gerilerde?
“Biz niye fakirleşiyoruz, niye yoksullaşıyoruz?”
2025 yılı bütçemizin talebimiz sadece yüzde 8,4’üdür. Hükümetin, bakanlığın verdiği oran bütçemizin yüzde 4,5’udur. Dolayısıyla arada büyük bir makas var. Türkiye büyüyor elhamdülillah, her şey güzel ama bizim payımız nerede? Biz niye fakirleşiyoruz, niye yoksullaşıyoruz?
“Bu nasıl adalet?”
Sayın Bakanımıza rakamlarla cevap vereceğiz. 2015-2025 yılları arasında, son 10 yılda dünyada ve OECD ülkeleri arasında kira artışlarının oranına bakın. OECD ortalaması yüzde 90, Türkiye’de ise 10 binde bin 400. Tam 14 kat kiralar artmış. Bu nasıl bir adalet? Dünyada ve OECD ülkeleri arasında son 10 yılda konut fiyatlarının yakınımıza bile yaklaşamayan ülkeler arasında en çok artan, 20 kat konut fiyatlarının arttığı tek ülke Türkiye. Bu kadar kira artışları, konut artışları... Verginin bütün yükünü biz yükleniyoruz. Buraya gelen insanlar yüzde 27 dilime girdiler Sayın Bakan. Toplu iş sözleşmesinin başlangıç tarihinde ilk dilim vergi yüzde 15. Mart’ta yüzde 20’ye girdik. Temmuzda ise yüzde 27. Biz daha paramızı alamadan yüzde 12’sini vergi olarak verdik. Bu nasıl adalet, bu nasıl paylaşım, bu nasıl hakkaniyet? Buna itirazımız var.
“Biz üretiyoruz, biz vergiyi veriyoruz, birileri alıyor”
Sayın Bakan, siz Gini katsayısını çok iyi bilirsiniz. Ona göre OECD ülkeleri içerisinde adaletsiz, haksız, hukuksuz bir refah dağılımının en kötü 4. ülkesi Türkiye. Biz bunu hak etmiyoruz. Bu haksızlık. Sorun, Türkiye’nin kaynaklarının olmadığı değil. Tekrar buradan Sayın Bakan'a sesleniyorum: Türkiye üretiyor, ihracat yapıyor. Türkiye’de istihdam artıyor, işsizlik azalıyor, büyüme ise devam ediyor. Ama bunlar niye bize gelmiyor? İşte sorun burada. Paylaşım sorunu var. Biz üretiyoruz, biz vergiyi veriyoruz, birileri alıyor.
“Türkiye, 2 milyon azınlık tarafından ne yazık ki sömürülüyor”
Gerçek bir rakamı daha paylaşayım. Bunları biz uydurmuyoruz, bunlar uluslararası rakamlar. Bir İsviçre bankasının Türkiye ile ilgili zenginlik araştırması raporu... Raporun iki tane çarpıcı özelliği var: Birincisi, Türkiye dünyada dolar milyoneri en çok artan ülkesi. Açık ara birinciyiz. Peki, nereden geliyor bu milyonerlik? Kimden kime gidiyor? İkincisi ise yine Türkiye servet artışı olarak en hızlı servet artış oranı artan ülke. Türkiye arkadaşlar, birilerinin servetleri artıyor, birilerinin dolarları artıyor, milyoner oluyor. Türkiye, 2 milyon azınlık tarafından ne yazık ki sömürülüyor. Bizler sömürülen tarafta, birileri de sömüren tarafta. Peki bu Türkiye’nin kaderi mi? Asla. Kökeninin imkânları buna yetmiyor mu? Asla. Ben ülkemin kaynaklarına, imkânlarına, fırsatlarına inanıyor ve güveniyorum.
“Adil paylaşımı biz yapacağız”
Sorun adil paylaşımda. Adil paylaşımı biz yapacağız. Örgütleneceğiz, bütün iş kollarında emekçileri örgütleyeceğiz, toplu sözleşme hakkını genişleteceğiz ve gelir dağılımı adaletsizliğini ortadan kaldıracağız. Bu bizim görevimiz. Dolayısıyla Sayın Maliye Bakanı’na, TÜHİS’e, Çalışma Bakanı’na, hükümetimize çağrı yapıyoruz: Biz biliyoruz ki bu ülkenin kaynakları var, bu ülkenin imkânları da var, bu ülkenin parası da var. Bu ülkenin paylaşım sorunu var. Paylaşımda adaletsizlik var. Biz adil bir paylaşım istiyoruz. Bütçenin hepsini istemiyoruz. Söylediğim rakamlar bütçenin yüzde 8,5’ine geliyor, bizim bütün taleplerimiz. Biz bu ülkede insan onuruna yaraşır iş ve ücret istiyoruz. Bu, ILO'nun, Türkiye Devleti'nin Anayasal kuraldır. Ezbere konuşmuyoruz, rakamlarla konuşuyoruz. Ortada haksız ve adaletsiz bir paylaşım var. Biz payımızı istiyoruz.
"Grev yasağı olan yerlerde grevdeymiş gibi eylem yapmaya hazır olmalısınız"
Taleplerimiz kabul edilmezse, iş burada başlıyor. Herkes gücünü, kararlılığını, imkanlarını ortaya serecek. Bütün iş yerlerini ayağa kaldıracağız. Bugün 81 ilden gelen kardeşlerimizle buluştuk. Buraya kadar yürüdük. Taleplerimizin gerekçelerini anlattık. Herkes bizi duysun. Biz olmayanı istemiyoruz. Bundan sonra önümüzdeki haftadan başlayarak mücadelemizi yükselteceğiz. Çalışanlarla daha güçlü ses vereceğiz. Sesimiz bütün Türkiye'de ses bulacak. Kavgasız, çatışmasız bir toplu iş sözleşmesinin ortaya çıkmasını talep ediyoruz. Ancak bu talepler olmazsa sendikalarımız gereken yerlerde grev kararlarını almalı, eylem yapacak sendikalarımız hazırlık yapmalı, grev yasağı olan yerlerde grevdeymiş gibi eylem yapmaya hazır olmalısınız. Gerektiğinde bunu en güçlü şekilde ortaya koyacağız. Yolumuza çıkan engelleri bir bir kaldırırız.
ANKA