Gönderilen Bayraktarlar, yaptırım çağrısı olarak geri döndü

Dr. Mehmet Perinçek Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Reuters

Geçtiğimiz günlerde Ukrayna Dışişleri Bakanlığı'na bağlı bir internet sitesinde Rusya'da faaliyet gösteren, Türk devletine ve özele ait bankalara, yöneticilerine ve iş insanlarına yaptırım istendiği ortaya çıktı.

Bu sitede Ziraat Bankası, İş Bankası, Denizbank ve Credit Europe Bank yöneticilerinin listesi fotoğrafları ve adresleriyle yayımlandı.


Kiev, ABD'nin gösterdiği yere ateş ediyor

Türk bankalarının hedef alındığı günlerde Financial Times gazetesi, ABD ve AB'nin Ukrayna ihtilafı sonrasında Rusya'ya uygulanan yaptırımlar konusunda Türkiye üzerindeki baskıyı artırdığını yazdı.

Financial Times'ta yer alan ve Batı ülkelerinden iki yetkiliye dayandırılan makalede ABD ve AB'nin Türkiye'de bankacılık sektörünün "usulsüz mali işlemler yürütülecek bir alan haline geleceği" ve Rusya'nın yaptırımları ihlal edeceği bir kanal açacağından endişeli olduğu belirtildi.

Gazeteye konuşan yetkililer, ABD'nin Rusya'nın Mir ödeme sistemine dâhil olan Türk bankalarını odağına aldığını ve Brüksel'in de endişelerini Türk yetkililere doğrudan iletmek için bir heyet oluşturduğunu kaydetti.

Dolayısıyla Ukrayna Dışişleri Bakanlığı, tam da ABD'nin istediği yere, bankacılık sektörüne ateş ediyordu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)


ABD'den yaptırım tehditleri

Bunun öncesinde ABD Hazine Bakanlığı'nın TÜSİAD, MÜSİAD ve TOBB gibi iş dünyasının önde gelen kuruluşlarına tehdit mektupları gönderdiği de basına yansımıştı.

Buna paralel olarak Washington Post, Financial Times gibi ABD'nin önde gelen yayın organları da benzer çerçevede kampanya yürüterek, Türkiye'yi yaptırım sopasıyla korkutmaya çalışmıştı.


Batı yaptırımlarının hedefi tüm dünya

Artık tartışma kalmadı: Rusya'ya yönelik yaptırımlar, sadece Rusya'ya karşı değil. ABD'nin "sözünü dinlemeyen" her ülkeyi hedef alıyor.

Bu ülkeler de ABD'nin sözünü dinlememekte o kadar haklılar ki! Avrupa'nın içine düştüğü durum ortada.

Yaptırımlar konusunda ABD'nin peşine takılan ülkeler kaybediyor, "önümüzdeki kışı nasıl geçireceğiz?" diye kara kara düşünüyor. 

ABD yaptırımları, sadece Rusya ekonomisini değil, bütün rakip ve karşıtlarının ekonomisini çökertmeyi hedefliyor.

Zaten Ukrayna Dışişleri Bakanlığı'nın Türk şirketlerini hedef gösteren sitesinde sadece Türkiye yok.

Azerbaycan'dan Rusya'yla iş yapan her ülkeye kadar geniş bir liste söz konusu.

Tüm dünyanın ABD'nin saldırgan politikalarına ekonomik planda da boyun eğmesi isteniyor.

Sonuç olarak şöyle bir tablo ortaya çıkmış durumda: ABD/Batı yaptırımları bir tarafta, dünyanın gerisi diğer tarafta.


Serbest piyasa masalının sonu

Diğer yandan Ukrayna Dışişleri Bakanlığı'nın yaptırım kampanyası yürüten sitesi, Atlantik sisteminin serbest piyasa masallarına bir kez daha son verdi.

Liberalizmin getirdiği tekelleşme, zaten serbest piyasadaki "serbestliği" kaldırmıştı ama bu tek taraflı yaptırımlar, artık kâğıt üzerinde de bitirdi.


ABD'nin kendisi yaptırımları dolanma peşinde

Bütün bunlarla birlikte ABD, herkese Rusya'ya karşı yaptırımları dayatırken kendisi ise yaptırımları dolanacak formüller geliştiriyor.

Avrupa, Amerika'nın güdümünde Rusya'yla ekonomik bağlarını keserek kendisini feda ederken, ABD, arkadan Rusya'yla ticareti sürdürmek için girişimlerde bulunuyor.

Hatta Türk firmalarını aracı olarak kullanmak istedikleri dahi basına yansıdı.  

Ancak Washington, kendi içinde olmadığı zaman hemen yaptırım sopasını göstermekten de geri durmuyor.

ABD'nin İkinci Dünya Savaşı yıllarında resmen savaştığı Nazi Almanya'sına senelerce kömür sattığı da biliniyor.

Irak'a ambargo uygulandığı dönemde Ürdün üzerinden bu ülkeyle ticaretini sürdürdüğü de.


Kiev'i Ukraynalılar yönetmiyor

Bunlarla birlikte Ukrayna'nın Türk banka, şirket ve iş adamlarına yönelik yaptırım kampanyası, Kiev'in konumunu bir kez daha gözler önüne sermiş oldu.

Gönderilen Bayraktarlar, yaptırım çağrısı olarak geri döndü. 

Böyle bir girişimin Ukrayna açısından akıl kârı olmadığı da bir gerçek. Hele doğrudan Türkiye'yi hedef almanın.

Evet, devlet geleneğinden yoksun olmak, Zelenskiy gibi bir devlet başkanı tarafından yönetilmek, tabii ki, bunda etkili olmuştur.

Ancak Kiev'i esas olarak Ukraynalılar yönetmiyor. Zaten bu savaşın başlamasında da bu durum, rol oynamıştı.

ABD, kendi menfaatleri ve yaptırım sopası adına Ukrayna'yı Türkiye'ye bile saldırtıyor. 

Daha savaşın çok öncesinde ABD ve Ukrayna'nın Türk Akımı projesini engellemek üzere mutabakata vardıklarını da ayrıca not düşelim.

Bu çerçevede düşmanca tavır ta o günlere dayanıyor


Düşmanlık yanıtsız kalmamalı

Türkiye'nin önündeki fırsatlar olağanüstü.

Türkiye'nin finans, lojistik, ulaşım, ticaret, turizm merkezi haline gelmesi, ucuz enerji sağlanması, üretim devriminin uluslararası ayaklarının yaratılması için koşullar daha elverişli olamaz.

Gereken sadece irade ve işi doğru yönetmek.

Amaç, tabii ki sonuç alıcı hamleleri yapmak. İlla ki bağıra çağıra olmak zorunda değil.

Güvenli ve sağlam ilerlenmeli. Ama kararlılık şart.

Ukrayna tarafından yapılan bu düşmanlığa gerektiği gibi bir yanıt vermek de.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU