Birleşik Krallık'ın Guardian gazetesinin muhabirleri, Gazze'ye giderek kentte yaşayanlarla konuştu. 

İsrail'in son olarak başlattığı Gideon'un Savaş Arabaları Operasyonu'yla birlikte patlama seslerinin gece gündüz bölgede duyulduğu vurgulandı. 

Son bir haftada çoğu çocuk ve kadın 750 kişinin öldüğü, 2 binden fazla kişinin de yaralandığı hatırlatıldı.

Ailesiyle Cibaliye'den Gazze kentine kaçanlardan 33 yaşındaki Muhammed Ebu Nadi, "Bir arkadaşım ailesini buraya getirmek üzere bir araç bulmaya gitmişti. Döndüğünde evinin enkaza döndüğünü ve çocukların hepsiyle eşinin öldüğünü gördü" dedi.

65 yaşındaki Ümmü Ammar Cündiye, "Hepimiz ölsek bile dünyanın umurunda değil. Bu dünya aldatıcı ve ikiyüzlü" ifadeleriyle tepkisini dile getirdi.

55 yaşındaki Ebu Adem Abdrabbo, 7 Ekim 2023'te başlayan çatışmalarla birlikte sülalesinden 80'i aşkın kişiyi kaybettiğini söyledi.

Gazze Sivil Toplum Kuruluşları Ağı Direktörü Emced eş-Şeva, bölgeye yardımların engellenmesiyle artan açlığa dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:

Verecek suyumuz, yemeğimiz, battaniyemiz, brandamız, hiçbir şeyimiz yok. İnsanlar aşırı aç ama onlara verecek hiçbir şey yok.

Adı açıklanmayan bir BM yetkilisi de "Çocukların kaburga ve omurgalarının böylesine belirginleştiğini Afrika'da göremezsiniz" diye konuştu.

Diğer yandan Gazze hükümeti, İsrail ordusunun yaklaşık 20 aydır sürdüğü sistematik soykırım, zorla tahliye ve etnik temizlik politikasıyla bölgenin yüzde 77'sini işgal ettiğini bildirdi.

Açıklamada, bu suçların sorumluluğunun yalnızca İsrail'e değil, aynı zamanda soykırıma destek veren ABD, Birleşik Krallık, Almanya ve Fransa gibi ülkelere de ait olduğu savunuldu. 

Gazze'nin büyük bir kısmında fiili kontrolün devam etmesinin, askeri güç yoluyla dayatılan "bir sömürge düzeni ve nüfus haritasını yeniden şekillendirme" girişimi anlamına geldiği kaydedildi.

Independent Türkçe, Guardian, AA