Okullar kapanırken…

Prof. Dr. Levent Eraslan, Independent Türkçe için Millî Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin ile konuştu

Fotoğraf: AA

Çarşamba günü, Millî Eğitim Bakanımız Sayın Prof. Dr. Yusuf Tekin ile maarife dair kapsamlı ve derinlikli bir sohbet gerçekleştirdik. Bu, kendisiyle yaptığım altıncı görüşme idi.

Her görüşmede dikkat çeken en önemli husus, Sayın Bakan'ın eğitim sistemine olan derin hâkimiyeti, saha gerçekliğine dayanan karar alma tarzı ve her geçen gün daha da olgunlaşan stratejik vizyonudur.

Görüşmemizde ele aldığımız başlıklar oldukça zengindi:

Millî Eğitim Akademisi, okula başlama yaşı, özel okulların güncel durumu, hizmet içi öğretmen eğitimleri, Millî Eğitim Şûrası, 4+4+4 eğitim sistemi ve SODİMER öğretmenlerinin ilettiği yapıcı öneriler…
 

Millî Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin, Independent Türkçe için Prof. Dr. Levent Eraslan'ın sorularını yanıtladı
Millî Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin, Independent Türkçe için Prof. Dr. Levent Eraslan'ın sorularını yanıtladı

 

İşte bu görüşmenin satır başları:


Millî Eğitim Akademisi: Uygulamada güçlü öğretmen

Son dönemde kurulan ve başkanlığına deneyimli bürokrat Sayın Cevdet Vural'ın atandığı Millî Eğitim Akademisi, öğretmen yetiştirme tarihinde önemli bir eşiktir.

Sayın Bakan, bu yapıyı sadece yeni bir kurum değil, aynı zamanda öğretmenliğe geçişte niteliksel bir devrim olarak konumlandırıyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Akademi modeli, "Uygulamada Güçlü Öğretmen" hedefiyle öğretmenliğe adım atan her bireyin sahada karşılaşacağı gerçeklerle donanmış bir şekilde görev almasını amaçlıyor.

Sayın Tekin'in bu modeli, yeni bina inşa etmeden, eldeki mevcut kamu binalarını değerlendirerek hayata geçirmesi de kamu kaynaklarının verimli kullanımı açısından takdire şayan.

Kendisinin her gittiği ilde yalnızca öğretmenevinde konaklaması, bu bakış açısının pratikteki yansımasıdır.


Okula başlama yaşı: Gelişimsel uçurumlara son

Türkiye'de okula başlama yaşı, yıllar içinde pek çok değişikliğe uğradı ve bu değişimler pedagojik olduğu kadar sosyolojik tartışmaları da beraberinde getirdi.

Sayın Bakan, özellikle akran zorbalığı ve gelişimsel eşitsizliklerin, sınıflarda 60 ay ile 81 ay arası çocukların aynı anda bulunmasından kaynaklandığını vurguladı.

Bu noktada, 1. sınıf öğrencilerinin yaş ve gelişim farklarının pedagojik, psikolojik ve sosyal etkilerini derinlemesine analiz eden Sayın Tekin, önümüzdeki dönemde daha dengeli bir sınıf yapısı için yeni düzenlemelerin sinyalini verdi.

"Çocuklarımızın gelişimsel uyumu" mottosu oldukça kıymetlidir.


Özel okullar: Lüks tüketim mi, eğitim kurumu mu?

Son dönemde özel okullarla ilgili kamuoyunun gündeminde 3 ana başlık öne çıkıyor:

  • Aşırı yüksek ve şeffaf olmayan ücretlendirme: Bu durum, özel okulları "eğitim kurumundan çok bir statü göstergesi"ne dönüştürüyor. Sayın Bakan, denetim mekanizmalarının güçlendirildiğini, birçok okulun ceza aldığını ve özellikle kitap parası adı altında alınan yüksek bedellerin önüne geçileceğini belirtti. Özel Öğretim Genel Müdürlüğünün de sahadaki etkili çalışmalarını da ifade etmeliyiz. 
     
  • Hayalet sınıf ve kontenjan hileleri: Bazı okulların resmi olarak sınıf açıp fiilen ders yapmadan kayıt alması, öğretmen istihdamı yapmaması gibi uygulamaların artık ciddi yaptırımlarla karşılaştığını ve onlarca okulun kapatıldığını Bakan Bey açıkça ifade etti.
     
  • Öğretmen hakları ve düşük maaşlar: MEB normlarının altında maaşlarla çalışan öğretmenlerin durumu, özel okulların saygınlığını zedeliyor. "Öğretmeni değersiz gören bir kurum, çocuğa ne verebilir?" Bu noktada öğretmenlerin özlük haklarının geliştirilmesi gerekliliğini görüşmede bildirdim.


Millî Eğitim Şûrası'nın ana teması "Eğitimde Türkiye Yüzyılı ve Teknoloji" olarak belirlendi

Millî Eğitim Şûrası, bakanlığın en yüksek danışma kurumu olarak tarihsel bir misyona sahip.

İlki Heyet-i İlmiye adıyla Kurtuluş Savaşı esnasında Ankara'da Atatürk tarafından toplandı ve çok önemli kararlar alınmıştı.

Sayın Tekin ile yaptığımız görüşmede, 21. Milli Eğitim Şûrası'nın "Eğitimde Türkiye Yüzyılı ve Teknoloji" temasıyla toplanacağını ve hazırlıklara başlandığını öğrendim.

Kendilerine, mutlaka öğretim programları, öğretmen yetiştirme sistematiği ve ölçme-değerlendirme modellerinin de alt başlıklar olarak bu şûrada yer alması gerektiğini ifade ettim.

Bakan beyin bu yapısal başlıklardaki reformcu tavrı zaten dikkatle izleniyor.

Bu ana tema çerçevesinde aşağıdaki gündem maddeleriyle komisyonlar toplanacak:

  • Eğitimde Siber Egemenlik ve Dijital Vatandaşlık
  • Kültürel Mirasın Teknolojik Aktarımı
  • Yapay Zekâ ve Eğitim
  • Öğretmen ve Yönetici Yetiştirme ve Mesleki Gelişimde Dönüşüm
  • Yeni Teknolojiler ve Öğrenme Ortamlarının Dönüşümü
  • Eğitimde İkiz Dönüşüm ve Sürdürülebilirlik
  • Eğitim Teknolojilerinde Erişilebilirlik ve Kapsayıcılık
  • Teknoloji Kullanımında Ailenin Rolü ve Ahlak
  • 1939'dan Günümüze Millî Eğitim Şûraları.


4+4+4 Sistemi: Esneklik ve ara eleman perspektifi

Eğitim sistemimizdeki 4+4+4 modeliyle ilgili tartışmalarda Sayın Bakan, doğrudan bir kaldırma yaklaşımından ziyade, özellikle lise kademesine esneklik kazandırma, mesleki eğitime yönlendirme ve zorunlu eğitimi yaş bazlı olarak yeniden düşünme konularını gündeme aldıklarını ifade etti.

Henüz somut bir karar aşamasında olunmasa da, bakanlık bünyesinde kurulan "izleme ve değerlendirme" birimleri aracılığıyla bu süreç titizlikle izleniyor.

Sayın Tekin'in dikkat çektiği diğer önemli unsur ise, iş dünyasının ara eleman ihtiyacı.

Üniversite herkes için tek yol değil; mesleki eğitim, ülke kalkınmasının da anahtarı olabilir.


Sonuç yerine: Dinleyen, değerlendiren, dönüştüren bir bakan

Sayın Prof. Dr. Yusuf Tekin, salt bir yönetici değil; aynı zamanda bir eğitim filozofu gibi düşünmekte ve eğitim sistemini günübirlik çözümlerle değil, derin, kalıcı ve stratejik reformlarla dönüştürmeyi hedeflemektedir.

Sahaya kulak veren, istişareye açık, katılımcı ve dengeli liderliği ile Türk eğitim sisteminin yeniden yapılandırılmasında çok kıymetli bir misyon üstlenmektedir.

Bu görüşmede de gördüğüm gibi, eğitime dair her konu Sayın Bakan'ın zihninde sadece teknik bir mesele değil; bir medeniyet meselesi olarak yer buluyor.

 

 

*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU