ABD, İran’ı nükleer anlaşmaya sırtını dönmekle suçladı

Washington, İranlı yetkilileri nükleer anlaşmaya sırtını dönmekle suçluyor

ABD savaş uçağı gemisi USS George HW Bush, 24 Ocak 2023'te Akdeniz'de bir askeri tatbikat sırasında İsrail Donanması gemileriyle seyrediyor. Fotoğraf: AFP

İranlı yetkilileri 2015 tarihli nükleer anlaşmaya sırtını dönmekle suçlayan ABD yönetimi, İran rejiminin ABD vatandaşlarını keyfi olarak gözaltına alma ve serbest bırakma yönündeki ‘kötü niyetli uygulamasına’ son vermesini talep etti. Eski ABD'li yetkililer, ABD ile İsrail arasındaki Juniper Oak adlı ortak askeri tatbikatta ilk kez İran'a karşı olası bir saldırının simüle edildiğini, bunun ABD Başkanı Joe Biden'ın Tahran'ın nükleer silah edinmesine izin vermeyeceği konusundaki ciddiyetini açıkça ortaya koyduğunu aktardı.

Cumhuriyetçi Senatör Ted Cruz, Biden yönetiminin İran ile nükleer anlaşmayı yeniden hayata geçirmeye ‘takıntılı’ olduğunu öne sürmüştü. Buna karşılık Salı akşamı düzenlediği basın toplantısında anlaşmanın yeniden hayata geçirilmesinin aylardır gündemde olmadığını söyleyen ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Ned Price, evrensel haklarını ifade etmek için sokaklara çıkan cesur İranlılara verdikleri desteğin ön planda olduğunu vurguladı.

ABD yönetiminin İran'ın Ukrayna'da Rusya'ya güvenlik yardımı sağlamasını kınadığını, Tahran tarafından haksız yere gözaltına alınan ABD vatandaşlarının serbest bırakılması için çaba gösterdiğini bildiren Price, “İranlılar anlaşmaya karşılıklı geri dönmeye sürekli olarak sırt çevirdiler. Geçtiğimiz Eylül ayında anlaşma masadayken böyle yaptılar. O zaman gereken tek şey, devam etme yönünde bir İran açıklamasıydı. Fakat onlar böyle yapmamayı, geri adım atmayı seçtiler. İran'ın nükleer programının yarattığı zorluklara diplomatik bir çözüm bulmak en iyi seçenek. Nükleer anlaşmaya karşılıklı olarak dönmek artık masada değil” ifadelerini kullandı. Diğer yandan ise “Keyfi olarak tutuklanan kişiler meselesi, her yönde önceliğimizdir. İran rejimine mesaj iletme imkânımız var. Bu kişilerin siyasi piyon olarak tutulduğunu tekrarlıyoruz. Bu, iğrenç bir uygulama” vurgusunda bulundu.

ABD’nin İran Özel Elçisi Robert Malley’in Washington'ın Pekin'e İran'dan petrol almaması yönündeki baskısıyla ilgili sözlerini tekrarlayan Price, “Dünyanın dört bir yanındaki ülkelerin İran'a uygulanan yaptırımlara uyması gerektiği konusunda net ve tutarlıyız. Yaptırımlarımızdan kaçınmaya çalışanlar hakkında müttefiklerle iletişim kurmak da dahil olmak üzere, yaptırımlarımızın uygulanması ile düzenli ve kuvvetli bir şekilde ilgileniyoruz. İran'ın en büyük petrol müşterisi olan Çin, yaptırım uygulamalarımızın ana odak noktası olmaya devam ediyor. ABD yönetimi, İran'daki yasa dışı petrol ve petrokimya ticaretini hedef alan çok sayıda derecelendirmeyi dayatıyor” açıklamalarında bulundu. ABD yaptırımlarını atlatmaya çalışanları uyaran Ned Price, “Yaptırımlar bazen bizim çıkarımıza olmadığı gibi Çin'in veya başka bir ülkenin çıkarına da olmuyor” vurgusunda bulundu.

İran’ın Avusturya ve Slovakya Büyükelçisi Abbas Bâkırpur, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “ABD nükleer anlaşmadan çekilip insanlık dışı yaptırımlarını yeniden uyguladığında kimse bununla ilgilenmedi! İran nükleer anlaşmadan dönme yönünde istisnai adımlar attığından bu yana, yön değiştirdi diye ağlıyorlar. Hazır olmadıklarını iddia ediyorlar. Avrupa kesinlikle kaybedenlerden olacak” ifadelerine başvurdu. 

ABD'nin eski Ortadoğu Barış Elçisi Dennis Ross, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, İran'ın nükleer programında kaydettiği ilerleme ışığında ABD ile İsrail arasındaki tatbikatların iki taraf arasında şimdiye kadar gerçekleşmiş en kapsamlı ortak tatbikat olduğunu vurguladı. Hava, uzay, kara, deniz ve siber operasyonların yanı sıra bombalama görevi icra eden B-52 uçaklarına ve canlı mühimmata da başvurulduğunu bildiren Ross, “İran, ABD'nin dikkatinin dağıldığına ve güvenilir bir seçenek oluşturamayacağına inanıyorsa, şimdi daha iyi biliyor” ifadeleriyle Washington'un Ukrayna'daki savaşla meşguliyetine atıfta bulundu.

ABD'nin eski İsrail Büyükelçisi Daniel Shapiro, tatbikatlar ile ilgili Twitter hesabından yaptığı açıklamada, yeni gelişmelerin kaydedildiğini vurguladı. Aynı zamanda şu ifadelere başvurdu:

“Yıllardır kaydedilen yalnızca bir Amerikan-İsrail askeri tatbikatı değil; ABD ve İsrail ordularının İran ile olası müzakereler için masaya getirdiği operasyonel yeteneklerle ilgili bir tür mesaj. Bu, iki ordunun birlikte çalışabileceği alan konusunda hiçbir şüphe bırakmayan ikili bir tatbikat. Avrupa liderliğindeki Amerikan-İsrail tatbikatlarında, saldırıya uğraması durumunda İsrail'i savunmaya odaklanılıyor. Mevcut tatbikat ve mesajda, belirli hedeflerle uzun menzil de dahil olmak üzere saldırı yeteneklerine vurguda bulunuluyor. İran nükleer müzakereleri sona erdirir, aynı zamanda Rusya'nın Ukrayna'daki saldırganlığına yardım ederken, rejim ülkedeki protestoları acımasızca bastırırken, İran ile ilgili ABD-İsrail stratejisinin bir sonraki bölümü caydırıcılık olmalıdır. Tatbikatlar ve mesajlar; İran, ABD'nin Körfez'deki ortakları ve İsraillileri kapsıyor. Başkan Biden’ın İran'ın nükleer silaha sahip olmasına izin vermeyeceği ifadelerinin ciddi olduğunu herkes anlamalı.”

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

 

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU