General Hamideti'nin çarşamba akşamı yaptığı konuşma, yurt içi ve dışındaki izleyicilerin yanı sıra yerel, bölgesel gözlemci ve analistler ile savaşın tarafları ve savaşa katılan güçlerden de büyük ilgi gördü.
Savaş kampının bazı kesimlerinden gelen konuşmanın dikkate alınmaması yönündeki çağrılara ve artık önemli olmadığı iddiasına rağmen, konuşmaya verilen tepkiler yüksek bir izlenme ve takip oranına ulaştığını kanıtlıyor.
Konuşmanın sosyal medyada yayınlanmasından birkaç dakika sonra, platformlar ve siteler, Hamideti’nin konuşmasını kesinlikle farklı yetenek ve imkanlara sahip, okuma ve analiz etme girişimleri ile doldu.
Bazıları destekçi veya düşman önyargılı bir tavırla ve önceden hazır bir ajanda ile konuşmayı analiz etmeye giriştiler.
Ancak pek çok kişinin doğrudan veya dolaylı olarak dillendirerek fikir birliğine vardığı ve mutabık olduğu bir nokta vardı, o da Hamideti'nin hayatta mı olduğu yoksa öldüğü mü ile ilgili soru işaretlerinin ya tamamen ortadan kalktığı ya da yok olduğudur.
Eskiden bir konuşmadan sonra sosyal medyada onun yaşayıp yaşamadığı ile ilgili tartışmalar ve çekişmeler patlardı ve insanlar yeniden yapay zekâ ve robotlardan bahsetmeye başlarlardı.
Bu sefer rakipler, düşmanlar, taraftarlar ve tarafsızlar sözlerine konuşanın Hamideti olduğunu vurgulayarak başlayıp, daha sonra konuşma hakkındaki tutumlarını belirttiler.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Bu fikir birliğine katkıda bulunan husus, belki de bu kez Hamideti'nin okumakta zorlandığı fasih Arapça ile yazılan katı konuşmalardan vazgeçmesi ve bunun yerine kendisinin basit, düzensiz ve bazen de karmaşık olan konuşma üslubunu tercih etmesi olabilir.
Bu sayede Sudanlılar onu tanıdılar ve kanıyla canıyla o olduğunu söylediler.
İnsanlar konuşmanın özeti ve anlamı konusunda fikir ayrılığına düştüler, bazıları bunun bir yenilgi ve teslimiyet açıklaması, Hızlı Destek Kuvvetlerinin (HDK) gücünün zayıfladığının ve gerilediğinin kanıtı olduğunu söylemeye çalıştı.
Ama gerçek şu ki, HDK’nin sahadaki durumuna ilişkin farklı değerlendirmeler bir yana, son konuşma, savaşın başlangıcından bu yana yapılan en tehlikeli konuşmalardan biri.
Hamideti, bir grup küçük köy gibi görünse de stratejik öneme sahip yolların buluşma noktası olan Cebel Muya bölgesinde güçlerinin yenilgiye uğradığını itiraf etti.
Ancak bu noktadan sonra tutumunu açıklamada yeni bir aşamaya geçti ve alışılmadık veya kendisinin daha önce kaçındığı kabileci ve bölgeci bir söylemi benimsedi.
Daha sonra İslami Hareket ve askeri liderlikten adlarını bizzat andığı belirli kişilere karşı bazı suçlamalarda bulundu.
Önümüzdeki günlerde askeri maceralar şeklinde yansıyabilecek yoğun bir öfkeyi dile getirdi. Ardından bazı bölgesel ve uluslararası güçlere karşı tutumunu gizleyen ihtiyatlı tavrından kurtuldu.
Mısır'ı kendisine karşı yürütülen savaşa katılmakla suçlarken, bazı bölgesel ve uluslararası güçleri de eleştirdi.
Bu kesinlikle bir teslimiyet söylemi ve bir yenilgi açıklaması değil, belki bazılarının arzusu bu ama arzulara güvenilerek doğru okuma yapılamaz.
Konuşmayı, sahadaki durumu karmaşıklaştıracak ve sivil halkın acılarını artıracak büyük askeri, hatta intihar operasyonları izleyebilir.
Kabileciliği ve etnikçiliği seferber etme ivmesi de mevcut tehlikeli koşulları büyütecek derecede artacaktır.
Özellikle müzakere ve barışa dair herhangi bir işaretin olmayışı, siyasi veya idari bölünmenin habercisi olan daha büyük bir toplumsal bölünmeye yol açacaktır.
Hamideti’nin Mısır'ı Hava Kuvvetleri aracılığıyla savaşa katılmakla suçlaması, HDK’nin bölgesel ve uluslararası ilişkilerinde bir dönüm noktasını temsil ediyor.
Geçiş dönemi boyunca Burhan'ı destekleyen Mısır'ın rolüyle ilgili Hamideti'nin çekinceleri hep oldu, ancak onunla doğrudan bir çatışmaya girmek istemedi ve belki de bunu yapamayacak bir durumda.
Çatışma savaşın başlangıcında Mısır kuvvetlerinin Maravi askeri üssündeki varlığıyla bağlantılıydı ve bu, Mısırlı askerlerin esir alınması, ardından ülkelerine iade edilmesiyle sonuçlanan, bilinen bir hikâye.
Hamideti, Mısır'ın Burhan'a verdiği destekten özel görüşmelerde şikâyet etmeye devam etti, ancak aynı zamanda Mısır ile bağını korumaya devam etti ve son konuşması dışında onu açıkça eleştirmedi.
Ancak Hamideti şimdi Mısır’ın muharebeye katıldığından ve Hava Kuvvetleri’nin sortiler yaptığından bahsediyor; bu, delil ve kanıt gerektiren bir iddia ve kendisi henüz bunu sunmadı.
Her iki tarafta da askeri gerilimin arttığı, barış ve müzakere çağrılarının azaldığı, bölgesel ve uluslararası taraflarla ilişkilerin karmaşıklaştığı, Mısır- Eritre- Somali’nin yeni bir bölgesel eksen olarak ortaya çıkmasıyla birlikte belki de ittifakların değiştiği yeni bir dönemle karşı karşıyayız.
Bunları, başkanlık seçimlerinin son aşamasına girerken Amerikan rolünün içe kapanması ve uluslararası toplumun Lübnan ve Gazze'deki olaylarla meşgul olmasıyla birleştirirsek, Sudan, medyanın büyük ihmalinin ortasında korkutucu bir aşamayla karşı karşıya kalacaktır.
Savaş karşıtı blok yeni bir strateji ve sloganlarla, sahadaki eylemlerle, büyük bir bölgesel ve uluslararası aktivizmle harekete geçmezse, başka hiçbir taraf bunu yapamayacak ve Sudan, savaşın taraflarından birinin ganimeti haline gelecektir.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.