Arap Birliği İsrail dezenformasyonuna karşı iletişim birimi kuruyor

Medya Karşıtlığı: Medya, İsrail'in suçlarını ortaya çıkarmada nasıl katkı sağlıyor?

Riyad'da cumartesi günü gerçekleşen Ortak Arap İslam Zirvesi'nden görüntüler / Fotoğraf: WAS

Riyad'da düzenlenen Ortak Arap İslam Zirvesi, İsrail işgal kuvvetlerinin işlediği suçları belgelemek amacıyla medya izleme birimi kurma kararı aldı. Zirvede yapılan açıklamada İsrail işgaline karşı mücadele etmede medyanın rolünün önemi vurgulanarak bu kararın, Filistin haklarına destek veren uluslararası kamuoyu oluşturma çabasının bir parçası olduğu belirtildi.

Uzmanlar ve analistler, Ortak Arap İslam Zirvesi'nin aldığı bu kararı "doğru yönde bir adım" olarak değerlendirdi ve İsrail'in uluslararası medya aracılığıyla yaydığı söylemi etkili bir şekilde ele almanın önemini vurguladı. Açıklamada, İsrail’in uluslararası medya kuruluşlarını domine ederek Filistin’de yaşananların görünmez kılındığı açıklandı.

Arab Biriği ve İslam İşbirliği Teşkilatı’nın gerçekleştirdiği zirvede, İsrail işgal yetkililerinin Filistin halkına yönelik suçlarına dair delilleri belgeleyen bir medya izleme birimi kurulmasına karar verildi. Ayrıca zirvede, İsrail'in Gazze ve Lübnan'a yönelik saldırılarında uluslararası hukuka aykırı olarak kullanılan beyaz fosfor dâhil olmak üzere gazetecilerin, çocukların, kadınların öldürülmesi ve yardım görevlilerinin hedef alınması kınandı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Filistin Fetih Hareketi yöneticilerinden ve siyaset bilimi profesörü olan Dr. Cihad el-Harazin, gözlem merkezi kurma kararını "doğru yönde bir adım" olarak değerlendirdi. Harazin, "İsrail işgalinin suçlarını dünyaya aktarma ve uluslararası bir baskı oluşturmanın acil bir ihtiyaç olduğunu" vurguladı.

Harazin, İsrail'in gerçeği çarpıtma, gerçek dışı hikayeler, sahte videolar ve fotoğraflar üretme çabalarını da dile getirerek, bu çabaların daha fazla sempati kazanmak ve ‘kendilerini savunma hakkı’ argümanını meşrulaştırmak amacıyla yapıldığını belirtti.

Filistinli akademisyen ve siyasetçi, "düzenli belgeleme"nin önemine işaret etti ve bu sayede Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne gerçeklerin sunulabileceğini belirtti. Özellikle savaş, soykırım suçları ve insanlığa karşı işlenen suçlar da dahil olmak üzere uluslararası insan hakları hukukuna aykırı pek çok ihlal gerçekleştiğin belirten yetkili, Gazze’de Cenevre Sözleşmeleri tarafından koruma altına alınan sivillere yönelik ihlallerin altını çizdi. Bu ihlallere aç bırakma, dini ve sağlık kurumlarının vurulması gibi olayları örnek olarak gösterdi.

Gazze Hükümetinin açıkladığı verilere göre, İsrail'in Gazze'yi hedef alan saldırıları başladığından 7 Kasım’a kadar geçen süre içinde 49 gazeteci öldü, 33 gazeteci ise yaralandı.

Son dönemlerde, İsrail'in Gazze'ye yönelik medya savaşıyla ilgili denge sorununa birçok eleştiri gündeme geldi. Geçtiğimiz hafta, Batılı birçok medya kuruluşundan 750'den fazla gazeteci, İsrail'in Gazze'deki gazetecileri öldürmesini kınayan bir açık mektup imzalayarak, ülkelerindeki savaş haberlerinin eleştirisini yaptılar.

Washington Post gazetesinin haberine göre, bu açık mektup, "Filistinlilerin etnik temizliğini haklı çıkarmak için kullanılan insanlık dışı dilin haber yöneticilerine yüklediği sorumluluğu hatırlatıyor.”

Kahire Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Dr. Suheyr Osman, "Arap ve İslam dünyasının İsrail'in suç ve ihlallerini açığa çıkarmaya yönelik çabalarını artırmasının çok gecikmiş bir adım olduğunu" belirtti ve "medyanın uluslararası ilişkilerde ve küresel yönelimlerin şekillenmesinde önemli bir silah haline geldiğini" vurguladı.

Osman, "İsrail'in dünya genelinde medya araçlarına büyük erişimi olduğunu ve bu nedenle sıkça uydurma hikayeler yoluyla büyük kitlelere ulaşarak sempati kazandığını ve suçlarına uluslararası bir örtü sağladığını" ifade etti.

Mısırlı akademisyen, “Dijital medyanın odak noktasına konması, Batı hükümetlerinin ve İsrail yanlısı baskı gruplarının kontrol ettiği geleneksel medya ile denge oluşturmanın başarılı bir başlangıcıve büyük sosyal medya platformlarının çoğunlukla ABD merkezli olmasının Filistin hikayesinin dünya geneline ulaşmasını engelleyen kısıtlamaları aşma girişimidir” dedi.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

 

Şarku'l Avsat'ın haberlerine ulaşmak için tıklayın

DAHA FAZLA HABER OKU