DEVA Partili Ekmen'den, İmralı süreci yorumu: İkinci yüzyılın yönünü belirleyebilecek bir eşik olabilir

Ekmen, yaptığı açıklamada, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 'Terörsüz Türkiye' çağrılarıyla yeni bir dönemin kapısının aralandığını belirtti

Fotoğraf: ANKA

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmen, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Terörsüz Türkiye” çağrısı ile başlayan süreci değerlendirirken, Türkiye siyasi tarihinde yepyeni bir sayfa açıldığını vurguladı: “Bu süreç, ikinci yüzyılın yönünü belirleyebilecek bir eşiktir.”

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Ekmen’e göre, Bahçeli’nin yaptığı çağrılarla birlikte şekillenen yeni dönem yalnızca Kürt meselesinde değil, Türkiye’nin demokratikleşme ve siyasal yeniden yapılanma hattında da kritik bir fırsat doğurdu.

Türkiye’de barış arayışlarının devlet aklıyla buluştuğu her teşebbüs tarihi fırsatlar barındırmaktadır. Bahçeli’nin çağrısı ile birlikte artık bir yol haritasına dönüşen süreç de tam da bu bağlamda, ikinci yüzyılın yönünü belirleyebilecek bir eşik olabilir.

“Bu süreç, tarihe yazılacak bir girişimdir”

Ekmen, 1 Ekim 2024’te TBMM’de MHP Lideri Bahçeli’nin DEM Parti sıralarına uzattığı eli, tarihi bir kırılma noktası olarak nitelendiriyor:

Öcalan’a, örgütüne silah bıraktırma yönündeki çağrısıyla gelişen süreç, amaçları ve yöntemi açısından tarihi bir girişimi temsil etmektedir. Yüz yıllık devlet geleneğine eş, kırk yılı aşkın bir sorunun çözülmesi sadece iç barışı değil, Türkiye’yi ekonomik ve diplomatik olarak da ileriye taşıyacaktır.

Ekmen’e göre bu süreç, hem uluslararası örneklerle örtüşmeyen atipik bir barış çabası hem de Türkiye’nin geçmişteki çözüm girişimlerinden ayrışan “kendine özgü” bir yapı sergiliyor:

Bu özgünlüğün en önemli sebebi, sürecin bizzat Sayın Bahçeli tarafından sahiplenilmesi ve sistematik biçimde yapılan açıklamalarla diri tutulmasıdır.

“Bahçeli, sadece süreci başlatmadı; ona meşruiyet de kazandırdı”

Ekmen’e göre sürecin dikkat çekici yanı yalnızca beklentiler değil, aynı zamanda kullanılan yöntem ve aktörlerin pozisyonu. Özellikle Bahçeli’nin pozisyonu çok yönlü anlamlar taşıyor:

Bahçeli’nin sürece dair kurduğu dil, yaptığı çağrılar ve sürdürdüğü ısrar, yalnızca MHP’nin klasik pozisyonu açısından değil, ittifakın tarzı siyaseti açısından da şaşırtıcı niteliktedir. Süreci sadece kamuoyuna mal etmemiş, hasta yatağından yaptığı müdahalelerle adeta katalizör olmuştur.

Bahçeli’nin sadece devlet aklı açısından değil, milliyetçi taban ve Kürt toplumu nezdinde de sürece güven aşıladığını ifade eden Ekmen, şu dikkat çekici cümleleri kuruyor:

Sayın Bahçeli sürecin felsefesini inşa etmiş ve sadece Türkler değil, Kürtler nezdinde de sürecin meşruiyetini, kredibilitesini sağlamıştır. Özellikle DEM Parti’ye yönelik mesajları ve ‘garantör’ gibi pozisyon alışı, sürece önemli bir zemin kazandırmıştır.

“Reform çağrısı sistemin kendisini dönüştürebilir”

Ekmen, Bahçeli’nin çağrısını yalnızca bir güvenlik söylemi olarak değil, siyasal sistemin reforme edilmesine dair bir paradigma değişimi olarak yorumluyor:

Bahçeli’nin önerdiği reform çerçevesi, yalnızca çözüm sürecinin sağlıklı neticelenmesinin değil, Türkiye’nin içinde bulunduğu çok katmanlı krizden çıkışın da anahtarı olabilir. Başkanlık sisteminin hastalıklarından arındırılması, onun bu sistemin kurucularından biri olarak yapacağı büyük katkıdır.

DEVA Partisi'nin temel tercihi parlamenter sisteme dönüş yönünde olsa da, Ekmen'e göre ittifak açısından yapılacak bir sistem içi reform bile Türkiye'yi büyük ölçüde rahatlatabilir.

“Bu, siyasetin ezberlerini bozan bir eşiktir”

Mehmet Emin Ekmen, konuşmasının sonunda sürecin daha çok tartışılmasını, siyasetin ve medyanın gündemine taşınmasını gerektiğini savundu:

Barış kelimesinin adeta yasaklı olduğu, telaffuz edilmesinin bile siyasi risk sayıldığı bir dönemde Sayın Bahçeli’nin bu kadar açık ve net tutum alması başlı başına kıymetlidir. Bu nedenle süreç neye evrilecek kesin olarak bilemeyiz ama devlet aklıyla buluşan her barış teşebbüsü tarihi fırsatlar doğurur.

Ekmen, sözlerini partisel kimliğinden bağımsız, “bir barış gönüllüsü” olarak bu açıklamaları yapmak istediğini özellikle belirtti.

DAHA FAZLA HABER OKU