Esad'ın gözde istihbaratçılarının portresi ve Alevilerin çaresizliği

Faik Bulut Independent Türkçe için yazdı

Kolaj: Independent Türkçe

Suriye’deki siyasi ve askeri karmaşa hiç bitmiyor. Söz gelimi 30 Nisan ve 2 Mayıs 2025 tarihleri arasında Dürzilerin yaşadığı Ceremana ve Sahnaya yörelerinde HTŞ kolluk kuvvetleriyle silahlı Dürzi milisler arasında çıkan çatışmada 100 kadar insan öldü.

Dürzi ruhani lideri Şeyh Hikmet Hicri, Colani yönetimine güven duymadığını açıkça dile getirdi.

Keşmekeşliğin ceremesini ise daha çok Arap Alevileri çekiyor. 
 


Reuters haber Ajansı 30 Nisan’da, Heyetu Tahrir’ul Şam’ın (HTŞ) yönetimi ele geçirmesinden bu yana yüzlerce Alevinin, güvenlik güçleri tarafından Şam’daki evlerinden zorla çıkarıldığını paylaştı.

Kimliklerinin paylaşılmaması şartıyla konuşan iki hükümet yetkilisi, çoğu Alevi olmak üzere binlerce kişinin Şam’daki evlerinden atıldığını belirtiyor.

Özellikle Alevilere yönelik mezalim, katliam, tehcir ve benzeri zorbalıklar yeni hükümetin bazı görevlileri tarafından şöyle gerekçelendiriliyor:

Bunlar Esad yanlısı kişiler ve memurlardır. Esad artığı bu unsurlar Sahil bölgesinde vur-kaç taktiğiyle yeni yönetimi yıpratıp çökertmeye çalışıyorlar.

 
Bu tespiti desteklemek amacıyla yapılan operasyonlar sonrasında ise eski rejimin bazı istihbaratçıları yakalanıp teşhir ediliyor. Örneğin:

  • 16 Nisan 2025’te Lazkiye eski Hava İstihbarat Müdürlüğünde görevli Tuğgeneral Salim Dağıstani yakalandı. Kendisi kötü şöhretli Saydnaya cezaevinde sorgucuydu. Aynı zamanda Şam’ın Ğuta beldesindeki Milli Emniyet Komisyonu başkanıydı. 
  • 19 Nisan’da, eski rejimin hava istihbarat teşkilatının Halep şube başkan yardımcısı Tuğgeneral Salih Muhammed el Besis’in Deyrizor bölgesindeki bir operasyonda yakalandığı duyuruldu. 
  • 22 Nisan’da Lazkiye’deki eski hava istihbaratı müdürlüğünde görevli Tuğgeneral Sultan el Tinnavi’nin tutuklandığı açıklandı. 
  • 6 Mayıs tarihli Telegram hesabındaki açıklamaya göre; Deyrizor bölgesi Cumhuriyet Muhafızları komutanı Albay Salim İskender’in ele geçirildi. İskender, iç savaş zamanında Hizbullah milislerinin İdlib’e sızmalarına yardım ediyordu.
  • 13 Mayıs’ta ise HTŞ bölgelerini havadan bombalamaktan aranan üç pilot daha yakalandı. 

7 subay da, sivillere karşı (işkence, mezalim ve öldürme) “insanlık suçu” işledikleri iddiasıyla yargılanacaklar.

Bazı iddialara bakılırsa, Esad döneminden kalma 13 bin kadar subay, istihbaratçı ve komutan ya gizleniyor veya iktidar karşıtı faaliyet içindedir. 
 

Deyrizor bölgesi hava askeri istihbarat sorumlusu Binbaşı Salih Muhammed El Besis, bir operasyonda yakalandı
Deyrizor bölgesi hava askeri istihbarat sorumlusu Binbaşı Salih Muhammed El Besis, bir operasyonda yakalandı

 

Esad teslim edilir mi?

Mart ve nisanda, Suriye’nin eski devlet başkanı Beşar Esad’ın yeni yönetime teslim edildiği ya da onun Alevi bölgelerindeki (Lazkiye, Tartus, Baniyas vs) direniş odaklarının arkasında olduğu yolunda yaygınlaşan söylenti ve spekülasyonlar siyasi kulislerin başlıca gündem maddesi oluvermişti. 

Bağlantılı olarak Şam ve Moskova’daki yöneticilerin Esad’ın teslimi konusunu görüştüklerine dair bazı raporlar da yayımlandı.

Kimine göre Rusya, Suriye’deki büyük çıkarları için Esad’ı feda edebilirdi. 

Şam’daki iktidarın başı Ahmed el Şera, Reuters haber ajansının bu mevzudaki haberini yalanmadı, yorum da yapmadı. 
Başkentteki Rus yetkililer de haberi yalanlamadılar.

Ancak Rusya’nın Bağdat’taki Büyükelçisi Elbrus Kutraşev aşağıdaki açıklamayı yaptı: 

Esad’ın Moskova’da ikamet etme şartı, onun medya ve siyaset yoluyla herhangi bir faaliyette bulunmamasıdır. Kendisi de sığınma kurallarına uymaktadır. Kaldı ki iltica emri bizzat V. Putin tarafından verilmiştir. Dolayısıyla Şam yönetimine teslim edilmesi diye bir şey yoktur.


“Şam yönetimine teslim edilmesi diye bir şey yoktur” ibaresi ise Rusya’nın -en azından şimdilik- Esad’ı teslim etmeye niyeti olmadığı anlamına gelmektedir. 

Hal böyle olunca da Esad’ın Suriye halkıyla, özellikle bazı çatışma ve direniş faaliyetlerinin yaşandığı Alevi yoğun bölgelerdeki insanlarla, bilhassa Arap Alevileriyle herhangi bir bağlantısı ve ilintisi olmadığı söylenebilir. 

Yasak kuralının bir istisnası, Esad’ın Moskova’da yaşamakta olan oğlu Hafız’ın sosyal medyadaki bir paylaşımıdır.

Genç Hafız böylelikle babasının Şam’dan kaçış serüvenini birinci ağızdan dolaşıma sokmuştu. 

Bizim çıkarsamamız şöyledir:

Beşar Esad’a konulan medya ve siyaset yapma yasağı ebedi billah sürmeyebilir ve uygun fırsat yakalandığında bu yasaklar görmezlikten gelinebilir. 

Rus eski diplomatı Vyaçeslav Matuzov diyor ki:

Suriye yönetiminin Moskova’dan Esad’ı istemesi bir provokasyon ve meydan okumadır. Rusya, bu tür meydan okuma ve baskılara asla boyun eğmez. Esasen Esad’ın teslim edilmesi meselesi Suriye ve Arap dünyasının değil, Türkiye’nin başının altından çıkmış olup Ankara bu hususun şahsi değil, ‘bölgesel ve uluslararası mücadele sürecinde bir devlet meselesidir’ iddiasıyla hareket etmiş olabilir.


Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergei Alekseyeviç Ryabkov da önemli bir gerekçe sunuyor:

Rusya, Uluslararası İnsan Hakları Mahkemesi anlaşmasına imza atmamıştır. Dolayısıyla onun taleplerini yerine getirmek zorunda değildir. Ayrıca, Birleşmiş Milletler teşkilatının İşkenceye Karşı anlaşmasının 3/1 maddesi gereğince işkence görme ihtimali yüksek olan kişiler ülkelerine teslim edilemezler.


Esad ve Esma çiftinin farklı şirketler ve kanallar yoluyla 1-2 milyar dolarlık servetlerinin bulunduğuna dair rivayetler de var.

Genelde Batı medyası fazlasıyla spekülasyon yapıp yalan haberler yayınlamasıyla nam salmıştır. Ayrıca bizim konumuz da değildir.


Dayıoğlu Rami Mahluf bir Alevi ordusu mu kuruyor?

İşadamı Rami Mahluf, baba Hafız Esad zamanında devlet himayesinde tekelci bir holding kurmuştu.

Ancak oğul Beşar Esad ve eşi Esma ile arası açılmıştı.

Beşar-Esma ikilisi, Rami Mahluf’un mallarını el koydular.

O da çıktığı yurt dışında eski rejime muhalefet etti. 

Rami adına kayıtlı Facebook hesabından bir paylaşım yakınlarda dolaşıma sokuldu: 

Bu coğrafyanın rahminden, Allah’ın kudretiyle desteklenmiş, mazlumlara destek olmak ve muhtaçlara yardım eli uzatmak için Sahil Gençliğinin ortaya çıkışını duyuruyorum.

O, yeryüzünün Rabbinin emriyle, kullarına hizmet edecektir. Kim daha fazlasını öğrenmek isterse onu dürüstçe ve dikkatle araştırmalı ve aramalıdır.

O, Suriye sahnesini ve tüm bölgeyi değiştirecek. Zalimlere boyun eğdirecek, aşağılayacak ve ezecek; mazlumları onurlandıracak, destekleyecek ve yüceltecektir.

Allah, söylediklerime şahittir. Bütün bunlar Hz. Muhammed (s.a.v) ve ailesinin, yüzlerce yıldır belgelenmiş ilminde yer almaktadır. Biz oku emrinin verildiği bir ümmetiz ama maalesef okumuyoruz.

 

Beşar Esad'ın sürgündeki kuzeni iş insanı Rami Mahluf, paralı bir ordu kuracağını yalanladı
Beşar Esad'ın sürgündeki kuzeni iş insanı Rami Mahluf, paralı bir ordu kuracağını yalanladı

 

Şam’da iktidarı alan cihatçı HTŞ çevreleri, bu düzmece paylaşımı şöyle yorumluyorlar: 

Rami, bize ‘kardeşi Nimr’ yani Albay Suheyl el-Hasan ile birlikte büyük bir kuvvet oluşturduğundan bahsetti. Amacı, sahil bölgesini korumak ve neredeyse bağımsızlığını ilan etmek ama bu sonuncusunu açıkça dile getirmedi, Rusça bir sözcüğe atıfta bulundu.

Burada önemli olan Şeyh Rami’nin manevi ‘tecellileri’ ve onun kıyamet ve diriliş edebiyatıdır. Rami ve grubunun bu ölümcül pazarda başka mezheplerden de ortakları var. 1


Aslında yukarıdaki bu iddia doğru değil.

Rami Mahluf, kamuoyuna yaptığı görsel ve yazılı açıklamalarda, Facebook hesabına giren kötü niyetli insanların (muhtemelen Esad yanlısı istihbaratçı ve askerlerin) bu paylaşımı yaptıklarını söylemiştir. 

Kaldı ki Mahluf, Suriye’nin Lazkiye kentinde ve kırsalında yaşanan olaylardan (Alevi katliamlarından), 4. Tümen komutanı Mahir Esad’a bağlı generallerden General Qıyas Della’yı sorumlu tutuyor ve kendisini olayların fitilini ateşlemekle suçluyor: 

Ailemizin kanıyla mı ticaret yaptınız? Güvenlik güçlerine yaptıklarınızdan sonra tepkinin çok sert olacağını tahmin etmediniz mi? Neden bu zavallı sivilleri yanınıza aldınız ve onların para ihtiyacını suiistimal ettiniz? Zira aileler (Alevi toplumu) yaptığınızın bedelini kan, zillet ve açlıkla ödedi… Ölen bu masum gençlerin kanının sorumlusu Beşar Esad’dır. 2
 

Eski rejimin baş tetikçisi Hava İstihbarat Başkanı İbrahim Huveyce
Eski rejimin baş tetikçisi Hava İstihbarat Başkanı İbrahim Huveyce

 

Başkanın has adamlarından Askeri İstihbarat Şefi General İbrahim Huveyce!

Şam yönetiminin emniyet güçleri, 6 Mart 2025’de Lazkiye’ye bağlı Ceble yöresinde gerçekleştirilen bir operasyonla Esad döneminin generali İbrahim Huveyce’yi yakaladıklarını açıkladılar. 

Eski istihbarat şefi General Muhammed El Huli’den görevi devralan İ. Huveyce, 1987-2002 yılları arasında eski rejimin en tehlikeli ve vurucu adamı olarak tanımlanıyor; birçok siyasi cinayet ve suikastta parmağı olduğu düşünülüyor. 
 

Eski İstihbarat Şefi General Muhammed El Huli
Eski İstihbarat Şefi General Muhammed El Huli

 

Eski Devlet Başkanı baba Hafız Esad tarafından tayin edilen bu subayın yönettiği istihbarat teşkilatı Saray çevresindeki bir karargâhta faaliyetini sürdürüyordu.

Teşkilat sadece ülke içinde değil, yurtdışındaki rejim muhaliflerini de ortadan kaldırmakla görevliydi. 
 

Hafız Esad ve Hava İstihbarat Şefi General Muhammed El Huli
Hafız Esad ve Hava İstihbarat Şefi General Muhammed El Huli

 

Eski şef General Muhammed El Huli, Avrupa’da bazı sivil uçaklara sabotaj yapmakla suçlanmış; batılı ülkeler Hafız Esad’ı bu noktada sıkıştırıp ona baskı yapmışlardı.

Bunun üzerine El Huli görevini İ. Huveyce’ye devretmek zorunda kalmıştı.

General İ. Huveyce görevi devralmasına rağmen bu husus kamuoyu ile paylaşılmamıştı.

Zira Devlet Başkanı onu gizli operasyonları planlayıp gerçekleştirmekle görevlendirmişti.

Kendisi, “kirli işlerin” adamı ve “rejimin kara kutusu” olarak biliniyordu.

Huveyce’nin karıştığı en önemli siyasi suikast Lübnan’daki İlerici Sosyalist Parti lideri Dürzi inançlı Kemal Canbulat’ın öldürülmesi olayıdır.

Yeri gelmişken konuyu biraz açalım:

1975 yılında başlayıp yaklaşık 15 yıl süren Lübnan iç savaşı öncesinde ülke, iki kampa bölünmüştü.

Bir yanda sırtını ABD, İsrail ve Avrupa ülkelerine dayayan gerici Hıristiyan güçleri; diğer yanda Sünni, Şii, Dürzi, Arap milliyetçisi, ilerici, demokrat ve komünist güçlerle Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) bünyesindeki çeşitli örgütler vardı. 

Batı destekli gerici güçlerle imtiyazlı egemenler, ülkenin mezhepçi ve zümreci temelde kalmasında ısrar ediyorlardı. Onlara göre cumhurbaşkanı mutlaka Hıristiyanlardan, başbakan Sünnilerden, meclis başkanı (sonradan) Şiilerden olmalı ve geri kalanlar da bakanlık koltuklarıyla yetinmeliydiler.

Kemal Canbulat’ın başını çektiği ilerici güçler cephesi nispeten laik, demokratik, eşit vatandaşlıktan ve zümreciliğe (siyasi kast sistemine) dayalı olmayan siyasi bir rejimden yanaydılar. 

Sovyet desteği alan ilerici cephe savaşta galip gelmek üzereydi ki, ABD, Avrupa ve İsrail Hafız Esad’a baskı yapıp ona savaş açmakla tehdit ederek ilerici güçleri bastırmasını istediler.
 

Alevi bölgesinde HTŞ milisleri
Alevi bölgesinde HTŞ milisleri

 

Bunun üzerine Hafız Esad, Kemal Canbulat’ı davasından vazgeçirmeye çalıştı.

Sonuç alamayınca da kendisine suikast düzenleyerek tasfiye etti. 

Kimilerine bakılırsa Hafız’ın kardeşi General Rıfat Esad’ın tetikçileri bu cinayeti işlemişti.

Gerçi Huveyce de 1980’lerde Rıfat’ın adamı olarak biliniyordu.

Yapılan tahkikat sonucu cinayetin Suriye’nin Beyrut’taki istihbarat bürosu ekiplerince gerçekleştirildiği ortaya çıktı.

Bunun doğruluğunu Kemal Beg’in oğlu Velid Canbulat’ın Uluslararası İnsan Hakları Mahkemesi önünde verdiği ifadeden de biliyoruz. 

İ. Huveyce Hafız Esad’ın hasımlarını ve muhtemel rakiplerini tasfiye ediyor, son derece tehlikeli cinayetleri iz bırakmadan gerçekleştiriyordu.

Kirli işlerdeki başarısı nedeniyle 1977 yılında henüz yüzbaşı rütbesindeyken binbaşılığa terfi ettirilmiş, 1981’deki başarısı sonucu rütbesi tekrar yükseltilmişti. 

General Huveyce timinin işlediği siyasi cinayetler arasında Fransa’da ikamet eden Baas eski lideri Salah El Bitar’ın katledilmesi de (1980) vardı.

Onun komuta ettiği operasyon timi Bennan El Tantavi (Suriye İslamcı hareketinin önemli bir kadın şahsiyeti, diğer adıyla Ümm Eymen-FB) isimli önemli bir muhalifi 1981’de katletmişti. 

1982 yılında Müslüman Kardeşler hareketinin Harp Okulu öğrencilerinin bulunduğu mekânı basarak çok sayıda öğrenciyi katletmesiyle başlatılan ünlü Hama İsyanı, havadan bombalanmak suretiyle bastırılmıştı. 

Huveyce burada ölümcül bir rol almıştı. Sonuçta İslamcı militanlar dâhil 10 bin ila 30 bin arası İslamcı silahlı militan ve sivil katledilmişti.

Oğul Beşar Esad, Huveyce’yi operasyon faaliyetinde geri çekip pasif istihbarat görevlerine atadı.

General Huceyce’nin adı 2017’de siyasi olmayan bir olayla tekrar gündeme geldi.

Dönemin başkanı Beşar Esad’a yakınlığıyla bilinen Huveyce’nin kızı Kenane, Suriye devlet TV kanalında sunuculuk yapıyordu.

İç savaş sırasında muhalefet saflarına katılmıştı.

Tehcir anlaşmalarına para karşılığı arabuluculuk yapmasından ötürü “milyoner müzakereci” diye nam salmıştı. 3


Tuğgeneral Qiyas Süleyman Della

Sünni inançlı bir aileye mensuptur. Alevilerin yaşadığı sahil mıntıkasındaki Beyt Yaşut beldesinde (Ceble mıntıkası-Lazkiye-21 Temmuz 1971) doğmuştur.

General Mahir Esad komutasındaki Dördüncü Tümen’e bağlı tank birliğinde görevli genç bir subaydı.

Mart 2011’de başlayan sivil itaatsizlik eylemlerini bastırmakla görevlendirildi.

Tank birliğiyle müdahale ettiği başkaldırıları tepeleyip ezmesiyle nam saldı. 

Şam çevresindeki bazı yöre ve mahallelerde muhalefet güçleriyle ölümcül çatışmalara girdi.

Yerleşim yerlerinde taş üstünde taş bırakmadı.

Hava kuvvetleri istihbarat teşkilatı timleriyle birlikte Şam’a bağlı Muasimiye’yi viraneye çevirdi.

Keskin nişancıları, çok sayıda militanı ve sivil insanı öldürdü. 

Keza Suriye’deki İran (İmam Hüseyin Tugayı gibi) ve Hizbullah milisleriyle birlikte El Mileyha, El Zebedani ve Şam’ın bazı yörelerinde operasyonlar gerçekleştirdi. 

Human Rights Watch isimli uluslararası insan hakları kuruluşunun 15 Aralık 2011 tarihli raporunda Qiyas Della ve yanındaki komutanlar, “insanlık suçu işlemekle” itham edildiler.

2012 yılındaki isyanı bastırmakla görevli Della ve birliği yine benzeri suçlamalara maruz kaldılar. 

Della, iç savaşın kızıştığı 2017’de hemen hepsi Alevi gençlerden oluşan 500 kişilik “Kurtarıcı Kuvvetler” isimli özel bir birlik oluşturdu.

Bu özel birlik genel olarak Şam ve çevresindeki silahlı muhalefete adeta kan kusturdu; 500 bin sivili yerlerinden etti. 

2018 yılında İsrail-Suriye sınırındaki Kunetra’yı Özgür Suriye Ordusu’nun elinden kurtardı.

Beşar Esad’ın ülkeyi terk etmesinin ardından “Çöl Atmacaları” isimli birliğin eski komutanı Muhammed Mahraz Cabir, Yaser Ramadan El Hacel isimli üst düzey subaylarla birlik olup dağlık ve ormanlık Alevi bölgelerinde HTŞ iktidarına karşı direniş planları yaptı. 

Qiyas Della için Beşar’ın kardeşi General Mahir Esad’ın “operasyon ve vurucu adamı” deniliyor.

Yeni Şam yönetimi, kendisini bölgedeki direniş faaliyetlerinin beyni ve planlayıcısı olmakla suçluyor. 

Hakkında çıkan iddialara bakılırsa “Suriye’nin Kurtuluşu İçin Askeri Konsey” adı altında bir harekât merkezi kuran Tuğgeneral Qiyas Della, Arap Alevilerin yoğun yaşadıkları sahil bölgesinde vur-kaç taktiğine dayalı direnişi yönetiyor. 4


Tuğgeneral Suheyl el Hasan (Arapça: سهيل الحسن)

10 Haziran 1970 doğumlu ve Alevi bir aileye mensuptur.

Suriye Hava Kuvvetleri Akademisi’nden 1991 yılında mezun olmuş ve eğitim kurslarını tamamlamıştır.

Suriye Hava Kuvvetleri ve Hava Savunma birliklerindeki hizmetinin ardından Hava Kuvvetleri İstihbarat servisine katıldı ve burada Özel Operasyonlar Bölümü unsurlarının eğitiminden sorumlu oldu.

Suriye İç Savaşı sırasında birçok büyük çatışmada birliklerine hizmet ve komuta eden el Hasan iç savaş sürecinde ortaya çıkan yeni nesil Suriye ordusu komutanlarından sayılır.

Fransız Le Monde gazetesi onun Suriye lideri olarak Esad’a rakip olabileceğini iddia etmişti.
 

Beşar Esad'ın has generali Suheyl Hasan
Beşar Esad'ın has generali Suheyl Hasan

 

Analistlere göre Suheyl Hasan, iç savaş ve sonrası yeniden yapılanma sırasında Suriye Hükümetinin ana müttefiki olarak İran yerine Rusya’yı tercih etmekteydi.

O, İran Devrim Muhafızlarının Suriye’de her şeye hükmetmesinden nefret ediyordu.

İran destekli Şii milisleri esir alan cihatçılara, “Onlar için pazarlık yapmam, nasıl olsa paralı askerler! Öldürün gitsin!” diyecek kadar İranlı asker ve komutanlara husumet besliyordu.

Oysa Beşar Esad’ın kardeşi ve Suriye Cumhuriyet Muhafızları ile 4. Zırhlı Tümen Komutanı Mahir Esad’ın tercihi İran’dı.

S. Hasan’ın medyada ilk görünüşü, 2014 baharında gerçekleşti. Hükûmet yanlısı Sama TV tarafından çekilen ve internette yayımlanan, kendisinin Halep’teki cephede askerleri ziyaret ettiğini gösteren bir video kaydı vardı. 

Şiiri sevmesiyle tanınıyor, hatta düşmanlarına teslim olmazlarsa başlarına geleceklere dair bir uyarı olarak kendi şiirlerini hoparlörden yayınlıyor; düşmanlarına vazgeçmeleri ve teslim olmaları için her zaman bir şans vermeye çalıştığını, teslim olmazlarsa ya da kendisine ihanet ederlerse hiç acımadığını da söylüyordu.
 

HTŞ cihatçıları ve diğer silahlı militanları en fazla sıkıştıran Suheyl Hasan kurduğu özel timlerle
HTŞ cihatçıları ve diğer silahlı militanları en fazla sıkıştıran Suheyl Hasan kurduğu özel timlerle

 

Suheyl Hasan, birliklerini doğrudan savaş alanında yönetmeye devam etmek için tuğgeneralliğe terfi etmeyi reddetti.

Ev ev baskınlar yaparak ve muhalif mevzilere saldırarak yakıp yıkma politikası izlemesiyle tanınıyor; patlayıcı dolu varilleri hedef gözetmeksizin helikopterle yerleşim yerlerine yağdırmasıyla biliniyordu. 

Albay rütbesiyle cephede savaşan S. Hasan 2011 yılında Suriye Arap Ordusu’nun Özel Kuvvetlerine transfer oldu.

2013 yılında Lazkiye’nin dış mahallelerinde Suriye’deki El-Kaide’ye (El-Nusra Cephesi) karşı açılan cepheye komuta etti. 

2013 sonbaharında Merkez Komutanlığı tarafından özel bir projeyle görevlendirilene kadar zamanını Hama’da geçirdi.

Özel Kuvvetler birimini saldırı için eğitti ve yönetti. 

Ağustos 2013’te İdlib vilayetindeki stratejik öneme sahip Eriha şehri isyancıların eline geçmişti.

Suheyl Hasan şehre yapılan karşı saldırıyı yönetti.

Ağır hava saldırılarıyla desteklenen Suriye ordusu kasabanın kontrolünü yeniden ele geçirerek isyancıları kovdu.

Suriyeli bir askeri kaynak onun Suriyeli muhalif güçlere karşı “hiç savaş kaybetmediğini” iddia ediyordu.

Komutasındaki “Kaplan Güçleri” isimli özel tim, 3 Ekim 2013’te isyancıların denetimindeki Hanasır’ın kontrolünü geri aldı.

Bir hafta sonra 40’tan fazla köyü ele geçirmişti. Böylece cihatçıların Halep kuşatması kırılmış oldu.

Aralık 2013 ile 4 Temmuz 2014 arasında S. Hasan’ın komutasındaki birlikler, 80. Askeri Üs ile Nakkarin havaalanı, sanayi bölgesi ve merkez hapishanesi dâhil Halep şehrinin tamamını cihatçılardan kurtardı. 

Temmuz 2014’te El Kaide’nin Colani komutasındaki Suriye kolu El Nusra Cephesi, hem Hama şehrini ve Hama Hava Üssü’nü hem de Hıristiyan şehri Maharda’yı tehdit eden büyük bir saldırı başlattı.

S. Hasan Ağustos sonunda, cihatçıların saldırılarını geri püskürtüp, tüm kazanımlarını tersine çevirdi.

İsyancıların elinde bulunan bölgelere girdi, kalelerini ve stratejik Morek kasabasını geri aldı.

7 Ağustos 2015’te isyancıların hükûmete ait bir askeri kampa düzenlediği havan topu saldırısında yaralandı. 

Albay S. Hasan, 31 Aralık 2022’de Tuğgeneral rütbesi aldı; 9 Nisan 2024’te Suriye Arap Ordusu Özel Kuvvetler Komutanı olarak atandı.

Beşar Esad ile birlikte üst düzey yetkililerin, mesela Putin ile Rus generallerin Suriyeli meslektaşlarıyla yaptıkları toplantılara katılabiliyordu.

Bu yüzden olacak ki, HTŞ’nin tayin ettiği cihatçı komutan Lazkiye valisi, “Kolluk kuvvetlerimizle şu anda Alevi bölgelerindeki çatışmalarda elebaşı rolündeki cani Suheyl Hasan’ın peşine düşmüş vaziyetteyiz. O ve arkasındaki Rusya’nın bu hadiselerde parmağı vardır…” diyerek Alevilere yönelik katliamların üstünü örtme gayreti içine girmişti. 5


Milis Komutanı Miqdat Futeyhe 

Esad’ın gitmesinden sonra HTŞ yönetimine ilk başkaldıran kişidir.

Eski rejimin milis başıdır. Aslında kendisine milis yerine tetikçi ve yok edici demek daha doğru. 

Futeyhe, nizami ordu dağıldıktan sonra silahını teslim etmeyi reddederek kendisi gibi silahlı grupların başına geçti.
 

Eski rejimin milis komutanı Miqdat Futeyhe, Lazkiye bölgesinde silahlı eylem yapıyor
Eski rejimin milis komutanı Miqdat Futeyhe, Lazkiye bölgesinde silahlı eylem yapıyor

 

İç savaş döneminde muhalif sivillere ve masum insanlara yönelik şiddet ve vahşetiyle nam salmıştı.

Bu hususta epey sabıkası olduğu söylenir. 

Gelişmiş kol ve göğüs kaslarıyla dimdik ayakta durup namlusunu HTŞ unsurlarına çevirdi.

Ara sıra mağaralarda, kimi vakit gözden ırak tarla veya sapa yollarda maskeli dolaşmasıyla dillere destan oldu.

Kol gezdiği veya arabayla geçtiği uygun yerlere tuzak kurması ve pusu atması da kulaktan kulağa fısıldanıyor. 

Tevatüre göre:

Kendisini takip eden Şam yönetimi asayiş ve kolluk kuvvetlerine yönelik eylemlerinden ötürü “en çok aranan kişi” konumuna geldiğinden kimseye eyvallahı yokmuş.

Önüne çıkan üniformalıya basıyormuş kurşunu veya atıyormuş bombayı, kuruyormuş bubi tuzaklı patlayıcıları.

Derken tek at tek mızrak misali vur-kaç taktiği yetersiz kalınca da kendisi gibi firari milisleri çevresine toplayıp eski tabirle çeteler kurmaya başlamış. 

Kimi hukukçulara göre; onun yaptığı zulmün ve işlediği suçların; ölüm, işkence, taciz ve tecavüzün haddi hesabı yokmuş.

O kadar zalimmiş ki, işlediği insanlık dışı suç ve muamelelere karşı çıkan Alevilere (ki kendisiyle aynı inancı taşıyorlar) bile kötü davranıp eziyet işkence ediyor veya hesabını bir kurşunla görebiliyormuş. 

Ne yazık ki onun yapıp ettiği kötülüklerin bedelini, şimdi de HTŞ cihatçıları Alevilere ödetiyor.

Lazkiye Valisi Muhammed Osman’ın independent arabia gazetesine verdiği demece bakılırsa Miqdat Futeyhe’nin başını çektiği gruplar dağ, tepe, vadi ve orman gibi alanlarda sürekli dolaşıp yer değiştirebiliyorlar.

Yeni yönetimin emrindeki Suriye TV kanalına inanılırsa Miqdat, coğrafyayı iyi bildiğinden Suriye ile Lübnan sınır boylarında rahatça dolaşmakta; bazen bu geçeye bazen de öbür geçeye gidebilmekteymiş.

Kamuflaj elbisesi bilhassa HTŞ’nin kolluk kuvvetlerininkinin aynısıymış.

Taşıdığı gelişmiş silah ise eski Suriye ordusunun envanterinde bile yokmuş.

Bu da onun dışarıdan bir yerlerden yardım aldığının deliliymiş!

Miqdat’ın propagandasını yapanlara veya hakkında maksatlı yayılan söylentilere bakılırsa; o ve komuta ettiği özel tim El Dali köyüne saldırarak bin kişiyi katletmekle kalmamış; bazı aileleri de rehine almış.

Video eğer düzmece ve sahte değilse, aynı timin katlettiği kadın ve çocuklar ile yaktıkları evlerin görüntülerini kaydetmişler.

Eylem sırasındaki biricik talebi şuymuş:

HTŞ’ye bağlı kolluk kuvvetleri ve operasyon birimleri derhal mıntıkadan çekilmelidir.


Hayalet savaşçı veya terminatör izlenimi veren Miqdat’ın elden ele dolaşan sadece iki fotoğrafı varmış. 6

 

 

Kaynakça:

1. https://turkish.aawsat.com/opinion/5137136- , Mişari Zeydi, 28 Nisan 2025.
2. رامي مخلوف يحمّل "غياث دلا" أحد ضباط الأسد مسؤولية أحداث الساحل, 9 Mart 2025.
3. “Tous les chemins menent a Damas”, 29 Eylül 1986. https://www.aljazeera.net/encyclopedia/2025/3/7/. https://www.alarabiya.net/arab-and-world/syria/2025/03/07/. https://aawsat.com/519380/, 8 Mart 2025. Fransız Le Point dergisi, https://www.independentarabia.com/node/619298/, Mustafa Rustem, 8 Mart 2025.
4. https://blacklist.pro-justice.org/ar/criminal/. https://www.alhurra.com/syria/2025/03/07/. https://www.alaraby.com/news/, 7 Mart 2025.
5. https://www.independentarabia.com/node/619539/, Sawbana Mehana, 13 Mart 2025. https://ar.wikipedia.org/wiki/ سهيل سلمان الحسن, maddesi.
6. https://x.com/IndyArabia/status/1900854545732755660, Mustafa Rustem, 15 Mart 2025.

*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU