Depremde cenazesi bulunamayanlar ve geride kalanların hakları neler?

Sosyal güvenlik uzmanı Ali Tezel, Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: EPA

Deprem veya başka bir sebeple cenazesi bulunamayanlar da var. Geride kalan eş ve çocukları "Cenazesi de yok, kendisi de yok… Cenazesi olsa mezarını ziyaret ederiz" diyorlar.

Fakat bir de geçim derdi var… O kaybolan bulunamayan kişiden gelecek olan gelirler yok; peki geride kalan eş ve çocuk ne yapacak?


Gaiplik ve ölüm karinesi

Hukukumuza göre kayıp olan için "gaip" ifadesi kullanılır.

İki tür gaiplik var: Basitçe, birincisi ölüm karinesi, diğeri de normal gaiplik.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bir kişinin ölümüne kesin gözle bakılmasını gerektirecek durumlar olabilir;

Mesela bindiği uçak okyanusa düşen kişinin cesedi bulunmasa bile ölümüne kesin gözüyle bakılan gaip denilebilir. 

Depremde kaldığı otel yerle bir olan kişi/kişiler içinde ölümüne kesin gözüyle bakılabilir mi sorusuna siz cevap verin.

Medeni Kanun'umuza göre kişilik, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlar ve ölüm, ölüm karinesi ve gaiplikle sona erer. 

Ölüm ile gerçek kişilik sona erecek ve ölenin kişilik hakları ve kişiye bağlı hakları da ortadan kalktığı gibi miras ve hak sahipliği başlar.

Ölümü, doktorlar, köy muhtarları, mülki amirler nüfusa bildirir. Bir başkası "Anam-babam öldü" diye nüfusa başvursa bile ölüm kaydı oluşturulamaz. 


Deprem kaybolanlar için (gaiplik ve) mülki amirlerce ölüm tespiti

Medeni Kanun'a göre, bir kişi, ölümüne kesin gözle bakılmayı gerektirecek durumlar içinde kaybolursa, cesedi bulunmamış olunsa dahi gerçekten ölmüş sayılır. 

Ölmüş sayılan bu kişinin nüfus kütüğüne müracaat edilen yerin en büyük mülki amirinin emriyle "ölüm tutanağı" düzenlenerek ölüm kaydı düşülmesine "ölüm karinesi" denir.

Ölüm karinesi bulunan kişinin alt soyundan (çocukları) veya üst soyundan (ana-babası) bir kişinin ya da kardeşlerinin dilekçe ile yazılı başvurarak olayı belgelendirmeleri ya da yetkili makamların durumu resmî bir yazıyla ilgili nüfus müdürlüğüne bildirmesi ile öldüğü iddia edilen kişinin de olayın meydana geldiği sırada orada bulunduğunu kanıtlamaya yeterli görülürse, mülkî idare amirinin emri ile nüfus kütüğüne ölüm kaydı düşülür.


Gaiplik ve mahkeme ile ölüm tespiti

Ölümü kesin gözüyle değilse veya öyle olsa bile mülki amir ölüm tutanağı tutturmuyorsa mahkeme eliyle gaip kararı alınabilir. Kanun gaiplik için iki seçenek öngörmüştür.

Ölümüne muhtemel gözle bakılabilecek bir durumda kaybolması veya uzun zamandan beri kendisinden haber alınamaması hali.

Öyleyse kayıp (gaip) olan kişiyi nüfusta öldü diye kaydettirmek için adli yol da var ama uzun ve meşakkatli bir süreçtir.

Kendisinden uzun zamandan beri haber alınamayan bir kimsenin ölümü hakkında kuvvetli olasılık varsa, hakları bu ölüme bağlı olanların (mirasçılar veya hak sahipleri) başvurusu üzerine mahkeme bu kişinin gaipliğine karar verebilir.

Kendisinden uzun zamandan beri haber alınamama durumlarında süreler de önemlidir. Ölüm tehlikesi içinde kaybolma için bir yıl, uzun zamandan beri haber alınamama durumu için ise son haber tarihinden itibaren beş yıldır.

Mahkeme, bu talep üzerine gaip hakkında bilgisi olan kimseleri belli bir süre içinde bilgi vermeleri için usulüne göre iki kez yapılan ilanla çağırır.

Bu süre ilk ilanın yapıldığı günden başlayarak en az altı aydır. Yapılan iki ilandan da durumu bilinmeyen kişi hakkında bir bilgi elde edilemezse, mahkeme gaiplik kararı verir ve ölüme bağlı haklar, aynen gaibin ölümü gibi sonuç doğurur.

Yani, mirası mirasçılar arasında pay edilir ve şartları varsa SGK tarafından dul-yetim aylık veya geliri bağlanır.

Sonuç olarak 11 ili kapsayan deprem felaketinde cenazesi bulunamadığı için ölümü nüfus müdürlüğünde kayıtlı olamayanların geride kalanları ya mülki amirliğe (kaymakamlık veya valilik) veya mahkemeye başvurmalıdır.

Gaiplik kararı verilen kişinin geride kalanlarına,

  • Varsa çalıştığı işyerinden alacaklarını ve varsa kıdem tazminatını alma hakkı,
  • Varsa mal varlığına mirasçı olma hakkı,
  • Şartları varsa dul-yetim aylığı veya geliri sahibi olma hakkı,

doğurur. 

 


Sorularınız için: [email protected]

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU