Rus basınında Gazze savaşı: "Batı Şeria İsrail'e karşı yeni bir cephe oluşturabilir"

Gazze savaşının 162. gününde Rus basını gelişmeleri nasıl görüyor?

Görsel: İzvestiya

Independent Türkçe için 15 Mart Cuma günü Rus basınında yer alan haber ve analizleri derledik:

Gazze savaşının 162. gününde Rus basını gelişmeleri nasıl görüyor?


TASS:
 

 

Netanyahu'nun ofisi, Hamas'ın rehine anlaşmasına ilişkin yeni tutumunun gerçekçi olmadığını söyledi

 Açıklamada ayrıca 15 Mart'ta askeri ve güvenlik kabinelerine bu konuyla ilgili güncel bilgilerin verileceği belirtildi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi tarafından yapılan açıklamada, "Radikal Hamas hareketinin rehinelerin serbest bırakılması anlaşmasına ilişkin tutumu gerçekçi değil" denildi.

Kan radyosunun haberine göre, Hamas hareketi perşembe günü akşam saatlerinde Katarlı arabuluculara kendi talepler listesini sundu. Güya belgenin İsrail adına görüşmeler yürüten ekibe İsrail askeri kabine toplantısından sonra sunulmasından dolayı bakanlar cuma günü yeniden bir araya gelecek. Belge içeriğinden haberdar olan kaynak Hamas’ın pozisyonunda "olumlu ilerleme" olduğunu ve "anlaşmanın imzalanabileceğini" belirtti. Kan'ın haberinde İsrail'de 'ihtiyatlı iyimserlik' hakimken Katar'ın Hamas’a yaptığı baskının önemi kabul ediliyor.

Perşembe günü Tel Aviv'deki Savunma Bakanlığı binasında, Gazze'deki rehinelerin aileleriyle bir araya gelen Netanyahu "İlk kez Katar'ın Hamas’a baskı yaptığını gördüğünü" belirtmişti. Başbakanın sözlerine göre Katar Hamas’a "Kendisini paradan mahrum edeceğini" söyledi. Hükümet başkanı bu buluşmaya kadar anlaşmanın ilerletilmesine ilişkin Hamas’tan gerçekçi bir önerinin gelmediğini ifade etti.


İzvestiya:
 

 

"Batı Şeria İsrail'e karşı yeni bir cephe oluşturabilir"

Hamas Politbüro Başkanı Danışmanı Tahir El Nunu, Netanyahu'nun inatçılığı, Gazze Şeridi'ndeki Rus rehineler ve Filistin ulusal birliği hakkında görüşlerini İzvestiya'ya açıkladı

"İsrail tarafının oluşturduğu engellerden dolayı biz görüşmelerde kayda değer ilerleme sağlayamadık: Bilindiği üzere bizim taleplerimiz tam kapsamlı bir ateşkesin sağlanması, mültecilerin Gazze Şeridi'nin Güneyinden Kuzeyine geri dönmesi, Gazze Şeridi arazisinde İsrail birliklerinin bulunmasına ve Gazze'nin bölünmesinin kabul edilemezliği. Bu maddelerin kabul edilmemesi durumunda hiçbir anlaşma olmayacak. Ancak İsrail dik başlılığı sürdürüyor."

***

"Filistin halkının birliği bizim için anahtar bakış oldu ve olarak kalıyor. Bu, özgürlük süreci için en önemli maddelerden biridir. Hamas olarak biz şimdiye kadar ulusal özgürlük yolunda olduğumuzu düşünüyoruz ancak, bunun için Filistin'in diğer tüm siyasi güçlerinin genel anlaşma için girişimlerini birleştirmesi gerekir. Biz bakışımızı El-Fetih ve Filistin Özerk Yönetimi'ne ulaştırmaya çalışıyoruz. İki önemli ilke üzerine oturacak genel koşulu kabullenmemiz gerekir: Dayanışma ve demokrasi. Filistin halkının kendi temsilcilerini seçimler yoluyla belirlemesi gerekir."

***

"Özgürlük Filistin konusunda mücadele edenlerin tartışmasız hakkıdır, herkesin serbest bırakılması gerekir...Ancak biz daha İsrail ile isimlerin müzakeresi aşamasına gelmedik."

***

"Gerçekten Ansar Allah ile Al Kassam arasında işbirliği var, bu konuda biz tam anlaşmaya vardık, talepleri ve kriterleri de doğrudan kendi aramızda anlaşarak yerine getireceğiz."

***

"Kuşkusuz, İsrail'e daha fazla baskı yapmak amacıyla Batı Şeria yeni bir cephe oluşturabilir. Bu, Gazze Şeridi'ndeki askeri hareketlere olumlu yansıyacak ve haliyle topraklarımızın işgaline karşı mücadelede ve Bağımsız Filistin Devleti'nin kurulmasında rol oynayacaktır. Filistin Otonomisi’nin her bir askeri kalkışmaya karşı İsrail ile imzaladığı güvenlik anlaşmasına sadakat içinde olması acı bir esef doğuruyor. Abu Mazen direnişin her türlüsüne karşı. Kendi tarafımızdan ise biz bunu yanlış ve hatta aşırı hatalı buluyoruz. Bu tutum Filistin'de mevcut olan tek ulusal bakışı yansıtmıyor. Özellikle Filistin Ulusal Konseyi(parlamentosu) İsrail ile güvenlik anlaşmalarının sonlandırılmasını istedi. Ancak Özerk Bölge'nin kendi güvenlik servisi alınmış kararlara ve kolektif iradeye uymayarak kendi yıkıcı faaliyetlerini sürdürmekle direnişin ateşini söndürmeye çalışıyor."


Kommersant:

Elnar Baynazarov'un haberi özetle şu şekilde:
 

 

ABD Husilere İran üzerinden yaklaşıyor

Medya, Washington ve Tahran arasında gizli dolaylı temasların olduğunu bildirdi

ABD Yemenli Husilere sadece askeri değil diplomatik yolla da etki yapma girişiminde bulunuyor. Financial Times gazetesine göre geçen ocak ayında İslam Cumhuriyetinin Yemenli asilere etkide bulunarak onları Kırmızı Deniz'deki gemilere saldırılardan vazgeçmeye mecbur etmesi için Washington, İran ile gizli görüşmeler yaptı. Görüşme olayını yalanlamayan İran gündemde farklı konunun olduğunu söylüyor. İslam Cumhuriyeti Yönetimi "Bölgede direniş grubunun Tahran'dan talimatlar almadığını" ifade ediyor. Ancak olgular İran'ın her şeye rağmen kendi vekalet güçleri üzerinde az söz sahibi olmadığını gösteriyor.

Adının açıklanmasını istemeyen ABD'li diplomat FT'ye verdiği bilgide bölgede halihazırda yaşanan istikrarsızlığın 'baş mimarı' olarak Washington, Tahran'ı gördüğünü ifade etti.

İran yönetiminin resmi çizgisi Yemenli asilerin serbest politika yürüttüğü yönünde.

Bu konudaki temasların diğer konularda pazarlık yapması için İran'ın eline geçen baskı unsuru sayılabilir. Tavizlerden biri Güney Kore'de dondurulmuş İran hesapları üzerinden yaptırımın kaldırılması olabilir. Geçen eylül ayında Tahran ve Washington esirlerin takası ve İran varlıklarının üzerinden yaptırımların kaldırılması konusunda anlaşmışlardı. Paraların Katar'daki hesaba aktarılmasına rağmen Gazze'de savaşın başlamasından dolayı İran'a teslim edilememişti...Bunun dışında teoride ABD bölgedeki Amerikan askeri varlığının sayısının azaltılmasını Tahran'a önerebilir.

Her ne olursa olsun Husiler sadece saldırılarını güçlendirmeyi düşünüyorlar. Örneğin 10 Martta Harekat'ın dövüşçüleri İsrail'in Güneyine girerek Dimona kentini ele geçirmenin imitasyon talimini yaptılar.Harekat'a yakın bir kaynağın verdiği bilgiye göre hızı 10 bin kilometreye ulaşacak sesten daha hızlı füzenin deneme atışını gerçekleştirdi.


Детали (Detaylar):
 

 

Ramazanın ilk cuması: Kudüs'te güvenlik alarmı artırıldı

Ramazan ayının ilk cuma günü olan 15 Mart'ta Kudüs'te güvenlik yüksek alarma geçirildi; Kudüs genelinde 3 binden fazla polis memuru ve şehrin çevresinde altı Sınır Polis Güçleri (MAGAV) birliği görev yaptı. Sabahtan 16.30'a kadar Eski Kent'i çevreleyen sokaklar kapatılacak. 

MAGAV'dan verilen bilgide, ülkeye illegal girişlerin engellenmesi ve girmeye çalışanlara yardım girişiminde bulunanların gözaltına alınmasına odaklanılacağı ifade edildi.

MAGAV şimdiye kadar ülkenin tüm bölgelerinde yasadışı giriş yapmaya çalışan 2000 kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU