Önder İmam Hatipliler Derneği tarafından organize edilen ve 81 ilden temsilciliklerin katılımı ile düzenlenen 22. İmam Hatipler Kurultayı, Gaziantep Şahinbey Kongre ve Sanat Merkezi’nde başladı.
2 gün sürecek olan kurultayın açılış konuşmalarında gündem Gazze’de yaşan soykırımdı.
İlk olarak konuşan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, konuşmasının başında Gazze’deki insani dramı gündeme taşıyan Milli Eğitim Bakanı, uluslararası bir rapora atıfla çarpıcı rakamlar paylaştı.
Rapora göre 2023’ten bu yana en az 19 bin 424 çocuğun hayatını kaybettiğini, bunların yaklaşık bininin bir yaşından küçük bebekler olduğunu belirten Bakan, her 52 dakikada bir çocuğun yaşamını yitirdiğini vurguladı.
Geçen yıl "Çanakkale’den Gazze’ye Vatan Savunması" temasıyla öğrencileri tarihî bilinç ve küresel sorumluluk ekseninde buluşturan okulların, bu yıl da "Orman" temasıyla yeni eğitim-öğretim yılına anlamlı bir başlangıç yaptığını ifade eden Milli Eğitim Bakanı, muhalefetin Gazze’ye karşı duyarsızlık eleştirilerine de sert tepki gösterdi.
Tekin, "Biz geçen yıl bu gerçeklerden hareketle çocuklarımızın dünyadaki barışı, insan haklarını, özgürlükleri ve en önemlisi yaşama hakkını kavramasını istedik. Ancak bu tercihten dolayı sert eleştiriler aldık. ‘Gazze’deki çocuklarla bizim çocuklarımızın ne ilgisi var?’ dediler. Bugün aynı kesimlerin Sayın Cumhurbaşkanımızı Filistin konusunda duyarsızlıkla itham etmesini milletimizin vicdanına havale ediyorum” diye konuştu.
Bakan, Türkiye’nin Filistin davasına olan desteğinin siyasi değil ahlaki bir sorumluluk olduğunun altını çizerek şunları kaydetti:
Cumhurbaşkanı Erdoğan gençliğinden itibaren mazlumların yanında oldu. Bizler de Cumhurbaşkanımızla birlikte hak mücadelesi verdik. Filistinli Müslümanların haklarını savunurken, İsrail’le iş tutanların bugün bizi eleştirmesi ibretliktir ve muhalefetin Cumhurbaşkanımıza Filistin’de duyarsızlık ithamı da çelişkidir. Cumhurbaşkanımızın Filistin davasına sahip çıkma iradesine şahitlik etmek, bir Müslüman olarak benim için de tarihî bir sorumluluktur. Sayın Cumhurbaşkanımız yine önümüzdeki günlerde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na gidecek ve dünyada ve Gazze’de yaşanan zulümlere bütün dünyanın dikkatini çekmek adına yine hakkı haykıracak.
Eski Adalet Bakanı Abdulhamid Gül de, Gazze’de yaşananların yürekleri kanatan bir yara olduğunu ifade ederek Gazze, Filistin ve Kudüs ve Mescid-i Aksa özgür oluncaya kadar asla gündemimizden düşmeyeceğini ifade etti.
Muhalefetin Gazze siyasetini sert bir şekilde eleştiren Gül, Gazze konusunda Cumhurbaşkanının ve Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm kurumlarıyla elinden gelen her türlü gayreti gösterdiğini söyledi.
Muhalefetin Hamas’a karşı terörist söylemini sert bir dille eleştiren Gül, "Dün Gazze’nin vatan kahramını olan Hamas’ın mücahidlerine terörist diyenler bugün gelmişler Cumhurbaşkanımıza Filistin konusunda meclisi toplayalım birşeyler yapalım diyorlar. Siz vatanını koruyanlara terörist deme hakkını nereden buluyorsunuz? Önce onlara mücahit diyeceksiniz, kahraman diyeceksiniz, ondan sonra geleceksiniz" diye konuştu.
Eski Adalet Bakanı "Bizim Türkiye olarak Cumhurbaşkanımızın önderliğinde her zaman Filistin davasının yanında olduk, olmaya da devam edeceğiz" dedi. Gül Suriye’nin Şam’ın da her zaman gündemlerinde olduğunu ve sonunda özgürlüğüne hep beraber şahitlik ettiklerini ifade ederek şunları söyledi:
Hamdolsun Şam özgürleşti, Emevi Camii özgürleşti. Nasıl Şam özgür olduysa Allah'ın izniyle zalimler yakında nasıl bir ikramla yıkılacaklarını göreceklerdir. Gazete özgür olacak. Biz buna inanıyor ve iman ediyoruz. Türkiye'de inşallah Filistin davasının bu mücadelesinde her zaman yanında olmaya devam edecektir.
İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyet Başkanı Necmettin Bilal Erdoğan da İmam Hatipliler Kurultayı’na katılanlar arasındaydı. Bilal Erdoğan da konuşmasına Gazze’de yaşanan soykırıma değindi.
Mazlumların başını kaldırması için daha çok çalışmalıyız diyerek İmam Hatipli Gençlere çağrıda bulunan Erdoğan, ahlaktan taviz vermeden ve cesaretle mücadele etmenin önemine dikkat çekti. Eğitim ve gençliğe verilen önemin altını çizerek Erdoğan,şu değerlendirmeyi yaptı:
Bizim görevimiz; devam eden soykırımları bitirip mazlumların başını kaldırabilmesi ve müreffeh bir geleceğe ilerleyebilmesi için gayret göstermektir. Kolaycılıklara sapmayacağız, çalışan ve gayret eden olacağız. Okullarımıza gireceğiz, çocuklarımızı tanıyacağız, gözlerinin içine bakacağız. Onlara değer verdiğimizi hissettirmezsek, işin hakkını vermemiş oluruz. Filistin’i desteklemek için biz daha çok çalışmalı, çocuklarımıza daha güçlü bir gelecek bırakmalıyız.
Selahaddin Eyyubi döneminden aktarılan bir minber hikâyesine atıf yapan Erdoğan; "Benim elimden gelen en güzelini yapmak; onu yerine koyacak olan bir Selahaddin elbette çıkacaktır. Fethin vakti Allah’ın elindedir, bize düşen ise gayret etmektir. Ne olur çalışalım" diye konuştu.
© The Independentturkish
