Seçim sonrası Türk ekonomisi: Gül bahçesi mi aynı filmin tekrar mı?

Yabancı ekonomistlere göre Türkiye'de iktidarın değişeceğine yönelik "umut", Batı'da hissedilenden daha fazla. Muhtemel bir değişimde ise politikaların iyileşmesi konusunda beklenti yüksek. Döviz kuru için biraz daha zamana ihtiyaç var

Millet İttifakı liderleri, 30 Ocak'ta Ortak Politikalar Mutabakat Metni basın toplantısını gerçekleştirmişti..  Fotoğraf: Tunahan Turhan / SOPA Images/Sipa USA

İktidar değişse de 15 Mayıs sabahı bir kilo kıyma fiyatı 300 liradan 15 liraya inmeyecek.

Sanırım bunda ve ekonomik sıkıntıların bir süre daha devam edeceğinde hemen herkes hemfikir. 

Hatta şu ara çok kullanılan popüler tabirle "ekonomik enkaz devralınacak". 

Dost meclislerindeki "seçim ne olur?", "ikinci tura kalır mı?" başlıklı her muhabbetin, "peki seçim sonrası ne olacak?" ile devam ettiği günlerden geçiyoruz. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bununla ilgili Türkiye'deki uzmanların yorumlarını dinledik, Millet İttifakı'nın yüzlerce sayfalık yol haritasını okuduk.

Peki Edirne'nin ötesinde ne konuşuluyor? Yani bugüne kadar Türkiye'yi yakından takip eden yabancı ekonomistler, kuruluşlar, yatırımcılar nasıl görüyor seçim sonrasını? İktidar değişirse ya da değişmezse nasıl bir Türkiye görüyorlar?

"Erdoğan'ın muhtemel bir zaferi, bozucu politika yapısının devam etmesiyle sonuçlanacak"

Capital Economics Kıdemli Gelişen Piyasalar Ekonomisti Liam Peach'e göre Türkiye'nin makroekonomik istikrarının seçimlere bağlı olduğunu söylemek "abartı" değil. 

Peach, Independent Türkçe'ye yaptığı açıklamada politika koyucuların, negatif reel faiz oranlarını desteklediklerini, dolarizasyonun bozulması için liralaşmaya çok fazla şekilde yaslanmış olduklarını ve liranın kaybını önlemek için yabancı para "yakıldığını" hatırlattı. 

Türkiye'nin en büyük ticaret ortakları ile çok büyük bir enflasyon farkı oluştuğunu söyleyen Peach, "Türk lirası o kadar ağır şekilde yönetildi ki şu anda normalden fazla değerlenmiş durumda" dedi. 

"Tüm bunlar Türkiye'nin dış rekabetini erozyona uğrattı ve ihracat büyümesini artırdı" diyen Liam Peach'e göre Erdoğan'ın muhtemel bir zaferi, bozucu politika yapısının devam etmesiyle sonuçlanacak. 
 

Liam Peach
Capital Economics Kıdemli Gelişen Piyasalar Ekonomisti Liam Peach/ Fotoğraf: capitaleconomics.com


Lirayı destekleyen politikalar bir süre daha devam edebilir

"Enerji fiyatlarının biraz düşmüş olması, bütçe açığını bu yıl daraltacak" diye Peach, Körfez ülkelerinden gelecek paranın da bir miktar "rahatlama" sağlayabileceğini söyledi ve ekledi: Ancak en nihayetinde sürekliliği olmayan, yüksek enflasyonu ve gelecekteki çok büyük bir kriz riskini kalıcı hale getiren politikalar izleniyor. 

Kıdemli ekonomiste göre muhalefetin zafer kazanması durumunda ise ortodoks politikalara geri dönülmesi kuvvetle muhtemel. Buna, Merkez Bankası'nın bağımsızlığının geliştirilmesi ve daha yüksek faiz oranları da dahil. 

Böyle bir senaryoda bankacılıkta daha önce uygulamaya alınan piyasa bozucu önlemlere son verileceğini aktaran Peach, lira kullanımı destekleyici bazı politikaların bir süre daha devam edebileceğini da ifade ediyor. 

Peach, iktidarın değişmesi durumunda devlet tahvillerindeki getirinin de hızla yükseleceği tahmininde bulunduklarını söyledi. "Bu, bazı finansal koşulları daraltabilir ancak enflasyonu sürdürülebilir bir seviyeye indirmek ve uzun vadede devamlı büyümeyi sağlamak için yardımcı olacak" dedi. 
 

türk lirası reuters
Fotoğraf: Reuters


2024 sonu dolar/TL öngörüsü: 32 lira

Türkiye'nin makroekonomik dengesizliklerinin giderek derinleştiğini ve bu durumu yönetmenin yıllar alacağını söyleyen Capital Economics Kıdemli Gelişen Piyasalar Ekonomisti, "Muhalefetin bunu başarmak için sert politikalar uygulamaya iştahı var mı, henüz net değil" diye konuştu ve şöyle devam etti: 
 

Yani, muhalefetin zaferi Türkiye'nin finansal piyasalarına bir canlanma getirebilir, özel sermaye akışı dalgası yaratabilir. Ancak diğer yandan bu canlanma hızlı şekilde yok olabilir. Reform süreci kararlılıkla hayata geçene kadar, Türkiye büyük yatırım akımlarının olmasında bir tereddüt yaşayabilir. 


"Buna ek olarak, Türkiye ekonomisinin, seçim sonuçlarından bağımsız olarak, lirada çok büyük bir değer kaybı olmadan dengeye gelmesi gerektiğini düşünüyoruz" diyen Leam Peach, dolar/TL'nin 2023 sonunda 26 liraya, 2024 sonunda ise 32 liraya yükselebileceğini öngördüklerini aktardı. 

Peach'e göre buradaki büyük risk, mevcut politika çerçevesinin devam etmesi durumunda liradaki her düşüşün ekonomide gerilimlere yol açacağı. Buna, bankacılık sektörü ve daha düşük büyüme dinamikleri de dahil. 

"Erdoğan tam bir seçim makinesi"

Türkiye, Rusya ve Ukrayna üzerine uzman, gelişen piyasalar ekonomisti Timothy Ash ise Türkiye seçimleri ile ilgili temkinli. 

Anketlerin yüzde 60'a yüzde 40 Kılıçdaroğlu lehine olduğunu hatırlatan Ash, "Ancak bu Erdoğan, o asla seçim kaybetmez. Tam bir seçim makinesi. Seçim kampanyası yürütmeyi seviyor, enerjik bir halk konuşmacısı ve hâlâ şapkadan çıkartacak tavşanı var var" değerlendirmesini yapıyor. 
 

Timothy Ash AA
Gelişen piyasalar ekonomisti Timothy Ash/ Fotoğraf: AA


Bugüne kadar memur maaşlarına, emekli maaşlarına, asgari ücrete zam yapıldığını belirten Timothy Ash, "Erdoğan'ın düşük faiz politikası da ekonominin kilit sektörlerine öncelikli kredi sağlamak için uygulanıyor" ifadesini kullandı. 

İsveç ve NATO krizinde de Erdoğan'ın "milliyetçi kartını" oynadığını söyleyen ekonomist, Kılıçdaroğlu'nun ise seçimler konusunda zayıf bir geçmişi olduğunu belirtiyor. 

"Eğer muhalefetin Erdoğan'ı yenmek için bir şansı varsa o da şimdidir"

Altılı Masa için "Son 21 yılda muhalefetin, Erdoğan'a karşı en büyük birleşmesi olduğu doğru" tabirini kullanan Ash, "Eğer muhalefetin Erdoğan'ı yenmek için bir şansı varsa o da şimdidir: 21 yıllık Erdoğan ve AKP yönetimi sonrası değişim için çok daha geniş bir istek var, yüksek enflasyonlu başarısız bir ekonomi modeli, değer kaybetmiş bir para birimi…" değerlendirmesini yaptı. 

Kendi blogunda kaleme aldığı yazıda 23 yıldır Türkiye'yi takip ettiğini belirten Ash, Kılıçdaroğlu'nun kazanacağını ancak bunun bir kesin kanaat olmadığını, her şeyin birkaç hafta içerisinde çok kolay değişebileceğini söyledi. 
 


"Erdoğan'ın çılgın, ortodoks olmayan para politikasını küçümseyen yabancı yatırımcılar, yıllar önce Türkiye piyasasını terk etti" açıklamasını yapan Ash, yabancıların elinde tuttuğu Türk lirası cinsinden hisse senedi ve tahvillerin değerinin 10 yıl önce 140 milyar dolarken, bugün 20 milyar dolara yakın olduğunu söyledi. 

Muhalefetin kazanmasıyla hızlı bir şekilde ortodoks politikalara geçileceğini ve 2023'ün ikinci yarısında gelişen piyasaların en iyi hikayelerinden birinin yazılabileceğini söyleyen Ash, şöyle devam etti: 
 

Türkiye'nin 50 milyar dolar üzerinde bütçe açığı, 180 milyar doların üzerinde kısa vadeli borcu, limitli bir döviz rezervi (net rezervler eski 60 milyar dolara yakın) var. 

Erdoğan'ın ortodoks olmayan para politikası, reel faizleri ciddi şekilde negatif seviyede bıraktı. Ödemeler dengesi yalnızca döviz devalüasyonları ve Katar, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Rusya gibi arkadaşlar sayesinde dengede durabildi. 

Lirayı çıpalamak ve enflasyonu durdurmak için geçen yıl otokratik rejimlerden para alınması, lirayı yeniden aşırı değerlenmiş gösterdi. Eğer Erdoğan kazanırsa, yeni döneminde ödemeler dengesini nasıl dengeleyecek? 

Genel kanı, Erdoğan'ın lirayı desteklemek için faiz oranlarını yükseltmeyeceği yönünde. Bu nedenle bana göre lira, belki de daha fazla zayıflayacak. Bu durum da yeniden makro finansal istikrar üzerinde endişeler yaratacak. 


Bilge Yılmaz, Hakan Kara, İlker Domaç isimleri öne çıkıyor

Timothy Ash'e göre ekonomi yönetimi için kamuoyunda ismi öne çıkan muhalefet temsilcileri "güvenilir, ortodoks ve piyasa tarafından biliniyor". 

İYİ Parti'den Bilge Yılmaz'ın DEVA'dan Ali Babacan ve İbrahim Çanakçı ikilisini örnek veren Ash, Merkez Bankası yönetiminde yer alması muhtemel kişiler olarak da TCMB Eski Baş Danışmanı Hakan Kara ve Citibank yöneticilerinden İlker Domaç'ın ismini verdi: 
 

Muhalefetin kazanması durumunda bence bu ekip, hızlıca para politikasını normalleştirmeye başlayacaktır. Faiz oranları en az yüzde 25-30 seviyesine çıkarılabilir. Kredibilitelerinin yüksek olması nedeniyle piyasa onlara güvenecektir.
 

Merkez Bankası AA
Fotoğraf: AA


Lira çok daha fazla piyasa tarafından belirleniyor olacak. Sermaye akımları geri dönecek ancak Merkez Bankası'nın rezervlerini yeniden inşa etmek uzun vadede lira üzerinde baskı kurabilir. 


"Altı partili koalisyon, enflasyonu yatıştırmak için daha düşük büyüme ve daha yüksek işsizlik anlamına gelen daha sıkı para politikası yolunu izleyebilecek mi?" sorusunu yönelten Ash, "Belki de ikincisi, Avrupa'dan, daha genel anlamda Batı'dan gelebilecek doğrudan yabancı yatırımlarla hafifletilebilir. Güvenilir bir ekiple birlikte, Erdoğan sonrası ekonomik düzenlemenin, ortodoks politikalara dönmenin zor olacağını düşünmüyorum" ifadesini kullandı. 

"Türkiye tahvil piyasasında büyük potansiyel oluşabilir"

ABD merkezli yatırım danışmanlığı şirketi Vanguard Group'tan 9 Mart'ta yayınlanan analize göre Erdoğan'ın 20 yıl sonra ilk kez seçim kaybetmesi durumunda Türkiye tahvil piyasasında büyük potansiyel oluşabilir. 

Vanguard Group Gelişen Piyasalar Sabit Getirili Menkul Kıymet Masası Başkanı Nick Eisinger, Bloomberg'e yaptığı açıklamada bunun nedenini şöyle açıkladı: 

Muhalefetin seçimi kazanması durumunda, bir süre daha liranın değer kaybetmesine izin verilebilir. Bu beklentiyle lira cinsi tahvillere bakılabilir. 

Eğer Erdoğan kazanırsa, büyük ihtimal ortodoks olmayan faiz politikalarına ve kredi genişlemesine devam edecek ve bu durumda büyük olasılıkla dış finansman açığı büyük ölçeklerde kalmaya devam edecek.

 

Erdoğan reuters
Fotoğraf: Reuters


"Haddinden fazla bir optimizm var"

Ünlü ekonomist Mohammed El-Erian'ın yönetiminde olduğu fon yönetim şirketi Gramercy Funds Management ise paylaştığı bir notta "Türkiye'de muhalefetin kazanacağına dair haddinden fazla bir optimistlik var" ifadesine yer verdi. 

Gramercy'e göre Kılıçdaroğlu'nun Erdoğan'ı yenmesi için pürüzsüz, sorunsuz bir seçim kampanyası yürütmesi gerekiyor. Kuruluş, "Hem cumhurbaşkanlığı hem parlamento seçimleri yüzde 50 yüzde 50 ihtimallerinde etrafında dolanıyor. Bizim görüşümüze göre, sonucu ikinci çeyreğin ilk yarısındaki küçük detaylar belirleyici olacak" değerlendirmesini yapıyor. 

Morgan Stanley'den Türkiye ziyareti

Seçime 34 gün kala yabancı finans kurumları da Türkiye ekonomisi raporlarını birer birer açıklamaya başladı. 

Bunlardan biri de uluslararası yatırım bankası Morgan Stanley'e ait. 

Ankara ve İstanbul'da siyasetçi ve ekonomistlerle bir dizi görüşmeler gerçekleştiren Morgan Stanley temsilcileri, bu seyahat sonrası 5 Nisan'da bir rapor yayınladı. 

Merkez Bankası rezervleri ve döviz kuru üzerindeki baskı sürerken Türkiye'deki odağın seçim sonrasına ve makro istikrar için atılması muhtemel politika adımlarına yöneldiğini söyleyen Morgan Stanley ekonomistleri, "Döviz kuru, hisse senetleri ve krediler için uygulamaları konuştuk" dediler. 

Kur korumalı mevduatın ve doğrudan olmayan döviz satışlarının Türk lirasını desteklediğini söyleyen ekonomistlere göre bu uygulamalar, seçim sonrası için zorluklar ortaya çıkaracak. 

New York merkezli yatırım bankasının 30 sayfalık raporunda Türkiye'de gerçekleştirilen seçim anketlerine de yer verdi. 

15 araştırma şirketinin anketlerini inceleyen Morgan Stanley ekonomistleri, bunların medyanını (bir sayı dizisinin tam ortasındaki değer) da hazırladı. 

Buna göre cumhurbaşkanlığı seçiminin birinci turda tamamlanması durumunda Kılıçdaroğlu (Yüzde 51), Erdoğan'ın (Yüzde 44) 7-8 puan önünde. 
 

Morgan Stanley Anket Ortalama.jpg
Grafil: Morgan Stanley; Türkçeleştiren: Independent Türkçe


Her anketin yanılma payı olduğunu ve bunun "birinci tur sonucunu garantilemediğini" hatırlatan ekonomistler, ikinci tur ihtimalinin medyanını da Kılıçdaroğlu için yüzde 55, Erdoğan için yüzde 45 olarak açıkladı. 

Aynı şekilde parlamento seçimlerini de kadraja alan Morgan Stanley, Avrupa merkezli kamuoyu yoklama şirketi Europelects, her ülkenin seçim trendlerini izleyen PolitPro ve kendi araştırmalarına dayandırdığı verilerle, CHP-İYİ Parti ve AK Parti-MHP için milletvekili seçim sonuçlarının birbirine çok yakın olacağını söylüyor. 

İki ittifak için de ortalama yüzde 39 gibi bir yüzde veren Morgan Stanley, bu resme altılı masanın diğer partileri (yaklaşık yüzde 3-4), HDP oylarını da (yüzde 10-11) eklediğinde Millet İttifakı için yüzde 55 gibi bir oran veriyor. 

Kuruluş, "İttifakların oy oranları ve meclisteki sandalye sayısı, partilerin seçime tek listeden ya da ayrı listelerden girmesine göre değişecek" hatırlatmasını da yapıyor ve ekliyor: Mevcut durumda ne Millet İttifakı ne de Cumhur İttifakı, HDP'nin desteği olmadan meclisteki salt çoğunluğa (301/600) ulaşamıyor ancak Cumhur İttifakı'nın en fazla sayıda vekile sahip olması muhtemel. 

Merkez Bankası'nın KKM nedeniyle katlandığı maliyet, tahmini 89 milyar dolar

Morgan Stanley'nin 2023 başından bu yana makro göstergelerin seyri ile ilgili görüşlerinin bir kısmı ise şu şekilde: 

- 26,3 milyar dolar değerindeki Ocak-Şubat ayları dış ticaret açığı, bir önceki senenin aynı dönemine göre 8 milyar dolar daha fazla. Daha da önemlisi, net hata noksan hesabından transferler ve dış kredilerin durmasıyla, 9,8 milyar dolar değerindeki Ocak dış ticaret açığının neredeyse tamamı, rezervlerden karşılandı. 

- Merkez Bankası'nın aralıkta en yüksek seviyeye çıkan rezervleri 24 Mart itibarıyla, Suudi Arabistan'dan gelen 5 milyar dolarlık desteğe rağmen, 14,3 milyar dolar azalarak 85,6 milyar dolar oldu. Tahminlerimize göre anlamlı bir döviz girişinin olmaması durumunda rezervler, Rus şirket Rosatom'un Akkuyu için Temmuz 2022'de yaptığı transferden önceki seviyeye yani, 21-22 milyar dolar seviyesine gerileyebilir. (Rosatom, Akkuyu nükleer santrali yatırımı için Türkiye'ye 15 milyar dolar göndermişti)
 

AFP enflasyon ekonomi
Fotoğraf: AFP 


- Hesaplamalarımıza göre 24 Mart itibarıyla mevduatların yüzde 16,8'ini oluşturan KKM'nin toplam değeri 88 milyar dolara ulaştı. Bunun yüzde 70'i dövizden Türk lirasına çevrilmelerle oldu. Bu, ortalama üç ay olan vade sonunda, özellikle muhalefetin vadettiği gibi KKM'ni sonlandırması durumunda, döviz talebinin artabileceği anlamına geliyor. Diğer bir zorluk ise KKM'nin maliyeti. Bu değer, 2022'de gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 1,2'si, yani yaklaşık 181,5 milyar liraydı. Bunun 92,5 milyar doları Hazine'nin üstlendiği doğrudan maliyet. Tahmini 89 milyar dolarlık kayıp da Merkez Bankası'nın üstlendiği maliyet. Seçim sonrası KKM'nin büyüklüğü ve muhtemel döviz uygulamalarına göre bu maliyet artabilir. 

- Lirayı seçimlere kadar stabil tutmak için ortaya konulan politikalara bakıldığında, Merkez Bankası'nın daha sıkı liralaşma uygulamalarını hayata geçireceğini ve yerellerin döviz transferlerine denetimin artacağını öngörüyoruz. Ancak seçim sonrası keskin döviz düzenlemeleri olacağına yönelik beklentilerin yanı sıra dış ticaret açığındaki artış, net hata noksan girişlerindeki bir yavaşlama ya da tersine dönmesi, seçim belirsizliği nedeniyle dövize talebin artma ihtimali, dolar/TL'de yukarı yönlü risk oluşturuyor. 
 

Enflasyon

Fotoğraf: AA


- Firmaların bekleyen talebi, KKM vadelerinin yaklaşması, likit rezervlerdeki azalma nedeniyle, seçimler sonrası kısa vadede, nominal döviz kurunda önemli ölçüde düzenleme bekliyoruz. Bu düzenlemenin, her seçim senaryosunda geçerli olabileceğini ancak iktidarın değişmesi durumunda daha kısa sürede hayata geçebileceğini düşünüyoruz. Seçim sonrası ara dönemde döviz kuru ve likidite için hayata geçecek uygulamalarla ilgili bir belirsizlik olması muhtemel. Bu da yeni ekonomi yönetimi göreve gelene ve makro politikaların çerçevesi oluşana kadar dövizdeki volatilitenin ve piyasa fiyatlarının artacağı anlamına geliyor. 

Üç farklı seçim senaryosu

Morgan Stanley'nin bir de üç farklı seçim senaryosu var. 

Bunlardan ilki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yeniden seçilmesi ve Cumhur İttifakı'nın Meclis'te salt çoğunluğa ulaşması. 

AK Parti yetkililerinin nisan ortasında seçim manifestosunu yayınlamasının beklendiğini söyleyen ekonomistlere göre bu manifestoda yüksek enflasyon, bütçe açığı, büyüme ve istihdamı merkezine alan yapısal reformlara odaklanılacak. Depremin yarattığı mali yükün yönetilmesi ve EYT de politika öncelikleri arasında. 

Yetkililerle görüşmelerinde "rekabeti destekleyici" döviz düzenlemelerine yer verileceğinin söylendiğini aktaran ekonomistler, "Ancak konvansiyonel politikalardan bir geri dönüş beklemiyoruz" dedi. 

"Rusya ve Körfez ülkeleri gibi bölgesel ortaklardan para akışı, düzenleyici kontroller, aktif rezerv yönetimi ve döviz düzenlemeleri sınırlı olabilir ancak giderek genişleyen dengesizlikleri göz önünde bulundurduğumuzda, 2023'ün son çeyreğinde dolar/TL'de keskin bir düzenleme olacağını görüyoruz" ifadesi de raporda yer aldı. 

"Kur Korumalı mevduattan kademeli olarak çıkılabilir"

İkinci senaryo: Kemal Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturması ve Millet İttifakı'nın salt çoğunluğa ulaşması. 

"Millet İttifakı, başta Hazine ve Maliye Bakanlığı, Merkez Bankası, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Sermaye Piyasası Kurulu olmak üzere devlet kurumlarında ve ekonomi yönetiminde önemli rolleri üstlenecek, isim ve takımlar üzerinde çalışıyor" diyen Morgan Stanley, ikinci senaryoda ilk hedefin muhtemel piyasa bozulmalarını minimize etmek olacağını belirtiyor. Ekonomistlerin raporda yer verdikleri gözlemler şu şekilde: 

- Kredibilitenin yeniden kazanılması için politika faizinde belirgin bir düzenlemeye gidilmesi yönünde mutabakat var. Gerekirse enflasyon beklentilerini kontrol altına almak için güçlü faiz artırımı sinyalleri verilebilir. 

- Merkez Bankası'nın bağımsızlığını güçlendirmek için adımlar atılacak. Bunun için oluşturulacak para politikası Merkez Bankası'nın iletişimiyle desteklenecek. 

- Dalgalı kur rejimi ile uyumlu olmayan tedbirlerin kaldırılması, kur korumalı mevduatın tasfiyesi ve sadece riskin azaltılmasına yönelik makro ihtiyati tedbirlerin kullanılması amaçlanıyor. Bu adımlar, bozulmaları veya potansiyel finansal istikrar risklerini en aza indirmek amacıyla atılacak. 
 

Kılıçdaroğlu Ekrem İmamoğlu Mansur Yavaş CHP
Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığı, 6 Mart'ta açıklanmıştı/ Fotoğraf: CHP Basın Birimi


- Döviz likiditesi üzerinde ani bir baskı oluşturmaması için kur korumalı mevduattan kademeli olarak çıkılabilir. 

- KKM'den vazgeçilmesiyle döviz likiditesinin desteklenmesine yardımcı olunması gerekecek. Bunun için yerel bankaların dışarıdan Türk lirası borçlanmasını sağlamak amacıyla deniz aşırı döviz swap limitleri, diğer uygulamalara kıyasla daha hızlı gevşetilebilir. 

Mayıs enflasyonunu yüzde 45, 12 ay sonraki enflasyonu yüzde 32 oranında öngören Morgan Stanley'e göre politika faizinin yüzde 8,50 seviyesinden yüzde 30-35 seviyelerine çekilmesi ve faiz artırımlarının devam edeceği mesajı, kredibiliteyi inşa etmek için "mantıklı olacak". 
 
"Politika hedefleri ve enstrümanları hakkında net bir iletişim, güçlendirilmiş yargı ve demokrasiyi de içeren yapısal reformların geliştirilmesi, politikaların verimliliğini desteklemek için önemli" diyen New York merkezli finans kuruluşu, faiz oranlarının yıl sonuna kadar yüzde 40-45 seviyelerine çekilebileceğini öngörüyor. Hatta piyasanın da faizde yüzde 40 seviyelerini fiyatladığını söylüyorlar.

Üç çeyrek resesyon öngörülüyor

Kurumun öngördüğü diğer bir konu da enflasyon. 

Morgan Stanley analistlerine göre enflasyon oranı 2024'te yüzde 25-30 seviyelerine çekilebilir. Üç çeyrek muhtemel bir resesyonun ardından ise hızlı toparlanma 2024'ün ikinci yarısından itibaren olacak. 

Morgan Stanley'nin üçüncü senaryosu ise siyasi belirsizlik. "Bunu daha düşük bir ihtimal olarak görüyoruz. Sandıktan bir çözüm çıkmazsa seçimler yenilenebilir" diyen kuruluş, bu senaryoyu Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığını koruduğu, Meclis'te ise çoğunluğu kaybettiği bir durum için ifade ediyor. 
 

meclis.jpg
2018 seçimleri sonrası Meclis'teki üye sayısı 550'den 600'e çıkartılmıştı/ Fotoğraf: AA


"İktidar değişirse politika faizi yüzde 30-35'e kadar yükselebilir"

Bir önceki raporlarında muhalefetin kazanması durumunda dolar/TL'nin ilk başta düşüş göstereceğini, daha sonra kademeli olarak artabileceğini ancak sonraki dönemden daha düşük seviyede olacağını öngören Morgan Stanley, Erdoğan'ın kazanması durumunda kurdaki bozulmanın yıl sonuna kadar devam edebileceğini aktarıyor. 

Morgan Stanley'in döviz kuru- politika faizi ilişkisi hakkında öngördüğü senaryolar ise şöyle: 

1. Yerellerin krediye ulaşımına ve döviz akışına yönelik sert kontrollerle birlikte düşük faiz politikasına devam edilmesi 

Bu durumda döviz stratejisi takımımız, lirada yıl sonuna kadar yaklaşık yüzde 30 değer kaybı öngörüyor. Bu bozulmanın dördüncü çeyreğe doğru hızlanacağı tahmin ediliyor. Bankacılık sektörüne getirilecek ilave regülasyonlar borç verme aktivitesini de etkileyebilir. Yıl sonundaki yüzde ila 50'lik yüksek enflasyon görünümü nedeniyle, hisse senedi piyasası, yerel yatırımcılar için enflasyon korumasına devam etmeli. 

2. Tam teşekküllü makro istikrar programı çerçevesinde konvansiyonel ekonomi politikalarına geri dönüş

Bu senaryoda ekonomistlerimiz politika faizlerinin ilk başta yüzde 30-35 seviyesine yükseltilebileceğini, 2023'ün ikinci yarısında daha yüksek seviyelerinde görülebileceğini öngörüyor. Bankacılık sektörüne yönelik regülasyonların kaldırılması da olası. Ancak böyle bir uygulamanın döviz, mevduat ve kredi fiyatlamasına etkisinin ne olabileceği net değil. Bu nedenle, Dolar/TL'de yüzde 20'lik bir düzelme, bu belirsizliklerin sırtında yer alıyor olabilir. Buna ek olarak, üç çeyrek görülecek resesyon, Türkiye hisselerini kısa dönemde negatif etkileyebilir. 

3. Siyasi belirsizliklerin devam etmesi. 

Ekibimiz, bu senaryoda da döviz kurunda yüzde 30'luk bir ayarlama olabileceğini ancak daha sonra cumhurbaşkanı ve meclis arasında faiz oranları konusunda bir anlaşmaya varılabileceğini öngörüyor. Döviz kurundaki çok hızlı bir bozulma yüksek enflasyona (Yıl sonu için yüzde 55-60) ve çok daha keskin bir resesyona yol açabilir. Türk varlıklarındaki yabancı yatırımcı pozisyonu düşük seyretmeye devam eder. Daha derin bir resesyon, hisse kazançlarını da olumsuz etkiler.

HSBC'den dolar/TL tahmini

Uluslararası bankacılık devi HSBC de 6 Nisan'da yayınladığı raporunda, seçim sonucundan bağımsız olarak, yılın ikinci yarısında dolar/TL'de bir yükseliş olabileceğine yer verdi. 

İngiltere merkezli kuruluşuna göre dolar kuru, 2023 sonunda 24 lirayı görecek. Daha önceki tahminleri ise 21 liraydı. 
 

döviz
Bir süredir dolar/TL, 19 lira 20 kuruşun üzerinde, euro/TL 21 seviyelerinde seyrediyor/ Fotoğraf: EPA


"Negatif reel faiz oranları, önemli boyuttaki bütçe açığı, istikrarlı bir sermaye akışı olmayışı, döviz rezervlerinin düşüklüğü, liralaşma politikasının sürdürülebilir olmasıyla ilgili riskler" gibi başlıkların, Türk lirası önündeki engeller olduğuna daha önceki raporlarında da değinen HSBC, şu değerlendirmede bulundu: 
 

Bizim için soru, Türk lirasının önümüzdeki dönemde zayıflayıp zayıflamayacağı değil. Bunun yerine bir düzene girmesi ihtimali olup olmadığı. Para biriminin değer kaybına neden olan temel konuların altını çizerek, dolar/TL'nin değerinin, daha önce açıkladığımız seviyenin üzerine çıkacağına inanıyoruz. 


"İktidarın değişeceği umudu Batı'da hissedilenden daha fazla"

31 Mart'ta Bloomberg'e verdiği röportajda, Ankara ve İstanbul turlarını yeni tamamladıklarını söyleyen ABD'li varlık yönetimi firması Columbia Threadneedle Investments'ın analistlerinden Gordon Bowers, "Türkiye'de iktidarın değişeceğine yönelik umut, Batı'da hissedildiğinden daha fazla" dedi. 

Türkiye'de müdahaleci ve ortodoks olmayan politikalar nedeniyle yerel varlıkların aşırı değerlendiğini söyleyen Bowers, şöyle devam etti: 
 

Seçim öncesi Türkiye'nin Eurotahvil ihraçları en temiz varlık sınıfı konumunda. Eğer Erdoğan kalırsa, tahviller için bir finansal kaza ya da ödemeler dengesi krizi fiyatlanmaya başlayacak. Çünkü iktidarın mevcut politikalarından bir U dönüşü beklenmiyor. 

Önümüzdeki iki ay, Türkler ve iktidarın değişmesini isteyen yatırımcılar için sonsuz bir zamanmış gibi gelecek… 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU