Silahların gölgesinde

Gürsel Tokmakoğlu Independent Türkçe için yazdı

Görsel: Eastspring

II. Dünya Savaşı Zaferi’nin 80. yıldönümü münasebetiyle yapılan kutlamalara iştirak etmek için Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Xi Jinping Moskova’da Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin’in konuğuydu. 

Dünya Savaşı ile ilgili zaferi kutlamaktan gelecekteki dünya savaşını engelleme çabası içinde olmaya veya tam tersi, olmamaya!

Her ne kadar taraflar tarihten ve gelecekten söz ediyor olsalar da aslında tırmanan “uluslararası ve küresel sorunlara çare arayan iki başat güç” liderinin bir gövde gösterisini izler gibiydik.

Hem dünya kaotik bir atmosfere hızla sürükleniyor hem de barış arayışları söz konusu…

Rusya halen işgalci pozisyonunda ama sanırım Putin, şunu söylemek istemiş olabilir veya Xi benzer biçimde anlamış olabilir: II. Dünya Savaşı’nda 27 milyon kaybımız var.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bu düzeni kurarken en fazla Ruslar özveride bulundular. Ama şimdi Batı dünyası, Atlantik tarafındakiler, Rusları düşman ilan ettiler. Ben de mecbur kaldım ve Ukrayna için savaştım…

Ama tarihi bilenler için açıklanabilir, II. Dünya Savaşı sonrasında Stalin’in diktatörlüğüne maruz sadece Rus vatandaşlarının ölümü, resmi kayıtlara göre 3 milyona yakın.

Demek ki gücü kullanmak ve ideolojik yol yürümek elde silahla gezmek demek.

Bunu her ki taraf da biliyor, Batı da Doğu da. Retorik ve propaganda ise işin süslü tarafları.

1966, Kızıl Ağustos, Maocular evlere girip 100 binden fazla insanı katlediyorlar...

Ne için? Devrim! Hangi devrim bu? O dönemki devrim.

1972 sonrası düzenlemelerinki değil.

Bugün Çin Komünist Partisi “devlet kapitalizmi” ile işliyor.

Sermaye nasıl oluşturulur, nasıl geliştirilir?

Başka bir dünyada mıyız biz?

Henry Kissinger yaşasaydı da bize Mao Zedong’u, Jiang Zemin’i, hatta Xi Jinping’i anlatsaydı!..

Politika güçlü olmak içindir! 

Politika zamanın icaplarına uygun savunulan bir dalı mutlaka bulur ve insanlara bunun faziletlerini anlatır.

Daha Ukrayna Savaşı başlarken her iki lider Pekin Kış Olimpiyatları münasebetiyle birlikte oldular ve sonraki çabaları bir “stratejik işbirliği” halinde açıklandı.

Öte yandan bugünlerde dünya çok kritik bir atmosferde, Hindistan ve Pakistan bir sınama içerisinde.

Bunun bir ucu da Hint-Pasifik gerginliği ve Tayvan sorunu ile birleşiyor. 

ABD’nin yapmak istediği açık: Çin’i köşeye sıkıştırmak! 

Hatta ABD açık açık Çin’i öncelikli rakip olarak görüyor ve tüm çabalarını buna odaklamış halde. 

Neredeyse Xi Jinping stratejik avantajı elde etme noktasında!

Öyle bir ivme yakaladı ki, şu an Donald Trump’ın her yapıp ettiğiyle, bir yandan Vladimir Putin’in ekmeğine yağ sürüyor, diğer yandan Xi Jinping’e kendi propagandasını yapabilmesi ve küresel hedeflerine ulaşabilmesi için elverişli şartları sunuyor.

Ben bu sürece “silahların gölgesinde” diyorum. 

Soğuk Savaş sonrasından bugüne baksak değişmez, savaşlar dünyaya alabildiğine bir baskı yarattı.

Silahlanma süreci alabildiğine arttı. Şimdiden Avrupa kendi ordusu için çalışmaya başladı.

Hemen herkesin elinde silah var. Ülkelerin orduları, kimilerinin terörist dediği kesimler, gerçek terör örgütleri ve çıkar grupları, ama neticede gerginlik hat safhada.

Yeni kümeleşmeler nereye gider?

Atlantik Paktı’na karşı bir başka askeri pakt kurulur mu, göreceğiz. 

Xi Jinping, madem öyle ben de silahlanırım diyor ve projelerini aralıksız sürdürüyor.

Amacı: 2027’den itibaren ABD ile baş edebilmek noktasına gelmek için bütünüyle askeri kapasitesini gerçekleştirebilmek.

Hatta ticari konuları, gümrük tarifelerini, doları da silah gibi kullanan bir ABD yönetiminden söz etmeliyiz. Bu da uluslararası sistemi yerinden oynatmakta.

Çin’i bu uluslararası sistem ve küresel liberal kapitalizm zengin etti, öyle veya böyle! Şimdi bu düzenin devamını istemekte haklı olmalı.

Teknoloji: Çok üst seviyedeki gayretlerle, büyük bir üstünlük mücadelesine altyapı sunmaya gayret ediyor. 

Çin teknolojide ABD’ye kafa tutar güce ulaştı.

İşte genel durum bu şekildeyken, Xi ve Putin, Moskova’da, “Yeni Dönemde Çin-Rusya Kapsamlı Stratejik Koordinasyon Ortaklığı’nın Daha da Derinleştirilmesine Dair Çin Halk Cumhuriyeti ile Rusya Federasyonu Arasındaki Ortak Bildiri”yi imzaladılar.

Xi Jinpin, Moskova’da neler söyledi, kısaca göz atalım.

Çin, II. Dünya Savaşı tarihiyle ilgili gerçeği cesurca savunma konusunda görev bilincine sahip, dünyanın önde gelen güçlerinden ve BM Konseyi'nin daimî üyelerinden biri olarak Rusya ile birlikte özel sorumluluğu ortaklaşa üstlenmeye isteklidir. BM'nin yetki ve pozisyonlarını gözeterek, devletlerimizin ve tüm gelişmekte olan ülkelerin çıkarlarını ve haklarını kararlılıkla savunuyoruz ve birlikte eşit ve düzenli çok kutuplu bir dünya ve kapsayıcı, erişilebilir ekonomik küreselleşme oluşturuyoruz.


Biraz idealist yaklaşım gibi geldi bana. Bu bilinen propaganda dilidir.

Ama yine de dile getirilen “biz” yaklaşımı dikkat çekiyor, burada “Rusya ve Çin ortaklığını” işaret ediyor.

Elbette sadece bu iki başat güç de değil, onunla birlikte hareket eden veya edebilecek ülkeler…

Net olan husus: Bu perspektif Batı’ya önemli bir mesaj veriyor.

Xi’nin açıklamalarında şu husus öne çıkıyor:

Tarihte, kederde birleşmek ve stratejik konularda derinleşmek…
 


Xi, konuşmalarında, küresel çapta çığır açan ve tarihi değişimler karşısında Çin ve Rusya'nın ikili ilişkilerin yönünü ve insani kalkınmadaki hâkim eğilimi kararlılıkla kavramaları, cesaret ve inançla adım atmaları, kapsamlı koordinasyon içinde olmaları ve birbirlerinin kalkınmasına ve canlanmasına yeni ve daha büyük katkılarda bulunmaları, küresel adalet ve hakkaniyeti savunmaları gerektiğini kaydetti.

Xi şöyle söyledi:

Uzun yıllardır süregelen dostluğu sürdürmek, zorluklar ve sıkıntılar karşısında güçlenen gerçek dostlar olmak, karşılıklı yarar ve kazan-kazan işbirliğini hedeflemek, birbirimizin başarısına yardımcı olan iyi ortaklar olmak, adaleti ve hakkaniyeti korumak, uluslararası düzenin savunucuları olmak, küresel yönetişimin iyileştirilmesinde yan yana çalışmak ve öncü olmak önemlidir.


Xi yaptığı açıklamada, Çin ve Rusya'nın işbirliğinin genel yönüne sadık kalması, dış müdahaleleri ortadan kaldırması ve işbirliği için daha sağlam bir temel ve daha güçlü bir ivme sağlaması gerektiğini vurguladı.

Xi ne mesajlar veriyor? 

  • BM üzerinden bir açıklama yapıyor ve uluslararası sistemin savunucusu.
  • Eşit ve düzenli çok kutuplu dünya kurgusu var.
  • Kapsayıcı, erişilebilir ekonomik küreselleşme çabası var.
  • Küresel adaleti ve hakkaniyeti savunmak.
  • Adaleti ve hakkaniyeti korumak, uluslararası düzenin savunucuları olmak, küresel yönetişimin iyileştirilmesinde yan yana çalışmak ve öncü olmak.
  • Dış müdahalelerin ortadan kaldırılması için Rusya ve Çin işbirliği.

Bütün bunlar güzel sözler. Batı Kapitalizmi hem içinde hem karşısında nereye oturtulabilir, takdiri size bırakıyorum.

Benim uzunca süredir eleştirdiğim bir Çin var. Her şey tamam ama, hukuk ne olacak, diye soruyorum.

Adil bir dünya derken, kendi hukukunu tayin diye bir konudan mı söz edeceğiz, yoksa evrensel hukuk kurallarından mı?

Çin’i çok yazdım. Hatta izlenimlerimden de bahsettim. 

Bugüne dek öğrendiğim şu: Dünya işlerinde haklılık bile inşa edilen bir yapıdan öte değil; bazen sert gücü, bazen de yumuşak gücü kullanırsınız. Asıl tarif akıllı güç oldu. Her neyse… 

Avrasya’nın elleri silah tutan iki otokrat lideri, II. Dünya Savaşı sonrası kurulan düzeni savunuyorlar, ama bu düzenin ABD önderliğinde ve fakat kapitalist güç tarafından kurulduğunu bilmeyen yok!

İşte bu asırda ve bu çelişki insanlığın mecburi istikamet oku şeklinde olmamalı… 

Yoksa Rusya ve Çin liderleri olası bir savaşı engellemek istiyorlar da bunu biz mi kaçırıyoruz?

 

 

*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU